Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolRiver Plate Yeniden Zirvede

River Plate altı senedir Libertadores'e katılamıyordu, dört sene önce ikinci ligdeydi. Şimdi ise 39 yaşındaki teknik direktörüyle kıtanın zirvesinde...

Güney Amerika’nın kulüpler düzeyindeki en büyük turnuvası olan Libertadores’te kazanan belli oldu. River Plate, 0-0’ın rövanşında Meksika temsilcisi Tigres’i 3-0 yendi. Finalden ve bu seneki turnuvadan öne çıkan on maddeyi sıralayalım.

Dipten zirveye

River Plate’in Libertadores’i kazanmasının şiirsel bir tarafı var. Takım bundan bir kaç sene önce (2011) ikinci lige düşmüştü. Köklü ve güçlü camianın kısa sürede toparlanacaklarını tahmin etmek mümkündü ama eskisinden daha iyi duruma geçeceğine pek ihtimal verilmiyordu. Tarihi boyunca Arjantin’in en görkemli kulüplerinden biri olan River, buna rağmen Libertadores’i sadece iki kez kazanabilmişti. Arjantin’de saltanatı sarsıldıktan kısa bir süre sonra ise kıtanın en yüksek noktasına ulaştı. Üstelik turnuvaya altı senedir de katılamamıştı. Bu zafer, ezeli rakipleri Boca Juniors’a karşı yakın zamanda kurdukları en büyük üstünlük oldu. Fakat toplamda Boca Juniors hâlâ turnuvanın en iyilerinden. Üçüncü kez kupayı kazanan River, Libertadores sayısında Boca efsanesi Riquelme’yi yakaladı.

River Plate; yakın tarihte yaşadığı krizden eski oyuncuları sayesinde kurtuldu ki bu da futbolseverlerin her zaman hoşuna giden aidiyet duygusunu kabartan bir durum. Kulübün başkanlığını Daniel Passarella (1974-1982), menajerliğini Enzo Francescoli (1983-1984 / 1994-1997)  antrenörlüğünü Marcello Gallardo (1993-1999 / 2002-2006 / 2009-2010), kaptanlığını Cavenaghi (2000-2004) yapıyor. Yedek kulübesine tıkılı kalan Javier Saviola ise 1996’da kazanılan son Libertadores’te hem altyapıda hem stadyumdaydı!

Mimar tribünde!

River Plate’in şampiyonluğunda en büyük pay genç teknik adam Marcelo Gallardo’ya ait. Kulübün başına yaklaşık bir sene önce geçti ama şimdiden üç uluslararası kupa kazandırdı. Oyunculuğu döneminde, henüz 19 yaşındayken de Libertadores’i River formasıyla kazanan Gallardo, bu onura teknik direktörlüğünde de erişti ve River tarihinde bunu başaran ilk isim oldu. Fakat final maçında sahada değildi. Cezası nedeniyle tribündeydi. Ara ara yedek kulübesindeki Enzo Francescoli’nin cebinden ekrana yansıyan telsiz, Gallardo’nun takımından uzak olmadığının işaretiydi! Fakat kupayı almak için cezasının bitmesini bekledi. River tribünleri onun sahaya adım atmasıyla coşkusunu bir kat daha arttırdı. Avrupa’ya göz kırpmaya başlayan 39 yaşındaki genç teknik adam belki de ilerleyen dönemde Diego Simeone gibi Avrupa futbolunda da taşları yerinde oynatabilir.

Yağmur altında final

Avrupa’nın alışık olmadığı bir durum… Mayıs ayında, hatta bu sene olduğu gibi haziran ayında oynanan Şampiyonlar Ligi finali, sıcak havanın hissedildiği günlere tekabül ediyordu. Fakat Güney Amerika’da ağustos ayında oynanan finalde aynı hava durumunu görmek pek mümkün değil. Buenos Aires’te 12 derece bir sıcaklık vardı ve maç boyunca yağmur yağdı. Yağmurun bir final maçını güzelleştirdiğini kabul edebiliriz. Avrupalı futbolseverler de maçı izlerken bir nebze olsun serinlemiştir!

Sert maç bol kart

Özellikle Türkiye’de yer edinen algıya göre, Güney Amerikalı oyuncuların ‘kırılgan’ olduğu düşünülür. Belki düşük tempolu Brezilya Ligi için bunu söylemek mümkün fakat Arjantin’de bu yumuşaklık pek söz konusu değil. Final maçında River’ın sertliğine Meksika’nın Tigres’i de cevap verdi. Fakat ev sahibi avantajı devreye girdi. Maçın başında yaşanan pozisyonlarda Uruguaylı hakem Dario Agustin Ubriaco, River oyuncularına kartını çıkarmazken, Tigres 25 dakikada 4 sarı kart gördü. Geri dörtlünün üçü bu periyotta kart görürken, son halka 72. dakikada Jorge Torres ile tamamlandı. Tigres’in maçı 11 kişi tamamlaması canlı bahisçileri üzmüş olabilir!

‘Diğer’ Funes Mori ve savunması

Geçen sezon Eskişehirspor formasıyla izlediğimiz Funes Mori’nin ikizi Jose Ramiro Funes Mori, River Plate savunmasının en önemli isimlerinden. Final karşılaşmasında da 90 dakika forma giydi ve skoru belirleyen golü kaydetti. River Plate grup aşamasından sonra oynadığı sekiz maçın altı tanesinde kalesini gole kapadı. Diğer iki maçta da birer gol yediler. Şampiyonluğun anahtarı savunmada ve Funes Mori’de görülebilir. Bu arada Süper Lig’den tanıdığımız (Kasımpaşa) Tabare Viudez, finalin ikinci maçında forma giymedi. Yaz döneminde ismi Galatasaray ile anılan Gignac ise Tigres formasıyla sahada yer alsa da varlık gösteremedi.

Farklı galibiyet

River Plate, savunmasıyla ön plana çıksa da Tigres’i 3-0 gibi farklı bir skorla mağlup etti. Bu 2007 yılından beri oynanan final maçlarında elde edilen en farklı skor oldu. 2007’de bir başka Buenos Aires ekibi, Boca Juniors, Gremio’yu, yine Buneos Aires’te oynanan maçta Palacio, Riquelme ve Patrico’nun kendi kalesine attığı gollere 3-0 mağlup etmişti.

Kendi yaptı kendi buldu

Tigres ile River Plate grup aşamasında eşleşmişti. Tigres grubu çok rahat geçerken, River Plate son maça kadar elenme tehlikesini hissetti. River’ın tur atlamasını sağlayan ise Tigres oldu. Meksika ekibi, grubun son maçında Peru’dan Juan Aurich takımını 5-4 mağlup edince River bir üst tura yükseldi. Yani bir anlamda River2a final yolunu açan Tigres oldu ve istemeden de olsa kendi kazdığı kuyuya düştü.

Kupa Buneos Aires’te kaldı

Libertadores’i geçen sezon San Lorenzo kazanmıştı. Arjantin ekibi, Paraguay’dan Nacional’ı 1-1 ve 1-0’lık maçlar sonunda eleyince kupaya uzanmıştı. Libertadores’te ilk kez zirveye çıkan San Lorenzo sayesinde kupa Buenos Aires geldi. Bu sene de aynı şehirde kaldı.

Öte yandan River sadece şehrin gücünü göstermekle kalmadı, konfederasyonun da gururunu kurtardı. CONMEBOL takımları, muhakkak kupanın kendi sınırları içinde kalmasına sevinmiştir. Turnuvaya renk katsın diye dahil edilen bir CONCACAF takımının şampiyon olması, Avrupa’ya kafa tutmaya çalışan bir kıta için oldukça yaralayıcı olurdu.

Gol kralı eski River oyuncusu

Turnuvanın gol kralı ise final oynayan River Plate’den çıkmadı ama River Plate altyapısından çıktı! 25 yaşındaki Gustavo Bou, 2014 yılına kadar -çoğu zaman başka takımlara kiralanarak – oynadığı River’dan ayrılıp Racing’e geçti ve kariyerinin en verimli dönemlerinden birini geçirdi. Bou, Diego Milito ile kurduğu ortaklık sonunda turnuvanın gol kralı oldu. Üstelik takımının çeyrek finalde elenmesine rağmen. Hatta takımının çeyrek finalde gol dahi atamamasına rağmen…. Turnuva boyunca 8 gole imza atan Bou’nun yardımına yetişen maç grup aşamasında oynanan Deportivo Tachira karşılaşmasıydı. Bu maçta Bou, hat-trick yaptı ve erken elenmesine rağmen ‘kral’ olmayı başardı.

Çift maçlı final

Avrupa’nın bir kenara bıraktığı ve unuttuğu alışkanlık Güney Amerika’da devam ediyor. Libertadores’te final maçları iki maç üzerinden oynanıyor. Bunun iki nedeni var. Birincisi Avrupa Birliği’nde değiller! Güney Amerika insanı, Avrupalı kadar maddi refah içinde değil. Haliyle taraftarlar deplasmanlara – ve tarafsız sahadaki finallere – kolay kolay gidemiyor. Ayrıca ulaşım imkanları da çok elverişli değil. O nedenle taraftarları bir final maçı için bilinmezliğe sürüklemek yerine iki ayaklı bir final tercih ediliyor. Başka bir ülke görmek isteyenler varsa onlar da deplasmana gidebilir!

Tabii bu konu, bu romantik nedenlerin yanında gerçekçi sıkıntılar da yaratıyor. Son finalin ikinci maçında ev sahibi River Plate oldu. Sonuç belirleyecek 90 dakikaya inanılmaz bir destekle çıkan River’ın, evinden, hatta kıtasından, uzak Tigres’e bu sayede üstünlük kurduğunu söylemek mümkün. Turnuvada; ikinci maçı deplasmanda oynayıp kazanan son takım ise 2009’de Cruzeiro deplasmanından kupa çıkaran Estudiantes olmuştu.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce