Yılın tebessüm ettiren ilk futbol hikayesi Birleşik Arap Emirlikleri’nden geldi. Katar tarihinde ilk kez Asya Kupası’nı kazandı. “Bunda ne var? Sınırsız mali kaynakları olan bir Ortadoğu ülkesi, kıtasının turnuvasını kazandı” diyebilirsiniz… Olaya bu açıdan bakmak mümkün. Fakat Katar’ın son dönemde hem sportif hem politik olarak yaşadıkları bu şampiyonluğa farklı bir anlam yüklüyor.
Katar son iki yıldır bölge ülkelerinden Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Bahreyn ve Mısır ile bazı sıkıntılar yaşıyor. Bu dört ülke Katar’a yaptırımlar uygularken aralarındaki ticari ve politik ilişkileri de kesmiş durumda. Hâl böyle olunca Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenecek olan bir turnuvanın Katar için zorluklar içermesi normaldi. Öyle de oldu. BAE hava sahası Katar’a kapalı olduğu için Katar Milli Takımı, Kuveyt üzerinden uzun bir uçak yolculuğu ile turnuvaya geldi. Ayrıca Katarlı taraftar takımlarını desteklemek için BAE’ne gelemedi. Zira BAE’de Katar sempatizanı olmak 15 yıla kadar hapis ile cezalandırılıyor. Sıkıntılar bununla sınırlı kalmadı, bazı Katarlı gazetecilerin de turnuva öncesinde geçerli akreditasyonları olmasına karşın BAE’ye girmeleri yasaklanmıştı. Gazeteciler, havaalanında 13 saat bekletildikten sonra Doha’ya geri gönderildiler. Hatta Katar Futbol Federasyonu ve Asya Futbol Konfederayonu Başkan Yardımcısı Saoud al-Mohannadi’nin turnuvanın açılışına gelmesine vizesi olmadığı gerekçesiyle izin verilmedi. Ev sahibi ülke, turnuva boyunca Katarlılara zorluk çıkarmayı sürdürdü.
Böyle bir konjonktürde futbolcuların turnuvaya konsantre olmasının zorlaşması beklenir. Katar’da ise bunun tam tersi yaşandı. Saha dışında yaşanan zorluklar saha içerisinde işleri kolaylaştırmış gibiydi. Grup maçlarında tribünde 600 civarında taraftar olmasına karşın Lübnan ve Kuzey Kore galibiyetleri alındı. ‘Abluka (blockade) Derbisi’ olarak adlandırılan Suudi Arabistan maçı ise beklenenden kolay geçti ve Katar üç galibiyetle lider olarak gruptan çıktı.
Katar’ın sadece aldığı sonuçlar değil, oynadığı futbol da dikkat çekiyordu. Daha önceleri Güney Amerikalı futbolcuları devşiren ve milli takım kadrosunda yer veren Katar’ın yerine, bu turnuvada ülkenin sporcu fabrikası Aspire Academy’den yetişen oyunculardan oluşan bir kadro yer alıyordu.
Katar’ın grup maçlarında elde ettiği başarı devam edecek miydi? Son 16’da Irak, çeyrek finalde ise Güney Kore karşısında alınan galibiyetler grup maçlarında elde edilen başarının sürpriz olmadığını gösterdi. Üstelik Dünya Kupası’nın Asya kıtası gediklileri olan Suudi Arabistan ve Güney Kore’nin ikisini de yenmişlerdi.
Tarihinde ilk kez bir Asya Kupası’nda son dörde yükselen Katar’ın işi yarı finalde daha zordu. Çünkü turnuvadaki ikinci ‘Abluka Derbisi’ni ev sahibi ile oynayacaklardı. Üstelik saha dışarısındaki zorluklar ikiye katlanmıştı. Karşılaşmanın oynanacağı Abu Dabi’nin Spor Konseyi Başkanı Şeyh Nahyan bin Zayed, maçın bütün biletlerini satın aldı. Satın alınan 18 bin bilet her Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşına bedava şekilde dağıtıldı. Amaç, maçta Katar’ı desteleyecek taraftarların bilet almasının önüne geçmekti çünkü Suudi Arabistan maçında 1000 kadar Umman taraftarı Katar’ı desteklemişti. Bu, yarı final maçında yaşanmamalıydı. Bin Zayed’in istediği ortam oluşturulmuş, 42 bin taraftar ev sahibinin finale çıkması için tribünlerde yerini almıştı. Üstelik Katar’ın turnuva boyunca yaşadığı milli marşlarının yuhalanarak protesto edilmesi bir kere daha gerçekleşmişti. Fakat saha dışında aleyhlerine olan ortam sahaya yine pozitif yansıdı. İlk yarıda 2-0 öne geçen Katar, maçı kontrolü altına da almıştı. Öyle ki ilk golde sinirlenen Şeyh Nahyan bin Zayed, ikinci golden sonra stadyumu terk etmişti. Sinirlenen sadece Bin Zayed değildi. İkinci golün ardından BAE’li taraftarlar sahaya ayakkabı fırlatmış, oyun bir süre durmuştu. Fakat Katar’ın durmaya niyeti yoktu. İkinci yarıda da atılan iki gol onları 4-0’lık galibiyete ve tarihlerindeki ilk Asya Kupası finaline çıkarmıştı. Üstelik ikinci ‘Abluka Derbisi’ni de kazanmışlardı.
Fakat BAE’nin durmayı niyeti yoktu. Maçın ardından bu sefer de karşılaşmada forma giyen Almoez Ali ve Bassam Al-Rawi’nin FIFA’nın milli takımlarda oynama koşulunu ihlal ettiğini ileri sürmüş ve itirazda bulunmuşlardı. Sudan doğumlu Almoez Ali ve Irak doğumlu Bassam Al-Rawi’nin milli takımda oynama hakkı olan ikamet şartlarını yerine getirmediğini iddia etmişlerdi. Katar Futbol Federasyonu ise oyuncuların ülkede oynamasına izin veren akrabalarının olduğunu belirtti. 21 yaşındaki Al-Rawi, 2015’te düzenlenen U20 Dünya Kupası’nda da Katar forması giymişti. Final maçından üç saat önce açıklanan kararla BAE Futbol Federasyonu’nun itirazı, Asya Futbol Konfederasyonu tarafından reddedildi.
Üst düzey futbol tecrübesi neredeyse hiç bulunmayan Katar’ın, daha önce beş defa Asya Kupası’nı kazanan ve 1998’den beri bütün dünya kupalarında yer alan Japonya karşısındaki finalde çok fazla şansının olmadığını söylemek gerçekçi olurdu.
Fakat “maç sahada kazanılır” klişesi finalde de doğruluğunu gösterdi. Katar, turnuvanın en büyük yıldızı Almoez Ali’nin röveşatası ile 1-0 öne geçerken herkes şaşırmıştı. Üstelik Ali, turnuvadaki dokuzuncu golünü kaydedip Asya Kupası tarihinde en fazla gol atan futbolcu unvanının sahibi oluyordu. Ali Daei’nin 1996’da Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki turnuvada sekiz golle elde ettiği unvan yine aynı yerde yeni sahibini buluyordu. Katar’ın şansa öne geçtiğini düşünenler, Ortadoğu temsilcisinin ikinci golü bulmasıyla temkinli davranmaya başlıyordu. Turnuvada oynadığı 6 maçta da gol yememek Katar’a büyük bir özgüven sağlamıştı.
İkinci yarıda Japonya, Katar kalecisi Saad Al Sheeb’i 608 dakika sonra mağlup etmeyi başarsa da VAR kararı ile kazanılan ve Katar’ı 3-1 öne geçiren penaltı golü Asya Kıtası’nın dokuzuncu farklı şampiyonunu ilan ediyordu.
Katar tarihinde ilk kez şampiyon olurken yenilmeden Asya Kupası’nı kazanan ilk takım unvanına ulaştı. 19 gol atıp, sadece bir gol yiyerek de hem en çok gol atan hem de en az gol yiyen şampiyon oldular. 11 gole (1 gol 10 asist) direkt katkısı bulunan Akram Afif, 1 gol, 2 asistle final maçının yıldızıydı. Ayrıca gol kralı Almoez Ali ile birlikte turnuvanın en efektif iki oyuncusundan biriydi.
Peki 10 kez katıldığı Asya Kupası’nda sadece iki defa çeyrek final göre Katar’ın bu Sindirella masalı misali başarısının sırrı ne? Bu başarıdaki en büyük pay Aspire Academy ve Katalan teknik adam Félix Sánchez’in… 2006 yılında La Masia’dan ayrılan ve Aspire Academy’de çalışmaya başlayan Sánchez, akademideki yedi senenin ardından Katar’ın altyapı milli takımlarında görev almaya başladı. 2013’ten 2017’ye U-19, U-20, U-23 milli takımlarının başında bulunan Félix Sánchez, iki yıldır da milli takımın başında. Milli takım kadrosunda yer alan futbolcular ise neredeyse 10 yıldır onunla çalışıyor. Takımın üçte ikisi Aspire Academy çıkışlı. Futbolcular da çocukluklarından beri birbirleriyle arkadaş. Defansif orta saha Assim Madibo, Almoez Ali’yi 14 yaşından beri tanıdığını söylüyor ve ekliyor, “Biz sadece takım arkadaşı değiliz. Biz aynı zamanda bir aileyiz. Sadece saha içinde değil, saha dışında da birlikteyiz.” Bunu sağlayan ise Félix Sánchez. Madibo, onu 14-15 yaşından beri tanıdığını ve Sánchez’in babası gibi olduğunu belirtiyor. Katar’ın başarısındaki en büyük etken de bu.
Katar paranın gücü ve devşirme oyuncularla elde etmeyi hedeflediği şeyi kendi altyapısından çıkardığı futbolcular ile başardı. Milyonlarca dolar harcanan ve dünyanın konusunda en yetkin antrenörlerinin çalıştığı Aspire Academy, doğru işler yaptığını zaten Mutaz Essa Barshim’in başarılarıyla göstermişti. Akademinin takım sporlarında başarılı olabileceğini ise Katarlı futbolcular ispatladı. Elde edilen şampiyonluk sonrasında Katar’ın spor politikasının nasıl değişeceğini, devşirme sporculardan tamamen vazgeçip geçmeyeceklerini ise zaman gösterecek…