Son Premier Lig şampiyonu Leicester City’nin menajeri Claudio Ranieri, geçtiğimiz günlerde yeni sezon ile ilgili planlarını anlattı. Konu, Jamie Vardy’nin takımda kalışına geldiğinde ise şunları söyledi: “Hepimize bir sinyal verdi. Arsenal’e gidebilir, daha fazlasını görebilir, dünya çapında bir kulüpte oynamak için son şansını kullanabilirdi. Bunun yerine Leicester’da kalmayı seçti. Bu seçimi, bana Riva’yı hatırlattı. Vardy’ye minnettarız.” Cagliari formasıyla İtalya’da fırtınalar estiren Luigi Riva, hiç beklenmedik bir anda bir kez daha alıştığı saygı duruşlarından biriyle karşı karşıyaydı…
Luigi Riva, bayrak adamlarının harman olduğu bir coğrafya olan İtalya’da bile diğer oyunculardan ayrı tutulur. 1963 yılında Legnano’dan Cagliari’ye transfer olduğunda kimse bir efsanenin doğuşuna tanıklık ettiklerinin farkında değildir. 1966’da milli forma altında yaşadığı şanssız sakatlığın ardından bir Sardunya efsanesine dönüşmesi uzun sürmez. 1968-1969 sezonundaki ikincilik ve takip eden sene kazanılan Scudetto, Avrupa’da ve İtalya’da büyük yankı uyandırır. Başarılarla dolu geçen iki sezonda Monlio Scopigno önderliğinde ilerleyen Cagliari‘de Boninsegna, Domenghini ve Cera gibi milli oyuncuların da desteğini alan Luigi Riva, 83 golün 41’ine imza atar. Sürati, sert şutları ve gücü, lakap takma konusunda İtalyan basınının en büyük yeteneği Gianni Brera’dan ‘Gök Gürültüsü’ namını almasına sebep olur.
Şartlı reflekse dönüşmeye başlayan ‘mütevazı takımın yıldızına talip olma’ yarışına giren devler Inter ve Juventus, ilk olarak 1969’da kapısını çalar Cagliari’nin. Inter‘in bir milyar liretlik teklifine ilk tepki taraftardan gelir: ‘’Riva’yı satacakları ölüm bekliyor’’ sloganıyla şehir merkezinde toplanan taraftarları hükümet binasından yaptığı konuşmayla Sardunya Özerk Bölge Başkanı Giovanni Del Rio sakinleştirebilir ancak. 1971’ de Avusturya karşılaşmasında ayağı ikinci kez kırılan Riva’nın performansı ile ilgili şüpheler başlasa da efsane futbolcu sezonun büyük bölümünü oynamadan 21 gole ulaşır. Takvimler 1973’ü gösterdiğinde ise Torino-Sardunya savaşları başlar.
Fiat patronu Giovanni Agnelli ve kulüp başkanı bir diğer bayrak adam Giampiero Boniperti, Riva‘nın Juventus’a transferi için gözlerini karartmışlardır. Transfer için Real Madrid ile çekişen Torino kulübü Agnelli ailesinin desteğini arkasına alıp iki milyar liretlik teklifi sunar. Bu sefer ilk tepki Scopigno’dan gelir: ‘’Riva’yı satarsak Sardunya’da ihtilal olur!’’ Bu demeciyle bir nevi olacaklardan haberdar eder Agnelli ailesini. Birkaç gün sonra ise esas oğlan çıkar basının karşısına. Elinde belki de gol atmaktan bile çok sevdiği sigarasıyla: ”Ben Sardunya’da Luigi Riva oldum, burada mutluyum ve futbolu bırakana kadar bu adada kalacağım’’ der ve 1976 ‘da oynanan Milan maçında yaşadığı tendon sakatlığı nedeniyle futbolu bırakana kadar Cagliari için oynamaya ve şarkılara ilham olmaya devam eder ‘Gök Gürültüsü.’
Günümüz futbol düzeninde benzer hikâyeler tekrarlanır mı tartışması yıllar geçtikçe ve para önemini daha da arttırdıkça doğru orantılı olarak devam edeceğe benzerken, asistleriyle Riva’nın milli takımda attığı 35 golde belki de en büyük yardımcısı olan Milan efsanesi Gianni Rivera‘ya kulak verelim: ‘’Benim zamanımda paradan önemli değerler vardı. Şimdi bakıyorum da karşı koymak mümkün değil.’’
Bütün bunlar, elbette İtalyan Ranieri’nin Riva’yı yâd etmesi için geçerli sebepler. Fakat uluslararası etkilerini karşılaştırdığımızda Riva’nın yaptığı daha afili gibi. Riva, 35 golle hâlâ İtalya Milli Takım formasıyla en çok gol atan oyuncu. Avrupa Şampiyonası finali ve Dünya Kupası’nda attığı gollerle İtalya’ya zaferler kazandırmış bir isim. Ballon d’Or oylamasında iki defa ilk üç içerisinde yer alması da cabası. Vardy’nin yaptığı belki de en mantıklısıydı. Arsenal’e gitse, alışması gereken bir sistem veya farklı bir atmosfer vardı. Ama Riva nereye giderse gitsin sistem onun üzerine kurulacaktı büyük ihtimalle.
Benzerlikleri de yok değil tabii. Futbolun iki ayrı dönemini temsil etseler de Vardy de son 20 yıldır alıştığımız küçük takımda parlayan yıldız refleksinden kaçındı. Birkaç yıl evvel amatör bir topçuydu ve o ruhu koruyarak, mutlu olduğu, el üstünde tutulduğu yerde kalmak istedi. Luigi Riva da hiçbir şeye Sardunya kıyılarında tüttürdüğü sigarası kadar değer vermiyordu belli ki: “Bir imzayla, kazandığım paranın üç katını kazanabilirdim. Juventus beni paraya boğacaktı. Ama Sardunya vatanım gibiydi. Beni gerçek bir adam yapan yerdi.”