Bernard Suits, “Çekirge: Oyun, Yaşam ve Ütopya” isimli kitabında bizleri oyun üzerine felsefi bir ufuk turuna çıkarır. ‘Ağustos böceği ile karınca’ hikayesini çağrıştırır biçimde, tüm yazı oyun oynayarak geçirip kışa aç kalan bir çekirge ile şüphecinin arasındaki diyaloglara dayalı metin, hem içeriği hem dili itibarıyla oyunbazdır. Bu kısa ama doyurucu felsefi gezintide, oyunun yaşamsal önemi üzerine okuyucusunu düşündürten Suits, iktisadi aklın küçümsediği ve gündelik deneyimlerimizden dışladığı ‘oyun’un bir varoluş ideali olarak benimsenebileceğini savunur. Diğer bir deyişle Suits’in ütopyasındaki toplum, bir ‘oyun toplumu’dur. Çünkü araçsal her şeye sahip olunan toplumlarda birincil etkinlik olarak geriye kalan yalnızca “oyun”dur. Bizler Suits’in ideal toplumunda yaşamıyoruz şüphesiz. Yine de, nerede ve ne durumda olursak olalım oyun oynamaya ihtiyaç duyuyoruz. Bu yüzden mahkumlar cezaevlerinde; askerler cephede; esirler savaş kamplarında futbol oynayabiliyor. Bu yüzden gençler Kobane’deki çocuklara oyuncak götürüyor. Çünkü Friedrich Schiller’in de dediği gibi, insan ancak oyun oynadığı zaman tam insan olabiliyor. Oyun yaşamı bütünlüyor.
J. K. Rowling’in kült roman serisi Harry Potter’ın fantastik dünyasında da oyun vardı. Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’nda okuyan genç büyücülerin süpürge üzerinde uçarak oynadıkları oyun; Quidditch. İnsanın uçmak gibi kadim heveslerinden birine işaret eden Quidditch, doğa üstü güçlere sahip olmayan bizler için nihayetinde ütopik bir spor. Peki ya Muggle Quidditch?Bundan tam on yıl önce, Amerika’da bir grup Harry Potter hayranı tarafından Quidditch’in ‘uçmadan’ (!) oynanabilecek şekilde yeniden uyarlanmasıyla ortaya çıktı Muggle Quidditch. Ve artık Türkiye’deki Harry Potter hayranları için ütopik değil. Çünkü bu spor, Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ ve İTÜ başta olmak üzere üniversitelerde gün geçtikçe yaygınlaşmakta. Geçtiğimiz hafta ülkemizi temsilen 2015 Avrupa Oyunları’na katılan ve 12 takım arasından 6. olan TeamTurkey’nin nüvesini de üniversiteli gençler teşkil ediyor.
Boğaziçi Üniversitesi Quidditch Topluluğu BOUN Centaurs’un hikayesi de oldukça yeni. 2014 sonbaharında üniversitenin Oyun Kulübü bünyesinde kurulmuş. Topluluğun kuruluş aşamasında da aktif rol alan üyelerden Taha (Ercoşkun), Quidditch’in tarihsel gelişimini anlatırken üniversitelerdeki bilim kurgu ve fantezi kulüplerinin önemine değiniyor: “Pek çok üniversitede bilim kurgu ve fantezi kulüpleri vardır. Bizim okulda ise bu kulüplerin muadili denebilecek bir “oyun kulübü” var. Yine bilim kurguya, fantezi edebiyatına merak duyan; alt kültüre ait niş denebilecek konulara ilgi gösteren; bilgisayardan masa oyunlarına “oyun” seven kişilerin bir araya geldiği bir kulüp bizimki. Bir süredir biz de Muggle Quidditch’i takip ediyor; Amerika ve Avrupa’daki okullarda bu kadar yaygınlaşmasına özeniyorduk. Sonuçta yaşımız itibarıyla Harry Potter’ı ya okumuş ya izlemiş insanlarız hepimiz. Yani sporcu olduğumuzdan değil, büyük ölçüde Harry Potter’ı sevdiğimizden ortaya çıktı bir Quidditch topluluğu kurma fikri. İlk sene epey yalpaladık; çünkü bu spor Türkiye’de oldukça atıl bir konumdaydı. Ama hızlı yol aldık. Ben beş kişilik bir ekiple işin bürokratik kısmına giriştim ve Quidditch Topluluğu’nu Oyun Kulübü’nün bir alt topluluğu olarak açtık. Bu sayede okuldan malzeme alabilecek kadar da olsa fon aldık. Kaptanlarımız Arman (Aktürk) ve Tuğçe (Bağçıvan) ise takımı geliştirdiler.”
Muggle Quidditch, ne atletizm gibi eski, ne de futbol gibi popüler bir spor. On yıllık geçmişiyle henüz kurumsallaşma aşamasında. Oyunun kuralları her sene çıkan kural kitabında yeniden formüle ediliyor. Yine de bir sporda olması gereken asli öğelerin hepsi mevcut Quidditch’te. Kendi geleneklerini, ritüellerini yaratmaya başlamış bile. Örneğin, her maç sonrası karşı takımla forma değiştirmek Quidditch’in olmazsa olmazı. Formaları ise çoğunlukla Harry Potter’da gördüğümüz fantastik hayvanlar süslüyor. Boğaziçi takımının simgesi ‘insan başlı at’ (centaur) iken, ODTÜ takımlarının amblemlerinde anka kuşu (phoenix), tek boynuzlu at (unicorn) ve kuş başlı at gövdeli yaratıklar (hippogriff) görülüyor. Ne de olsa bu spor, ilhamını Harry Potter’dan alıyor!
Eş kaptanlık sistemi de Quidditch sporuna münhasır bir özellik. BOUN Centaurs’un kaptanlarından birini kadın diğerini erkek olarak seçmesi, bu sporun cinsiyet eşitliğine duyarlı temel ilkesine bir saygı niteliği taşıyor. Çünkü Quidditch’te takımların sahaya kadın ve erkekten kurulu bir karma olarak çıkma zorunluluğu var. Centaurs’un eş kaptanlarından Tuğçe, cinsiyet eşitliğinin Quidditch için başat bir unsur olduğuna dikkat çekiyor. Tuğçe’ye göre bu eşitlikçi tavır, Quidditch’i, örneğin futbol gibi erkeklerin egemenliğini sürdürdüğü sporlardan ayıran özgün bir nitelik.
Her oyun kendi gerçekliğini yaratıyor. Quidditch de saha içinde ve dışında kendine has bir evrene sahip. Tıpkı Suits’in kitabında vurguladığı gibi dünya gerçekliğinin dışında bir gerçeklik sunan bu evrenin kolektif bir boyutu ve insanı özgürleştiren bir tarafı var. Centaurs’tan Erdi Bilal Yeşildal, kendisi gibi daha önce takım sporlarına hiç ilgi duymamış kişiler için Quidditch’in bir fırsat olduğunu söylüyor. “Harry Potter sevgisi sayesinde Quidditch’le tanışıp spor yapmaya başlayanlar var. Bu insanlar takım ruhu denen o güçlü duyguyu hayatlarında ilk defa keşfediyorlar. Ben de Quidditch sayesinde bir gruba karşı sorumluluk ve aidiyet hissetmenin ne kadar güzel bir his olduğunu öğrendim. Bu takımı çok zor koşullarda, finansal destek görmeden, kısacası yoktan var ettik. Şimdi arkadaşlarımla ortak bir şeyi başarmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”
Boğaziçi’nin Harry Potter hayranı oyunbaz gençleri, bugünlerde destek ve sponsor arayışı içinde. Çünkü hedeflerini yüksek tutuyorlar. Avrupa’daki turnuvalara katılmak için görüşmeler yapıyorlar. İleride, dünya çapındaki turnuvalara katılabilmeyi hayal ediyorlar. Diğer üniversite takımlarının kurulması için bilgi ve tecrübelerini paylaşıyorlar. Belki seneye 20 takımlı bir lig organize ederiz, diyor Kaptan Tuğçe. Kendisi de memleketi Bursa’da, Uludağ Üniversitesi Quidditch Topluluğu’nun kurulmasına yardım ediyor. Kısacası her biri Suits’in çekirgeleri misali fantastik dünyadan devşirilen bu sıradışı oyunu her geçen gün biraz daha keşfediyor; sporun özgürleştirici gücü ve kolektif ruhunun tadını çıkarıyorlar.