Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Diğer SporlarRöportajİyi İnsanlar

Somali Bandy Takımı, fazla gündemde olmayan bir başarı öyküsüne sahip. Biz de takımın yetkilileri ve oyuncularıyla bu projenin nasıl hayata geçtiğini konuştuk.

Son yıllarda sporda, sanatta, siyasette, televizyonda kısacası hayatımızın pek çok alanında en çok duyduğumuz kavramlar arasında, “göç, mülteci, göçmen’’ yer alıyor. Bununla birlikte, sözünü ettiğimiz alanlarda bu sözcüklerin içinde bulunduğu pek çok başarı hikâyesine de tanıklık ettik. Bu başarı hikâyelerinin en belirginlerinden biri Rio 2016’da yer alan Mülteciler Takımı oldu. Bu belirgin başarı hikâyesinin dışında kıyıda köşede kalan ya da ülkemizde çok fazla dikkat çekmeyen önemli başarılar da vardı. Bunlardan biri, İsveç’te kurulan ve dünya şampiyonasına katılmayı başaran Somali Bandy Takımı’nın yaptıkları.

Türkiye’de çok fazla bilinmeyen bandy’yi, kısaca topla oynanan buz hokeyi olarak tanımlayabiliriz. Somali Bandy Takımı’nın bu dünya şampiyonası yolculuğu, Trevligt Folk (İyi İnsanlar) ismiyle bir filme dönüştü ve film İsveç’te geçen yılın en çok izleneni olmayı başardı. Kış sporları ve sinema denince aklınıza Jamaika Bobsled Takımı’nı konu alan Cool Runnings filminin gelmesi muhtemel. Ancak bu kez hikâyenin çok daha farklı olduğunu ve sportif başarıdan ziyade hayatın zorluklarını da barındırdığını belirtelim. Çok fazla uzatmadan sözü hikâyenin kahramanlarına bırakalım.

Her şey nasıl başladı, Somali Bandy Takımı’nı kurmaya nasıl karar verdiniz?

Hans Grandin (Takım Medya Sorumlusu): Aslında her şey biraz şaka yollu başladı ve imkânsız bir şeyi yapma düşüncesi aklımı kurcaladı. Bandy harika bir spor ve bunun gerçeğe dönüşmesi beni çok şaşırtmadı.

Takımı nasıl bir araya getirdiniz?

HG: Takım üyelerini Somalilerin kurmuş olduğu Swesom isimli bir yerel futbol takımından aldık, takımı bu şekilde bir araya getirdik.

Bu fikir nasıl bir spor takımından bir sosyal sorumluluk projesi haline geldi?

HG: Bence işler tam ters şekilde işledi. Biz ilk olarak bir sosyal sorumluluk projesi geliştirdi, bu oluşuma öyle baktık. Spor bir topluma entegre olmak için en iyi yol. Bu konuda filmin de çok büyük bir yardımını gördük tabii ki. Filmin de katkısıyla artık hem Somali Bandy Takımı daha iyi biliniyor hem de bize daha çok saygı duyuluyor.

Hükümetten, belediyeden ya da diğer yetkili kurumlardan herhangi bir maddi destek görüyor musunuz, size yardımcı olunuyor mu?

HG: Hayır, sadece Borlange kent yönetiminden küçük bir maddi destek alıyoruz. Bunun dışında projeyi büyük ölçüde özel sponsorlar ve Borelange Bandy Kulübü  finanse etti.

Bu tip projelerin göçmenlere ve mültecilere topluma entegre olma konusunda yardımcı olabileceğini düşünüyor musunuz?

HG: Evet kesinlikle, konuşabileceğimiz ortak bir alan oluşuyor. Spor gerçekten çok bütünleştirici.

Bu projeyi filme dönüştürmeye nasıl karar verdiniz? Film size nasıl yardımcı oldu?

HG: Buna biz karar vermedik. Biz bu fikri ortaya koyduğumuzda pek çok yapımcı bu hikâyeyi takip etmek istedi. Flip & Fredrik bu yarışı kazandı çünkü filmi kendi imkânlarıyla çekebileceklerini söylediler. Bununla birlikte çok saygın ve tanınan gazeteci olan Karin af Klintberg de filmin yönetmenliğini üstlendi.

Filmi çekmekteki temel amacınız neydi?

HG: Herhangi bir amacımız yoktu. Her şey filmi çeken şirkete bağlı olarak yürüdü. 300 saatlik bir çekim sonrasında gerekli işlemleri (kurgu vb. gibi) yapıp filmi oluşturdular.

Toplumun, Somali Bandy Takımı’na ve filme tepkisi ne oldu?

HG: İyi İnsanlar geçen yıl İsveç’te en çok izlenen film oldu. Ve İsveç’te okullarda 8. sınıf öğrencilerine ders dâhilinde gösteriliyor. Bununla birlikte film şu anda tüm dünyadaki İsveç büyükelçiliklerine gönderiliyor.

Sizce bu proje, bu tarz diğer projeler için önemli bir örnek olacak mı? Suriyeli göçmen ve mültecilerle ilgili olarak buna benzer bir proje geliştirilebilir mi?

HG: Evet, bence biz bu tarz şeyler yaparak yeni bir tarih yazabiliriz, bir şeyleri değiştirebiliriz. Şu anda hem bandyde hem de diğer kış sporlarında bazı projeler gerçekleştiriliyor. Diğer kentlerde de özellikle Afgan ve Suriyeli mültecilerle ilgili buna benzer çalışmalar yapılıyor.

Takımın genel menajerliğini İsveç’in efsanevi bandy oyuncusu Per Fosshaug yapıyor, takımın koçluğunu ise Rus Alexander Tarasenko üstleniyor. Bu ikiliye de projenin saha içindeki kısmını sorduk.

Somali Bandy Takımı’nın koçu olma teklifini aldığınızda tepkiniz ne oldu? Bu görevi neden kabul ettiniz?

AT: Beklenmedik bir teklifti. Oyun ve kaymak hakkında hiçbir fikri olmayan çocuklarla bandy oynayacağımı hiç düşünmemiştim ama zamanla bir farkındalık oluştu. Bence bu teklif hayır diyemeyeceğim bir şey oldu o yüzden kabul ettim, durum biraz umutsuz olsa da.

PF: Bana bu teklif bir anlamda bir fantezi gibi geldi ama sonuçta fantezi gerçeğe dönüştü.

Somali Bandy Takımı’nı çalıştırma sürecinde en kolay ve en zor şey sizce neydi?

AT: En zor şey onlara temel becerileri, oyunla ilgili temel noktaları çok kısa ve kısıtlı bir zamanda göstermekti çünkü genç oyuncularda bu süreç yıllarca sürebiliyor. Kolay hiçbir şey yoktu çünkü temel becerileri çok yetersizdi. Bu saydığımız şeyleri elde etmek çok zor gerçekten. Sanırım duygularımı en iyi özetleyecek kelime ilham olur bu anlamda.

PF: Her şey çok zordu. Lojistik, malzeme bulmak ,antrenman tesisi bulmak, bunlar bizi zorlayan noktalar oldu. Film çekim sürecinde de kamera bulmak bizi zorladı ama kamerayla birlikte takımda uyum arttı çünkü birlikte gülecekleri zaman geçirecekleri bir şey oldu filmin görüntülerini izlerken.

Takım tarihindeki ilk dünya şampiyonası golünü attığında neler hissettiniz?

AT: Nükleer patlama gibiydi diyebilirim.

PF: Tam bir mutluluk, herkesin içindeki potansiyeli görebildiğini hissettim bu çok büyük bir mutluluktu.

Somali dört yıldır dünya şampiyonalarına katılıyor, bu süre içerisinde takımın performansında bir gelişim oldu mu?

AT: Evet her şampiyona bizi bir üst seviyeye taşıdı. Aslında baktığımızda takımdaki bazı oyuncuların gerçekten çok yetenekli olduğunu görüyoruz. Geriye baktığımda son dört yılda çok büyük bir yol kat ettiğimizi görüyorum.

PF: Antrenman yaptıkça daha iyi bir noktaya geldik. Gelişim hem teknik hem de taktik olarak gerçekleşti. İki alanda da büyük bir gelişim gösterdik. Oyun dışında da bu farkı görmek mümkün her konuda.

Hikâyenin gerçek kahramanları olan oyuncuların görüşlerini ise sona sakladık. Oyunculardan Hassan Farah, dünya şampiyonasına kadar uzanan bu yolculukla ilgili sorularımızı yanıtladı.

Somali Bandy Takımı’na dâhil olma teklifi geldiğinde tepkiniz ne oldu?

Hiçbirimiz bu işe başlamaktan çekinmedik. Hepimiz bu projeye gönüllü olarak başladık. Aslında farklı takımlarda da yer alabilirdik, bu proje dâhilinde bazı farklı seçenekler de mevcuttu. Ancak biz Somali Bandy Takımı’nın bir parçası olmak istedik. Çünkü yeni bir şey denemek çok eğlenceli ve heyecan verici olacaktı. Zaten belli bir seçme sürecinden de geçtik ve bu sürecin en iyileri olarak Somali Bandy Takımı’na dâhil olduk ve Dünya Şampiyonası yolculuğumuz başladı. Aslında bu yolculuk bir anlamda hayatımızın bir özeti gibi, tıpkı hayatımızdaki en dipten sıfırdan başladık ve mücadele edip en üst noktaya çıkmayı başardık. Dört dünya şampiyonasını geride bıraktık gelecek yıl beşincisine katılacağız.

Bu süreçte sizi en çok zorlayan şey ne oldu ve buz üzerine ilk çıktığınızda neler hissettiniz?

Bizim için en zorlu engel kaymayı öğrenmek ve birkaç ay içerisinde Dünya Kupası seviyesinde oynamayı denemek oldu. Bizden çok daha güçlü ve sertliğe alışkın takımlarla oynamak durumundaydık. Bununla birlikte hem burada (İsveç’te) hem de ülkemizde (Somali’de) herkes bizi hafife alıyordu, bizi ciddiye almıyordu. Ancak zamanla her şey değişti ve ilk turnuva sonrasında her şey daha iyi gitti.

Bu proje topluma entegrasyonunuza nasıl yardım etti ve bu proje sonrasında toplumdan aldığınız tepkiler ne oldu?

Bandy bize topluma entegre olma konusunda yardımcı oldu çünkü okulumuz ve işlerimizi dışında pek çok İsveçli ile tanışma fırsatımız oldu. Bu da önyargıların kırılmasını sağladı.

Dünya Şampiyonası’nda attığınız ilk gol sonrasında neler hissettiniz?

İlk gol sonrasında gerçekten mutluluğun zirvesini yaşadık. Bizim turnuvayı gol atmadan tamamlayacağımızı iddia eden çok fazla insan olmuştu ancak biz onları yanılttık ve her şeyin mümkün olabileceğini gösterdik.

Peki tüm oyuncular profesyonel mi yoksa başka işleriniz de var mı?

Hiçbirimiz profesyonel değiliz. Bir kısmımız öğrenciyiz bir kısmımızın da yaptığı başka işler var.

Aileniz, yakınlarınız bu projeyi ilk olarak duyduklarında ne dediler?

Hiç kimse bizi sahada görene kadar bu fikre inanmadı. Proje gerçeğe dönüşene kadar inanmadılar.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Sessizliği Kırmak

Sessizliği Kırmak

3 sene önce
Kazanmak

Kazanmak

4 sene önce
Dönemler Üstü

Dönemler Üstü

4 sene önce