Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Diğer Sporlarİspanyolların Üçüncüsü

Sergio Garcia 37 yaşında Masters'ı kazanarak uzun yıllar boyu beklediği başarıya ulaşmıştı. Artık ismi, kendisine bu yolu açan ustalarıyla birlikte anılıyor.

Bütün ülkenin ekran başında olduğu dakikalarda kamu spotu gibi Santiago Bernabeu’nun orta yuvarlağında yeşil ceketiyle beliriyor. El Clasico’nun başlama vuruşunu yaptıktan sonra seyircileri selamlıyor ve sahadan ayrılıyor.

İspanya, sporda gururlanacağı yeteri kadar figür yokmuş gibi, 37 yaşında ilk Masters zaferini kazanan Sergio Garcia’ya da yer açmayı bildi. El Nino’nun başarısı, sadece kariyeri için değil, 2000’lerde birçok branşın zirvesindeki efsanelerini sırayla emekliye ayıran ülkesi için de önemliydi. Belki İspanya futbol medyasının dahi bu başarıyı manşetten duyurmasının sebeplerinden biri de buydu. Garcia, Seve Ballesteros ve Jose Maria Olazabal’dan sonra bir majör turnuva kazanan üçüncü İspanyol olarak tarihe geçti. Üstelik bu başarıya, 2011’de beynindeki tümörden dolayı hayatını kaybeden idolü Ballesteros’un 60. doğum gününde ulaştı. Turnuva sonrasında “Oyun esnasında Seve’nin aklıma geldiği anlar oldu. Hatta bazı vuruşlarda yardımı dokunduğunu bile söyleyebilirim” diyordu. Ballesteros da Garcia’nın doğduğu 1980 yılında, Masters’ı kazanan ilk Avrupalı olarak golf tarihine adını yazdırmıştı.

74. katılımında ilk majör turnuvasını kazanan Garcia önceki yıllarda, belki de hayatı boyunca hiç kazanamayabileceğini dile getirmekten çekinmemişti. Fakat bu durumun kendisinde baskı yaratmasına izin vermedi. Öyle ki kendi ifadesiyle, İngiliz rakibi Justin Rose’a karşı kazandığı şampiyonluk maçı bir an bile korku filmine dönüşmemişti: “Belki biraz dram gibi hissettirmiş olabilir. O da mutlu sonla bitenlerden tabii ki…”

Justin Rose-Sergio Garcia düellosu, 2017 Masters’ın son gününe damga vurmuştu.

Dünya sıralamasında ilk 10’da geçirdiği 400 hafta, bir majör turnuva galibiyetini hak ediyordu. Ne var ki ilerleyen yaşı buna garanti vermekten uzaktı. Final karşılaşmasından önceki gece bir diğer idolü Jose Olazabal’dan cep telefonuna gelen mesajdaki tavsiyeler de bunu aşmaya yönelikti. Olazabal özetle; başaracağına inandığını, sükûnetini koruması gerektiğini ve geçmişteki kötü deneyimlerinin onu yönlendirmesine izin vermemesini söylüyordu. Garcia da turnuva sonrası yaptığı açıklamada, bu mesajın kendisini çok iyi hissettirdiğini ve düşünme şeklini değiştirmenin, sonuca ulaşmasında büyük yardımı olduğunu belirtecekti.

“Kariyerimde bir majör turnuva olsun veya olmasın, fark etmez. Kendime hep aynı şeyi söyledim; müthiş bir hayatım var. Çevremde beni seven ve destekleyen çok fazla insana sahip olduğumu bilmek beni hep rahatlattı.”

İspanyol sporcu için, şampiyonluk vuruşunun ardından tebrikler sıraya dizilmişti; telefonuna Kral VI. Felipe’den gelen mesajdan, Başbakan Mariano Rajoy’un Twitter paylaşımlarına kadar… Ama hâlâ kendisi için en önemlisi Olazabal’dan aldığı motivasyon mesajıydı. Ve bu zaferin asıl önemi, isminin bundan sonra iki idolü Ballesteros ve Olazabal ile birlikte anılacak olmasıydı.

Sergio Garcia 19. kez katıldığı Masters’ta ilk şampiyonluğuna ulaşırken tarihte bunu başaran üçüncü İspanyol, sekizinci Avrupalı oyuncu oldu. Bu zaferi ona sadece Yeşil Ceket’i değil, oyunda kaldığı süre boyunca Masters turnuvasına giriş hakkını da getirdi. O ise bu tarihi ânı sade üslubuyla kutlamaya devam etti: “Çok mutluyum ama olduğumdan farklı hissetmiyorum. Kesinlikle çok heyecan verici bir şey bu. Fakat ben hâlâ aynı kişiyim. Hayatımda değişen bir şey olmayacak.”

*Bu yazı, Socrates’in 2017 Haziran sayısında yayımlanmıştır. Bütün sayılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Sessizliği Kırmak

Sessizliği Kırmak

3 sene önce
Kazanmak

Kazanmak

4 sene önce
Dönemler Üstü

Dönemler Üstü

4 sene önce