H Grubu herhalde her takımın eşit miktarda tur atlama şansına sahip olduğu nadir gruplardan biriydi. Sadece, Polonya ve Kolombiya’yı diğerlerinin bir adım önüne koyabilirdik. Ancak grupta her şey beklendiği gibi gitmedi. Japonya, Kolombiya karşısında favori olmamasına rağmen –erken kırmızı kart ve penaltının yardımıyla- çok önemli bir galibiyet alarak başlamıştı. Bu galibiyet elbette gruptan çıkmaları adına çok önemliydi. Fakat oynadıkları futbol hiç ama hiç umut vermemişti. Zira rakipten sayıca fazla olmalarına rağmen topa hiç sahip olamamışlardı. Hatta üst üste beş başarılı pas bile yapamamışlardı. Bu Japonya’nın elbette fiziksel üstünlüğü olan Senegal karşısında kazanması çok zordu. Nitekim Japonya ne zaman savunmaya çekilse gol yedi. Doğru hücum ettiklerinde ise attıkları goller onları maç içerisinde tuttu.
Polonya, kaybettiği iki maçta da yaratıcı ve golcü oyuncu eksikliği çektiğini herkese gösterdi. Onların ilk 11’ine baktığımızda, Lewandowski dışında kendi liglerinde belirli bir gol miktarına ulaşabilen oyuncu olmadığını görüyoruz. Zira grubun geride kalan maçlarında topa sahip olmalarına rağmen skor anlamında hiçbir şey üretemeyen bir Polonya izledik. Şimdi Polonya’nın hiçbir hedefi yokken, Japonya ise lider olarak son 16’ya kalmak istiyor. Keyifli bir doksan dakika ile karşı karşıyayız.