Hafta sonu, biraz da futbol demek. Çok fazla maç var. İnsan hepsini izlemek istiyor fakat bunu yapacak vakti de bulamayabiliyor. Bu durumda, işin içine bir eleme süreci giriyor. Biz de o elemeyi hep birlikte yapalım istedik. Socrates editörleri olarak, 17-18 Eylül hafta sonunda Türkiye ve Avrupa’da kendimize göre öne çıkan maçları seçtik.
TFF 1. Lig: Samsunspor – Altınordu // Kutay Ersöz
Son dönemin en çok konuşulan takımlarından Altınordu, yetiştirici kimliğiyle öne çıksa da zaman zaman play-off hattının zorlayan takımı oldu. Bu sezona iyi başlamayan İzmir ekibi, dört maçta bir galibiyet alabildi. Ve bu hafta bir diğer istikrarsız takım Samsunspor’a konuk olacaklar. Karadeniz ekibi ilk dört maçta sadece iki gol atabildi. Bu da sorunun nerede olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Fakat Altınordu’yu kendi sahasında yendiği takdirde üst sıralardan kopmamış olacak. Karşılaşmadan çıkacak sonuç, sezonun geri kalanı için iki takıma da net hedefler belirleyebilir.
16 Eylül Cumartesi | 20.00 | beIN Sports Max 2
Serie A: Sassuolo – Juventus // İlhan Özgen
Sassuolo, birkaç sene evvelki ‘can yakan’ takım imajından koptu artık ama bu hafta Juventus karşısında eski rollerine bürünebilirler. Eksiklerinin de etkisiyle Barcelona maçında dağılan Juventus, ligde geride kalan üç haftada kazanmasına rağmen önceki yıllarda verdiği “Bu ligin en iyi takımıyız” mesajını pek de ulaştıramadı.
Sassuolo maçı, olası bir puan kaybıyla kulübü bambaşka bir tartışma ortamına itebilir. Khedira ve Marchisio’nun sakatlığında orta sahada Pjanic yine başrolde olacak. Dybala da Barcelona maçındaki performansı sonrasında teselliyi yine Serie A’da aramaya çalışacak. Sassuolo’da ise Berardi yine sakatlıklarla boğuşuyor. Yeşil-siyahlıların ‘maç alacak’ oyuncu sıkıntısı ortada ama Juventus’un bu durumundan, ev sahibi olarak yararlanmak isteyeceklerdir.
17 Eylül Pazar | 13.30 | Tivibu Spor 1
Premier Lig: Chelsea – Arsenal //Erman Yaşar
Premier Lig’in beşinci hastası yine dev bir kapışmaya sahne olacak. Londra derbisinde Chelsea ile Arsenal Stamford Bridge’de karşı karşıya gelecek. Lige evinde şok Burnley yenilgisiyle başlayan Chelsea sırasıyla Tottenham, Everton ve Leicester’ı yenerek işleri yoluna koydu. Arsenal cephesinde ise işler o denli yolunda değil. Ligde çıktığı iki deplasmanı da (Stoke City ve Liverpool) yenilgiyle kapatan konuk ekip bu maçlarda gol dahi atamadı. Son hafta zayıf Bournemouth önündeki rahat galibiyet krizi biraz öteledi ama Wenger için bu maçta alınacak bir yenilgi daha beşinci haftadan büyük bir kriz demek.
İki takım da hafta içi Avrupa mesailerinden galibiyet ile döndü. Chelsea cephesinde sakatlaın neredeyse hepsi iyileşti ve Hazard, Bakayoko gibi isimlerin bu maçta ilk 11’de olması bekleniyor. Karabağ karşısında çok iyi performans gösteren Zappacosta da Victor Moses’ın formasını zorluyor. Diğer tarafta Santi Cazorla ve Francis Coquelin’in sakatlıkları sürüyor ama Wenger artık bu yokluklara alışkın. En önemli kozları Alexis Sanchez, Mesut Özil ve Danny Welbeck sahada olacaklar.
Her zaman özel bir atmosferde geçen ve futbol kalitesinin zirveyi gördüğü bu eşleşmede yine iyi bir maç bekliyorum. Arsenal bu sert deplasmanlarda ilk 15-20 dakikada yediği gollere bir yenisini daha eklerse çok fazla şansı olmaz ama Chelsea’nin etklinliğini kısıtlayabilirlerse kora kor bir maç bizi bekleyebilir.
17 Eylül Pazar | 15.30 | S Sport
Süper Lig: Medipol Başakşehir – Trabzonspor // Atahan Altınordu
Süper Lig’de haftanın maçı, iki zirve adayı Başakşehir ve Trabzonspor’u karşı karşıya getiriyor. Sekiz gün içindeki üçüncü büyük maçına çıkacak olan Başakşehir, bu tempoyu kaldırabileceğini hâlen kanıtlamış değil. Bu sezon üç kulvarda yarışacakları için geniş bir kadro kurdular fakat takımın yaş ortalaması, soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Nitekim iki Sevilla maçının arasında Karabükspor’a mağlup oldular, Kadıköy’de aldıkları galibiyetten sonra ise Ludogorets’i yenmeyi başaramadılar. Bu defa Trabzonspor gibi dinamik bir takımla karşılaşacaklar. Fenerbahçe’den sonra onları da yenerlerse bu sezonun da sonuna dek şampiyonluk yarışının tam ortasında olacaklarının mesajını güçlü bir şekilde vermiş olurlar. Bu anlamda gösterecekleri reaksiyon önemli.
Trabzonspor ise Kadıköy’de galibiyeti kaçırıp beraberliğe razı olduktan sonra Göztepe deplasmanından eli boş dönmüştü. Her ikisi de ligdeki güç dengeleri gözetildiğinde kabul edilebilir puan kayıplarıydı. Geçtiğimiz hafta Gençlerbirliği galibiyetine ek olarak 18 yaşındaki Abdulkadir Ömür’ü kazanmanın da sevincini yaşadılar. Ligdeki dört maçın ikisini kazanamamış olsalar da hem oyuncu bazında tek tek bakıldığında hem de takım hâlinde oldukça formda olduklarını söylemek mümkün. Bu mücadele, Başakşehir adına nasıl mesaj niteliği taşıyorsa Trabzonspor adına daha da önemli bir meydan okuma. Kazanamazlarsa, ortalama zorluk derecesinden yüksek maçlarda 3’te 0 çekmiş olacaklar. Aksi hâlde ise Karadeniz’den gelen “Biz de varız” mesajını duymayan kalmayacak. Bu anlamda Pazar günkü maç, henüz beşinci haftada oynanmasına rağmen belki de şampiyonluk yarışının öznelerini belirleyecek.
