Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolJohan Cruyff’un Ardından

Johan Cruyff 24 Mart 2016'da aramızdan ayrılmıştı. Büyük efsaneyi Ruud Krol, Albert Roca ve Muhsin Ertuğral'a sorduk.

Total Futbol denince futbol dünyasında akla gelen ilk isimlerden Johan Cruyff aramızdan ayrılalı iki yıl oldu. ‘Sarı Fare’yle, Ajax ve Hollanda Milli Takımı’nda birlikte forma giymiş Ruud Krol, Cruyff etkisindeki son dönem Hollandalı teknik direktörlerden Frank Rijkaard’ın uzun yıllar yardımcılığını yapmış Albert Roca ve Ajax’ın Güney Afrika’daki pilot takımı Ajax Cape Town’a Total Futbol sistemini aşılamakla görevli Muhsin Ertuğral’a büyük efsaneyi sorduk. 

RUUD KROL

Krol kaptan

Total Futbol’u icat eden Rinus Michels’ti. Siz ve Suurbier hücuma dönük kanat bekleriydiniz, Rep ve Keizer sürekli hareket halindeki hücumculardı ve Neeskens’in de eşine az rastlanır bir tarzı vardı. Total Futbol’un yüzü olarak Johan Cruyff’un öne çıkmasının nedeni neydi?

Bence bu normal. O takım topu ayağında tutarak oynardı. O kadrodaki oyuncular Total Futbol’un gereği olarak birçok farklı pozisyonda oynayabiliyordu ama Cruyff, nasıl derler, pastanın üzerindeki kremaydı,  farkı yaratan oydu. Bugün Barcelona için Messi neyse, Real Madrid için Ronaldo neyse, Cruyff da öyleydi, sıradışı olan isimdi.

Cruyff her zaman ilgi odağı olmuştu. Takım içinde bir sorun yarattı mı bu durum?

Hayır. Ben modern bir insanım, her zaman kendi işimi yapmaya çalıştım. Futbol önce benim hobimdi, sonra işim oldu ve sonunda da işimde gayet iyi oldum. Elbette yer yer anlaşmazlık olabilir ama ciddi bir tansiyon yaşanmadı.

1974 Dünya Kupası’nda Cruyff bir forma krizi yaratmıştı. Adidas giymeyeceğini söyleyip klasik üç çizgiden bir tanesini koparmıştı. Bugünkü ortamda bir yıldız oyuncu bu tür bir hareket yapsa, ciddi eleştiri alır. O dönem insanlar nasıl tepki vermişti? Ya da en azından takım içinde reaksiyon ne olmuştu?

O meselenin ilk ortaya çıkışı Dünya Kupası’ndan önceye dayanıyor. Pumayla bir kontratı vardı. Çözüm olarak bunu buldu. Ama takım içinde kimse şikayetçi değildi bu konudan.

1974 ve 1978’de Dünya Kupası Finali oynayan takımdaydınız. 1978’de Cruyff yoktu. İki takım arasındaki fark neydi?

Tabii ki farklı takımlardı.  1974’teki kaliteyi ortaya koyamadık. Oynamaya çalıştığımız total futbol eskisi gibi değildi. Birçok oyuncu değişmişti. Van Hanegem yoktu, Cruyff yoktu. Birçok oyuncu yaşlanmıştı. İnsanlar her zaman 1974’teki takımı devrimi yaratan ekip olarak hatırlıyor. Farklı iki takımdı diyebilirim.

1978 Dünya Kupası kadrosunda Cruyff olmadığı için kaptan sizdiniz. Takımın iki lideri olarak aranız nasıldı? Tartışma yaşadığınız dönemler oldu mu?

Hayır hayır. O her zaman birinci kaptandı. Ben ise o olmadığında kaptanlık görevini üstleniyordum. 1978’de o olmayınca pazubandı taktım.  Bu tür konularda hiç problem yaşamadık. Genel anlamıyla da Cruyffla hiç büyük sorun yaşamadık.  Elbette Ajax’ta da Hollanda’da da anlaşmazlıklar oluyordu ama iyi takımlarda oynayan oyuncular birlikte çalışmayı ve birbirini idare etmeyi bilir.

1999-2001 arası Hollanda’nın yardımcı antrenörüydünüz. İnsanlar o Hollanda takımının Euro 2000’de oynadığı güzel futbolu hala hatırlıyor. O takımda bir Cruyff baskısı var mıydı? Müdahale ettiği noktalar olmuş muydu?

Hayır hayır. Orada Rijkaard’laydık. Rijkaard’ın elbette Johan’la arası iyiydi ve onunla konuşuyordu ama herhangi bir baskı ya da müdahalesi yoktu.

Cruyff’un Johnny Rep’le anlaşamadığı ve Ajax’ı terk etme sebebinin Keizer’in takım kaptanı seçilmesi olduğu söylenir. Tüm bunlar milli takımda bir sorun yarattı mı? Tüm bu sorunlara rağmen onu lider kılan şey yeteneği miydi?

O dönem her sezon başlarken demokratik bir şekilde kaptanımızı seçerdik. Bence bu bir problem yaratmamıştı, Johan kararı kabul etti ve kalacağını söyledi. Ama sonra kararını değiştirdi, çünkü iyi bir teklif almıştı. Hollanda’da o parayı kazanamazdı. Bence iyi bir tercih yapmıştı. Ajax’tan Barcelona gibi üst düzey bir takıma geçmek mantıklı bir karardı.

1970’lere kadar Hollanda futbolu uluslararası arenada ciddi bri yere sahip değildi. Hollanda futbolunun yükselişinde Cruyff’un etkisi neydi?

Tabii ki çok ciddi bir etkisi vardı. Ama en büyük etkiyi yaratan iki teknik adam Feyenoord’da Ernst Happel ve Ajax’ta Rinus Michels’ti. O yetenekli grubun ve güzel oyunun uzun dönemdeki gelişiminde bu iki teknik adam önemli rol oynadı. Johan da o dönemki en özel yıldızımızdı. Maradona Arjantin için neyse Cruyff da Total Futbol için benzer bir anlam taşıyordu. O Ajax’ın finaller oynaması herkesin o takımı, o oyunu konuşmasına yol açtı.

Yıldız oyuncuların iyi teknik direktörler olamadığı söylenir ama Cruyff bir istisnaydı. Total Futbol’un merkezindeydi, o sistemden yetişip, sonrasında aynı sistemle birçok başarı yakalamıştı. Tüm bunlar onun antrenörlük kariyerinde bir rol oynadı mı? Örneğin Michel Platini ve Maradona da harika oyunculardı ama bu kadar köklü sistemlerde yetişmemişlerdi…

Onun vizyonu diğerlerinden daha iyiydi. Oyuncu olduğu dönemde hem Ajax’ta hem de Hollanda Milli Takımı’nda etrafındakileri daha yukarıya taşırdı. Bu özelliğini teknik direktörlük dönemine de taşıdı. Michelsla birlikte kurduğu Barcelona bağlantısı da oyun felsefesinin temellerini Barcelona’ya aktarma fırsatı yarattı.

Hem bir oyuncu hem de bir menajer olarak Cruyff’u özel kılan neydi? Lider karakteri mi, zekası mı yoksa yeteneği mi?

Yeteneği, vizyonu ve futbolu, antrenör olduğu dönem oyunu birçok büyük ismin ulaşamadığı noktalara taşıması onu farklı kıldı.

Cruyffla alakalı unutamadığınız özel bir anı var mı?

Ajax’a gelmeden önce hep savunmanın merkezinde oynardım. Ajax’ta Michels beni sol beke koydu. Ama sol ayağım yoktu. Cruyff ve Keizer beni solla oynamaya zorladılar. Antrenmanlardan önce sol ayağımı çalıştırırdık. Başlarda çok çok kötüydü tabii ama sağ ayağım kadar olmasa da zaman geçtikçe iyi hale geldi. 1974 Dünya Kupası’nda Brezilya’ya attığımız ikinci golde Johan Cruyff’a asisti sol ayakla yapmıştım. Rekabetçi olabilmek için nasıl çalıştığımızı gösteren, genç oyunculara örnek olabilecek özel bir anı. Öte yandan, Cruyff’la geçen her an özeldi çünkü o dünyanın en iyi oyuncularından biri. Hem harika bir oyuncu, hem de harika bir insandı.

***

ALBERT ROCA

Albert Roca

Futbolcu olarak Johan Cruyff’u farklı kılan neydi?

Yeteneğin doğuştan olduğuna inananlardanım. Cruyff da doğuştan yeteneklere sahip, seçilmiş bir oyuncuydu. Annesinin Ajax’ta temizlikçi olarak çalışması nedeniyle küçük yaştan itibaren futbolla temas halindeydi. Güçlü bir fiziğe sahip olmamasına rağmen devamlı ritmini kontrol altına aldığı hızı ile fark yarattı. Diğer taraftan tekniği de müthişti. Gerek arkadaşlarına asist yaptığı, gerekse de bireysel becerileriyle gol yaptığı pozisyonlarda her iki ayağını da çok iyi kullanırdı. Saha içindeki duruşu ise herkesten farklıydı. Henüz 16 yaşındayken kendinden daha tecrübeli oyuncuları yönetiyordu. Onlar da bu liderliği kabullendiler ve Cruyff’un sonucu belirleyen isim olduğunu gördüler.

Antrenörlük kariyerinde onu özel yapanlar?

Lider futbolcular, antrenörlük yaptıklarında da genellikle bu özelliklerini sürdürürler. Hollanda’nın en önemli ismiydi, bu yüzden diğer futbolculardan saygı görüyordu. Genç oyuncular ona hayrandı ve onun ofansif sistemini her zaman kabullendiler. Hep şunu söyledi: “Eğer takımın topa sahip olursa, rakip gol atamaz” Bu düşünce Ajax ve özellikle de Barcelona’nın göze hoş gelen oyun stilinin gelişmesinde pay sahibi oldu ve bu takımlara Avrupa’da kupalar kazandırdı.  Cruyff’un ‘3P’ (pres, possession ‘topa sahip olma) ve pozisyon alma) anlayışı, ilerleyen yıllarda tamamen İspanyol takımlarını tanımlayan stile dönüştü ve dünya futbolunu domine etmelerine sebep oldu.

Johan Cruyff’u farklı ve özel kılan, temel olarak oyun anlayışıydı. Onun dışında hiç kimse, hem iyi sonuçlar alan hem de oynayanlar ve izleyenler için çekici bir hücum futbolunun olabileceğine kanaat getirmemişti. Cruyff’un mirası hiçbir zaman etkisini kaybetmeyecek çünkü bu tarz bir düşünce yapısı, sporun özüyle tutarlılık sergiliyor.

Kişilik olarak Cruyff’u nasıl görmek gerekir?

Cruyff’un karakteri, gerek futbolculuk gerekse antrenörlük kariyerinde belirleyici oldu. Oynadığı dönemde, takım arkadaşlarına sürekli sahada ne yapmaları gerektiğini söylerdi. Antrenörlük döneminde ise hiçbir yöneticinin takımdaki işlere karışmasına izin vermedi. Oyuncularını, sahada ne yapmaları gerektiğine dair ikna etme gücüne sahipti. Mottolarından biri, “Sahaya çık ve oyundan zevk al”dı. Onu tanıyan insanlar arasında büyük bir güvenilirliği vardı. Bu nedenle kararları daima saygı gördü.

Cruyff futbolda neyi değiştirdi?

1980’ler ve 1990’larda antrenörlerin mantalitelerinde, geçmişe yönelik radikal değişiklikler oldu. Birçok ülke, İtalyanların ünlü Katenaçyo’sundan etkilendi ve defansif bir sistem benimsedi. Sadece bir forvet ile oynuyorlardı. Johan, Barcelona ile hücum futbolunun köklerini sahalara tekrar getirdi ve seyirciler için bir gösteri sundu. Sisteminde iki kanat oyuncusu, iki iç forvet vardı. Hücumu kaleciden ya da savunmanın ortasından başlatan bir yapı inşa etti ve dünyanın en iyi takımı olarak döneme damga vurdular. Birçok antrenör de onun oyun stilinin bir benzerini kendi takımlarında uygulamaya çalıştı.

***

MUHSİN ERTUĞRAL

Muhsin Ertuğral

Cruyff’un bir futbolcu ve teknik adam olarak önemi neydi?

Ajax’ı, bir futbolcu ile özdeşleştirdiğiniz zaman Cruyff akla gelir. Bayern Münih’te Beckenbauer’in olduğu gibi. Bir de düşüncesiyle teknik adamların gönlünde taht kurmuştu. Neydi bu düşünce? Başarı, iyi bir futbol ile kazanılmadıysa hiçbir şey ifade etmez. İyi bir oyun ile başarının gelebileceğini düşündü ve bunun üzerine çalışarak başarılı oldu. Hem futbolcu hem de teknik adam olarak bu düşüncenin simgesiydi. Biz de teknik adamlar olarak bu tarzı taklit etmeye çalıştık.

Sadece Ajax’ı değil, Barcelona’yı da La Masia sistemi ile bugünkü haline getirdi. Yetiştirdiği futbolcuların birçoğu antrenör olarak kulübe hizmet verdi, vermeye de devam ediyorlar.

Hollandalı futbolcular Cruyff’u kendilerinden ayrı bir yerde mi görüyorlardı? 

Eşit olmaları mümkün değildi. Ona karşı bakış açısı çok farklı. Böyle oyuncular 30-40 senede bir yetişir. Sıkıştıkları anda ya Cruyff’u ya da Rensenbrink’i buluyorlardı. Bu da Cruyff’u diğerlerinden farklı kılmak için yeterliydi zaten. Ruud Krol gibi çağdaş savunmacı standartlarını oyuna getiren bir futbolcu bile ilk anda Cruyff’u topla buluşturmak istiyordu. 18’in civarında topla buluşturduğunuz anda sonucu etkileyebilecek bir oyuncuydu.

Temsil ettiği değeri bugün taşıdığını düşündüğünüz biri var mı?

Futbolcu olarak olmasa da antrenör olarak Guardiola var. Genç yaştan beri Cruyff’la çalıştı ve kulübün futbol anlayışını geliştirdi.

Cruyff’un dünya futboluna kattıkları ne?

Oyun felsefesi. Total Futbolu Rinus Michels, Cruyff ve onun jenerasyonuyla yarattı. Önde baskı kuran, topu çabuk geri alabilen ve rakibin sahasında topa sahip olma düşüncesini o yerleştirdi. Daha sonra Ernst Happel bunu devam ettirdi. Birinci farklılık buydu ama bu antrenöre bağlı bir şey. İyi oyuncularla ancak bunu yapabilirsin. Michels bunu o isimlerle yapabildi.

Çok çabuk atağa kalkabilen, oyun ritmini değiştiren, dikine giden, ayağa pas yapan… Atmaktan çok attıran bir isimdi Cruyff. Sahada savaşmıyorlar, zevk alıyorlardı. Kattığı en önemli şeyler bunlardı. Antrenörlük kariyerinde de bunları birleştirerek bir yere geldi.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce