Roberto Martinez, 2017’nin Kasım ayında Japonya ile oynadıkları hazırlık maçını şöyle hatırlıyor: “Çok organize ve dinamik bir takımdı. Japon futbolu teknik anlamda çok güçlü ve başardıkları hiçbir şey sürpriz değil.” Her ne kadar Brugge’de oynanan o karşılaşmayı 1-0 kazanan Belçika olsa da, Mavi Samuraylar oynadıkları futbolla dikkat çekmeyi başarmıştı. Yolları bu kez dünyanın zirvesinde kesişti…
Grup aşamasında iyi görüntü veren takımlar arasında, G Grubu’nu üç galibiyet ve dokuz puanla bitiren Belçika’ya muhakkak bir parantez açmak lazım. Martinez’in öğrencileri; Panama, Tunus ve İngiltere ağlarına toplamda sekiz gol bıraktılar. Ülke futbolunun altın jenerasyonu olarak addedilen oyuncu grubu, böylece ilk kez bir Dünya Kupası’nda bu denli güçlü ışık verdi. İkinci turdaki rakipleri ise, turnuvanın en dengeli grubunu liderin arkasında tamamlayan Japonya olacak. Kupaya çok kısa bir süre kala hocasını değiştiren Japonya, Akira Nishino yönetiminde beklentilerin ötesine geçmiş durumda. Tabii bunu yaparken şans da yanlarındaydı. Zira ikinci tura çıkmalarını sağlayan şey, grupta 2-2 berabere kaldıkları Senegal’den iki sarı kart daha az görmeleriydi. Şunu söylemek hiç zor değil ki bu maçın büyük favorisi Belçika olacak.
Kevin De Bruyne, Romelu Lukaku, Eden Hazard, Axel Witsel ve Dries Mertens gibi yıldızlar gruptaki son maçta dinlendikten sonra yeniden Belçika 11’ine dönüyorlar. Nishino’nun Japonya’sında en büyük kozlar Shinji Kagawa, Yuya Osako ve oyuna sonradan dahil olma ihtimali yüksek görünen Keisuke Honda olacak. Maçın kilit eşleşmesi ise Belçika’nın yıldız forveti Lukaku ile onu Premier Lig’den de tanıyan Maya Yoshida arasında…