Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolŞöhret Yanılgısı

Kaleci Jimmy Glass, 18 yıl önce bugün attığı golle tarihe geçti.

7 Mayıs 1999… Premier Lig’in bitimine 10 günden az kalmıştı. Son şampiyon Arsenal, takipçisi Manchester United’ın Liverpool’a kaybettiği iki puanın da moraliyle liderliğin keyfini çıkarıyordu. Kuzey Batı İngiltere’nin başkenti sayılan Manchester’da karamsarlık hâkimdi. Benzer bir ortam, bölgenin bir diğer şehri Carlisle’da da mevcuttu. Ama o gece, Keith Elliot ve arkadaşlarının içki masasında kafaları kurcalayan soru United’la ilgili değildi. Gönül verdikleri 3. Lig takımı Carlisle United, ligin son sırasına demir atmıştı. Ertesi gün sahalarında oynayacakları Plymouth maçını kazansalar bile, üstlerindeki Scarborough’nun galibiyeti hâlinde Ada futbolunun derin kuyusu Konferans Ligi’ne doğru yol alacaklardı.  Elliot ve arkadaşları, o gece gözlerini dahi kırpmadı. Onlar için büyük bir mucize gerekiyordu…

Jimmy Glass, Crystal Palace formasıyla 1989’da profesyonelliğe adım attı. Palace o sene İngiltere futbol tarihinin ilk milyon pound’luk kalecisi Nigel Martyn’i renklerine bağladığı için doğal olarak yedek bekleyecekti. Takımdan ayrıldığı 1996 yılına kadar, kiralık olarak birçok takımın formasını giydi. Daha sonra Bournemouth’ta şansını denedi ama aradığı bulamadı. 1998’de Swindon Town’a geçti. Sezonun sonlarına doğru Swindon, Glass’i Carlisle United’a kiraladı. Bir anda kendini profesyonel liglerin en dibinde bulan Glass, ilk maçında üç gol yedi. İkinci maçında da sahadan beraberlikle ayrıldılar ve ligin dibine yerleştiler. Plymouth maçı, profesyonel rütbesiyle çıkacağı son maç olabilirdi…

8 Mayıs 1999… Keith Elliot ve Brunton Park’taki sekiz bin Carlisle United taraftarı, bir bakıma amatörlüğü beklemeye koyulmuştu. Dakikalar 95’i gösteriyordu ve karşılaşma 1-1 devam etmekteydi. Oysa Scarborough maçı tam istedikleri gibi berabere bitmişti. Bütün bu duygu sıkışmasının yaşandığı anlarda, Carlisle United bir korner kazandı…

“Nigel Pearson ile göz göze geldim ve bana ileri gitmemi işaret etti.” Carlisle kalecisi Jimmy Glass, onu unutulmaz yapacak anın ilk adımını böyle anlatıyor. Plymouth ceza sahasına adımını attığı anda kafasındaki şey, belki de bir karambolün parçası olmaktı. Korner kullanıldı, kafa vuruldu, top Plymouth kalecisinden döndü ve Glass’in önüne düştü. Bir gün önce antrenmanda üç gol atan Glass, tek vuruşla topu ağlara gönderdi. Keith Elliot ve arkadaşlarının günlerdir süren gerginliği sona ermişti. Carlisle United, profesyonel ligde hayatta kalmaya devam edecekti. Jimmy Glass ise gazetelerin futbol sayfalarının manşetlerindeydi…

Ama bütün bunlar Jimmy Glass’in kariyer planlarına yardımcı olmadı. Carlisle United’la bir daha maça dahi çıkmadı. Swindon Town’a döndü ama orada da eldivenlerini düzenli olarak giyemedi. Zaman zaman ek iş olarak taksicilik yaptı, zaman zaman da bilgisayar sattı. O golün hayatında neleri değiştirdiği sorusuna cevabı şöyleydi: “Unutulmaz biriyken faturalarını ödemek için endişelenen bir adam olmak; hayattaki konumunuzu anlamanız açısından zor bir durumdu.”

2001’de, 27 yaşında futbolu bıraktı. Kumar sorunları yaşadı. Çok severek başladığı futbola tekrar dönmeye çalışsa da olmadı. 2009’da verdiği bir röportajda, “Parktaki maçları izlerken dahi zorlanıyorum, ellerim kasılıyor” sözleriyle futbolla arasına bir nefret sınırı çektiğini belirmişti. Ama gol atma yeteneğini övmeden de geçmiyordu: “Futbolu bıraktıktan sonra Pazar Ligi’nde forvet oynadım, 10 maçta 24 golüm var. Zaten daima, gol kurtarmaktan çok, atmayı sevmişimdir.”

Jimmy Glass, bugünlerde ‘serbest meslek’ ile uğraşmaya devam ediyor. Ama o golün etkisi hâlâ sürmekte. 8 Mayıs 2014’te vuruşu yaptığı kramponlar, Ulusal Futbol Müzesi’nde sergilenmeye başladı, birçok kişinin “Sen Jimmy Glass misin?” soruları da cabası.

Durumu en iyi yorumlayan ise 1970’li yıllarda Ada futbol âleminin önemli isimlerinden biri olan Rodney Marsh galiba… Glass’ten dinliyoruz:

“Kendi kendime ‘Bir bakıma efsaneyim ama nasıl oluyor da kimse bana kontrat önermiyor?’ diyordum. Rodney ile tenis oynarken ona şunu sordum:

– Rodney, ben efsane miyim?

– Hayır, sen efsane değilsin. Ama attığın gol öyle.

Bu yazı, Socrates Dergi’nin Mart 2017 sayısında yayımlanmıştır. Bütün sayılarımıza buradan ulaşabilirsiniz. 

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce