İlk iki maçları göz önüne aldığımızda rakibine göre en iyi adapte olabilen takım olarak dikkatleri çeken İsveç, Almanya maçında kaçan bir puanı telafi etmek ve son 16 turuna çıkmak için Meksika karşısına çıkıyor. Playoff’larda İtalya’ya sert savunma futboluyla geçit vermeyen İskandinav ekibi, Güney Kore’ye karşı set oyunuyla galibiyete uzanırken Almanya karşısında uyguladıkları kontratak sistemiyle de geçer not aldılar. Bukalemun misali adaptasyon özelliklerinin Meksika karşısında nasıl bir renge bürüneceğini kestirmek gerçekten zor. Galibiyet parolasıyla sahaya adım atmak zorunda olan İsveç, oyunu doğal olarak karşı alana yıkmak isteyebilir fakat Almanya’yı hızlı hücumlarıyla yıkan Meksika karşısında bu plan ters tepebilir. Tabii ki diğer maçın skoruna göre de formasyonların maç içinde değişeceğini varsaydığımızda İsveç, tam bir kapalı kutu konumunda.
İki maçtan da galibiyetle ayrılan Meksikalılar, günün sonunda turnuva dışında kalabileceklerine inanamıyorlardır. Murphy Kanunları devreye girerse 6 puanla turnuva dışında kalabilirler. Ancak son Dünya Kupalarında istisnasız olarak son 16 turuna kalmayı başaran Meksika, bir çuval inciri berbat etmeme konusunda deneyimli bir takım. Ve en azından maçı beraberliğe kitleyebilecek tecrübeye sahipler.
