Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolEv Arkadaşım Sean Dyche

Sean Dyche, geçtiğimiz sezon Premier League'in en çok konuşulan teknik direktörlerinden biriydi. Peki onunla aynı evi paylaşmak nasıl bir deneyim? Yardımcısı Ian Woan anlatıyor...

*Bu yazının orijinali, ilk olarak The Daily Mail’de yayımlandı.


Kendisiyle dalga geçen bir demeç verirken Ian Woan’ın içinde bir haylazlık köpürüyor. Sean Dyche’ın yardımcı antrenörü ikilinin beraber yaşama durumunu, Burnley’nin birkaç kilometre ötesindeki bir kasabada paylaşılmış bir apartman dairesi olarak tarif ediyor: ”Dürüst olmak gerekirse The Young Ones seti gibi gözüküyor. Bir kanepe, büyük bir ekran ve iki tane yatak… Hepsi bu kadar. Hiçbir süs yok. Geri dönmek istemeyeceğiniz türden bir yer.”

Woan’ın ailesi Nottingham’da kalırken Dyche’ınkiler ise Northampton’da yaşıyor. İkili dairede haftanın üç günü kalıyor, her perşembe kendilerine en sevdikleri yerel lokantada birer kadeh şarap ısmarlıyorlar. Aslına bakılırsa Dyche mahir bir aşçıydı fakat çoğu öğün Gawthorpe Tesisleri’ndeki antrenman salonundan alınıyor.

Bu rutin şimdilerde altıncı yılına giriyor. Bu düzen, Burnley’deki hemen her şey gibi,  alışılmışın eşsiz bir biçimde dışında hissettiriyor. Muhtemelen bu sezon Bordoların 51 yıl aradan sonra ilk kez Avrupa macerasına nasıl girdiklerini masaya yatırıyoruz.

Woan ekliyor: “Sean’ı 1990’dan beri tanırım. Ben sözleşmeyi imzaladığımda hâlâ Nottingham Forest’taki lojmanlarda kalıyordu. Ben Nottingham’da bir ev satın aldım ve orada benimle birlikte yaklaşık dört yıl yaşadı. Biz gerçekten en yakın arkadaşlarız. Ben onun sağdıcıydım. Bir köşeye fırlatılmış iki kişi değiliz. Kimin patron olduğunu biliyorum fakat ona dairede nasıl hitap ettiğimi size söyleyemem!”

“Bir sürü dizi izliyoruz –an itibariyle Blacklist ve Ray Donovan. Bir ara Breaking Bad’e de düştük gibi oldu fakat ancak yarısına kadar gelebildik. İzlediğimiz son bölüm sinekli olandı. Sonra, bizden bu kadar dedik. Herkes o bölümden sonra sarmaya başlayacağını söylüyordu fakat daha fazla izleyemedim. Şimdi Dwayne Johnson’lı Ballers’a başladık. Sanırım, şimdilerde patron gözünü Billions’a dikti. Beni aldatıyor olmalı!”

İkisinin de yolu Forest’tan geçti ve dolayısıyla da Brian Clough’un dehasıyla tanıştılar; Dyche etkilenmeye açık, forma bekleyen biri, Woan ise düzenli oynayan bir as takım oyuncusu olarak. Woan, Clough’un en iyi zamanlarına denk gelmediğini itiraf ediyor. Menajer 1993’te emekli olana kadar beraber üç sene geçirdiler fakat hocanın insan yönetme stratejilerini bugüne dek yanında taşıdı.

“Hiç şüphesiz ki o özel biriydi. Bir aurası vardı. O ahlak ve görgü sözcükleri -teşekkürler, lütfen, affedersiniz gibi- bize de bulaştı ve içimizde yer etti. Gerçekten saygı vardı. Otel görevlileri bizim kafilemizin, gördükleri en iyi huylu grup olduklarını söylüyorlardı. Bu sizi inanılmaz gururlandırır. Herkesin bildiği üzere Premier Lig oyuncuları pek de bu tarz oyuncular değildi fakat bizim grup farklıydı.


[mailerlite_form form_id=2]


O, şahsen hiçbir zaman gururumuzu okşamazdı fakat bir Brian Clough takımında oynamak zaten yeterince gurur vericiydi. Asla aferin demezdi. Yine de Stuart Pearce ve Des Walker’ı çok sevdiğini söyleyebilirim. Brian Clough’u dizlerinin üzerinde kendi elleriyle Des Walker’ın botlarını çıkarırken görmek gerçekten eğlenceliydi.”

Daha sonra Woan şefkat dolu mimiklerle kusursuz bir Clough taklidi yapıyor: “Oh, Dezzy, Dezzy!” Des hemen oraya otururdu. Kesinlikle muazzamdı” diyor gülerken.

“Her iç saha maçında soyunma odamızın ortasında katlanmış bir havlunun üzerinde bir futbol topu dururdu. Biz susardık ve o, topu işaret ederek: ‘O sizin arkadaşınız, ona göz kulak olun’ derdi.  Oyuncularına atmak için bir de tenis topu olurdu. Yakalar ve ona geri atardık. Sonra zil çalardı ve o her şey en iyi şekilde olsun derdi. Kapı, rakip takım bizi görebilsin diye her zaman açık olurdu. Bu taktik işe yarıyor gibiydi.”

Bir keresinde de Clough, Pearce’tan Tottenham’a karşı oynayacakları 1991 FA Cup finali öncesindeki gece takım otobüsünde ilk on biri okumasını istedi. Şimdilerde de Dyche ve Woan’la Manchester’da vakit geçiren Pearce, kadroyu okurken eksikler hakkında da yorum yapıyordu. Scott Gemmill kadroda değildi ve Pearce ona şöyle takıldı: “Gemo, sen yoksun. Hiç şaşırmadım çünkü Clough sana katlanamıyor.”

İngiliz futbolunun en önemli menajerlerinden Brian Clough, Sean Dyche ve Ian Woan’ı da etkiledi.

Burnley de ara sıra son ana kadar takımı açıklamaktan çekiniyor. Clough’un ’sadece kazan’ felsefesi Turf Moor’a da yerleşmiş gibi gözüküyor.

Woan, kendisine söylenen en büyük yeteneğinin topu kendisiyle aynı renk formayı giyen oyuncuya atmak olduğunu ve böyle temel işleri diğer herkesten daha iyi yapıyor olmanın çok önemli görüldüğünü söylüyor. Bu etki Doğu Lancashire’da hâlâ hissedilir.

Woan 26 Temmuz’da Pittodrie’de Avrupa Ligi yolculuğuna çıkıyor ve elinde 1996’da Forest’ta Clough’un halefi Frank Clark’la ulaştıkları Uefa Kupası çeyrek finali deneyimi var.

Sonunda, iki ayaklı mücadelede Kahn, Matthaus, Scholl ve Klinsmann’lı Bayern Münih’e elendiler fakat o yolda Lyon’u ve Ligue 1 şampiyonu Auxerre’i yendiler. Woan, Malmö deplasmanındaki turun ilk ayağında golü bulmuştu fakat Lyon’da sahayı terk edişi daha canlı hatırlanır.

“Pearcy etrafına döndü, bize baktı ve bağırdı: ‘Biz İngiliziz!’ O anda bütün Fransızların ‘Tamam, o çok vatansever!’ diye düşündüklerini görebilirdiniz.”

“Büyük bir kaptan, onun için oynamak isteyeceğiniz türden. Onun önünde oynadığım için ne zaman geleceğini bilirdim. Ülkesine tutkuyla bağlıydı. Nottingham’da bahçesine bayrak dikilmiş tek ev onunkiydi. Bayern’le başa baş bir mücadeleye gireceğimiz gibi genel bir kanı vardı. Biz kimseden korkmuyorduk. Onların bizden daha iyi oyucuları vardı fakat bu tür maçları oynamak istersiniz değil mi?  Eğer korkuyorsanız yanlış sporu yapıyorsunuz demektir. Şimdi geriye bakınca o maçların harika olduğunu düşünüyorum. Bizim çocukların da bu gibi mücadeleleri dört gözle bekliyor olduğundan emin olmalıyız. Bütün çalışmamız bunun içindi. Alkış duymak istiyorsanız Avrupa’ya gitmeli ve şansınızı denemelisiniz.

Patronu bilirsiniz. Ne olursa olsun mücadelemizi göreceksiniz. Tam gücümüzde olacağız, şüpheniz olmasın. Premier Lig ve orada tutunmak bizim ekmek kapımız. Bunu korumak zorundayız fakat Avrupa macerasını da deneyimlemek istiyoruz.”

Bu macera ne kadar sürecek olursa olsun geceler boyunca Woan ve Dyche’ın yuvalarında konuşulacaktır.

“Nefes almadan çalışan antrenör ekiplerinden biri değiliz” diyor Woan. “Bu moral kaynağıdır ve patronun da arası tatil günleriyle iyidir. Aile her şeyden önce gelir. Bizde o iki gün tatildir fakat diğer takımlarda genel uygulama bu değil. Onlar her gün her dakika işin içinde gibiler. Böyle yaparak oyuncuları nasıl enerjik tutarsınız bilmiyorum.”

Görünen o ki Dyche’ı enerjik tutan Woan ve Woan’ı enerjik tutan da Dyche. Patron Woan’a geçirdiğimiz 45 dakikada en az iki kere mesaj atıyor. “Eğer telefonunu açmazsam küplere biner” diyor Woan sırıtarak. Yeniden duygularını belli etmeyen bir ifade ve aşırı bir alçakgönüllülük…  Woan bizlere Burnley’nin sistemini yürüten işleyişe içeriden bir bakış sunuyor. Belki de Woan onların Peter Taylor’ıdır.

Çeviri: Barış Öztürk

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce