İngiltere aylardır Wayne Rooney’i bekliyordu. Nisan ayından beri Premier Lig’de gol atamayan 30 yaşındaki oyuncunun milli takım formasıyla atacağı her gol onu ülke futbol tarihinde en üst sıraya yaklaştıracaktı. Euro 2016 elemelerinde oynadığı maçların biri hariç -açılıştaki İsviçre deplasmanı- hepsinde gol atması süreyi kısalttı. Sonunda beklenen gol de dün akşam geldi. Wayne Rooney, İsviçre’ye attığı penaltı golüyle, milli takım forması altındaki gol sayısını 50’ye çıkardı ve ülke tarihinin en çok gol atan oyuncusu oldu. Rooney’nin 50 golünün oluşumuna ve listede 40 gol barajını geçen isimlere göz atalım.
Wayne Rooney (50 gol)
Wayne Rooney milli takım formasıyla ilk golünü attığında henüz Everton’da oynuyordu. 18 yaşındaki genç oyuncu, altıncı milli maçına çıkmıştı. Üsküp’te oynanan Makedonya maçında fileleri havalandırarak mesaiye başladı. İngiltere o karşılaşmayı 2-1 kazandı. Tıpkı 50. golünde olduğu gibi yine bir eylül akşamıydı. İngiltere topraklarındaki ilk golünü ise o maçın dört gün sonrasında Liechtenstein’a attı. Bu golün Old Trafford’da atılması o zamanlar büyük bir anlam ifade etmiyordu ama Rooney’nin kariyeri şekillendikçe şiirsel bir nitelik kazandı. Rooney’nin tarihe geçen golünü ise tarihi Webley Stadyumu’na denk getirmesi, 50. gole ayrı bir anlam kattı. Rooney, 100.milli maçına da Wembley’de çıkmış ve Slovenya’ya gol atmıştı. ‘Wazza’, milli forma altında en çok golü geçen sene attı. 2014 yılında 8 gol kaydeden Rooney, milli gollerinin %40’ını son dört seneye sığdırdı. Rooney’den en çok canı yanan takım ise 5 golle San Marino oldu.
Bobby Charlton (49 gol)
İngiltere’de bu haftaya kadar, yaklaşık 47 senedir, zirvenin tek bir sahibi vardı: Bobby Charlton. O da Rooney gibi bir Manchester United efsanesi. Zaten ikili, kulüp tarihinin zirvesi için de çekişiyor. 1956-1973 yılları arasında Manchester United’da oynayan Charlton, kırmızı forma için 249 gol kaydetti. Rooney’nin sayısı ise şu anda 233… ‘Wazza’, 5 gol daha atarsa Denis Law’ı geride bırakıp ikinci sıraya geçecek ama asıl hedef tabi ki Charlton.
Charlton, Manchester United’ın trajik uçak kazasından sonra kulübün küllerinden yeniden doğmasını simgeleyen en önemli figürlerden biriydi. Seyrek saçları, onun gerçek bir ikon olmasını engelledi, çünkü yanında – ve karşısında- kusursuz bir şekilde ışıldayan George Best vardı. Charlton belki dönemin popülerlik rüzgarında ikinci sıradaydı ama birçok alanda birincilik ondaydı. 1958’de henüz ilk milli maçında İskoçya’ya gol attı. İkinci maçında Portekiz ağlarını havalandırarak Wembley’deki ilk milli golünü attı. Aynı maçta bir gol daha kaydetti. Charlton; 1968 yılının Mayıs ayında, yani Manchester United Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonu olduğunda, George Best Avrupa’da yılın futbolcusu seçilmeye çok yaklaştığında ve Avrupa hem kültürel hem sosyal anlamda etkisi yıllarca sürecek bir rüzgara kapılmışken, İsveç filelerini havalandırdı. Wembley’de attığı bu gol onun milli forma altındaki 45. golüydü. Bu sayede 44 gollü Jimmy Graves’i geçerek o gün zirveye yükseldi. 47 sene boyunca bu alanda rakipsiz kalacağı tahmin edilememişti ama İngiltere futbolu kahraman çıkarmaya çok fazla heveslendiğinden, golcü yetiştirmeyi unutmuştu! Zaten ‘Sir’ Charlton da gerçek bir santrfor değildi. Gollerinin büyük bir kısmını da kariyerinin başında atmıştı. 49 golün 24 tanesi ilk 4 yılda geldi. Tempoyu yavaşlatmasaydı belki de Rooney’nin işi daha zor olacaktı. Bu arada Charlton da tıpkı Rooney gibi, 100. milli maçında Wembley’de gol atmayı başardı.
Gary Lineker (48 gol)
Rooney’den önce Charlton’un rekoruna en çok yaklaşan isim Gary Lineker’di. Lineker, belki de ikisinden de daha başarılıydı ama daha şanssızdı. Charlton 106. maçında 49. golünü, Rooney ise 107. maçında 50. golünü atmıştı. Rooney yaklaşık 12 senedir milli takım formasını giyiyor. Charlton da aynı süre kadar milli takımda oynadı. Lineker ise sadece 8 senelik bir milli takım kariyeri oluşturabildi ve 80 kez sahaya çıkabildi. Buna rağmen 48 gol atmayı başardı. 49. gole ise 11 metre uzaklıktaydı. Brezilya ile oynanan hazırlık maçında kazanılan penaltıyı o kullandı. Atsa tarihe geçecekti, fakat ‘Panenka yapmak isterken başarısız olanlar’ listesine adını yazdırdı. Yine de milli takımla başarıları mevcut. Mesela ‘Altın Ayakkabı’ kazanan ilk İngiliz oldu. Dünya Kupası’nda hat-trick yaptı, oynadığı turnuvalarda yıldızlaştı. 1986’da ‘Tanrı’nın eli’ olmasaydı daha yukarıya çıkabilirdi. Euro 88’de turnuva esnasında hepatit oldu. 1990 Dünya Kupası, İngiltere dışında düzenlenen bir Dünya Kupası’nda İngilizlerin gidebildiği en yüksek yere tanıklık etti: Yarı finale… 22 futbolcunun oynadığı maçı penaltılar sonunda Almanlar kazanmasaydı belki de Lineker tarihe bir klişe kazandırmak yerine kupayı havaya kaldıracaktı. Yine de kupaları ile olmasa da golcülüğü ile hatırlanıyor. En iyi de Türkiye hatırlıyor. 1985’te ve 1987’de Wembley’de oynanan iki maçta, önce Yaşar Duran’a ardından Fatih Uraz’a karşı hat-trick yaptı. Barcelona’da oynadığı dönemde Madrid’deki bir hazırlık maçında İspanya’ya 4 gol birden attı. Aynı başarıyı 1991’de Malezya karşısında da gerçekleştirdi.
Jimmy Greaves (44 gol)
Şansını yurtdışında deneyen nadir İngiliz futbolculardan biri olan Jimmy Greaves, kısa bir süre zirvede yer aldı. 60’ların şaşalı futbolcusu, milli forma altında 44 gol attı ama Charlton onu 1968’te yerinden etti. Fakat işi ortalamaya vurduğumuzda öndeki üç ismi de geride bırakıyor. Çünkü 44 golü 57 maça sığdırdı. Bunda yaptığı hat-tricklerin payı çok büyük. Yaptığı 6 hat-trickle, milli forma altında en çok üçleme yapan İngiliz futbolcu olma unvanını koruyor. Milli takımdan koptuğunda henüz 27 yaşındaydı. Bir çok İngiliz futbolcu gibi alkol de onun en büyük rakibi oldu ve çok daha fazla maça çıkmasına ve doğal olarak daha çok gol atmasına engel oldu.
Michael Owen (40 gol)
Üç tane Dünya Kupası, iki tane Avrupa Şampiyonası deneyimi.. Birçok maç, atılan goller. Ama akılda kalan tabi ki o an… Henüz 18 yaşına yeni giren Owen, Arjantin savunmasını arkasına takarak muhteşem bir gole imza attığında ülkedeki şöhreti çılgınlığa dönüşmüştü. 1998 yılında İngilizler yeni bir kahraman bulmuştu ve o kahramanın önünde İngiltere’nin talihini değiştirmek için uzun yıllar vardı. İlk kez milli formayı giydiğinde yüzyılın rekorunu kırdı! Milli takımda oynayan en genç oyuncuydu. Şili maçında sahaya çıktığında 18 yaşını dolduralı iki ay olmuştu. Yaklaşık 3 ay sonra ilk golünü attı. Casblanaca’da Fas ağlarını havalandırdı. 1998 Dünya Kupası’nda yıldızlaştı. 2002 Dünya Kupası öncesi oynanan Almanya maçında hat trick yaptı. Ezeli rakiplerine Münih’te üç gol atmak ülkedeki şöhretini zirveye çıkardı. Fakat Liverpool’un gözbebeği ne zaman evinden ayrıldı; o zaman düşüşe geçti. 2005 yılından sonra oynadığı maçlarda sadece 12 gol atabildi. 2008’den sonra milli takıma da giremedi. Son gollerini Londra’da Rusya’ya attı. Milli takım kariyerini 40 golle noktaladı.