Salı günü takımların takas yapmak için son günüydü, ve her ne kadar ligin kaderini değiştirecek hamleler gelmese de şampiyonluk yolunda iddialı (yahut olduğunu sanan) dört takımdan dört hamle geldi ve gene bu hafta ilk baş antrenör kovulmasına sahne oldu. Sırayla değerlendirelim.
Demaryius Thomas -> Houston Texans
Hayaller: Thomas, sakatlanarak sezonu kapatan Will Fuller’ın yerini dolduracak ve de Texans, play-off yolculuğuna tam gaz devam edecek.
Hayatlar: Thomas kesinlikle yetenekli bir oyuncu fakat yaş olarak bakıldığında kariyerinin aşağı ivmelendiği bir döneme girdi denebilir. 31 yaşındaki dış açık (wide receiver-WR) performansının zirvesine çıktığı 2013 senesinden beri pas yakalayış başına gittiği yarda (Y/R) istatistiğinde gerilemekte ve 15.5’ten 11.2’ye gelmiş durumda. Evet, bunda ona pasları yollayan oyun kurucuların da (yaşlanan Peyton Manning ve bir yığın yeteneksiz Denver Broncos QB’si) bir payı vardır elbet, fakat pek iştah açıcı olduğu söylenemez bu istatistiklerin. Hele ki 15.7 gibi bir Y/R’ye ulaşmış Fuller ile kıyaslanırsa. Set başlangıcında rakip defansla ortalama mesafeyi ölçen CUSH istatistiğine göre Fuller’a kıyasla 0.4 yardalık bir avantaja sahip olan Thomas, pası yakaladığı anda rakiple arasındaki mesafeyi ölçen SEP’e bakınca ortalama 0.5 yarda gerisinde kalmış Fuller’ın. Evet, Texans’ın çok seçeneği yoktu belki, ama esas sıkıntıları an itibariyle ligin en kötü 4. offensive line’ına (muhafız hattı) sahip olmaları. Bunu düzeltmek için hiçbir hamle yapmamış bir takımın, aynı zamanda WR pozisyonunda da gerileyeceğini düşünürsek gelecekleri pek parlak değil. Gruplarında Indianapolis Colts, Tennessee Titans ve Jacksonville Jaguars gibi pusuda bekleyen ekipler var ve kendilerini her an playoff tablosunun dışında bulabilirler.
Golden Tate -> Philadelphia Eagles
Hayaller: Tate, Eagles hücumuna hızıyla aradığı kıvılcımı verecek; Wentz’in pas atacağı bir yeteneğin daha olması onları ligin en iyi 23. pas hücumu olmaktan kurtaracak ve geçen seneki düzeye yaklaştıracak. Üst üste ikinci Super Bowl geliyor!
Hayatlar: Tate kesinlikle çok iyi bir yetenek ve şapkadan tavşan çıkarma konusundaki hüneri, Eagles’ın geçen seneki hücum anlayışı için biçilmiş kaftan olurdu. Geçen sene 3rd down’larda istisnai bir başarı gösteren Eagles’ın önemli silahlarından biri atletik Torrey Smith idi, bu sene onun yokluğunu aradılar diyebiliriz. Fakat tıpkı Texans gibi Eagles’ın birincil problemi ligin en kötü offensive line’larından birine sahip olmaları, ve Tate’in varlığı bu duruma olumlu etki yapar mı henüz konuşmak için erken. İkincisi, Tate sıfırdan takıma eklenmeyecek, başka oyuncuların rolünü/zamanını çalmış olacak, bu konuda en güçlü aday da Nelson Agholor. Agholor touchdown sayısı ve Y/R istatistiğine bakınca geçen sezona uzak bir görüntü sergilese de, Eagles hücumunun hâli düşünüldüğünde o kadar da kötü oynamıyordu. O yüzden Tate’in Eagles’a katkısı marjinal boyutta kalabilir. Ayrıca hem Tate, hem Thomas –hem de geçen hafta gerçekleşmiş Amari Cooper- takasına dair genel olarak şunu söylemek mümkün: Tarihsel data, sezon içinde yapılan WR takaslarından iyi sonuç alınmadığını göstermekte.
Ty Montgomery -> Baltimore Ravens
Hayaller: NFL ortalamamızın altında üretim yapan koşu hücumumuza bir silah daha katıyoruz ve koşu savunmasında çok kötü olan gruptaki rakiplerimiz Cincinnati Bengals ve Cleveland Browns’u geride bırakıp play-off’a gidiyoruz!
Hayatlar: Ravens’ın koşu hücumunun sorunu bireysel oyuncu performansı değil set dizaynıyla alâkalıydı daha çok. Alex Collins sezon başından beri en kapalı savunmalara karşı koşan running back’ler sıralamasında ilk ikiden aşağı inmedi. Bunda koşu hücumlarının tam %29’unda sahaya tek bir WR ile çıkmalarının ve de bu sebepten epey tahmin edilebilir olmalarının da payı var. Montgomery WR’den bozma bir RB olduğu için doğru kullanılırsa belki rakiplerin kafasını karıştırır ve de pas yakalama konusunda olumlu bir katkı yapabilir Ravens hücumuna, fakat bu alanda da Ravens’ın diğer opsiyonu olan Javorius Allen’dan illaki daha iyi değil kendisi.
Tabii aslında bütün bunları bir kenara koyup Green Bay Packers’ın kendisini neden takas ettiğini de konuşmalıyız. Hafta sonu oynanan maçta, kendine verilen diz çök talimatına rağmen QB’si Aaron Rodgers’a avantajlı bir saha pozisyonu ve ~2 dakikalık bir süre tanımak yerine –topu elinden düşürmese bile- nispeten daha kötü bir senaryoya yol açacak şu hareketi yaptı.
Sonrasında Rodgers haklı olarak şu tepkiyi verdi. Daha sonra ortaya çıktı ki üniversitedeyken de bunu yapmaya niyetlenmiş ve kendi takım arkadaşı tarafından yere indirilmiş! Mental olarak zayıf bu arkadaşla Ravens’a başarılar dilerim.
Ha Ha Clinton-Dix -> Washington Redskins
Hayaller: Ligin en iyi safety (libero-S) ekibini kuruyoruz ve defansımızı daha da güçlendiriyoruz!
Hayatlar: Yani tabii yapabiliyorsanız yapın da, neden? Redskins zaten ligin en iyi pas savunmalarından birine sahipti, evet derine ve ortaya atılan paslarda %62.5’luk bir başarısızlıkları vardı ama 8 haftada denenmiş 8 pastan bahsediyoruz sadece nihayetinde. Redskins’in çok bariz iki zayıflığı var: Koşu savunması ve de pas hücumu, hatta sezona fırtına gibi başlamış yaşlı kurt Adrian Peterson’ın elbet tekleyeceğini varsayarsak hücum. Son üç maçını 23-17, 20-17 ve 20-13 kazanmış bir takım olarak idealleri sezonu böyle 20-10 kafasında bitirmek herhalde. İşe yarar belki de?
Gene Packers açısından bakarsak, libero pozisyonunda epey güçsüzleştiler bu takas sonrasında, onların geleceğine dair endişelerim daha fazla esasen.
Dante Fowler -> Los Angeles Rams
Hayaller: Zayıf olan pas baskımızı güçlendiriyoruz ve ligin en iyi takımı olmaya devam ediyoruz. O sene bu sene!
Hayatlar: Yani bu hayale çok itiraz edilemez, hele ki böyle düşük riskli bir takas söz konusuysa. Fowler, geçen senenin Sacksonville’i, bu senenin Sucksonville’i Jaguars’da bekleneni verememiş bir oyuncuydu ve de ilk 11 bile başlamıyordu savunmada. Rams, kendisinin pas basısı yeteneğine, kurumsal kültürüne ve de ligin en iyi savunma koordinatörlerinden biri olan Wade Phillips’in Fowler’ı işleyebileceğine güvenmekte. Fakat Fowler’ın pas baskısı konusundaki maharetini, koşu savunması konusundaki yetersizlikleri biraz gölgelemekte. Rams bu sene özellikle 3rd ve 4th down’larda rakibin az mesafe kat etse yeteceği durumlarda ligin en kötü performansını sergileyen takımlarından biri oldu. Geri kalan fikstürlerinde bu konuda onlara sıkıntı çıkarabilecek çok takım var: Alvin Kamara ve Mark Ingram’lı Saints, bu sene zaten sorun çıkarmış olan Seahawks, Kareem Hunt’lı Chiefs, Bears, geri dönmüş olursa Jay Ajayi’lı Eagles… Bir yeri doldurmaya çalışırken diğer taraftan boşaltmış olabilir Rams. Tabii ki gene de totalde olumlu bir katkı sağlayacaktır Fowler –özellikle pas baskısı yapamadıkları için yedikleri derin pasları azaltmaya yardımcı olursa- fakat aradıkları isim olmayabilir.
Hue Jackson -> İşsizlik
Hayaller: “Bu sene nihayet takımımı kompetan bir hâle getiriyorum.”
Hayatlar: Kendi hariç herkesi eleştirme ve nihayet son 40 maçında 3 galibiyet almış bir koç olarak tekmeyi yeme.
Geçen haftaki yazımda Jackson’ı yeterince tenkit etmiştim zaten, geri sarmaya gerek yok. Ama bu haftaki maçtan sonra kendisine sorulan ikinci yarıda neden mola almadığı sorusuna “hatırlamıyorum” diye cevap vererek zirvede –yahut zirvenin zıttı neyse onda- bıraktı kariyerini. Kendisi işini kaybettikten sonra da “Ben Wentz’i draft etmek istiyordum aslında” gibi açıklamalar yaptı ayağının tozuyla, fakat şu makalede anlatıldığı üzere hikâyesinin gerçeklerle örtüşmeyen bir sürü yanı var. Jackson herhalde evde ayağı masaya falan takılınca banyoda basın toplantısı düzenleyip masayı suçluyordur. İnanılmaz.
HAFTANIN EN’LERİ
En hızlı top taşıyıcı & topla en çok mesafe kat eden oyuncu: Kaptığı pası saatte 35.5 km hızla rakip end zone’a taşıyıp takımı Patriots’ın galibiyetini perçinleyen Devin McCourty, sadece 8. haftanın değil şu ana kadar sezonun da en hızlı top taşıyıcısı oldu! İnanılmaz bir performans gerçekten!
En hızlı sack: NFL videolarını internete koyma konusunda NBA’in falan epey gerisinde olduğu için maalesef Jordan Hicks’in bu onurunu hayalimizde yaşayacağız. Kendisinin aynı maçta gerçekleştirdiği bir başka sack ile idare etmek de başka bir alternatif.
En pes etmeyen savunmacı: Jet motorunu çalıştırıp 58 yarda koşan Lamar Miller’a (Texans) yetişerek touchdown almasının önüne geçen Dolphins savunmacısı Raekwon McMillan bu hafta bu ödülü alıyor.
En mucizevi pas: Brandon Cooks’un (Rams) sahanın kenarında yakaladığı bu pas o kadar mucizeviydi ki maçın hakemleri bile en başta iptal ettiler. Rams koçu Sean McVay, challenge (itiraz) hakkını doğru kullanıp takımına 25 yarda kazandırmayı bildi.
En beklenmedik yarda kazanımı: Tarik Cohen’ın 22 yardalık pası 70 yardalık touchdown’a dönüştürdüğü bu koşusu bu ödülü alıyor, fakat bu başarıda önemli bir pay derin sağda harika bir blok koyarak Jets savunmacısını ekarte eden Taylor Gabriel’ın.
NFL’e göre her takımın en iyi oyunu: İlk 15’e yaptığım itirazlardan sonra taktik değiştirmiş sanırım NFL ve bu hafta böyle bir 6 dakikalık video yayınlamış. Açıkçası bu sistemi sevdim ve pek boş sekans yok içerisinde, en azından en başlarda. Panthers’ın en iyi oyunu aynı zamanda “muskalı” kategorisine girer, ki aynı akının öncesinde de DJ Moore başka bir muskalılık performansı sergilemişti. Odell Beckham’ın videoda yer alan ve de rakip oyuncu ona faul yaptığı hâlde yakaladığı pas etkileyici olmakla birlikte aynı maçtaki şu yakalayışı da bir o kadar etkileyiciydi. Ve bence Rams’in punter’ı Johnny Hekker’ın rakibi tongaya düşüren şu pasının hakkı verilmeliydi.
Haftanın muskalıları: Bu hafta bu alanda bereketli geçti epey, yukarıda birine değindim zaten. İkincisi haftanın ilk maçında yaşanan ve sosyal medyada Madden NFL oyunu hatası olarak nitelenen bu garip ama gerçek andı. Dolphins gene de maçı kaybetti ama. Bu pozisyonların üçüncüsü, interception atmaya çalışmasına rağmen top ona geri dönünce kendi kendine pas atmış olan Wentz’ten geliyor (ki Eagles’ın maç boyu şanslı olduğu başka anlar da vardı, karma puanları negatife geçmiş olabilir). Bir başka örnek, daha bu sezon Raiders’a karşı şanslı bir an yaşamış Russell Wilson-David Moore ikilisinden geliyor. Moore’un jonglörlük geçmişi olabilir. Son olarak kameralarımız Oakland’a gidiyor ve takım arkadaşından seken topu yakalayan Colts oyuncusu Dontrelle Inman’ı izliyoruz.
Haftanın en Sabri Bey oyuncusu: Eski beceriksiz günlerini hatırlayarak iki saçma interception fırlatan (cidden kime yahu bu paslar, kime?!) Joe Flacco, Red Zone’da hatalı tercihlerine devam eden Eli Manning ve uzatmaya götürebileceği maçta hata üstüne hata yapıp 17 saniyeyi çöpe atan San Francisco 49ers başka normal bir haftada bu ödülü rahatlıkla kapardı. Fakat haftaya damgasını vuran oyuncu, Flacco’yu bile kıskandıracak kötülükte tam dört adet (bu ikincisi açık ara en kötüsü) interception atmayı beceren Buccaneers QB’si Jameis Winston oldu. Bu eylemleri sayesinde yedek kulübesini ısıtacak bu hafta Winston ama cidden, bu kadar kötü karar veremez bir insan. İkinci INT’i hâlâ daha anlayabilmiş değilim.
Haftanın yaptığı sporu unutan ikilisi: Rams-Packers maçında Davante Adams ve Lamarcus Joyner, çocukluk günlerini hatırlayıp el arabası oynamaya karar veriyorlar.
HAFTANIN TAHMİNLERİ
(Parantez içindeki sayılar hem seçtiğim handikap, hem de o takımın zannımca maçı kazanma ihtimalini göstermekte. Siz de FiveThirtyEight sitesinde maçlara olasılık atayabilir ve onların modelini yenmeye çalışabilirsiniz.)
Geçen haftayı telafi etmek için bu hafta oldukça potansiyelli maçlar izleyeceğiz gibi duruyor, eşleşmelerin kimi leziz.
Buffalo Bills – Chicago Bears (-10, %79): Aslında analize Buffalo temsilcisi için iyi şeyler söyleyerek başlamak isterdim. Geçen hafta Red Zone’dan (Tehlikeli Bölge) sayı üretme konusunda ligin en iyi takımlarından biri olan Patriots’a karşı epey iyi bir savunma yapmışlardı. Maça hazırlıkları da iyiydi, Gerek LeSean McCoy’u QB pozisyonundan koşuya başlattıkları, gerekse kandırmacalı pas organizasyonları olsun Patriots’ın kafasını karıştırdılar ilk yarıda. Ön yedilileri pas baskısı konusunda ligin en iyilerinden birisi. Ve daha bir ay önce golf kariyeri yapmaya çalışan tecrübeli (illa olumlu bir tecrübe olmasa da) oyun kurucuları Derek Anderson, hata yapmadığı anlarda fena bir oyun ortaya koymuyordu. Ama işte Patriots maçında sakatlandı kendisi ve bu hafta maça tekrar interception makinesi Nathan Peterman başlayacak. Peterman bu sene çok az süre aldı, ve bu aldığı sürede denediği 32 pasın 4’ünü rakibe kaptırdı. Sezon boyunca 200’den fazla pas deneyen Philip Rivers, Matt Ryan, Alex Smith, Wentz, Rodgers ve Drew Brees’in bu kadar interception’ı yok. Şaka gibi. İşte bu QB, pas baskısı konusunda ligin en iyi 8. takımının karşısına çıkacak bu hafta. Evet, Khalil Mack yokken Bears ön yedilisi vasatlaşıyor ve gene evet, QB’leri Mitch Trubisky pasları hedeften uzağa atma konusunda epey başarılı fakat bunlar Bears’in maçı kaybetmesi için yeterli sebepler değil.
Cleveland Browns – Kansas City Chiefs (+8.5, %80+): Potansiyel bir tuzak maç. Hafta içi hem koçunu, hem de hücum koordinatörünü kovmuş olan Browns bu maça nasıl bir mantalite ile çıkacak bilinmez. Geçici olarak takımın baş antrenörlüğünü yapacak olan Gregg Williams, Jackson’ı aratmayacak gibi duruyor yalnız; zira Çarşamba günü “2003’ten beri tam 11 defa baş antrenörlük teklifi aldım, 4’ünde mülakat bile istemediler direkt imza atabilirdim ama hiçbirini kabul etmedim” gibi saçma bir açıklama yaptı kendisi. Ayrıca kendisi Saints’in savunma koordinatörüyken, rakip oyuncuları sakatlayanlara prim verilme üzerine kurulu bir sistem oluşturmuşlardı (Bountygate olarak bilinen skandal). Bu koçun liderliğinde, ligin en iyi takımlarından birine karşı çıkacağı maçı kazanabilir mi Browns? Mümkün değil sanki. Geçen hafta Steelers QB’sine sadece bir kere darbe vurabilmiş bir ön yedili, gene ligin en iyi muhafız hatlarından birine sahip Chiefs karşısında bambaşka bir oyun sergileyebilir mi? Çok zor. Chiefs’e dair bazı soru işaretlerim var hâlâ: Derin pas zafiyeti devam etmekte, Patrick Mahomes’un agresif oyun tarzı bazen top kayıplarına mâl olmakta –ama şimdiye kadar hiç pahalıya patlamadı bu-, ve en önemlisi iyi koşan, koşuyu iyi savunan takımlara karşı mağlubiyetle flörtleşmekteler (Patriots, Garoppolo sakatlanmasa 49ers, geçen hafta Broncos). Peki Browns bu profile uyuyor mu? Ligin en kötü 12. koşu hücumu ve 6. koşu savunması oldukları için bunun da cevabı hayır. Chiefs bu maçı kazanamazsa Güneş o gün batıdan doğmuş olabilir.
Miami Dolphins – New York Jets (+2.5, koşullu %51) : Hiçbir fikrim yok bu maça dair açıkçası. Bunun sebeplerinden birisi Dolphins WR’ı Kenny Stills’in, ve de Jets WR’ları Robby Anderson ve Quincy Enunwa’nın oynayıp oynamayacaklarının henüz belirsiz olması. Texans karşısında Dolphins’in ortaya koyduğu görüntü hiç iç açıcı değildi; Red Zone’dan skor üretememişler, hatalı koçluk kararları almışlar, koşu savunmalarının berbatlığının kurbanı olmuşlardı. Daha da kötüsü, ligin en kötü offensive line’ının arkasında oynayan Deshaun Watson’a sadece 1 darbe vurabilmişlerdi koca maç. Bir! Eğer Jets QB’si Sam Darnold bu sene bir kaç maç iyi oynayacaksa onlardan birisi bu olacak. Dediğim gibi Jets hücumunun ne kadar sağlıklı olacağı soru işareti, ki geçen hafta tam 5 defa false start penaltısı alarak hücumlarının ne kadar kırılgan ve tecrübesiz olduğunu da gösterdiler, fakat Miami yedek QB’si Brock Osweiler her an büyük hatalar yapmaya başlayabilir ve bu da o profilde bir maç. Şu an ortada görüyorum ama eğer Jets en azından bir WR’ına kavuşursa maçı kazanmaya daha yakın takım olur.
!GÜZEL! Minnesota Vikings (-5, %69) – Detroit Lions: Lions bu sene en çözemediğim takımlardan birisi. Mesela çaylak Kerryon Johnson sayesinde seneler sonra ilk defa bir koşu hücumuna sahip oldular. Peki geçen hafta, pas savunması koşu savunmasından çok daha iyi olan Seahawks karşısında topu Johnson’a kaç defa verdiler? 8. Tamam pas hücumunda kullandılar kendisini fakat bu Seahawks takımını 100 yardanın altında koşarak yenme şansın çok düşük (dört takımdan bir tek Bears başardı bu sene), 34 yarda koşarak yenme şansın ise sıfıra yakın. Bu haftaki rakipleri Vikings’in koşu savunması Seahawks kadar iyi, o yüzden gene Stafford’ın paslarıyla maçı almaya çalışacaklardır. Yapabilirler mi? Mümkün, fakat geçen hafta Saints karşısında en kritik anda yaptığı iki hata yüzünden mağlup olan, aksi hâlde yapması gereken her şeyi doğru yapmış Vikings’in iki hafta üst üste yenileceğini sanmıyorum.
Bu son cümlem mübalağa değil: Vikings geçen hafta Kamara ve Ingram ikilisini 108 koşu yardasında tuttu; Brees 18/23 pas isabetiyle sadece 120 yarda katkı sağladı, 1 touchdown ve 1 interception yaptı; hem Adam Thielen hem Stefon Diggs 100+ pas yardası aldılar; Vikings hücumu 423 net hücum yardası giderken Saints 270’te kaldı… Maçtan önce şu tabloyu çizsen tüm Vikings camiası galibiyeti kutlamaya çıkardı, ama Thielen’ın fumble’ı ile devreyi 20-10 önde kapatacakken 13-17 geriye düştüler, üçüncü çeyrekte de Cousins’ın özet görüntüler videosunda da yer bulan hatası gerçekleşti. Bir de ortalamanın üstünde yer alan Vikings muhafız hattı hiç koruyamadı Cousins’ı geçen hafta (9 darbe, 4 sack). İşte bu Minnesotalılar için biraz ürkütücü ve ligin en iyi pas baskısını yapan Lions’ın galibiyete giden yolu tam da buradan geçiyor. Eğer Tate’in eksikliği hücumlarını çok olumsuz etkilemezse, doğru bir maç planı yapmışlarsa ve line’ları iyi bir performans sergilerse Vikings’i deplasmanda mağlup edebilirler. Fakat bilinmezliklerle dolular, ve Vikings’den en azından ne alacağımızı biliyoruz; sıkı bir 3rd down savunması ve çılgın bir pas hücumu. İyi formül.
Washington Redskins (-1.5, %57) – Atlanta Falcons: Altıncı hissim Atlanta diyor bu maç için, fakat New York Giants’ı bile Eli Manning’in maçı paketleyip hediye etmesi sonucunda zar zor yenebilmiş bir takımı seçmem için henüz şartlar olgunlaşmış değil. Falcons savunması gerçekten berbat hâlde ve sakatlıktan dönüp bu makus talihi değiştirecek bir oyuncuları da yok. Deplasmanda karşılaştığı Eagles’a 12, Steelers’a 17 sayı atabilmiş bir takım, ligin en iyi pas savunmalarından birine sahip Redskins’e karşı (burada nasıl Eli Manning’in üzerine kabus gibi ağır çekimde çöktüklerini izleyebiliriz) 25-30 sayı bulabilir mi? Çok zor. Yazının girişinde de bahsettiğim gibi Redskins’e güvenmek için de fazla sebebim yok; geçen hafta 60 yardalık bir touchdown yaparak bunu gerçekleştirmiş en yaşlı 2. oyuncu olan Peterson’ın gençlik iksiri elbet bitecek ama bu hafta karşısında dişine göre bir savunma var. Redskins gene 20-17’lik bir galibiyete uzanır herhalde, fakat Atlanta savunması mucizevi bir şekilde uyanırsa bambaşka bir maç izleyebiliriz.
Carolina Panthers (-6.5, %73) – Tampa Bay Buccaneers: Ligin en kötü Red Zone savunmasına sahip iki takımın karşılaşması, skor olarak ziyadesiyle doyurucu olabilir. Şöyle ki, Buccaneers maç başına rakiplerine 3.6 Red Zone fırsatı verip buradan %88’lik bir başarıyla döndürüyor. Panthers’ın durumu nispeten daha iyi, 2.4 fırsat ve %76.47’lik başarı oranı. Panthers’ın en kötü yanı pas savunması ve Buccaneers da pas hücumunda iyi olduğu için şanslı olabilir. Fakat Panthers’ın hücumu her türlü çok iyi bu sene ve Buccaneers’ın savunması her alanda çok kötü. Panthers’ın bu sürpriz çıkışını kısaca irdeleyelim: Yeni hücum koordinatörü Norv Turner, QB Cam Newton’ın daha kısa mesafeli paslar atacağı ve böylece daha az riske gireceği bir şablon empoze etmiş durumda. Pasların ne kadar sıkı savunma arasına atıldığını ölçen AGG% istatistiğinde 2016 yılında %24.5 ile 2., 2017 yılında %20.5 ile 5. sırada yer alan Newton, bu sene %17.6 ile 11. sırada! Bu sayede 2016’da paslarının %54.6’sının, 2017’de %62.1’inin başarılı olması beklenen ve bu beklentilerin altında kalan Newton bu sene %66.4’lük bir isabet tutturmuş durumda. Bu hücuma İsviçre çakısı gibi oyuncular DJ Moore ve Christian McCaffrey de eklenince rakip savunmaların Newton’a yoğun baskı uygulama stratejisi taca çıkıyor.
Panthers’ın hâlen daha yetenekli bir adet derin pas tehdidine ihtiyacı var, fakat bu eksikliğin sıkıntısının çekileceği rakip Buccaneers değil. Maç düelloya dönüşür ve Panthers 3 sayı farklı bir galibiyete ulaşmak durumunda kalır mı? Mümkün. Fakat Panthers Bengals’dan daha kompetan bir camia, o yüzden 30 sayı yeseler bile 37 sayı atacaklardır. Tabii Bucs, Winston’ın yerine –yeniden- ilk 11 başlayacak olan Ryan Fitzpatrick önderliğinde, geçen hafta yaptığı üzere Bengals karşısında topladığı 576 hücum yardasını hunharca harcamak yerine bunları sayıya dönüştürmek gibi bir plan benimseyebilir. Öte yandan bu takım Bears karşısında gene Fitzpatrick önderliğinde 47-3 geri düşmüştü. O yüzden kendileri kadar beceriksiz bir savunmayla karşılaşmadıkları sürece Buccaneers’a güvenmemek lâzım son tahlilde.
!GÜZEL! Baltimore Ravens – Pittsburgh Steelers (+3, %51): İstatistiksel anlamda denk iki takımın başa baş mücadelesi kıvamında bir başka müsabaka. Steelers geçen hafta tam da tahmin ettiğim gibi paslı başladığı maçı, savunmasının üstün oyunu sayesinde az hasarlı atlatınca (ilk çeyrekte 3 akında sadece 7 yarda gidebilmişlerdi) geri kalan sürede koşucu James Conner’ın da 146 koşu, 66 pas yardalık katkısı sayesinde farklı galibiyete uzandı. Pas savunmalarında henüz çözemedikleri sıkıntılar var, disiplinsiz savunmaları ligin en çok penaltı yiyen ekiplerinden birisi ve takım top kaybıyla fazla flört etmekte; fakat gerek offensive line’ları gerekse ön yedilileri mevzubahis aksaklıkları kapatacak kadar ligin en iyi birimlerinden birine dönüşmüş hâlde. Geçen hafta Panthers karşısında QB Flacco’yu korumayı başaramamış ve 7 darbe aldırmış Ravens için kötü bir haber bu. Flacco da son 4 haftada 4 touchdown, 4 interception yapmak suretiyle sene başındaki kompetan görüntüsünden uzaklaşmakta büyük resme baktığımızda. Carolina ekibi, Ravens’ı durdurmanın reçetesini de çıkardı aslında: Hızlı bir bek ile WR John Brown’u tutmak, böylece Flacco’nun uzun pas atmasının önüne geçmek. Steelers’ın derin pas savunması Panthers kadar etkileyici değil belki ama gene de üst sıralarda yer alıyor. O yüzden mevcut trendler Steelers’dan yana, ilk maçı da Ravens kazandığı için bu maçı Steelers’ın kazanması beklenebilir. Öte yandan Ravens’ın üst üste üç maç kaybetmesi de beklenmedik bir gelişme olur. O yüzden yakın skorlu, kazananın son anda belli olacağı bir maç beklemek makul sanırım.
Denver Broncos (-1, %53) – Houston Texans: Thomas için takastan 5 gün sonra gelen bir intikam maçı mı? Texans geçen hafta epey sükseli bir galibiyet alsa da, bu galibiyeti etkileyen en önemli faktörlerden biri sene başından beri sadece 10 touchdown ve 7 interception yapmış Watson’ın bir maçta 5 touchdown’a ulaşmasıydı. Lig 29.su Dolphins ön yedilisinden sonra lig 3.sü Broncos ön yedilisi ile karşılaşacak olan Texans, böyle bir hücum performansının yakınından geçemeyecektir. Fakat Broncos da tıpkı Miami gibi Red Zone hücumunda hiç de etkileyici olmayan bir takım. Hatta Red Zone’u geçtim, pas hücumunda epey kötüler; fakat koşu hücumunda bir o kadar iyiler. Broncos koçu bu gerçeklikle geçen hafta nihayet yüzleşmiş, maçta geri düşmesine rağmen topu Phillip Lindsay’ye vermişti ve böylece Chiefs gibi bir takıma karşı skoru yakın tutabilmişti. Ama bu taktik bu hafta işe yaramayabilir, zira Texans ön yedilisi koşu savunması konusunda epey iyi. Zaten Las Vegas da bu nötrleyen faktörleri göz önünde bulundurup maçı kimin kazanacağını seçememiş durumda sadece 1 sayılık handikapla. Ben Texans’ın 6 maç üst üste kazanabileceğini düşünmüyorum, Denver’ın yüksek rakımlı bir kent olmasından kaynaklı ev sahibi avantajının devreye gireceğine ve gelişmiş istatistiklerin sevdiği, Chiefs ve Rams’e defaatle kafa tutmuş Broncos’un hak ettiği galibiyete uzanacağını düşünüyorum. Öte yandan Thomas’sız kalmış, koşu hücumu nötralize edilmiş Broncos sayı üretemeyip fark yerse de şaşırmam.
!KAÇMAZ! Seattle Seahawks (-1, %58) – Los Angeles Chargers: Sene başından beri yazılarımı takip edenler, Chargers’ın hücumuna akıl sır erdiremediğimi biliyordur. Ligin en yetenekli hücum hatlarından birine sahip olan Los Angeles ekibi, Bills ve Browns haricinde hiçbir takıma 30 sayıdan fazla atamamış durumda. Chargers’ın bu sene yendiği 5 takımın DVOA güç sıralamasındaki yerleri ise şöyle: 25., 27., 28., 30., 32. Bu sıralamada ilk iki sırada yer alan Chiefs ve Rams’e ise en az 10 sayı farklı yenilmiş hâlde Chargers. Seahawks, esasen defansıyla, ama Russell Wilson’ın sihirbazlığıyla sürüklediği hücumunun da katkısıyla bu sıralamada 6. sırada. O yüzden Chargers’ın üst üste aldığı 4 galibiyetin büyüsüne kapılmamak ve Seahawks’ın gücüyle yüzleşmek gerekecek nihayet bu maçta sanki. Geçen haftaki yazımda Chargers’ın baş antrenörü Anthony Lynn’i de yeterince tenkit etmiştim zaten, Lynn ile bu seneki takıma beklentilerin çok üstünde bir performans sergileten Seahawks baş antrenörü Pete Carroll’ın becerisi de kıyas kabul etmez. Seattle temsilcisi WR Tyler Lockett, pas baskıcısı Frank Clark, bek Tre Flowers vs. gibi genç oyuncularından aldığı sürpriz katkılarla ve de Wilson’ın epey iyi işlettiği play-action setleriyle (koşu görünümlü pas) epey tehditkâr bir takım bu sene. WR David Moore’a da ayrı bir parantez açmak gerekiyor, Wilson’ın sadece Moore’a attığı pasları hesaba katarsak kendisi mükemmel bir QB reytingine sahip! Diğer bir deyişle bu ikili daha iyi bir performans sergileyemez istese de. Tabii bu senenin “hücum savunmayı yener” trendi ve Seahawks’ın şimdiye kadarki performansının istatistikî bir anomali olma ihtimali galibiyete ulaşan tarafın Chargers olacağı anlamına gelebilir ama bence Seattle temsilcisi bir adım daha önde.
!KAÇMAZ! New Orleans Saints (+2, %55) – Los Angeles Rams: Yukarıda da anlattığım gibi Rams’in derin pas savunması konusunda ciddi sıkıntıları var: Rakiplerinin bu tür pasların %49’unda isabet bulmasına izin vererek ligin en kötü 7. takımı olmuş hâldeler. Daha da didikleyip derine ve sola atılan paslara baktığımızda ligin en kötü 2. takımına dömüşüyorlar. Sene başında ligin ortalama üstü olarak değerlendirilen beklerinden olan Troy Hill, bu sene eşleştiği açıkların tozunu tekrar tekrar yutmakta. Ayrıca Saints offensive line’ı da pas koruma hususunda lig 6.sı, o yüzden Rams’in “neyse pas baskısıyla rakibi sıkıntıya sokarız” stratejisi de o kadar rahat başarıya ulaşamaz. Rams şununla teselli bulabilir: En azından QB Jared Goff, geçen hafta olduğu gibi sürekli yere çalınmayacak. Ayrıca “bizim Todd Gurley’miz var, sizin yok”. Gurley, 15 takımdan daha fazla koşu yardasına sahip tek başına. Ligin en iyi RB’lerinden Kamara ve David Johnson’ı bir araya getirince Gurley’nin yarda sayısını ancak geçebiliyorlar. Gene geçen sene ligin en iyi açıkları arasında sayılan Alshon Jeffery ve Jordy Nelson’dan daha fazla pas yardasına sahip bu RB hâliyle. Ama Saints’in koşu savunması da DVOA’ya göre lig 2.si durumda. Yani bu maçı Rams’in almasının yolu pas hücumundan geçmekte. En azından sakatlanmış olan Cooper Kupp’ın yerini gene uzun, hızlı ve touchdown farkındalığı yüksek Josh Reynolds’la doldurmuş durumdalar geçici olarak. Saints pas savunması geçen seneki hâlinden fersah fersah uzakta, bu durum Red Zone savunmalarına da yansıyor %73.91’lik başarısızlıkla. Özetle, iki takım için de belirgin bir galibiyet yolu mevcut, fakat Saints’in yolunun asfaltı biraz daha az yıpranmış hâlde. Son tahlilde mükemmel bir maç izleyeceğimiz garanti.
!KAÇMAZ! New England Patriots (%68) – Green Bay Packers (+5.5): Biraz manasız ama ilginç bir istatistikle açayım analizi: İki takım son 33 yılda 9 defa karşılaşmış durumda, bunların sadece 4’ünü Patriots kazanmış ve de bu galibiyetlerin sadece bir tanesi (2006) 6+ sayı farkla lehine bitmiş. Tabii ki onlarca yıl önceki eşleşmeler bugüne dair bir şey ifade etmiyor; fakat tarihin en iyi QB’lerinden ikisi karşı karşıya geliyorsa ve maçın tanıtım videosunu Michael Jordan sunuyorsa bir tarafın farklı galibiyetini beklememek lâzım demeye çalışıyorum sanırım.
Biraz da saha içine bakalım: Patriots, düzgün bir RB’si olmadan Bills karşısında skor üretme sıkıntısı çekti, Sony Michel muhtemelen gene oynamayacak. Packers’ın Goff’ı 5 sack ile bunaltmış olan pas baskısı Brady’ye bu sene önündeki muhafız hattı sayesinde pek işlemese de (ne Bills, ne Bears bana mısın dedirtemedi) elbet onu biraz yavaşlatacak, en azından Red Zone’daki opsiyonlarını kısıtlayacaktır. Patriots zaten bütün sene hızlı ve derin tehdit yaratan bir açığı olmamasından çekti, takas sonrası Josh Gordon bu görevi üstlense de sadece o var ve Packers CB’si Jaire Alexander geçen hafta hızlı açıkları savunma konusunda iddialı olduğunu kanıtladı. Packers hücumu çok başarılı gibi durmuyor skorlara bakıldığında, fakat oynadıkları takımların savunma gücüyle beraber düşününce biraz daha iyi duruyor ve DVOA istatistikleri de bu bulguyu destekliyor. Kim kazanır falan aslında bunlar biraz da detay, aktif en iyi iki QB’yi belki de son defa birbirlerine karşı oynarken izleyeceğiz. Elbette Patriots galibiyete daha yakın ama bu maçlarda her şey olabilir.
Dallas Cowboys (%62)– Tennessee Titans (+5.5): Üst üste güzel maçlar analiz ettikten sonra bu Pazartesi gecesi maçı, harika bir ana yemekten sonra gelen vasat ve insanın ağzının tadını bozan tatlı gibi oldu biraz açıkçası. İki takımı da en son iki hafta önce izlemiştik, o haftaya dair yazımda beş koçu eleştirirken bunlardan ikisi bu takımların koçlarıydı. Varın gerisini siz düşünün. Cowboys, eğer Ezekiel Elliott ve Dak Prescott’lı koşu hücumu çalışıyorsa iş yapan bir takım ve offensive line’ları epey berbat. Hücumlarını çeşitlendirmek konusunda o kadar çaresiz hissediyorlardı ki kendilerini geçen hafta Raiders WR’ı Amari Cooper’ı ilk tur draft hakkı karşılığında takas ettiler. İlk tur! Bu hafta Thomas’ın, Tate’in falan misliyle düşük fiyatını düşününce ne kadar kötü yönetilen bir kulüp oldukları da ortaya çıkıyor. İşin daha da trajik yanı, Cooper’a takastan sonra “hiç cool oyun biliyor musun ya?” diye sormuş olmaları. Titans’a gelirsek, Cowboys’dan daha berbat bir offensive line’a sahip ender takımlardan birisi onlar. Her iki hatlarının kötü performansı, onları biraz tahmin edilemez kılıyor. Mesela savunmalarına bakarsak o kadar iyi değiller, ama koşu savunmaları geçen hafta hayatı Elliott’a zindan eden Redskins’den daha iyi durumda. Şimdi buradan ne sonuca varılabilir ki? Jaguars’ı 40-7 yenen Cowboys’u, Eagles’ı 26-23 ile geçen Titans’ı mı izleyeceğiz; yoksa Texans’a karşı senenin en kötü maçlarından birini çıkaran Cowboys’u ve Bills’i deplasmanda yenemeyen Titans’ı mı? Böyle maçlarda genelde favori olmayan takımı seçiyorum ben ama galibiyete daha yakın taraf gene de Dallas.
Geçen haftanın handikap tahminleri: 6-8-0
Sezonun handikap tahmini toplamı: 52-63-6 (%45.2)
Geçen haftanın kim kazanır tahminleri: 10-4-0
Sezonun kim kazanır tahmini toplamı: 77-41-2 (%65.3)