*Will Magee imzalı bu yazının, Vice’ta yayınlanan orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.
Yıl 2025 ve Celtic, dokuz yıldır arka arkaya Şampiyonlar Ligi elemelerinde sıkıntılı anlar yaşıyor. Deplasmanda Aberystwyth Town’a 1-0 yenildiler ve Şampiyonlar Ligi’nde başarıya koşma ihtimalleri çok parlak görünmüyor. Brendan Rodgers maç sonunda yapılan basın toplantısına katıldığı an, İskoç gazeteciler çürük sebze yağmuru başlatıyor. Atılan bozuk marullara rağmen Rodgers sakince koltuğuna yerleşiyor. “Hâliyle bir hayal kırıklığı var ama aldığımız sonuçtan utanmıyoruz” diyor. “Oyunu domine ettik ve çok sayıda şans yakaladık.”
Gelecek henüz böyle şekillenmedi ama Rodgers, Lincoln Red Imps’e karşı kaybettikleri maç sonrasında birebir yukarıda yazanları söyledi. Celtic, kadrosunda askeri polis, gümrük görevlisi ve itfaiyeci gibi mesleklerden insanları barındıran, yarı-profesyonel Cebelitarık temsilcisiyle yaptığı maçı 1-0 kaybetti. Oldukça açık sebeplerden dolayı, aslında bu durum oldukça utanç verici. Rodgers ise böyle düşünmüyor tabii ki. “Zor koşullarda oynanan, zor bir maçtı” diyor ve devam ediyor: “Elimize geçen şansları değerlendiremedik, bazen olur böyle şeyler. Büyütmemek gerek.”
Celtic taraftarları yaz başında Rodgers’ın göreve geldiğini duyduğunda heyecanlanmış olmalılar ama bu heyecan duygusu yavaş yavaş tedirginliğe dönüşüyor. Sorun Rodgers’ın iyi veya kötü bir teknik direktör olması ya da maçta alınan sonuç da değil, ki büyük ihtimalle Celtic evinde oynayacağı rövanş maçında Red Imps’i ezip geçecek. Her ne kadar alınan mağlubiyet takımın gururunu incitmiş olsa da, Şampiyonlar Ligi hayalleri tam gaz devam ediyor.
Asıl sorun, en basit hâliyle, Rodgers’ın yaşanan problemlere bulduğu çözümlerin yaratıcılıktan çok ama çok uzak olması. Suffolk’ta oturan yaşlılarla yapılan bir maçı kaybetseydi de, önce şanssız olduklarını söyleyecek sonra sorgulamaksızın oyuncularını savunmaya başlayacaktı.
Rodgers’ın Liverpool koltuğunu kaybetmesinin arkasında da aslında hiç de açıklayıcı olmayan bahaneler üretme refleksi yatıyor. Taraftarlar bir noktaya kadar ‘zor koşullar’ açıklamasıyla geçiştirilebilir, ama bazen acı gerçeklerin paylaşılması şart. Kötü sonuçlara karşı takındığı tavır -kendi oyuncularını övmek, karşı takımın iyi organizasyonuna ve garip bir şekilde sağlam karakterlerine dem vurmak- çoktan dalga konusu oldu bile. Twitter’da Rodgers’ı tiye alan hesaplar, komik fotoğraflar ve espriler iyiden iyiye yayılmış durumda. Yaşananlar birbirleriyle bağlantılı görünmeyebilir ancak teknik direktörlük mesleği bir miktar kişisel otorite gerektiriyor. Ve taraftarların tiye alma tavrı da, bir noktadan sonra küçümsemeye dönüşüyor.
Rodgers’ın Red Imps yenilgisine verdiği tepkiler aslında dalga geçilmenin çok ötesinde. “Tabii ki kaybettiğimiz için üzüldünüz” diyor. “Zor bir maçtı. 5-4-1 taktiğiyle sahadaydılar ve takımın seviyesi o noktada önemini kaybetti. İyi organize olmuşlardı ve her bir oyuncu topun arkasındaydı.” Okuduğunuzda bir nevi mantıklı geliyor aslında, ta ki karşı takımın bir grup yarı-profesyonelden oluştuğunu ve kullanılabilir tek futbol sahası olan bir bölgeden geldiğini hatırlayana kadar. Celtic ise iyi kazanan profesyonellerin oynadığı bir takım ve kapanan bir defans hattını açmasını beklemek çok da fazla değil.
“Tabii ki sahanın durumunu da göz önüne almalıyız, oyuncuların işini çok ama çok zorlaştırdı” diye devam ediyor Rodgers, “Aslında bolca şans yarattık ama kalecileri harika kurtarışlar yaptı.” Şimdi, bu garip aklama çabaları rövanşın da olduğunu göz önüne alırsak pekâlâ anlaşılabilir. Ama aynı şey Ibrox’ta oynanan Rangers maçında yaşanırsa, böyle açıklamalarla sorumluluktan kaçınma çabaları taraftarı delirme noktasına getirebilir.
Eğer Rodgers taraftar desteğini korumak istiyorsa, ya mağlubiyet sonrasına sakladığı hazır cümlelerini yeniden yazmalı ya da farklı bir yaklaşım sergileyip kendi takımını eleştirmeyi öğrenmeli. Eleştirinin ucunu kaçırmanın da pek bir anlamı yok ancak en azından değerlendirmeleri biraz olsun samimi olmalı. Celtic taraftarının bakış açısından, bir grup Cebelitarık kamu personeline maç kaybetmek kabul edilemez. Bunu açığa vurmakta utanç duyulacak bir şey yok. Bunun aksini iddia etmekse fazlasıyla samimiyetsiz görünüyor.
Çeviri: Alper Suat Orhan