2 Ağustos: Kötü bir başlangıç
Bursaspor, 2012-13 sezonuna yenilgiyle başladı. Hem de ismi duyulmamış bir takıma karşı. Avrupa Ligi’nde, Finlandiya’nın Kups Kuopio takımı ile deplasmanda karşılaşan Bursaspor, 1-0 mağlup oldu. Rövanşa kadar geçen bir hafta yerel basının eleştirileriyle geçti. Ertuğrul Sağlam yönetimindeki takıma en yaygın eleştiri, maça çıkan ilk 11’de bir tane bile yeni transferin olmamasıydı. ‘Sağlam bazı konularda ve oyuncularda inat ediyor’ düşüncesini savunanlar bir haftayı verimli kullandı. Yıpranma sürecinin temelleri de o günlerde atıldı.
9 Ağustos: Güç gösterisi
Rövanş maçı ise Türkiye’de sık sık yaşanan bir denklemde ilerledi. İlk maç kaybedilir, ağır eleştiriler başlar, bir sonraki maç kazanılır, eleştirilen kesim basın toplantısında gövde gösterisi yapar. Ertuğrul Sağlam, meslektaşlarının çoğu kadar sert bir mizaçta değil. Fakat 6-0 biten maçın sonunda da lafını sakınmadı:
“Bizleri de eleştirecek bir durum ortada yok. Bu takım yıllarca tarihe geçecek başarıları ortaya koydu. Kimsenin takımı, başkanı eleştirecek bir durum ortada yok. Taraftar da bunu gösterdi. Taraftarın gerçek durumunu bu yansıtmıyordu ve taraftar da coşkuyla takımına destek çıkarak bunun suni bir durum olduğunu gösterdi”
Sağlam hem tabiri caizse aba altından sopayı gösterdi hem de taraftarları arkasına almaya çalıştı. Bu arada, rövanş maçının dip notu; Bursaspor tarihinin en farklı Avrupa galibiyetine imza attı. Ozan Tufan da henüz 16 yaşında Avrupa Kupası’nda fileleri havalandırdı.
26 Ağustos: Siyah-beyaz günler
Bir sonraki turda rakip Hollanda’dan Twente’ydi. Ertuğrul Sağlam, İngiltere’nin meşhur futbol adamı Steve McClaren’i alt etmeyi başardı. Üstelik geriden gelerek… Üç gün sonra ise Abdullah Avcı’nın İBB Spor’una 1-0 mağlup oldu. Eleştitiriler bir kez daha başladı. Kups maçından sonra inat ettiği için eleştirilen Sağlam, bu sefer de Twente maçından sonra rotasyona gittiği için hedef tahtasına yazıldı. Yine de eleştiriler cılızdı, oynanacak bir rövanş vardı.
30 Ağustos: Avrupa’ya erken veda
Hollanda’da 61. ve 62. dakikalarda iki golü arka arakaya kalesinde gören Bursaspor, maçın uzatmalara gitmesine engel olamadı. Basser’in kırmızı kartı nedeniyle uzatmaları da 10 kişi oynayan takımın nefes yetmedi. 116. dakikada Avrupa’dan dönüş biletini hazırlayan gol geldi. Maç sonundaki basın toplantısına Ertuğrul Sağlam yerine yardımcısı Mutlu Topçu çıktı. Bu hamle, ‘Anti-Sağlam’cı kesimin rahatsız olmasına yetti etti, hatta eline koz vermiş oldu. Bu arada maçtan bir gün önce Fernando Belluschi transferi gerçekleştirildi. Hâliyle, şu anda bile takımın en önemli isimlerinden biri olan Arjantinli, o kritik eşleşmede sahada yer alamamıştı. Elenmenin ardından başlayan eleştirilerin odak noktasında transferlerin gecikmesi vardı, Belluschi de bir diğer koz olarak kullanıldı.
2 Eylül: İlk periyotun sonu
Twente dönüşünün hemen ardından Bursaspor için en olmaması gereken maç vardı. O moralsizliğin üstüne İstanbul’a, Galatasaray deplasmanına gidildi. Yorgun bir takım, zor bir sınavdaydı. O karşılaşma da 3-2’lik yenilgiyle sona erdi. Üst üste üç yenilgi. Sağlam, “Kafamızı öne eğecek, kara kara düşünecek bir durumumuz yok” dedi. Sağlam’ın önünde takımı toparlamasına yetecek önemli bir fırsat vardı; milli maç arası…
15 Eylül: Kılıçlar çekilirken….
Milli ara sonrası oynanan Karabükspor maçı 4-1 kazanıldı ama cepheler de yavaş yavaş keskinleşti. Yönetim bilet fiyatlarına zam yapmıştı, bu da hem stadyumun boş kalmasına hem de taraftarların yönetime karşı durmasına neden oluyordu. Sağlam ise hiç bir zaman taraftarı karşısına almak istemedi. Twente ile Galatasaray maçı arasında ‘Taraftarların tepkilerine hak veriyorum’ demişti. Karabükspor maçından sonra ise “Tribünler boştu, olabilir biz işimizi yapacağız. Zaman zaman böyle durumlar olabilir.gelsinler bize destek versinler” dedi.
25 Eylül: Gerilim başlangıcı
Bursaspor, Elazığspor ile 1-1 berabere kaldıktan sonra Sağlam’ın istifa edeceği ilk kez konuşulmaya başlandı. Çıkan haberlerde başarılı teknik adamın yeni bir yapılanmaya giren Kasımpaşa’ya gideceği yazıyordu. Sağlam, “Şu anda Bursaspor’da görev yapmaktan çok mutlu olduğumu dile getirmek isterim. Ayrıca bizim Bursaspor’dan ayrılmamızı gerektirecek ne takımla, ne yönetimle neden camia ile alakalı en ufak bir sorunumuz yok” diyerek bu iddiaları yalanladı.
Öte yandan Sağlam’ın ayrılma ihtimallerine karşılık yeni hoca adayları da ilk kez basına düşmeye başladı. Bu isimlerden ilki Hakan Kutlu’ydu. Sağlam bu haberleri değerlendirirken Bursaspor dönemindeki ilk kırgınlığını da dışarıya vurmuş oldu:
“Ama bizim burada olmamızı istemeyenler yerimize hemen antrenör getirmiş olabilirler. Tabi ki biz burada ömür boyu kalacak değiliz. Birçok antrenörün ayrıldığı gibi belki biz de bir gün ayrılacağız ama böyle bir şey olursa bunu basından değil, bizden duyacaksınız.”
29 Eylül: Taraftardan destek
Bu haberlerin ve açıklamaların ardından oynanan ilk maç iç sahadaki Gaziantepspor maçıydı. Taraftarlar, Sağlam için ”Sevgilimizden ayrılırız senden asla hocam” pankartını açarak desteklerini ortaya koydu. Karşılaşma 1-1 sona erdi, iki puan daha kaybedildi.
4 Ekim: Hocamızın arkasındayız!
Bursaspor Basın Sözcüsü Selçuk Eren, yaptığı açıklamada, “Biz uzun yıllar daha Ertuğrul Hoca ile çalışmaya devam edeceğiz. Tabii ki bu dedikodular dönem dönem olacak. Meyve veren ağaç taşlanır. Bunlar dün vardı yarın da olacak. Kesinlikle Ertuğrul Hoca ile uzun yıllar çalışmayı hedefliyoruz” dedi.
7 Ekim: Ve takım da karışır
Bursaspor’un şampiyonluğundaki anahtar, takımda yakalanan birliktelikti. Kötü sonuçlar bu yapının da çatlamasına neden oldu. Yeşil-beyazlılar, Sivasspor deplasmanında 2-0 öne geçti ama sahadan 1 puanla ayrıldı. Maça damga vuran ise Ozan İpek oldu. İki hafta önce Elazığspor maçında Pinto ile tartışan Ozan İpek, Sivasspor maçında da Vederson ile benzer diyaloglara girdi. Sağlam her iki olayı da “maç içinde olabilecek şeyler” olarak değerlendirdi. Basın ise boş durmadı.Ozan İpek’in takımdaki Güney Amerikalı oyuncuların gruplaşmasından rahatsız olduğu yazıldı.
11 Ekim: Hani nerede o eski günler…
Sezonun ikinci milli maç arasında Ertuğrul Sağlam bir basın toplantısı düzenledi. Uzun değerlendirmeler yapan, hatta Fenerbahçe’nin Alex’i göndermesini bile değerlendiren Sağlam, camia içinde yaşanan sorunu ilk kez saklamadı. Daha önce, ‘böyle durumlar olabilir’ minvalinde demeçler veren başarılı teknik adam, o gün sitemliydi:
“Kadro kalitesi bakımından bu takımlar (İstanbul takımları) bizden daha iyi olabilirler ama başarıyı sadece bunlar getirmiyor. Farklı unsurları bir araya getirmek, çok çalışmak, bütünlük oluşturmak gerekiyor. Ama biz şampiyon olduktan sonra böyle bir kaliteyi, bütünlüğü ortaya koyamadık. Belki yine yapabilirdik ama bu değerleri tekrar ön plana çıkaramadık. Şampiyon olduğumuz sene bize katkı verenlerin şapkalarını önüne koyarak düşünmelerini istiyorum”
16 Ekim: Neşter
Beklenen oldu; Ozan İpek kadro dışı bırakıldı.
20 Ekim: Sinirler ‘Sağlam’ değil
Üst üste 3 hafta sahadan beraberlikle ayrılan Bursaspor, Fenerbahçe ile kritik bir maça çıktı. Seri o maçta da devam etti ve Bursaspor iki puan daha bıraktı. Akılda kalan ise Ertuğrul Sağlam’ın tribüne gönderilmesi oldu. Saha kenarındaki su şişesine tekme atan Sağlam, hakem Yunus Yıldırım tarafından tribüne gönderildi, daha sonra da 1 maç ceza aldı.
28 Ekim: İlaç ve rekor
Bursaspor, Sağlam’dan yoksun olarak çıktığı maçta Trabzonspor’u deplasmanda 1-0 mağlup etti. Saha kenarında Sağlam yoktu, ama bu durum Sağlam rekor kırmasına engel değildi. Bursaspor’da 170. resmi maçına çıkan Sağlam, kulüp tarihinde en fazla maça çıkan 3. teknik direktör oldu. 6 maç sonra ise Nejat Biyediç’i de geride bırakarak ikinci oldu.
6 Aralık: Yeni hedefler, umutlar
Kasım ayında istikrarsız sonuçlar alınsa da, sular biraz olsun duruldu; ya da dışarıya yansımadı. Aralık ayına sarkan seride oynanan 11 resmi maçta sadece bir yenilgi yaşandı. Sağlam aralık ayında yaptığı bir basın toplantısında “Bu çocuklara sonuna kadar güveniyorum. Onlar kendi üzerine düşen görevi yerine getirecekler, sorumluluk alacaklar. İlk devreyi iyi bir yerde bitireceğiz ve yine sezon sonunda da güzel bir yerde olacağımızı ben samimiyetle söylüyorum. Çünkü bu kadronun kalitesi, bu çocukların inancı bana bunları söyletiyor. Her ne kadar sağdan soldan inançsız insanların çatlak sesleri yükselse de biz takımımıza sonuna kadar inanıyor ve güveniyoruz” ifadelerini kullandı. Hoca hırslanmıştı….
23 Aralık: Islıklar, tepkiler, puan kaybı
İlk yarının son maçında Bursaspor, kendi sahasında Gençlerbirliği ile 0-0 berabere kaldı. Tribünler yine dolmadı ama maça gelenler de tepki göstermekten geri kalmadı. Karşılaşma biter bitmez ıslıklar ve tezahüratlar yükseldi. Sağlam maçtan sonra hemen soyunma odasına girdiğini, yaşananları görmediğini söyledi. Sağlam, basın toplantısında ”Taraftar daha kaliteli daha iyi bir takım izlemek istiyor. Biz de istiyoruz, başkan da istiyor, yönetim de istiyor ama iş dönüp dolaşıp kulübün imkanlarında takılıp kalıyor” dedi. Transfer dönemi başlıyordu. Sezonun ilk yarısı ise sadece 5 galibiyetle sona erdi. 17 maçta 5 galibiyet, 24 puan… Lider Galatasaray’ın 7 puan gerisinde, 6. sırada… Kritik bir devre arası dönemi Bursaspor’u bekliyordu.
3 Ocak 2013: 2.Lig’den takviye
Ertuğrul Sağlam, Bursaspor döneminde alt liglerden birçok oyuncuyu transfer etmişti. Bu nedenle de sık sık eleştirildi. Bursaspor camiası o dönemde de flaş transferler bekliyordu ama yine ilk imza bir 2. Lig futbolcusundan geldi. Bugsaşspor’un sağ beki Şener, Ertuğrul Sağlam’ın isteğiyle yeşil-beyazlı takıma kazandırıldı. Homurdanmalar tekrar yükseldi. Şener’in ilk maçına kadar bu rahatsızlık sürdü.
9 Ocak 2013: N’Diaye Sunderland’de
Yüksek profilli isimler takıma dahil edilemedi, üstüne bir de eldeki oyuncular takımdan kopmaya başladı. N’Diaye, Sunderland’e transfer olurken, yeşil-beyazlı kulübün kasası da rahatladı. Sunderland, kulübe 4.7 milyon euro ödedi.
16 Ocak: Bir kez daha tribüne
Fenerbahçe ile oynanan lig maçında tribüne gönderilen Sağlam, sarı-lacivertlilerle oynanan kupa maçında yine bir kez daha aynı sorunu yaşadı. Üstelik hakem yine aynıydı; Yunus Yıldırım… Bir hafta sonra oynanan maçta ise Bursaspor, Kadıköy’de 3-0 yenildi.
26 Ocak: Sonun başlangıcı
İkinci yarının ikinci maçı… Kadıköy dönüşü Bursa’da ilk maç ve beklenmeyen bir skor. Bülent Korkmaz’ın İstanbul BB Spor’u, Bursaspor’u 4-1 mağlup etti. Taraftarlar maçtan sonra tesisi bastı, takım otobüsü yumruklandı. Camia karıştı ama asıl şaşkınlık verici olay ertesi gün yaşandı.
27 Ocak: İstifa
Ertuğrul Sağlam, 4 senenin ardından Bursaspor’daki görevinden istifa etti. Basın toplantsında ise duygusal ifadeler kullandı:
Koca bir şehir bize kucak açtı. Biz de bu güvene layık olamaya çalıştık. Unutulmayacak güzellikler yaşadık. Stadımızda Şampiyonlar Ligi müziği duyduğumuzda da aynı duyguları yaşadık. Maçta kaybetmekten çok Bursa ile kurduğum bu gönül bağının kopmasından korktum.
Eminim ki kimse ‘Ertuğrul Hoca ve ekibi bizi kötü temsil etti’ dememiştir. Hiçbir zaman, ‘Hata yapmadık, yapmayacağız da’ denmedik.
Bu bir veda değil. İlerleyen dönemlerde hayatımızın en güzel günlerini geçirdiğim bu camiaya yenide gelmek adına bir ara vermektir. İleride yeniden gelmek için şimdi gidiyoruz.
Bir veda havası
İstifanın ardından Özlüce Tesisleri karıştı. Taraftarlar Sağlam’a sevgilerini göstermek için tesislere akın etti. Bir yerel gazeteci, “Size güvenen insanlar ne olacak, bir sürü Bursalı çocuklarına isminizi verdi. Şehir çok üzgün. 25 – 30 kişi için bunu yapmayın” dedi. O günden geriye bu görüntüler kaldı:
https://www.youtube.com/watch?v=EjK6GDdDsxE