Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolEZBERBOZAN ROY

Roy Hodgson kendinden beklenmeyen bir sistemle karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Peki İngiltere bu sisteme uyum sağlayabilecek mi?
Güner Çalış8 sene önce

25 yaş, 10 ay ortalaması ile Euro 2016’nın en genç takımı İngiltere olacak. Bunun dışında, Fransa’ya yalnızca üç stoperle gidecekler. Eric Dier’dan başka defansif yönü ağır basan tek bir orta saha oyuncusu dahi tercih etmediler. Eğer hâlâ Rooney’i de içlerinde sayabiliyorsak, tam beş forvet oyuncusu götürüyorlar. Çok büyük olasılıkla 4-3-3, o olmazsa da baklava 4-4-2 dizilimi ile sahaya çıkacaklar. Sizi bilmiyorum ama bunların hiçbiri bana İngiltere’yi hatırlatmıyor.

Yakın tarihin en hücuma yönelik ve tahmin edilemez takımının Roy Hodgson yönetiminde ortaya çıkacağını kim tahmin edebilirdi ki? Hodgson için oynayacaksanız, çok çalışmanız ve savunmada sıkı durmanız gerekirdi. Avrupa Ligi’nde final oynayan kadroda yer alan Simon Davies, onun için beş yıl önce bunları söylemişti.

Kariyerinin tamamına yakınında 4-4-2’yi ve katı alan savunmasına dayanan defansif bir oyun anlayışını tercih eden Hodgson’ın karakterine hiç de uymayan bu takım bize neler anlatıyor? 68 yaşında bir şeylerin değişmesi gerektiğine inanmış olabilir mi? Pek öyle gözükmüyor. Daha ziyade, uluslararası futbolun kırılması zor dogmalarını bir kez daha güçlü bir şekilde ortaya koyuyor olabilir.

Açıklanan milli takım kadrolarını hiçbir zaman için tam olarak beğenmiyoruz. Uluslararası futbolun kulüp futbolundan ayrı olduğu ve bu sebeple de kadroyu o ülkenin en iyi oyuncularının oluşturmasının en doğal hak olduğu gibi bir düşünce öne sürüyoruz. Ama bu tam olarak doğru değil. Takımı meydana getirme süreci kulüpler veya uluslar düzeyinde farklı işlemiyor. Muhteşem bir oyuncu olan Raul’ün sisteminize uymadığını düşünebilirsiniz. Bunun Mourinho’nun Mata’yla çalışmak istememesinden o kadar da farkı yok.

Milli takım antrenörlerinin işini esas zor kılansa oyuncularla çalışma sürelerinin fazlasıyla kısa olması. Bu meselenin farklı zamanlarda pek çok kez gündeme taşındığını gördüm. Son olarak, The Telegraph için bir yazı kaleme alan Carlo Ancelotti’nin dikkatini çekmişti. “Antrenörlerin en eski düşmanı zaman” diye yazıyordu. The Guardian’a röportaj veren Vicente del Bosque, “Çok az günümüz var, dolayısıyla oyuncuların kulüp takımlarında yaptıklarını kopya etmemek aptallık olurdu” diye konuşmuştu.

En iyi oyuncuları Pochettino ve Klopp’un çalıştırdığı takımlardan gelirken, Hodgson’ın da başka türlü bir takım ortaya çıkarması beklenemezdi. Genç, dinamik ve kontra atağa yatkın İngiltere Milli Takımı, bugünkü zirve Premier Lig ekiplerini yansıtıyor. Yerel ligde dominant olan oyun karakteri, büyük ölçüde milli takımın da karakterini belirliyor. Almanya’nın 2014 Dünya Kupası zaferini, bir bölümü de Guardiola’ya ayırmadan düşünemiyoruz.

Yine de, basitçe kulüplerin yaptıklarını birebir tekrar etmeye çalışarak işin içinden çıkamayız. Evet, bu bir başlangıç noktası oluşturuyor fakat en başarılı takımları belirleyen nihayetinde milli takım antrenörlerinin doğaçlama becerileri oluyor. Feyenoord’un üçlü savunması Louis van Gaal’e esin kaynağı oldu ama ortaya bambaşka bir şey çıktı. Mesut Özil, Almanya için sol kanatta oynadı. 4-4-2’yi tercih eden Luis Aragones’in tiki-taka’sı da Barcelona’nınki ile birebir uyuşuyor sayılmazdı.

Turnuvanın başlamasına bir haftadan az süre kala, Hodgson’ın en önemli problemi bu dengeyi bulamamış olması gibi gözüküyor. Portekiz karşısında oldukça sıkıcı bir oyun ortaya koydular, çünkü Rooney takıma geri dönmüştü. Birkaç ufak dâhiyane çözümle İngiltere sahiden turnuvanın gizli favorilerinden biri hâline dönüşebilir. Hodgson bunu başarabilir mi, göreceğiz.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce