Jürgen Klinsmann, ABD Milli Takımı’ndaki görevine artık devam edemeyecek. Alman teknik adam, sadece milli takımı çalıştırmaktan daha büyük bir amacı üstlendiği süreçte bekleneni veremezken; yeni teknik adam Klinsmann’ın yerini devraldığı Bruce Arena oldu. Peki süreçte neler yaşandı, gelecekte Klinsmann’ı neler bekliyor. Fatih Demireli ile değerlendirdik.
Ayrılık haberi
“Beklenen bir şeydi. Jürgen Klinsmann’a, ABD’de uzun bir süre tanındı. Ancak bu sürede ondan yalnızca takımı turnuvalara taşıması değil, popülarite olarak diğer sporların gerisinde olan futbolu yukarı çekmesi de beklendi. Ama istenen noktaya gidilemedi. ESPN, Klinsmann haberini gece 12’de beşinci haber olarak duyurdu. Sadece bu bile, ona verilen misyonda başarılı olmadığının bir göstergesi.”
Yapılan yanlışlar
“Klinsmann’ın en kötü yönlerinden biri iletişimi. Mesela Almanya basınına konuşmuyor. Amerika’da da durum çok farklı değil. Orayı çok iyi tanımasına rağmen doğru iletişimi kuramadı. Sürekli sivri dil, sürekli eleştiri… Almanların üzerindeki her şeyi biraz negatif görüp, üstten bakan tavrı orada da yansıttı. O karikatürizasyonu gösterdi, ki yıllarca Amerika’da yaşamış bir isim. Eşi Amerikalı, çocukları Almanca değil İngilizce konuşuyor. Ama hiçbir şekilde bunu yansıtmayıp kötü bir profil çizmeyi tercih etti. Amerika futbolunu sürekli eleştirdi. Elindeki bu durumu değiştirme fırsatını ise kullanamadı.
“Tabii olumlu şeyler de var. Klinsmann Avrupa’dan daha fazla futbolcuyu milli takıma kazandırmayı başardı. Fabian Johnson, Julian Green belki Almanya için de değerlendirilebilecek oyunculardı. Öte yandan milli takımın efsanesi Landon Donovan’ı Dünya Kupası kadrosuna almayarak eleştirilerin de odağı oldu. İletişimini daha iyi kursa belki hâlâ daha görevinin başındaydı.”
Almanya’da bakış: Löw döneminin mimarı mı?
“Almanya’nın kendi evindeki 2006 Dünya Kupası macerasını anlatan bir film çıkmıştı. Orada şu dikkat çekiyor, soyunma odasından bir görüntü geldiği zaman hep Joachim Löw taktik konuşuyor. Klinsmann ise sürekli, “Haydi oğlum, haydi aslanım” gibi, Türkiye’de de sık görülen motivasyona yönelik bir profil çiziyor. Taktiksel olarak takımda fazla bir rolü yok gibi. Daha sonra Bayern Münih’te çalıştığında da aynı sıkıntılar yaşandı.
“Şu var, Klinsmann devrim yaratacak işler yaptı. Antrenman sistemlerini değiştirdi. Ondan önce Almanya’da her şey çok klasikti. Klinsmann, Scott Piri gibi isimleri getirerek inovatif kondisyon yüklemelerine geçiş yaptı. Ya da antrenmanda sadece futbol hocaları değil, basketbol ve hokey hocaları da kullandı. Bernard Peters isimli bir hokey milli takım hocası vardı, onu hem Bayern Münih hem de milli takıma getirmeye çalıştı mesela. Çok büyük muhalefet oldu. Ancak zamanla tüm büyük takımlar, Peters’ı alabilmek için savaş verdi. Klinsmann, futbolda farklı metotlarla da antrenman yapılabileceğini gösterdi.
“Takımdaşlık üzerine de çok çalışmaları var. Bayern Münih’te her yere Buddha figürleri koydu, takımdaşlığı böylece geliştirmeye çalıştı ancak tüm bunların PR’ını iyi yapamadı. Yaptıklarını daha farklı şekilde lanse edebilse daha farklı bir profil de yaratabilirdi.
“Almanlar aslında aşırı muhafazakarlar. Terimlerine yabancı dil karıştığında bile bunu hoş karşılamıyorlar. Klinsmann sürekli İngilizce terimlerle futbolu anlatmaya çalıştı, karşılığında Almanlar “Biz futbolu yaratan adamlarız, bize İngilizceyle gelme” gibisinden bir tepki verdi.
“ABD’nin başında Joachim Löw veya Ottmar Hitzfeld olsa basınla çok daha iyi ilişkiler oluştururdu. Klinsmann bunu yapamadı. Ayrılık kararıyla ilgili basında çıkan haberlere bir göz attım; herkes Amerika’ya gidip de başarısız olduğuna yönelik yorumlar yapmış. “Yarım devrimci” tarzında başlıklar görmek mümkün. Çok pozitif bakılmıyor kendisine.”
Gelecek
“Almanya’ya dönüş zor. Sanıyorum Klinsmann’ın da böyle bir isteği yok. Kendisiyle Bayern Münih zamanlarında sürekli temas hâlindeydim, görüşme fırsatları da buldum; dönüş ihtimali yüksek değil. Alman olmasına rağmen ülkeye adapte olamıyor. Bir şekilde aynı dili konuşmuyor. İngiltere’de hâlâ çok iyi bir imajı ve havası var. Kendisine oldukça pozitif bakılıyor. Oraya gidebilir.
“İki-üç gündür bir Galatasaray ihtimali de dolaşıyor ama açıkçası böyle bir tercih yapacağını zannetmiyorum. Hiçbir şekilde profiline uymayan bir durum. Galatasaray, Klinsmann’ı daha önce de takip etmişti ancak onun gibi bir teknik adam burada tam aradığı ortamı bulamayabilir. İstediği devrim Amerika’da olmadıysa, Türkiye’de neler yaşar bilemiyorum. Klinsmann teknik direktörlüğü seviyor ama, belki altyapılarda çalışıp, sportif direktörlük yapsa kendisi için sonuçlar daha iyi olabilir.”