Sporda doping dendiğinde son yıllarda akla gelen ilk ülke Rusya. 2012 Londra ve 2014 Soçi Olimpiyat Oyunları esnasında Rus atletlerin devlet destekli bir doping sisteminin içerisinde yer aldıklarının ortaya saçılması, Rusya’ya karşı ciddi yaptırımları da beraberinde getirdi. Temmuz 2016’da yayınlanan ve Moskova laboratuvarında yaşanan usulsüzlükleri detaylarıyla açıklayan Profesör Richard McLaren’in raporu sonrası Rusya, önce 2016 Rio (Atletizm dalında) ve 2017 Dünya Atletizm Şampiyonası’nda yer alma şansını yitirdi. IOC’nin son açıklamasına göreyse Rusya bayrağı, 2018 Kış Olimpiyat Oyunları’nda da dalgalanmayacak.
Doping, uzun süredir spor dünyasının saklanamayacak bir lekesi konumunda. Atletizm ve bisiklet doping vakalarına en fazla rastlanan sporlardan ikisi olarak öne çıkıyor. Peki diğer sporlar ne kadar temiz? Ya da bir başka deyişle, örneğin futbolda, gerçekten dopinge neredeyse hiç rastlanmıyor mu, yoksa bazı şeyler hasır altı mı ediliyor? FIFA ve doping, aslında gerektiği kadar yan yana anılmıyor mu?
The Guardian‘dan David Conn’ın kaleme aldığı son makalede, ikinci ihtimali akıllara getiren bolca nokta var. Her şey, geçtiğimiz sene Aralık ayında FIFA’daki 22 yıllık görevine son verilen Jiri Dvorak’la başlıyor. FIFA’da geçirdiği uzun yıllar boyunca sağlık, anti-doping ve sakatlık önleme konularında çalışan Dvorak, bir süredir de FIFA’nın sağlık şefi sıfatıyla en üst kademede görev yapmaktaydı. Ancak Gianni Infantino’nun başkan olarak göreve gelişinin ardından ciddi bir ‘cadı avı’ yaşanan futbolun yönetici organında, bileti kesilen isimlerden biri de Dvorak oldu.
FIFA ve para ilişkisi konusunda oldukça yetkin bir gazeteci olan David Conn’ın ‘güvenilir kaynaklara’ dayandırdığı haberine göre, Dvorak görevden alınmadan önce Profesör McLaren’in Rusya’nın başına bela olan raporunda geçen iddiaları araştırmaktaydı. Zira o rapora göre, Rusya’nın devlet destekli doping şemasında bazı futbolcuların da adı geçmekteydi.
Bahsigeçen zaman diliminde Rusya Spor Bakanı olarak görev yapan Vitaly Mutko, doping sisteminin merkezindeki isim olarak öne çıkarılıyor. Özellikle bu yıl yayımlanan Icarus belgeselinde Moskova laboratuvarının başında olan Dr. Grigory Rodchenkov’un itiraflarıyla daha da su yüzüne çıkan doping sisteminin en üst koltuğunda -eğer devlet başkanı Vladimir Putin’i katmak istemezseniz- Mutko’nun ismi yer alıyor. IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi), tüm bu olanların ardından Bay Mutko’nun bireysel olarak herhangi bir Olimpiyat Oyunları organizasyonunda yer almasını yasaklamıştı. FIFA ise, birkaç ay sonra Rusya’da düzenlenecek Dünya Kupası’nın organizasyon komitesi başkanı olan Mutko’ya karşı herhangi bir aksiyon almamayı seçti. Daha da vahimi, bu yönde görüş bildiren isimleri FIFA’dan uzaklaştırdı!
Yine Conn’a göre, Dvorak’ın yanısıra FIFA etik komitesinde görev yapan İsviçreli savcı Cornel Borbely ve FIFA yönetim kurulu eski başkanı Portekizli avukat Miguel Maduro da Mutko karşıtı görüşlerinden ötürü görevlerinden uzaklaştırıldılar. Büyük kurumlarda bu tür fikir ayrılıklarında başkanın dediğinin olması pek de sürpriz değil. Milyonlarca dolarlık sponsorluk anlaşmaları ve futbolun en önemli organizasyonuna kalan sınırlı vakit düşünüldüğünde Infantino yönetiminin kararları daha da netlik kazanıyor. Ancak futbolseverlerin zihninde, bu konu özelinde daha büyük bir soru işareti de beliriyor: FIFA’nın üzerini örtmeye çalıştığı tek şey Mutko’nun kötü şöhreti mi, yoksa futbol da doping kullanılan sporlardan bir diğeri mi?
Şu ana dek doping konuşulan birçok kapsamlı davada kıyıdan köşeden de olsa futbolun adı geçmişti. Puerto Operasyonu, buna iyi bir örnek. Doktor Eufemiano Fuentes’in yasaklı madde sağladığını mahkemede açıkladığı isimler arasında başta Alberto Contador olmak üzere birçok bisikletçi yer alıyordu. Ancak Fuentes, bisiklet dışındaki sporlara da elinin uzandığını söylemekten çekinmedi. Adını verdiği diğer iki spor ise tenis ve futboldu. Real Madrid ve Barcelona için hazırladığı sezonluk planlarda doping iması yer alan notlara ulaşılması, dünya futbolunu derinden sarsabilirdi. Ancak takip eden süreçte, hiçbir futbolcu ismi bu davada paylaşılmadı ve muhtemel kriz de önlenmiş oldu. Üstelik Barcelona, iddiaları yayınlayan Fransız Le Monde gazetesi aleyhine açtığı tazminat davasını da kazandı ve konu kapandı.
Meşhur McLaren raporunun ardından, futbolda doping endişeleri yeniden boy gösterdi. Zira Profesör McLaren’e göre 33 futbolcunun ismi de dopinge bulaşmıştı. Üstelik bu listenin içinde Rusya dışından futbolcular da vardı. BBC’ye göre bu bilgiler federasyonlara ve FIFA’nın gerekli organlarına gönderildi. Geçen yaklaşık bir buçuk senelik zaman dilimini hatırlamaya çalıştığımızda ise, bu oyuncularla alakalı herhangi bir açıklamaya ulaşmak pek mümkün değil. FIFA, bahsi geçen 33 ismin soruşturma altında olduğunu söylese de onların kim olduğu hakkında bir ipucu vermedi. Rusya’nın 2014 Dünya Kupası kadrosu, bu listenin çoğunu oluştursa da hâlen boş kalan koltuklar var. Almanya teknik direktörü Joachim Löw, FIFA’nın bu isimleri gizli tutmaması gerektiği görüşünde: “Lütfen, bu iddialar kanıtlanabilirse ve isimler de belliyse, kesinlikle bu liste gizli tutulmamalı. Eğer bir sorun varsa bunu kamuoyuyla paylaşın ve eğer oyuncular doping yaptıysa cezalarını çeksinler.”
Dünya Kupası grup kuralarına üç gün kala konuşan FIFA genel sekreteri Fatma Samoura, “Elimizdeki bilgiler itibarıyla Rusya futbolunda geniş çaplı bir doping kullanımından söz edemeyiz” dedi. Yani bir şeyler söylerken aslında pek de bir şey söylemedi. Geniş çaplı olmasa da elimizde somut bir doping vakası mevcut mu? FIFA, bu saptamayı yapmak için yeterli bilgiyi toplamaya çalıştı mı? 2014 Dünya Kupası’nda doping kullanan Rus (ya da diğer milletlerden) futbolcu var mıydı? Bu ve benzeri sorular, Samoura’nın sözlerinde kendilerine yanıt bulamadılar.
Yazının ilk bölümünde de bahsettiğim, David Conn’un The Guardian‘daki son makalesinin ardından FIFA üzerinde özellikle Vitaly Mutko merkezli baskılar bir kez daha artmıştı. Rusya kaynaklı gelen haberlere göre, Salı günü düzenlenmesi beklenen Rusya Futbol Federasyonu toplantısında, başkan Vitaly Mutko’nun başkanlıktan ve Rusya 2018 organizasyon komitesinden çekilmesi gündemde. Acaba bu olası istifa, yakın gelecekte ortaya çıkabilecek bazı gerçeklerin habercisi mi, yoksa sorunları çözmesi için -aslında sorunun ta kendisi gibi görünen- FIFA’dan medet umarak fazla mı naif davranıyoruz?