Bir dönemin efsane takımı Juventus; alt lige dahi düştükleri yılların, sıkıntılı dönemlerin, maddi zorlukların ve tabi ki şike skandalının ardından yeniden Berlin kentinde oynanacak Şampiyonlar Ligi’nde finale yükseldi. Kimse beklemiyordu. Bırakın sezon başından, bir ay öncesinden bile tahmin edilemiyordu. Hatta yarı finalde yer alan diğer üç takım bile kura çekimi öncesi gözünü Juventus’a kestirmişti. Kazanan bir başka İtalyan, Carlo Ancelotti’nin çalıştırdığı Real Madrid oldu. Ama Juventus iki maçta da güçlü ve zengin rakibine yenilmedi. Hem sezonun hem de yarı finalin hikayesi ayrı ayrı anlatılabilir ama sanki bunun için 6 Haziran’a kadar vaktimiz var.
Maçın hemen ardından yaşananlara göz atalım. Sıcağı sıcağına…
Aşağıdaki video, Juventus’un soyunma odasından. Futbolcular hep bir ağızdan ”Ce ne andiamo a Berlino” (Biz Berlin’e gidiyoruz) diye bağırıyor. Bu sene finalin Berlin’de olması ilginç bir tesadüfü de ortaya çıkardı. 2006’da Calciopoli patladığında, İtalya futbolu gözünü Dünya Kupası’na çevirmişti. Yaşanan ve yaşanacak bütün sorunların çözümü ve tesellisi Dünya Kupası’nda sağlanabilirdi; sağlandı. Yarı final maçında Almanlar hep bir ağızdan “Wir fahren nach Berlin” diye bağırmış, ama finale, yani Berlin’e giden İtalya Milli Takımı olmuştu. Berlin’de kupayı kazanan takımda yer alan Buffon, Barzagli ve Pirlo; bir kez daha Berlin’e giderek Juventus’u ayağa kaldırma projesinde yer alacaklar.
Tabi bu görüntüleri sadece zafer sarhoşluğuna bağlamak yanlış olabilir. Niyet okumak gibi olmasın ama futbolun, soyunma odalarının ortamı her daim bu tarz gürültülere imkân sağlar. Şampiyonlar Ligi yarı finali de olsa, amatör lig maçı da olsa her futbolcunun kafası biraz hinliğe çalışır. Yan odada kaybeden takımın olduğunu bilmek, onlara seslerini duyurmak, ‘Berlin’e biz gidiyoruz, siz evde kalıyorsunuz‘ mesajını vermek, oyunun olmazsa olmazlarından. Yoksa sadece bağırmaları da yeterken, niye masalara vursunlar!