Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolDuyguların Esiri: Sow

Moussa Sow, Fenerbahçe’ye duygusal görüntülerle veda etti. Normaldi; çünkü Senegalli sahada attığı gollerin etkisi altında kalmadan bir bağ kurmayı başarmıştı.

Bir futbolcunun kendi seyircisi önünde alkışlarla uğurlanmasına alışkın değiliz. Her ne kadar son dönemde bu işlere biraz daha fazla önem gösterilse de, örneklerin sınırlı sayıda kaldığını söylemek mümkün. Zaten, transferin son gününde kulübüne 17 milyon avro kazandıran 30 yaşındaki bir oyuncuyu ‘Hadi eyvallah’ diyerek uğurlamak da ayıp olurdu. Yine de Sow ile Fenerbahçeliler arasındaki bağı sadece bu bonservis bedeliyle kurmak haksızlık olur. Sow, duygusal futbolcuların ülkesi Türkiye’ye dışarıdan gelip, standartları yukarıya çekti. Kısaca anımsayalım…

Her şey daha o gelmeden başladı. Taraftarların alışık olmadığı bir sözleşmeyle… Fransa Ligi’nin gol kralı Fenerbahçe’ye transfer olmuştu. Henüz 26 yaşındaydı, böyle bir ismi ikna etmek zor olmalıydı. O süreç nasıl gelişti bilemeyiz ama alışık olunmayan bir durum vardı. Sow’un imza attığı sözleşmede yıllık maaşı her sene azalıyordu. Normalde, kariyerinde Türkiye’yi para kazanmak için son durak olarak gören futbolcuların daha ‘akıllı’ sözleşme imzalamaları beklenir. Sow, her sezon azalan bir sözleşmeye imza atmıştı. 3.400.000 avro’dan başlayan maaş, her sezon biraz daha azalıyordu. Bu sezon kalsaydı, 1.400.000 avro alacaktı. Evet, yaşlanan futbolcunun verimi düşebilir ve maaşı azalır. Fakat Sow, yine de hala 29 yaşındaydı. Aldığı para ve imzaladığı sözleşme tribün ahalisinin gözünü boyamak için yetmeyebilir. Ne de olsa ‘babasının hayrına’ oynamıyor futbolcular. Fakat bir şekilde bilinçaltına yerleşiyor, hikâyenin satırları yazılırken insanların aklına geliyor.

Futbolcu, özellikle yabancı santrforsa gol atmalı. Golü atarsa sevilir. Sow ilk maçında gol attı. Beşiktaş ile oynanan derbi, onun sarı-lacivertli forma altındaki ilk maçıydı ve karşılaşma sona ermeden taraftarı selamlayacak golünü atı. Süper Lig tarihinin unutulmayacak sezonlarından biri olan 2011-12’ye sonradan dahil olsa da uyum sorunu yaşamadan yedi gol attı. Üç tanesi; Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor’a… Özellikle Galatasaray’a attığı rövaşata golü derbi tarihinde kendine özel bir yer edindi.

Çalışmak ibadettir

Son yıllarda Türkiye’de yaşanan toplumsal çatışmalar oldukça sıkıntılı sonuçlara neden oluyor. Din ve inançlar bu çatışmaların içinde yer alıyor. Bir kesim tüm yanlışlarını dine sığınarak örtmeye çalışırken, karşı taraf bazı noktalara takılıp kalmanın nedenini dinin sosyal yaşama çok fazla girmesine bağlıyor. Sow, bu çatışmanın tam ortasında bir köprü gibi arada durdu. Hatta direkt secdeye durdu! Hem işini yaptı, hem golünü attı hem de inancını yansıttı. 2012-13 sezonunda Süper Lig’de 15 gol attı.  Her golden sonraki sevinciyle dikkat çekti. Basın toplantılarında ‘inşallah’ kelimesini dilinden düşürmedi. Öyle bir ince çizgi ki, bir adım fazla atsa ‘Hassasiyetleri kullanıp şov yapıyor’ denilebilirdi. Sow, buna sebebiyet vermedi, çünkü aynı zamanda işini de yaptı. Gerçi yaz mevsimine denk gelen Ramazan aylarında oruç tutması ve sezon başlarına durgun başlaması her zaman eleştirilse de bunun diyetini de sezonların ilerleyen haftalarında ödedi. Fakat böyle bir ruha sahip oyuncudan, oruç tutmamasını veya içinden geleni yapmamasını isteyemezsiniz. Manevi duygularından beslenen bir insanın bu kapısını kapatmak hata olurdu. Ona özgürlük verince, o da sadakatini daha iyi yansıtır. İşin içine karşılıklı saygı girince sorunlar ortaya bile çıkmaz.

Samimiyet

Sow, o sezon (2012-13) ligde çok başarılı maçlar çıkarsa da UEFA Avrupa Ligi’nde sessiz kaldı. Oysa Fenerbahçe’nin Avrupa’da en çok maç yaptığı, tarihinde ilk kez yarı final oynadığı sezondu. Turnuvada sadece Limassol ağlarını havalandırdı. Fakat; öyle bir maçta öyle bir hareket yaptı ki… Üstelik oyunda bile değildi!

Çeyrek finalde oynanan Lazio maçının son dakikasında Fenerbahçe, Kuyt ile ikinci golü buldu ve rövanş için avantajını arttırdı. Kadıköy derin bir oh çekerken, kameralar yedek kulübesine yöneldi. Yedek futbolcular ve teknik heyetin sevincini izlerken Sow araya girdi. Teknik direktör Aykut Kocaman’ın kafasına vurarak-ittirerek sevinmesi ve hocanın da arkasını dönünce sempatiyle yaklaşması Sow’un takım ruhu için öneminin de kanıtlarından biri oldu.

Akacak yaş durmaz

2013-14 sezonu Sow’un Süper Lig’de kazandığı tek şampiyonluktu. O sezon Ersun Yanal ile çalışan Senegalli, bir önceki sezonda olduğu gibi yine 15 golü rakip ağlara yolladı. Fakat bu sefer uzun süre bir suskunluk yaşadı. Devre arasına girilmeden önce oynanan son maçta golünü atmıştı. Aralık ayıydı, o günden sonra uzun süre gol atamadı. Mart ayına gelindiğinde hala gol atamamıştı. Mesele sadece gol atamaması da değildi, aynı zamanda çoğu kez ayağına gelen şansları tepiyordu. Mutlak fırsatları değerlendirememesi onu günah keçisi haline getirebilirdi.

Kayseri Erciyesspor maçında yine sayısız pozisyonu değerlendiremedi. Ve bir anda ağlamaya başladı. Kadıköy oyundan alınınca ağlayan santrfor görmüştü (Guiza), gol attıktan sonra içini boşaltan da vardı (Deivid de Souza) ama gol kaçırdığı için gözyaşı dökenlere pek alışık değildi. Sadece Kadıköy değil, Türkiye için de alışık olunmayan bir manzaraydı. Ersun Yanal, morali bozulan oyuncusunu daha fazla yıpratmadı ve 85. dakikada Sow’u oyundan aldı. Oyundan çıkarken tüm takım arkadaşları onu teselli etmeye koştu. Hatta maç içinde ona gol fırsatı vermeyen rakip kaleci Gökhan Değirmenci de onun sırtını sıvazlayanlar arasındaydı. Duygusal insan Sow’un o bir haftayı nasıl geçirdiği merak konusu, fakat bir sonraki maçta, Gaziantepspor deplasmanında attığı gol sadece onu değil tüm Fenerbahçe camiasını sevindirip rahatlattı.
Sow, son basın toplantısında da kulübüne veda ederken gözyaşlarını tutamadı. Şaşıran olmadı!

Sow, forma giydiği 3.5 sezonda Fenerbahçe’ye büyük katkı sağladı. Goller attı, kupalar kazandı. Süper Lig tarihinin en çok maça çıkan ve en çok gol atan Senegalli oyuncusu oldu. Başarıları, bir köşede yazılı kalacak. Hatta belki ‘daha iyisini yapabilir miydi’ tartışması olacak. Fakat, samimiyeti, duygusallığı, içtenliği onun çok ayrı bir noktada hatırlanmasına neden olacak.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce