Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Diğer SporlarKoşunun Modası

Evet, aksesuarlar koşunun olmazsa olmazı değil. Yine de bazıları gerçekten faydalı olabiliyor.

Aksesuarlar… Koşunun olmazsa olmazı değiller ama bazıları gerçekten de faydalı. Tabii son yıllarda oluşturduğumuz garip bir alışkanlık da var; spora başlamadan o dalla ilgili tüm teçhizatlara sahip olmak. Ayakkabıya göre renkli çoraplar, çoraplarla takım olacak bileklikler ve kafa bandı, bunlarla kontrast oluşturacak renkte tişörtler derken liste uzayıp gidiyor. Bu durumun oluşmasında satış taktiklerinin payı büyük. Ama en büyük pay yine spor kültürü içerisinde yetişmiyor olmamızda.

Ben de çok meraklısı olmamama rağmen, faydalandığım veya kullandığım koşu aksesuarları ile ilgili birkaç bilgi paylaşmanın iyi olabileceğini düşündüm. Belki bu şekilde bir nebze de olsa, ne işe yaradığını bile bilmediğiniz aksesuarlar almak durumunda kalmazsınız…

Su çantası: Uzun ve özel bir tempo çalışmasının olmadığı antrenmanlarda kullanmak faydalı olabiliyor. Çeşitli kapasitelerde olup, farklı kullanım alanlarına hitap eden bu çantalar, özellikle rotası uzun parkurlarda hayat kurtarıyor. Bir ila bir buçuk litrelik kapasite, iki saat ve üstü antrenmanlar için yeterli. Fakat tekrarlayalım, parkurunuzda başlangıç noktasına sadece antrenman bitiminde dönecekseniz faydalı. Yoksa atletizm pistinde yapacağınız iki saatlik bir antrenmanda suyunuzu bir kenara koyabilirsiniz. Bir de kullanım ile ilgili bir püf nokta; suyunuzu çantaya doldurduktan sonra hazneyi ters çevirip havasını boşaltın. Aksi takdirde koşarken hava içmek durumunda kalıyorsunuz ki bu da ister istemez gaz yapıyor.

Kompresyon çorapları: Benim için koşu sırasında değil ama koşu ve ağır antrenmanlar sonrasında hayat kurtaran bir ürün. Düşünün ki, sabahın köründe kalkıp canavar gibi antrenman yaptınız. Ama sonra bütün gün iş… Bu çorapları takım elbisenin altına giyseniz kimse fark etmez, çalışırken de kaslarınız rahatlar. Koşu sırasındaysa, sadece uzun ve hafif-orta tempo idmanlarda kullanılabilir. Diğer türlü kalflar fazla şişecektir ve kan dolaşımı azaldıkça yan etkiler ortaya çıkmaya başlar.

Cep telefonu kol bandı: Hiç gerek yok! Ben de çok geç farkına vardım aslında. Kaldı ki, bir saatin altında bitirdiğim 2013 İstanbul Maratonu 15K koşusunda bile kolumda vardı. Fakat süre uzadıkça kolunuz uyuşuyor. Ayrıca telefonunuzu antrenman boyunca yanınızdan ayıramayacağınız bir işiniz varsa, zaten ya koşacak vaktiniz yok ya da iş saatlerinde spor yapıyorsunuz!

Bel çantası: Koşu için özel olarak tasarlanmış, genişleyebilen hazneye sahip bel çantaları mevcut. Bu çantalara, para, anahtar, jel benzeri ufak ihtiyaçlarınızı yerleştirmeniz mümkün. Dizaynı iyi olanları size varlığını dahi hissettirmiyor. Lakin, sprint antrenmanları için tavsiye etmem.

Güneş gözlüğü: Kimisi var hava güneşli de olsa kapalı da olsa takıyor. Onların amacı belli. Özellikle gözlük camları aynalıysa… Güneşli bahar günlerinde ben de gözlükleri çok konforlu buluyorum. Antrenmandan sonra Horatio Caine gibi çıkarıp bir kenara koyup esnetmemi yapıyorum. Yaz sıcağında ve zorlu koşullarda ise aynı profesyonel bisikletçiler gibi gözlükleri çıkarıp bir kenara fırlatasım atasım geliyor. Sonra kendi attığım gözlüğün peşinden koşmayayım diye hiç takmamayı tercih ediyorum (Keşke sponsorumuz olsa).

Meme ucu bantları: Bugüne kadar neredeyse hiç meme uçlarımın tahriş olması gibi bir sıkıntım olmadı. Bu biraz vücut yapısı ve giyilen tişörtün kumaşı ile alakalı. Yine de bu bantların doğru kullanımda işe yaradığı açık. Maraton için yanınıza almak isteyebilecekleriniz arasında.

Vazelin: Koltuk altı ve boyun bölgelerine uygulamak hem maratonda hem de takip eden günlerde ızdırap çekmeniz engeller. Fazla söze gerek yok sanırım.

Kafa bandı ve bileklikler: Teri silmek için kullanılan bu aksesuarlar ne kadar etkili tartışılır. Çünkü gerçekten çok terliyorsanız tüm bunlar yeterli olmayacaktır. Kaldı ki bu tip durumlarda kafanzadan aşağı su boşaltıyorsunuz ve tüm bu aksesuarlar işlevlerini bir anda yitiveriyor. Fakat uzun süre uzun saç kullanmış biri olarak kadınları bu konuda anlıyor ve onaylıyorum.

Yağmurluk: Doğru yağmurluk ve rüzgarlık her zaman çok önemli. Evden uyduracağınız eski bir yağmurluk koşuda size eziyet olur. Bir süre sonra içerden aşınma ve erime yapabilir. Bu da ilk olarak omuzlarınızın üstüne denk gelir ki, ilk ıslanan yer zaten orasıdır. Dolayısıyla koşu için özel tasarlanmış yağmurluk ve rüzgarlık kullanmanızı tavsiye ederim. Çok ince olurlar ve üzerinizde yokmuşlar gibi rahatça koşmanıza olanak verirler.

Bel çantası su mataraları: El çantaları için olanları da vardır. Bana göre en gereksiz aksesuarlarda biri. Yani mataralar o kadar küçük ki, içlerinde aldıkları su miktarı kadar da daraları var. Su bittikten sonra da bir kenara atamazsınız.

Tayt: Erkekler için de çok önemli bir aksesuar. Yaz ya da kış, yağmur veya açık hava farkı olmaksızın giyilebilirler. Yazın amele yanıklarından, kışın soğuktan korur. Yağışlı havalarda az su tutacaklarından koşu deneyiminizin eziyete dönüşmesini engeller.

Bitirirken Not: Ayakkabı, çorap, GPS saati, nabız bandı ve kinezyoterapi bantlarına bu yazıda yer verilmemiştir. Zira daha önce birçok yazıda bunları konuşmuştuk.

*Vodafone İstanbul Yarı Maratonu yaklaşıyor. Detaylı bilgi için buradan. 

Can Demirel, Güney Amerika’nın Kuzey karakterli soğuk insanı. Plaza, tarla ve oteller üçgeninde göçebe spor hayatı deniyor. Kısıtlı zamanda yapılan egzersizlerden maksimum verim almak üzerine deneysel çalışmalarda bulunuyor, kobay olarak kendini kullanıyor. 1993 yılında başladığı spor hayatında yüzme, yelken, Amerikan futbolu ve triatlonla gerçekten uğraşmış olup şimdilerde mevsimine göre spor seçiyor. Strava profili için tıklayabilirsin.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Sessizliği Kırmak

Sessizliği Kırmak

3 sene önce
Kazanmak

Kazanmak

4 sene önce
Dönemler Üstü

Dönemler Üstü

4 sene önce