17 Eylül 2017 | 17.00 | beIN Sports 13
Bundesliga: Borussia Dortmund – Köln // Fatih Demireli
Futbol tarihi üzerine çok fazla iddiam yok, şu şu tarihte olmuş, zamanında bu yaşanmış diyecek kadar ahkam kesemem, çünkü hafızam o kadar da olağanüstü değildir. Kısacası bir İlhan Özgen değilim. 2012’den bahsederken, futbol tarihi başlığı altında mı konuşmamız gerekiyor, ondan çok emin değilim ama Bundesliga’da Köln’ü en son yenen Borussia Dortmund kadrosuna bakarken, cidden tarih olmuş bir takım var. Teknik Direktör koltuğunda o zamanlar Jürgen Klopp vardı; Almanya’da kendini çoktan kabul ettirmiş, ama Şampiyonlar Ligi finaline henüz ulaşmadıkları için Avrupa’da adı henüz bugünkü kadar bilinmeyen Klopp… İlk 11’de bugün Manchester City’de oynanan ve o gün sahanın en iyisi olan İlkay Gündoğan başta olmak üzere, faks mağduru Kevin Grosskreutz, şu an Bayern forması giyen Robert Lewandowski ve Mats Hummels ile dönemin en iyi sağ beklerinden Lukasz Piszcek gibi isimler vardı…
Dortmund’un yüzü çok değişti ama 25 Mart 2012’den beri değişmeyen tek şey, o günden beri Köln’ü yenemiyor olmaları. Köln o günlerde Lukas Podolski önderliğinde kimlik arayışı içerisindeydi ve o arayışta kaybolup küme düşmüşlerdi. Ama o düşüş, kulübün hayrına oldu; çünkü bugünlerde kimliğini tamamen değiştirmiş ve hayata daha gerçekçi bakan bir takıma dönüşmüş olarak karşımıza çıktılar. Arsenal deplasmanına 20 bin taraftarla gitmek bir taraftan bu yeni oluşuma olan inancı ve heyecanı, ama aynı zamanda da büyük maçlara olan hasreti ortaya koydu. Büyük maçları seven Köln, 5 yıl önce 6-1 yenildiği rakibe bir daha boyun eğmedi ve Pazar akşamı da bu seriyi bozmaya hiç niyetleri yok. Hafta içinde bir diğer Londra takımıyla karşılaşıp kaybeden Dortmund buna karşı koyabilecek mi? Heyecanla bekliyorum.
17 Eylül Pazar | 19.00 | Ligin resmî yayını hâlen yok.
La Liga: Real Sociedad – Real Madrid // Kutay Ersöz
La Liga’da sezonun üç haftası geride kaldı ve Real Sociedad, Real Madrid’in 4 puan önünde bulunuyor. Sezona fırtına gibi giren Mavi-Beyazlılar, puan kaybı yaşamadan ligin ikinci sırasında. Üstelik iki maçlarını deplasmanda kazandılar. Bu hafta kendi sahalarında Real Madrid’i konuk edecekler. Real Madrid, son iki maçında beklemediği puan kayıpları yaşadı. Bir puan kaybı daha onları büyük bir sıkıntının içine sokabilir. Her şeye rağmen Avrupa’da 2017’nin en iyi takımı ile İspanya’da son 3 haftanın çıkış yapan ekibini izlemek ilgi çekici olacaktır.
17 Eylül Pazar | 21.45 | beIN Sports 3
Ligue 1: Paris Saint-Germain – Lyon // Ozan Can Sülüm
Bu haftanın maçı için PSG – Lyon maçı dışında bir isim vermek pek zekice değil. Hem saha içi, hem saha dışı sebeplerden.
Saha içi malum. PSG 6 maçta 3.5 gol ortlaması tutturdu. Bu saçma sapan grafik nereye kadar gidecek bilmiyorum ancak, bu sezon ligde oynayacakları zorluk derecesi 3-5 yüksek maçtan biri Lyon maçı. Eğer olur sa Lyon, Blanc’ın zirve döneminde yaptığı gibi buradan puan çalacal oyunun yakınından geçemez, hatta burada fark yerse, vay ligin haline. Lyon hücumunun ekstra bir şeyler çıkarması, Fekir-Memphis-Diaz üçlüsünün mutlaka gol çıkarması gerek ki, orta saha ve savunmanın 1’den fazla yememek için direnci artsın.
Saha dışına gelirsek. Jean Michel Aulas Lyon sempatizanları ve büyük Fransız takımlarından nefret edenlerce bayağı sevilse de, PSG başkanı Nasser el Khelaifi için mastürbasyon yapan kanguru videosu paylaşması, PSG’yi Katarlı şampiyon ilan etmesi ve geçen sezon için Fransa’nın şampiyonu hala Lyon demesi onun Parc des Princes’te protesto edilmesini beraberinde getirebilir.
PSG kazanacak büyük ihtimal. Ama bu Fransa Ligi’nin büyük maçlarında illa saçma sapan bir şey oluyor.