Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Diğer SporlarGündemDönemler Üstü

Rafael Nadal, teniste dünyanın zirvesine çıktı ama bu ona yetmedi. Wall Street Journal’dan Tom Perrotta ve tenis tarihçisi Steve Flink ile Rafa’nın yolunu konuştuk...

Aras Yetiş imzalı bu röportaj, ilk olarak Socrates’in Temmuz 2018 sayısında yayımlandı. Tüm nüshalarımıza bu adresten erişebilirsiniz.

6 Ocak 2021’de hayatını kaybeden Wall Street Journal yazarı Tom Perrotta anısına…


Kulağa komik gelse de toprak kortları hâlâ elini kolunu sallayarak domine eden Rafael Nadal, geçtiğimiz ay 32 yaşına bastı. Son Fransa Açık performansını, belki biraz da geçen seneyle kıyaslayarak nasıl değerlendirirsiniz?

Tom Perrotta: Koca turnuvada sadece bir tane kötü set oynadı. Üstelik o maçta da geri döndü ve Diego Schwartzman’ı neredeyse yok etti. Ben açıkçası çok parlak göründüğünü düşünüyorum. Muhtemelen, “Geçen yılki kadar iyi değildi” dememi istiyorsun ama epey yakındı. Bahsettiğin yaş mevzusunu da göz önüne alırsak, bu akıl dışı bir seviye. Tabii sadece Roland Garros özelinde değerlendirip haksızlık etmeyelim. Barcelona, Monte Carlo, Roma… Madrid hariç, oynadığı tüm toprak kort turnuvalarını kazandı.

Steve Flink: Toprak kort sezonunda sadece bir maç, onu da kendisi dışında şu anda belki en iyi toprakçı olan Dominic Thiem’e kaybetti. Bu özgüvenle turnuvaya geldiğini hatırlayalım. Evet Paris’te geçen sene, finalde Stan Wawrinka da dahil olmak üzere herkesi silindir gibi ezip geçmişti. Verdiği fotoğraf daha görkemliydi ama bunda talihinin payı vardı. 11’inci şampiyonluk yolunda ise rakipleri çok daha iyi oynadı. Çeyrek finaldeki Diego Schwartzman maçının son iki setinden itibaren gerçek Rafa’yı gördük. Yarı final ve finalde muazzamdı. Doğru yerde zirve oyununu bulduğunu söyleyebiliriz.

Kort içindeki Rafael Nadal’a baktığınızda ne görüyorsunuz? Hâlâ gelişmekte olduğunu, hâlâ eksiklerini kapattığını ve hâlâ stratejilerini yenilediğini söyleyebilir miyiz?

TP: Rafa şu anda olduğu seviyeye geri dönmek için 2014-2017 bandında çok agresif bir efor sarf etti. Evet, şu anda geçmişte olduğu kadar hızlı koşamıyor ama yine de rakiplerine kıyasla epey süratli. Servisleri eskisinin çok ötesine geçti. Birinci servisinizi her zaman daha güçlü atma krediniz vardır ama o ikinci servisine de kuvvet ekledi. Artık backhand vuruşu geçmişte olduğu gibi onu ralli içinde tutmaktan daha fazlasını yapabiliyor. Daha güçlü, daha agresif ve ihtiyaç oldukça daha paralel. Az önce konuştuğumuz yaş mevzusunu da kompanse edebilecek yepyeni özellikler geliştirdi. Bana kalırsa oyunundaki en değerli özellik olan mücadeleciliği ise hiç yaşlanmadı, tıpkı ilk günkü gibi…

SF: Belki bir konuda Rafa’nın hakkını hiç vermiyoruz ama kendisini bu kadar çok değiştiren, oyunu üzerinde bu kadar kritik oynama yapan ve her rakibe uyum sağlayan başka bir oyuncu yoktur. Örneğin Novak Djokovic’e kaybettiği maçlar dahi onu çok geliştirdi. O kötü geçen dönemde bu oyun evrimini yapmaya çalışıyordu. Artık toprak kortta bile daha agresif bir Nadal var ve amacı puanları olabildiğince kısaltmak. Mesela diğer her şeyi bırakın ve onu fileye yaklaşırken izleyin; eskiden zaman zaman tereddüt eder, topun yere düşmesini beklerdi, şimdi hızlıca öne çıkıp topu kesiyor ve bir voleyle işi bitiriyor. Servis ve backhand’den zaten bahsettik ki şunu da eklemeliyim; eskisinden sıkı backhand vurması kaynaklı, forehand’ine top almayı da azalttı. Bu ona biraz daha az koşma avantajı sağlıyor. 2008’deki Rafa ve 2018’deki Rafa’yı kıyasladığımızda, neredeyse iki başka oyuncu görüyoruz.

11 Roland Garros şampiyonluğu, 17 Grand Slam kupası… Daha gidilecek yol var mı?

TP: İnanın bana, hiçbir zaman 11 Fransa Açık şampiyonluğuna ulaşacağını düşünmemiştim. Zaten kim böyle bir şeyi düşünebilir ki? Seneye yaşı 33 olacak ve tabii kazanmak her geçen yıl biraz daha zorlaşacak. Ama şunu sakın ve sakın unutmayalım ki Rafael Nadal’dan bahsediyoruz. Şimdi kulağa çok zor bir ihtimalmiş gibi gelse de bence daha iki Roland Garros için gerçekçi fırsatı var. Tabii hiçbir zaman çok sağlıklı bir oyuncu olmadı ve fiziksel durumunun istenen seviyede kalması önemli. Sağlıklı kaldığı takdirde iki sene daha favori olur. Diğer slam’lere baktığımızda ise Amerika Açık’ı geçen yıl kazandı, iyi oynadığı Wimbledon’da talihsiz şekilde Gilles Müller’e elendi. Yaklaşmakta olan Wimbledon özelinde incelersek, eğer ilk haftayı Müller gibi bir büyük servisçiyle oynamadan atlatırsa kendisine bir kazanma fırsatı yaratabilir. Sert kortta da keza aynı şansa sahip.

SF: Öncelikle başka bir zeminde daha Grand Slam kazanabileceğine kesinlikle inanıyorum. Mesela çok iyi geçen Wimbledon yıllarına bakalım. 2006-2011 arasında beş final ve iki şampiyonluk çıkarttı. Kesinlikle çim kort oynamayı biliyor ama o dönemden beri başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Şuna katılıyorum; eğer Müller maçı gibilerinden kaçınırsa ki aslında o maçta da 15-13’lük final setine dek çok iyi oynamıştı, bence Wimbledon kazanabilir.

11 Roland Garros şampiyonluğu, tartışmasız şekilde tenis tarihinin en büyük ‘tek parça’ başarısı.

Eğer sakatlığı olmasa bu yıl Avustralya Açık finalinde Federer’in rakibi olabilir ve belki şampiyonluğa gidebilirdi. Roland Garros’ta ise bence de iki yılı daha olacak. Eğer kendisine iyi bakar ve vücudunu dinlerse sağlıklı kalacaktır. Artık formülü öğrendi, “İyi hissetmiyorum” deyip ara verebiliyor. Mesela bu sene Indian Wells ve Miami’den çekilmek muhtemelen hiç hoşuna gitmemiştir. Fakat toprak kort sezonuna baktığımızda sonucunun kesinlikle mükemmel olduğunu söyleyebiliriz.

2018 yılında, dünya 1 numarası koltuğunun hâlâ Roger Federer ve Rafael Nadal arasında el değiştiriyor oluşu tenisin geleceği adına sizi endişelendiriyor mu?

TP: Bir kere şurada anlaşalım; biz seyirciler için bunu izlemek çok keyifli. “Tenis için bir endişe kaynağı mı?” noktası ise önemli. Genç oyuncular için kesinlikle bir endişe kaynağı. Hâlâ Grand Slam düzeyinde Federer ve Nadal’ı yenemiyorlar. 24-27 yaşında ve olgunluk dönemine ulaşmış olan Grigor Dimitrov, Milos Raonic, David Goffin ve Dominic Thiem gibileri bunu başaramıyor. Daha gençler için işler daha da zor. Tabii maç maç istisnalar çıkabiliyor ama büyük resimden istediğimiz rekabeti alamıyoruz. Ben genç ve yetenekli oyuncuların olduğunu, bir noktada da kazanacaklarını düşünüyorum. Fakat umuyorum ki bunun için Roger Federer, Rafael Nadal ve Novak Djokovic’in emekli oluşunu beklemek durumunda kalmazlar.

SF: Benim tenisin geleceği ile alakalı bir endişem yok. Juan Martin Del Potro gayet iyi toparladı ve bir slam şampiyonluğu için büyük aday. Hatta Wimbledon ve Amerika Açık’tan birini kazanmasına asla şaşırmam. Keza Alexander Zverev de slam kazanmaya çok yakın. Paris’te çeyrek final gördü ve sonunda o dördüncü tur lanetinden kurtuldu. Bence Sascha kazanmaya başlayınca arkası gelecektir. Nick Kyrgios da sağlıklı kalabilirse büyük turnuva şampiyonluk adayı. Ben bu konuştuğumuz hususta krediyi yine Federer ve Nadal’a vermek isterim. Evet, diğer harika oyuncular biraz kötü görünüyor olabilir ama bu, onlar çok iyi olduğu için.

Margaret Court’un 11 Avustralya Açık’ı, Rod Laver’ın takvim Grand Slam’leri, Roger Federer’in 310 hafta sıralamanın zirvesinde kalması gibi örneklere baktığımızda; sizce Rafa’nın 11 Roland Garros şampiyonluğu tarihin neresinde duruyor?

TP: Tek turnuva bazında bakıldığında; bu, tenis tarihinin en büyük başarısı. Bunu 19 yaşından beri yaptığını unutmayalım ki bu devamlılığı sağlamak için birçok şeyin epey yolunda gitmesi lazım. Şu da var ki Federer gençliğinde muhteşem bir toprak kort oyuncusuydu ve Nadal onu tam dört Roland Garros finalinde mağlup etti. Bunu birçok insan gözden kaçırır ama eğer Rafa olmasa, Roger’ın beş Fransa Açık şampiyonluğu olabilirdi. Çok yüksek bir rekabet düzeyinde kazanılan 11 kupanın yeri apayrı. Ben herhangi birinin, herhangi bir slam’de bu sayının yanına dahi yaklaşabileceğini düşünmüyorum.

SF: Tartışmasız şekilde tenis tarihinin en büyük ‘tek parça’ başarısı bu. Tabii Margaret Court’un 11’ini de Rafa’nınkinden biraz ayırmak lazım. Şöyle ki Court, o şampiyonlukların hepsinde en sert rakipleriyle oynamadı. Bazen Billie Jean King, bazen Maria Bueno ama hiçbir zaman hepsi değil. Seviye hiçbir zaman Nadal’ın karşılaştığı kadar yükselmedi. Şimdi Federer, Wimbledon’daki dokuzuncu şampiyonluğunu arayacak ve eğer başarırsa o da oldukça

dikkate değer bir rekor olacaktır. Açıkçası ben de kırılamayacaklarını ve kimselerin yanlarına dahi yaklaşamayacağını düşünüyorum. Gerçi Pete Sampras’ın yedi Wimbledon’ı için de aynısını düşünmüştüm, sonuç ortada… Bunu yapabilmek için zaten çok fazla olmayan en iyi yıllarınızda o spesifik turnuvayı hep kazanmanız lazım. Sonra yaş aldıkça, değişen rakiplere karşı bunu yapmaya devam etmelisiniz. Örneğin Nadal’ın beşinciyi kazandığı yıllara ve şimdiye bakın, bir sürü yeni yüz göreceksiniz. Ortada dönemler üstü bir başarı var.

Peki çok sık yapılan, “Tarihin en iyisi kim?” tartışmasında Rafael Nadal’ı nereye koyarsınız?

TP: Bence şu anda tarihin en iyi ikinci oyuncusu. Federer’in 20 Grand Slam şampiyonluğu var ve özellikle son iki yılda yaptıklarıyla zirvedeki yerini tekrar sağlamlaştırdı. Tabii Rafa’nın önünde biraz daha uzun zaman var ve kariyeri bittiğinde nerede duracağına tekrar bir bakalım. Mesela slam sayılarında İsviçreliyi yakalayabilecek mi? Eminim insanların bu konuda kendi fikirleri vardır fakat benim için temel faktör kazanılan slam miktarı. Bu konuda da avantaj şu an Roger’da.

Evet, şu an Federer zirvede ama sağlıklı bir değerlendirme için Rafa da kariyerini bitirmeli.

SF: Ben de Roger Federer ve Rafael Nadal’ı layıkıyla kıyaslamadan önce, iki kariyerin sona ermesi taraftarıyım. Şimdiye bakarsak, başardıkları ve tüm zeminlere yaydığı istikrarıyla Federer önde. Üstelik bir yandan Rod Laver ve Pete Sampras da bana göz kırpıyor. Burada gereken cevabı önümüzdeki yıllardan ve Rafa’nın kendisinden alacağız. Örneğin koleksiyona kaç slam daha ekleyebileceği sorusu önemli olacak. Federer bir raddede artık duracaktır. Hatta eğer bu Wimbledon’da favorisi olduğu kupayı alamazsa bir daha hiç Grand Slam kazanamayabilir gibi bir hissim var. Evet, şu an Federer tarihin en iyisi ama sağlıklı bir değerlendirme için Rafa’ya da kariyerini bitirme şansı vermeliyiz.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Sessizliği Kırmak

Sessizliği Kırmak

3 sene önce
Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Harika Çocuk

Harika Çocuk

3 sene önce