Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Diğer SporlarRIO 2016Artık Masa Tenisi

16 yaşındaki Kanak Jha, kısa bir süre önce Ping-Pong demeyi bırakarak masa tenisine geçti. Onun için sırada olimpiyat oyunları var.

*Sam Borden imzalı bu yazı, ilk olarak The New York Times‘da yayımlanmıştır.

Kanak Jha bu geçişi ne zaman yaptığını hatırlayamıyordu. 9 veya 10 yaşındayken olduğunu tahmin ediyor. Tam olarak o anı hatırlamasa da önemli bir değişiklik olduğunu hatırlıyor.

“Sanki bir anda gerçekleşmişti. Artık ‘Ping-Pong’ yerine ‘masa tenisi’ diyordum” demişti Jha.

“Çünkü benim oynadığım oyun, sanırım buydu.”

Bu iki ifade, eşanlamlı gözüküyor olabilir. Ancak ismi bodrum katları, lokaller ve rekreasyon merkezleriyle anılan Ping-Pong ile 200’den fazla ulusal federasyonu olan masa tenisi arasında ciddi bir fark var. Eğer öyle olmasaydı, Jha Rio Olimpiyatları’na hazırlanma hedefiyle dünyanın en iyi koçlarıyla birlikte günde beş altı saat çalışmak için Kuzey Kaliforniya’da bulunan evine 5 bin 500 mil uzak olan bu merkeze taşınmazdı.

16 yaşındaki Jha, 2000’lerde doğmuş ve Olimpiyatlarda oynamaya hak kazanmış ilk Amerikan sporcu durumunda. Olimpiyatlara katılmasının ülke genelinde masa tenisi sporunun yayılmasına fayda sağlayacağına inanıyor. Çünkü birçok Amerikalı için bu spor yalnızca yağmurlu bir yaz gününde iyi bir zaman geçirme aktivitesi olarak kabul edilmekte.

Birçok oyuncu gibi Jha da ‘spin’ vuruşuna hayranlık duyuyor. Topspin, yandan spin ve ters spin. Bu vuruşlar yetenekli bir oyuncuyu tatil beldelerinde veya Susan Sarandon’un ‘Manhattan Ping-Pong sosyal kulübü’ gibi yerlerde karşılaşabileceğiniz ‘topu-karşıya-at’ oyuncularından ayırıyor. Spin masa tenisinde her şeydir. Çok zor bir servisi çıkarmanızı veya masanın birkaç metre gerisinden topu karşı sahaya falsolu şekilde atmanızı sağlar. Spinli vuruş, Jha 5 yaşında bu oyuna başladığında (o sıralarda ebeveynleri daha çok kız kardeşiyle oynuyorlardı) ilk öğrendiği vuruşlardan biri olmuştu. Sekizinci sınıfa geldiğinde bu vuruş tekniği sayesinde oyununu geliştirmiş ve beden eğitimi derslerinde yaptıkları Ping-Pong maçlarında sınıf arkadaşlarına karşı büyük bir üstünlük kurmuştu.

Spinli vuruş, onun burada olma sebebi.

masatenisi2

Yakın bir günün sabahında Jha saat 8:30 civarında Halmstad Arena’ya geldi. Bazı genç oyuncular sahada bulunan 19 masanın birkaç tanesine geçmiş antrenman yapıyorlardı ancak Jha salonun öteki tarafına geçti ve bacaklarını güçlendirmek, çeviklik ve reaksiyon hızını arttırmak için açma-germe hareketlerine başladı. Neredeyse bir saat boyunca raketine dokunmadı bile.

Antrenörü Douglas Jakobsen, uzun süredir masa tenisi hakemliği yapan ve Avusturya’da bir turnuvada Jha’yla tanışan Mikael Andersson’un oğlu. O dönemde Amerikan milli takımında antrenör olan Alman Stefan Feth ile çalışan Jha, Andersson’un ilgisini çekmiş. Andersson, Jha ve ailesiyle iletişimde kalmış ve onu Avrupa’ya taşınma konusunda ikna etmiş.

Andersson’a göre İsveç, Jan-Ove Waldner gibi masa tenisi tarihinin en iyisi olarak kabul edilen bir oyuncu yetiştiren bir ekole sahip ve Jha’nın gelişiminin düzgün bir şekilde ilerleyebileceği tek ülke.

“Kanak’ın böyle bir ortamda olmasının ona faydalı olacağını düşündüm” diyor Andersson. “Her gün uluslararası düzeyde elit sporcularla antrenman ve maç yapma şansı onun Amerika’da elde edemeyeceği bir şey. Orada harika antrenörler var ancak bir grup halinde olmak gibisi yok. Rekabete ihtiyacınız var.”

Jha Halmstad’ı ilk kez 13 yaşında ziyaret etmiş. Avrupa’nın en iyilerinden biri olan bu kulübün profesyonelliğinden büyülendiğini hatırlıyor. Oyuncuların seviyesi üst düzeydi ve eski dünya şampiyonu Ulf Carlsson tarafından yönetilen antrenmanlar da çok iyiydi. Ama onu en fazla etkileyen onların sporu her yönüyle geliştirmeye adanmış olmalarıydı. Jha daha önce masa dışında fazla fiziksel antrenman yapmamıştı. Halmstad’da ise bu ek çalışma çok önemliydi.

Jha kulübü yılda birkaç kez ziyaret etmeye başladı ve geçen son baharda farklı lig ve turnuvalarda kulüp adına oynamak üzere buraya taşındı. Genelde, çoğu güne Jakobsen ile başlıyor. Yerdeki koniler ve iplerin üzerinden atlıyor, bu sırada Jakobsen’in rastgele olarak önüne fırlattığı küçük bir futbol topunu yakalamaya çalışıyor.

Tüm bu antrenmanlar Jha’nın maçlarda daha hızlı reaksiyon göstermesini ve cılız fiziğine rağmen ona daha güçlü bir temel oluşturup vuruşlarının güçlü olmasını sağlıyor. Jha’nın karnı ona vücudunu kamçı gibi kullanıp topa dalışa geçmiş bir kağıt uçak gibi spin vermesine veya backhand’i ile topu öyle derin kesmesine yardımcı oluyor ki topun fren yaptığını düşünebilirsiniz.

“Kalçalarınızı hızlı bir şekilde hareket ettirebilmeniz için yoğun bir patlayıcı kuvvete ihtiyacınız vardır” diyor Jha. “İnsanlar bunu düşünmez ama aslında 100 metre koşusu gibidir. Ateşleme yapabilmeniz gerekir.”

Ortalama bir yemek masasından daha küçük bir yüzeyde oynanan bu oyunu hayal etmede zorluk çekerseniz Jha’nın çalışmasını izlemelisiniz. Jha, Jakobsen ile özel çalışmasını bitirdikten sonra A takım antremanına katılıyor ve yana, ileri ve geri zıplarken bir yandan rakibiyle top yapıyor. Peşinden ‘multiball’ diye bilinen bir antrenmana geçiyorlar ve antrenörün bir sepetten hızlı bir şekilde gönderdiği toplara ardı ardına vuruşlar yapılıyor.

Ara verdiğinde Jha arada sırada çoğu kendinden yaşça büyük olan diğer oyuncular ile sohbet ediyor. Ama çoğunlukla bu araları vuruş tekniğine konsantre olmak ve farklı vuruşları bir pantomimci gibi taklit etmeye ayırıyor. Ya da yandaki bir masaya geçerek servis antrenmanı yapıyor.

Birleşik Devletler Olimpik Masa Tenisi Takımı, New York'ta.
Birleşik Devletler Olimpik Masa Tenisi Takımı, New York’ta.

‘‘Kanak çok genç ama çok odaklanmış durumda’’ diyerek anlatıyor onu Halmstad’ın en iyi oyuncularından biri olan Mattias Karlsson. ‘‘Bazen ne kadar genç olduğunu unutuyoruz. Hâlâ öğrenme aşamasında.’’

Jha birçok yönden daha bir çocuk olduğunu kabul ediyor. Halmstad’ın kadın takımında deneyimli bir oyuncu olan ve sene sonunda ABD’ye dönüp üniversiteye başlayacak kız kardeşi Prachi ile bir küçük apartman dairesini paylaşıyorlar. Arenaya kısa bir yürüyüş mesafesinde olan bu dairede küçük bir mutfakları, bir tane ikiz yatakları, ikinci el bir kanepeleri ve bant ile tutturulmuş kapı kolu olan küçük bir tuvaletleri var. Jha online olarak devam ettiği lisesi için ders çalışırken alçak bir sandalyeye oturuyor ve zamanının çoğunu internetten masa tenisi izleyerek veya Netflix’te gezinerek geçiriyor.

Jha ailesini özlediğini söylüyor ancak İsveç’te yaptığı antrenmanların paha biçilemez bir deneyim olduğunun da farkında. Bu sezonun genelinde, Halmstad’ın ikinci takımıyla maçlara çıktı. Önümüzdeki sezon A takım ile daha çok sayıda maça çıkabilmek ve uluslararası kariyerini ilerletmeyi ümit ediyor. Geçen 8 Temmuz’da ABD Şampiyonası’nın finalinde olimpik takımından arkadaşı Yijun Feng’i 10-12, 6-11, 12-10, 5-11, 14-12,11-7 ve 11-9’luk setlerle yenerek tek erkekler kategorisinde şampiyon oldu. Böylece Jha 2009’dan bu yana ulusal şampiyon unvanını kazanan en genç erkek oyuncu oldu.

Olimpiyatlara katılma hakkı kazanması da benzer bir şekilde dramatik olmuştu. Kanada’da Kanadalı rakibine karşı oynarken final setinde 5-0 geriden gelip maçı 11-5 kazandı. Ancak buna rağmen Jha, Rio için temkinli konuşuyor. Bireysel olarak dünya sıralamasının 272. basamağında ve eğer ön eleme turunda üç maç kazanıp ana tabloya katılma hakkı kazanırsa kendini başarılı olarak kabul edecek. (ABD takımıyla birlikte takım yarışmasına da katılacak.)

Böyle bir sonuç etkileyici bir başarı anlamına gelecektir. Ancak şu anda, Jha oyununu geliştirme ve en iyi oyuncuların -ki birçoğu ile antrenman partneri- ona karşı yakaladığı istikrarlı oyuna ulaşmaya öncelik veriyor. Mümkün olduğunca kendini kabul ettirmeye çalışıyor.

Bu ilkbahar, bir antrenman maçı sırasında rakibinin seri sert vuruşlarıyla masadan uzaklaşıp kesme vuruşlar yapmak zorunda kalmıştı. Sonuçta rakibi masadan dışarı doğru açı alan kısa bir vuruş yaptı ve Jha ustaca ileri adımını atarak, backhand’ini savurdu. Hayli dengesiz ama spinli bir vuruş yaptı. Bu vuruşu filenin üzerinden değil etrafından geçip masanın karşı köşesine çarptı.

Jha, usta işi spinli vuruşundan gurur duyarak ellerini havaya kaldırıp sevindi. Rakibi vuruşunu basitçe onaylarcasına hafifçe başını salladı. Jha etrafına baktı fakat başka kimseden bir beklediği onaylamayı alamadı. Antrenörler gezinmeye devam ediyorlardı. Diğer oyuncular vuruşlarını yapıyordu ve rallilerin tik-tak sesleri hiç durmamıştı.

Jha bir anlığına göğsünü kabartarak etrafına baktı. Daha sonra alnındaki teri sildi, masaya yaklaştı ve çalışmasına geri döndü.

Çeviri: Emir Güney

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Sessizliği Kırmak

Sessizliği Kırmak

3 sene önce
Kazanmak

Kazanmak

4 sene önce
Dönemler Üstü

Dönemler Üstü

4 sene önce