Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Futbolİhtiyacı Olanların Finali: River Plate – Tigres

Libertadores'te finalistler belli oldu. Bir tarafta Güney Amerikalı olmayan bir takım Tigres, diğer tarafta 19 senedir kupayı kaldıramayan bir dev River Plate...

Güney Amerika’da futbol durmuyor. Copa America’nın üzerinden henüz bir ay geçmedi fakat kıtanın en önemli futbol turnuvalarından birinde daha final heyecanı yaşanacak. River Plate ve Tigres 29 Temmuz’da final için sahaya çıkacak. Kupayı kazanan ise 6 Ağustos’taki rövanşın ardından belli olacak.

Bu senenin finalinde ilginç hikâyeler mevcut. En başta River Plate’in kendisi ilgi çekici. Güney Amerika’nın en köklü takımlarından biri olan River Plate, Libertadores’te finale uzun süredir çıkamıyordu. Tam 19 senedir!

River Plate, daha önce dört kez daha final oynadı, hatta ikisini de kazandı (Aslında bu sayı da River gibi popüler bir kulüp için az). Fakat bu finalin diğerlerinden daha farklı bir anlamı var. Kırmızı-beyazlı kulüp, son yıllarını büyük krizlerle geçirmişti. 2010-11’de küme bile düşerek tarihinin en karanlık dönemlerinden birini yaşadı. Arjantin Ligi’nin karma karışık statüsü onları bir bilinmezliğe sürüklemişti. Dönüşleri çabuk oldu; bu bekleniyordu. Ama Libertadores Kupası’nda finale bu kadar çabuk çıkmaları beklenmiyordu.

Başarının mimarı Marcelo Gallardo. Yaz dönemlerinde Türkiye’de transfer haberlerine konu olan bir futbolcuydu. Şu an istese yine hakkında transfer haberleri çıkarabilirdi. Ne de olsa henüz 39 yaşında. Onun neslinden olup top oynamaya devam edenler var. Fakat o River ile Libertadores Kupası finali oynayan teknik adam olarak tarihe geçecek. Ve belki de kupayı kazanacak.

Son 10 senede Libertadores kazanan 40 yaş altı bir teknik direktör yok. 1997 yılındaki Paulo Autuori sonrasında, genç bir teknik adama rastlamıyoruz. Zaten Brezilyalı teknik adam da 41 yaşında bu kupayı kazandı. Gallardo ise hâlâ ondan iki yaş daha genç.

Gallardo, krizlerden çıkamayan kulübün başına bir sene önce geçti. Kaotik bir dönemdi; River’ın elinde dikkat çeken kim varsa, transfer oluyordu. Carlos Carbonero Roma’ya transfer olmuştu. Bu, Arjantin standartlarına uygun bir yol haritasıydı. Fakat Argentina Juniors’a giden Cristian Ledesma ve Al Jazira’yı tercih eden Manuel Lanzini, kulübün içinde bulunduğu durumun en iyi özetiydi. Buna rağmen az sayıda transferle takımı yeniden inşa eden Gallardo, yaklaşık 6 ay sonra kulübe Südamericana Kupası’nı kazandırdı.

 

Üstelik yarı finalde de Boca Juniors’u eleyerek… Gallardo’nun Boca’ya karşı deplasmanda oynadığı ilk maça burnunu tıkayarak çıkması ise taraftarları kazanılan kupadan daha çok coşturdu (River’lılar, La Boca semtinin şehrin en pis yeri olduğunu ve bölgenin koktuğunu ima ederler).

Gallardo’nun kısa görev süresinde kazandırdığı tek kupa bu değildi. Libertadores’i kazanan San Lorenzo ile oynadıkları Güney Amerika’nın Süper Kupası olan Recopa Südamericana maçlarında da başarıya ulaştılar. Şubat ayında oynanan iki maçı da Carlos Sanchez’in golleriyle 1-0’lık skorlarla kazandılar.

Kısacacı kulübe Gallardo ile beraber bir bahar havası geldi. Libertadores Kupası’nda ise başarı beklenmiyordu. İyi başlamamışlardı, zorlandılar da. Gruptaki ilk maçta San Jose’ye yenildiler. Daha sonra oynanan 4 maçı da beraberlikle noktaladılar. Son maçta yaşanacak puan kaybı henüz grup aşamasında elenmeye neden olabilirdi. San Jose’yi 3-0 mağlup ettiler. Aynı saatlerde oynanan maçta Tigres, Juan Aurich’i 3-2 geriden gelip mağlup edince River Plate ikinci sıraya tırmanarak tek galibiyetle gruptan çıktı.

Bir üst turdaki River – Boca eşleşmesi oldukça olaylıydı. River ilk maçı 1-0 kazanmıştı ama La Bombonera’da oynanan rövanş maçında sıkılan biber gazları (polisler tarafından değil, Boca taraftarları tarafından) River’in hükmen kazanmasına neden oldu.

River; Cruzeiro ve Guarani’yi de eleyerek finale kadar yükselmeyi başardı. Finalde ise bir Meksika takımını karşılarında bulacaklar. Copa Libertadores’in tarihine sonradan dahil olan Meksika takımları, daha önce iki kez final oynadı. 2001’deki ilk finalde Cruz Azul’un rakibi bir başka Buenos Aires devi Boca Juniors’tu. Cruz Azul kupaya çok yakındı. Fakat Cruz Azul’un en büyük şanssızlığı Boca’nın tarihinin en iyi takımlarından birini karşısında bulmasıydı. Yine de Oscar Cordoba ve Juan Riquelme gibi isimlerin yer aldığı Boca’yı oldukça zorladılar. İki maçı da deplasman takımları 1-0 kazandı. Böylece La Bombonera’daki rövanş, penaltılara gitti. Cruz Azul 60.000 kişinin bulunduğu stadyumda dört penaltı kullandı ama sadece birini atabildi.

 

Bu maçtan dokuz sene sonra, 2010’da ise Guadalajara, Meksika’ya bir umut daha getirdi ama Internacional ‘e iki maçta da yenilerek kupaya uzanma şansını kaçırdı.

Tigres’in en ilgi çekici ismi kesinlikle Andre-Pierre Gignac… Son ana kadar Galatasaray’ın gündeminde yer alan oyuncu, Marsilya’dan sonra keskin bir geçiş yaparak Meksika Ligi’ni tercih etti. Gignac yeni takımıyla henüz iki maça çıktı fakat dördüncü maçın ardından kariyerine bir Libertadores zaferi ekleyebilir.

Son final

River Plate’in son finalini hatırlatarak yazıyı bitirip, 29 Temmuz’u beklemeye başlayabiliriz. Marcelo Gallardo’nun öyküsünü bağlarken işimize yarayacak bir final bu…1996 yılında kupaya uzanan River Plate, finalde Kolombiya takımı America de Cali’yi alt etti.

İlk maçı deplasmanda 1-0 kaybetmişti River. Rövanş maçının yıldızı Hernan Crespo’ydu. Crespo, Avrupa’da efsane olmadan önce oynadığı son maçta iki gol birden attı. Arkasına Ortega ve Almeyda gibi Arjantin efsanelerini alan Crespo, unutulmazlar arasına adını yazdırdı. Marcelo Gallardo, o tarihi kadronun genç parçalarından biriydi. Final maçında da oyuna sonradan dahil olmuştu. Aradan geçen 19 senenin ardından kendi oluşturduğu kadroyla kupa mücadelesi verecek. Bir kulübün tarihinde yer alabilmek için oldukça yeterli!

 

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce