Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolRöportajKaderim Futbol

Gheorghe Hagi, Socrates'in 24. sayısına konuk oldu.

22 sayfalık röportajda Gheorghe Hagi, futbola başladığı günlerden Barcelona ve Real Madrid kariyerine, Galatasaray’da geçirdiği yıllardan Romanya Ligi’nde lider durumda bulunan takımı Viitorul Constanta’ya uzanan pek çok konuda özel açıklamalarda bulundu.

Gheorghe Hagi’nin Socrates’e verdiği röportajdan bazı satır başları şu şekilde:

“Benim kaderim futbol oynamaktı. Çocukluğumdan beri topu sevdim. Hediyeleri sevmeyen bir insanım; onları kendim kazanmam ve bunun için de çok çalışmam gerekiyor.”

“Hiç kimse Taffarel’le mukayese edilemez. O, dünyada tek. Kalecilik kavramını değiştirdi.”

“Ben en iyisiyim, en iyisi olmak istiyorum. Kendime inanıyorum. İlk önce inanacaksın, ondan sonra çalışacaksın. Ben bunun için iyiyim. Eğer bir gün dönersem, Türkiye’de de kazanırım. Tabii ancak Avrupa’ya yönelik bir projeyle.”

“Ben Fatih Terim’in sahada ne istediğini çok iyi biliyordum ve bunu takıma iletiyordum. Fatih Hoca bizi çok iyi yönetirdi, liderliğini takıma yansıtırdı ve kazanmayı çok severdi.”

“(2-0’dan 3-2 olan) Real Madrid maçının ilk yarısında korkuyla oynayan takım, ikinci yarıda kişiliği olan bir takıma dönüştü. Değişen buydu devre arasında. Tabii bazı şeyleri toparlamak için bazen biraz daha yüksek sesle konuşmanız gerekebiliyor.”

“O frikiği neden kullandığına, Hakan Şükür’ün kendisinin cevap vermesi gerekiyor. Dört yıl birlikte oynadık, ilk defa serbest vuruş kullanmak istedi. Sebebini kendi anlatsın.”

“Türkiye’nin dünya üçüncülüğüne katkım ne olmuştur, bilmiyorum. Ama politik cevap vermek yerine direkt ve net olarak şunu söyleyebilirim; Türkiye Milli Takımı’nda ben eksiktim. Ben olsaydım Türkiye üçüncü değil, şampiyon olurdu. Çünkü ben buyum; üçüncülükle birincilik arasındaki farkı yaratan oyuncu…”

“Galatasaray’la UEFA Kupası’nı kazandığım yıl, Ballon d’Or kazanabilirdim diye düşünüyorum. 35 yaşında olmama rağmen Avrupa’nın en iyisiydim o zaman.”

“Özhan Canaydın’ı büyük saygıyla anıyorum ama teknik direktörlüğüm sırasında beni altı ay boyunca yalnız bıraktılar. Türkiye Kupası’nda Fenerbahçe’yi 5-1 yendik ve şampiyon olduk. Yöneticiler kupayı alıp eğlenmeye gittiler. Ben de evime gittim. O zaman, beni artık istemediklerinden emin oldum.”

“Avrupa’da o klasik dev takımlar dışında Şampiyonlar Ligi şampiyonu çıkarabilecek tek ülke Türkiye’dir. Ama bir anda olamaz tabii. İki-üç yıl içinde yapılır. Vizyonu olan, bu işi başarır ve tarihe geçer.”

(Emre Belözoğlu’nun “Galatasaray’da oynarken de Fenerbahçeliydim” açıklaması ile ilgili)
“Ben inanmıyorum buna. Biz futbolcular bazen çok dürüst değiliz çünkü böyle söylenmesi gerekiyor. Galatasaray onu istemedikten sonra Emre futbolu mu bıraksaydı? Fenerbahçeli olduğunu söylemese de kabul etmezlerdi onu. Bana göre mecburen böyle söyledi.”

“Bencil ve egoist bir insandan lider olmaz. Değerli bir oyuncu olabilir, ismi büyük bir oyuncu olabilir, kaptan olabilir ama gerçek bir lider olamaz.”

“Bazıları yemekleri sever, bazıları saatleri, arabaları… Benim için ek ve detay işler bunlar, başka herhangi şeyler. Bana göre önemli olan tek şey futbol.”

“Futboldan kazandığım ne varsa futbola veriyorum şu an. Dünyada resmi olarak iki çocuğu, gayri resmi olarak 250 çocuğu olan benden başka kim var? Kimse yok. 52 yaşına geldim, benim mal varlığım da bu. Ne saat, ne gömlek, ne araba; benim için fark etmez…”

(Galatasaray’da geçirdiği yıllar boyunca mutlu olup olmadığını soran Faruk Süren’e cevaben)
“Faruk Bey, tekrar mutlu olmak isterseniz, beni arayın ve tekrar bir deneme yapalım. Buradayım. Birlik beraberlik olursa bunu başarırız.”

22 sayfalık Gheorghe Hagi röportajının tamamını Socrates’in Mart sayısında okuyabilirsiniz. 

 

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce