Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolErtegünlerin Cosmos’u

ABD'nin bir futbol kültürü olmadığını söyleyebiliriz ama futbol tarihine iz bırakan Cosmos'u inkâr edemeyiz. Ertegün Kardeşlerin yeşil saha projesini Murat Toklucu yazdı...
Murat Toklucu6 sene önce

Nesuhi ve Ahmet Ertegün kardeşler, babaları İsviçre’de büyükelçiyken futbol tutkunu olmuşlardı. Top oynamaya Fransa’da da devam etmiş, Londra’da yaşarken ilk kez bir stada gidip İngiltere-İtalya maçını izlemişlerdi. ABD’de ise neredeyse kimsenin futbol bilmediğini görünce çok şaşırdılar. Neyse ki Avrupalı diplomatların çocukları vardı ve onlarla futbol oynayabiliyorlardı.

Atlantic Records’la gösteri dünyasının en önemli isimlerinden olurken futbola ilgilerini de yitirmemişlerdi. Dünya Kupası’nı yerinde izliyor, seyahat ettikleri ülkelerde programlarına futbol maçlarını da mutlaka dâhil ediyorlardı.

Ertegün Kardeşler, dünya futbolunu yakından takip ederken ileride bir futbol takımının sahibi olacaklarını muhtemelen akıllarından geçirmemişlerdi. Ahmet Ertegün’ün 21 Ekim 2003’te New York Times’tan Jack Bell’e anlattığına göre, Atlantic Records’un Warner Communication tarafından satın alınmasından sonra ağabey Nesuhi şirketten ayrılmaya karar vermişti. Warner’ın patronu Steve Ross, Nesuhi Ertegün’e “Kalman için ne yapabilirim?” diye sormuş, Ertegün’ün şakayla karışık “Bir futbol takımı kurmak istiyorum” demesi üzerine hemen orada bir futbol takımının kurulmasına karar verilmişti.

Ertegünler ve Steve Ross, 1970 yılının sonlarında, iflasın eşiğindeki New York Generals kulübünü satın aldılar. 4 Şubat 1971’de takımın adının New York Cosmos olacağını duyurdular. Kulübün ilk başkanı Nesuhi Ertegün, futbol bilgisiyle takımın arkasındaki isimdi. Cosmos’un görünen yüzü ise ilk genel menajer Ahmet Ertegün oldu. Takımın logosu Atlantic Records logosundan esinlenilerek tasarlandı, renkler ise yeşil-sarıydı (sonradan beyaz da eklendi.)

Cosmos kurulduğunda futbol ABD’nin popüler sporları listesinde ilk ona giremiyordu. Futbola ilgi gösterenler, anadili İngilizce olmayan göçmen topluluklarıydı. Cosmos’un da mücadele edeceği, 1967’de kurulan NASL’de (Kuzey Amerika Futbol Ligi) maçlar ortalama üç bin seyirciye oynanıyor, maç sonuçları gazetelerde at yarışı haberlerinin yanında bazen yer bulabiliyordu.

Cosmos, ligdeki ikinci sezonu olan 1972’de ilk şampiyonluğunu kazandı ama seyirci sayısının azlığı nedeniyle kulüp zarar ediyordu. Şampiyonluğun da seyirci sayısına bir katkısı olmadı. Takımın 1971’de 4 bin 517 olan seyirci ortalaması 1974’te 3 bin 500’e düştü. Ertegün Kardeşler ve Steve Ross, bu sorunu halletmek ve Cosmos’u büyük bir marka hâline getirmek için futbol tarihine geçecek bir hamle yapıp Pele’yi transfer etmeye karar verdi.

Pele, 1974’te futbolu bırakmıştı. Cosmos yönetimi, teklif götürdüğü Pele’den olumsuz yanıt alınca devreye ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ı soktu. Ertegün Kardeşlerin yakın arkadaşı olan Kissinger, Brezilya hükümeti aracılığıyla girişimlerde bulunup Pele’yi ikna edecekti. 1923’te Almanya’da doğan ve 15 yaşına kadar burada yaşayan Kissinger, Yahudilere yönelik tüm kısıtlamalara karşın Greuther Fürth takımının genç takımında oynamış bir futbol tutkunuydu.

1961’den itibaren üç başkanın (Kennedy, Johnson ve Nixon) dış politika ve ulusal güvenlik danışmanı olan Kissinger, 1973’te ABD Dışişleri Bakanı olmuştu. Şili’deki faşist Pinochet darbesi gibi, görev yaptığı dönemin tüm karanlık olaylarıyla birlikte anılan Kissinger, dünya politikasına yön veren çok güçlü bir figürdü ve Pele’yi ikna etmek için daha iyi biri bulunamazdı.

4 Haziran 1975’te Cosmos, Kissinger’ın temasa geçtiği Brezilya Cumhurbaşkanı’nın özel ricasını kıramayan 35 yaşındaki Pele’yle anlaştıklarını duyurdu. İlk açıklamaya göre, Pele o güne kadar bir futbolcuya ödenen en büyük rakam olan dört buçuk milyon dolar (vergiler düşüldüğünde 2.8 milyon dolar) karşılığında üç yıllık sözleşmeye imza atmıştı. Pele’yle çeşitli reklam ve ürün anlaşmaları da yapıldı.

Ertegünlerin Pele’yi ve futbolu daha fazla Amerikalıya tanıtmak için yaptığı numara ise gerçekten takdire şayandı. Başkan Ford’un, 28 Haziran 1975’te kabul ettiği Pele’yle kameralar karşısında top sektirip şut çekmesi büyük olay oldu.

Pele’nin ilk sezonunda seyirci ortalaması 10 bin 450’ye, ikinci sezonunda 18 bin 227’ye, takımın Giants Stadyumu’nda oynamaya başladığı üçüncü sezonunda 34 bin 142’ye çıktı. Ertegünler, Atlantic Records ve Warner’la çalışan müzisyen ve oyuncuları de stada taşımış, ünlülerin tribünlerde görülmesiyle futbola ilgi artmıştı.  

Cosmos’ta üç sezon oynayan Pele, 1 Ekim 1977’de ikinci ve son kez futbolu bıraktı. Eski takımı Santos ve Cosmos arasında oynanan jübile maçında her iki takımda da birer devre forma giyen Pele’nin vedasını 22 ülke televizyonu yayımladı, maçı tüm dünyada 400 milyon kişi izledi.

Ertegün Kardeşler, Pele’nin transferinden sonra başka yıldız futbolcularla da anlaşmış; 1976’da Lazio’nun golcüsü Giorgio Chinaglia, 1977’de Brezilyalı Carlos Alberto ve Alman Milli Takımı Kaptanı Franz Beckenbauer, 1978’de Sırp Vladislav Bogićević, 1979’da Hollandalı orta saha oyuncusu Johan Neeskens gibi dünya yıldızları takıma katılmıştı.


Ahmet Ertegün, Johan Cruyff’u da transfer etmek için çok uğraştı ama Hollandalı yıldız teklifi kabul etmedi. Ertegün seneler sonra “Led Zeppelin ve Mick Jagger’ın menajerleri gibi insanları bile tavladım ama Cruyff kadar zor bir insan görmedim” diye anlatacağı girişimlerinde Cruyff’u yalnızca iki özel maçta Cosmos’ta oynamaya ikna edebilmişti.

1978’ten sonra, hem Cosmos’ta hem de ligde işler bozulmaya başladı. Seyirci sayısı düşüyor, televizyon yayın anlaşmaları yenilenmiyordu. Ertegün Kardeşlerin Avrupa, Güney Amerika, Kanada ve ABD takımlarının katılacağı bir dünya ligi kurma girişimi oldu. Ama Avrupa’dan destek alamadılar.

Cosmos’un futbol hayatını tamamlamış ya da sonuna yaklaşmış yıldız oyuncuları transfer etme politikasını diğer NASL kulüpleri de benimsemişti. Ancak, yıldızlara rekor transfer ücreti ödeyen kulüpler, iş diğer futbolculara geldiğinde epey cimri davranıyordu. 1978 sezonunda, sezon başına ortalama 15-20 bin dolar civarında kazanan futbolcuların çoğunun ikinci bir işi vardı. Futbol dışında işi olmayanlar da nisan-eylül arasındaki beş aylık NASL sezonu biter bitmez başka ülkelere (daha çok Avustralya’ya) gidip orada futbol oynuyor, ertesi sezon geri dönüyordu. 1979’da ligdeki 365 futbolcudan 143’ü ücret adaletsizliğinin giderilmesi için bir süre grev de yapacaktı.

1980’li yıllarda ABD futbolu ve Cosmos gerilemeye devam etti. 1983 sezonu öncesinde Atlantic Records ve Cosmos’un bağlı olduğu Warner’ın yıllık gelirinin üçte birini sağlayan Atari şirketinin batması, Cosmos için tehlike çanlarının daha hızlı çalmaya başladığını gösteriyordu.

Nihayet beklenen oldu ve son sezonu 1984’te oynanan NASL, tarihçi Eric Hobsbawm’ın “20’nci yüzyıl her açıdan tam bir Amerikan yüzyılıydı. Futbol hariç…’’ sözlerini haklı çıkarırcasına 1985’te iflasını açıkladı. 1972, 1977, 1978, 1980 ve 1982’de NASL şampiyonu olan, büyük Avrupa takımlarının katıldığı Trans-Atlantik Kupası’nı da üç kez kazanan Ertegünlerin Cosmos’u da son maçına 17 Haziran 1985’te Lazio karşısında çıktı ve sahalara 3-1’lik yenilgiyle veda etti.

Cosmos ve NASL macerası sona erse de Ertegün Kardeşlerin futbolla ilişkisi hep devam etti. İkilinin en önemli hedefi, Dünya Kupası’nı ABD’de düzenlemekti. 1986 Dünya Kupası için Kissinger’la birlikte başladıkları lobi faaliyetleriyle 1994 Dünya Kupası organizasyonunun profesyonel ligi bile olmayan ABD’de düzenlenmesini sağladılar. Nesuhi Ertegün 1989’da öldüğü için çabalarının sonucunu göremedi. Ahmet Ertegün ise ’94 Dünya Kupası yürütme kurulunda yer aldı.

COSMOS TÜRKİYE’DE

Türkiye Ordu Milli Takımı’nın, ABD Ordu Milli Takımı’nı 17 Şubat 1957’de Adana’da 19-0 yendiği maç sayılmazsa Cosmos kurulana kadar Türkiye’de ABD futboluyla ilgili pek bir şey duyulmamıştı. Ertegün Kardeşler nedeniyle “Türk kulübü” diye anılan Cosmos ise yakından takip ediliyordu.

Ertegünler müzik dünyasının bazı adetlerini futbola da taşımış; 1975’ten itibaren Cosmos, rock grupları gibi dünyanın dört bir yanında turneler düzenlemeye başlamıştı. Takımın ülkelerine de gelmesini bekleyen Türk futbolseverler Pele’yi izlemek için sabırsızlanıyordu. 1975 ve 1976’da gelecekleri duyuruldu ama iki plan da iptal edildi.

1976’nın Kasım ayında Türk kamuoyunun Cosmos’la çok daha yakından ilgilenmesine sebep olacak bir gelişme yaşandı ve birkaç ay önce 28 yaşında jübilesini yapan Galatasaray’ın milli kalecisi Yasin Özdenak, Cosmos’a transfer oldu. Yasin Özdenak ilk sezonu 1977’de Cosmos’un ikinci kalecisiydi ama Türk basınında o zamana kadar “Pele’li Cosmos” diye anılan takım bir anda “Yasin’li Cosmos” oluvermişti. Yasin’in transferi, palavra transfer haberleri için de müthiş bir fırsat yaratmıştı. Adı, Cosmos’a transfer haberlerinde geçmeyen kalburüstü futbolcu yok gibiydi. Futbolcunun ağzından “Ülkeme döviz kazandıracağım için mutluyum” yazmak da adettendi.

Yasin’le birlikte, Cosmos’un Türkiye’ye gelişiyle ilgili beklentiler de artmıştı. 1977 turnesinde Çin’e ve Hindistan’a giden takımın Türkiye’yi yine pas geçmesi, o sene futbolu bırakan Pele’yi seyretme hayallerine son verse de konu gündemde kaldı. Kartal’da kurdukları amatör takıma Cosmos adını verenlere de, insanların Cosmos hasretini ticari çıkarlarına alet edenlere de rastlanıyordu. Sözgelimi, 1978 yılının Ocak ayında, ulusal gazetelerde günlerce yayımlanan “Gölcüklülere müjde! Cosmos Gölcük’te” başlıklı, her nedense Cosmos kulüp logosunun da kullanıldığı gazete ilanını okuyan futbolseverler bir an için Cosmos’un Gölcükspor’la yapacağı özel maç için Türkiye’ye geleceğini düşünmüştü. Ama hemen altta “Gelin sizi tepeden tırnağa giydirelim” yazdığını görünce okudukları şeyin bir giyim mağazası reklamı olduğunu anlayıp hayal kırıklığına uğradılar.

Cosmos Gölcük’e gelmedi ama sonunda İstanbul’a gelip 11 Ekim 1978’de Galatasaray’la maç yaptı. Galatasaray’ın 2-0 kazandığı maçtan sonra misafirler şerefine bir eğlence düzenlendi. Gazetelerin ifadesiyle, Cosmos’lu futbolcular rakıya bayılmış, en çok dansözler ve halk oyunları ekibi ilgi görmüştü. Hatta Beckenbauer, Carlos Alberto ve Ahmet Ertegün, sahneye çıkıp halk oyunları ekibinin ve Yasin’in yardımıyla halay çekip horon tepmeyi dahi öğrenmişti. Gecenin sonunda Cosmos’lu oyunculara Gümrük ve Tekel Bakanı Tuncay Mataracı’nın hazırlattığı rakı, lokum ve sigaradan oluşan hediye paketi verilecekti.

*Bu yazı Socrates’in Ocak 2018 sayısında yayımlanmıştır. Eski sayılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce