*Bu yazı yazılırken Chicago Cubs, 71 yıllık ‘Keçi Laneti’ni yıktı. Bu sabaha karşı da MLB’de şampiyonluğunu ilan etti.
Biz bu filmi daha önce görmüştük. Theo Epstein’ın 100 galibiyet barajını aşan takımı yaratması klasik Amerikan spor filmi senaryolarının iyi bir örneğiydi. Başarısı tescillenmiş genç bir menajer, takımı yeniden yapılandırması için göreve getiriliyor. Birkaç mantıklı takası, başarılı draft seçimleri takip ediyor ve bize de arkamıza yaslanıp izlemek kalıyor. Ancak aynı kulübün geçmişinde filmin türünü bilim kurguya evirecek cinsten bir basiretsizlik silsilesi olduğunu bilmek, işleri değiştirebilir belki.
ABD’de, bütün sporlarda en uzun süre şampiyonluk kazanamayan kulüp rekoru 108 yılla Chicago Cubs’a ait. World Series oynadıkları son sene olan 1945’te yakalandıkları ‘Keçi Laneti’ ise bu sezon nihayet kırıldı.
71 yıl önce Detroit Tigers’la oynanan World Series’in dördüncü maçında Chicago’nun ünlü restoranlarından Billi Goat Tavern’in sahibi Billy Sianis’ten, maçı birlikte izlediği biletli evcil keçisini stadyumdan çıkarması istendi. Çünkü diğer taraftarlar kokudan rahatsız olmuştu. Bunun üzerine Sianis, ‘keçinin lanetinin kulübün üstünde olacağını ve bir daha World Series’i kazanamayacaklarını’ söyledi. Detroit Tigers, o seriyi 4-3 kazandı ve 1945, Chicago Cubs’ın World Series’te göründüğü son yıl olarak tarihte yerini aldı.
Aradan geçen yıllarda keçi, farklı senaryolarda varlığını hissettirdi ve her seferinde Cubs’ı Vatikan’a götürüp Papa’yı göremeden geri getirdi. Kötü kaderine razı olmasa da çaresizce laneti kırmayı bekleyen Chicago’nun mavi çocukları için, birilerinin bir şey yapması gerekiyordu. 1969’da Omaha, Nebraska’da yaşayan Chicago Cubs sempatizanı 6 yaşındaki Tom Ricketts, 40 yıl sonra kulübün sahibi olacağını tahmin bile edemezdi. 2009 yılında ise 900 milyon dolar karşılığında Chicago Cubs, Wrigley Field ve Comcast SportsNet Chicago’nun yüzde 25 hissesini satın aldı. Kulübün yeni sahibi olarak yaptığı ilk açıklamada da “Herkes şunu bilmeli ki uzun bir süre için geldik ve kazanmak için buradayız” dedi. 100 yıldır kazanamamayı kültür edinmiş bir takım için kurulabilecek en mantıklı cümle olmasa da yeni patronun da bir taraftar olması umut vericiydi. Asırlık kilidi açmaya yardımcı olması için, 2011 yılında Theo Epstein genel menajerliğe getirildi. 2004 yılında Boston Red Sox’ın 86 yıl aradan sonra ilk şampiyonluğuna ulaşmasını sağlayan Epstein’dan, ‘keçi laneti’nin üstesinden gelmesi bekleniyordu. Tom Ricketts, şampiyonluk için yapılan bu hamleyi 25 Ekim 2011’de şu sözlerle duyurdu: “Bugün World Series’i kazanmak için büyük bir adım atıyoruz, size Theo Epstein’ı takdim ediyorum.”
12 yıl önce Red Sox’a kazanamama geleneğini unutturan Epstein, Red Sox ile üç kez World Series zaferi yaşadı. Benzer sistemi uyguladığı Chicago Cubs da şimdilerde aynı kararlılıkla merdivenleri tırmanıyor. Parçası olduğu tarihi bırakıp Chicago’ya gelmek, Theo Epstein için büyük bir olaydı. Red Sox artık kazanan bir takımdı ve Boston’dan omzunda bir yük hissetmeden ayrıldı. Cubs ile bu başarıyı tekrarlama fikri ise kariyeri için belki de en büyük meydan okuma olacaktı. Epstein’ın 2011’de devraldığı takım, sezonu 71 galibiyetle tamamlamıştı. Cubs bu sene, 162 maçın 103’ünü kazanarak kulübün 1906’dan bu yana bir sezonda elde ettiği en yüksek galibiyet sayısına ulaştı. Finallerde ise LA Dodgers’ı 4-2 ile geçerek 71 yıllık laneti kırdı ve World Series oynamaya hak kazandı. Kendini en kötüye hazırlamaya alışmış ‘Mavililer’in, umutlanmak için artık çok daha geçerli nedenleri var. Pearl Jam grubunun solisti Eddie Vedder, Cubs taraftarının 100 yılı aşkın süredir barındırdığı umudu şöyle tarif ediyor:
“Hayatınız boyunca Cubs taraftarı olmuşsanız, umut kaslarına sahipsinizdir. O kaslar hep sizinledir. Onları çalıştırdığınızı bilirsiniz. Yeterince sağlam olmalılar. Ve siz de umudunuzu yitirmeden, o kasları tekrardan harekete geçirecek çok büyük hayal kırıklıklarına hazırlıklı olmalısınız.”
*Bu yazı, Socrates’in raflardaki Kasım 2016 sayısında yer aldı. Tüm sayılara ulaşmak için tıklayın!
