Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolSaha DışıAklın Yitimi

Kasabian'dan Serge Pizzorno, çocukken hayalini kurduğu gibi bir rock yıldızı. Oynamak istediği takım Leicester ise Premier Lig'in şampiyonu.

Kasabian grubu gitaristi Serge Pizzorno, Kasım 2013’teki bir röportajında, taraftarı olduğu Championship ekibi Leicester City’nin sezon sonunda Premier Lig’e çıkma ihtimalini şu sözlerle değerlendirmişti:

“Lige yükselme partisi! Düşünebiliyor musunuz? Bu muhteşem olurdu ama şu an için bu ihtimal hakkında pek konuşmak istemiyorum. Düşüncesi bile fazla geliyor bana. Aklımı yitirecek gibi oluyorum. Gelecek Haziran’a kadar uyuyamayabilirim!”

Leicester City, Haziran 2014 geldiğinde Championship sezonunu 102 puanla lider tamamladı ve Premier Lig’e yükseldi. Pizzorno bu durumu nasıl karşıladı bilmiyoruz ancak şu sıralar daha büyük bir belayla karşı karşıya olduğu kesin; zira Leicester City, henüz ikinci sezonunda adım adım Premier Lig şampiyonluğuna yürüyor ve bu küçük şehrin hayalleri gerçek olduğunda, Pizzorno’nun akıl sağlığından endişe etmemiz gerekebilir.

İngiliz müzisyenlerin futbolla yakın ilişkisine yabancı değiliz ama Pizzorno, bu ilişkiyi ileri götürenler arasında nadide bir yere sahip. Soccer AM programında attığı golü YouTube’da bulabilirsiniz, hâlâ program tarihinin en iyi gollerinden biri olarak gösteriliyor. Her ne kadar kendisi, o şutu çektiği anda ayakta duramayacak kadar sarhoş olduğunu itiraf etse de…

Kariyerinin zirve anı ise bu değil. Mayıs 2012’de Old Trafford Stadı’nda düzenlenen yardım maçında sol çizgiden içeri kat eden Pizzorno ceza sahası içinde topla buluştuğunda kimse kendisine karşı büyük umutlar beslemiyordu. Ancak o, topu sol çaprazdan plase bir vuruşla karşı ağlara göndermeyi başardı. Hem de tek vuruşta. Adrian Ilie’nin 1998 Dünya Kupası’nda Kolombiya’ya attığı golün -neredeyse- aynısıydı, hatta belki daha iyisiydi.

Daha 12 yaşındayken, futbolcu olma hayaliyle yanıp tutuşuyordu. Ama olmadı. “Yaşadığım yerde, o yaşta bir çocuğun iki seçeneği vardı; ya futbol oynayacaktım ya da bir rock’n’roll grubuna dahil olacaktım. Benim için zor bir karar olmadı. 14 yaşındayken elime bir gitar geçti ve ne istediğimi anladım” diyecekti o günleri anlatırken. Bu sözlerin sahibi, yakın zamanda verdiği bir röportajda ise en büyük hayalini açıkladı: Leicester City’nin santrforu olmak.

Evet, futbol uzun zamandır Pizzorno’nun hayatının tam ortasında; sahaya çıkıyor, goller atıyor, tribünde kendinden geçiyor, yazdığı şarkılar ise (Fire) Premier Lig’in resmi müziği seçiliyor… 2005 yılındaki açıklamalarına bakınca, en büyük iki tutkusu futbol ve müzik arasında ilişki kurmakta zorlanmadığını fark ediyorsunuz zaten.

“Kötü takımları desteklemenin iyi müzik için fark edilir düzeyde katkı sağladığı ortada. Baksanıza; bir tarafta Led Zeppelin ve Wolves, Oasis ve Manchester City, Kasabian ve Leicester var. Diğer tarafta ise Depeche Mode ve Chelsea, Spandau Ballet ve Arsenal, Mick Hucknall ve Manchester United yer alıyor.”

İşlerin Leicester için -fazlasıyla- yolunda gittiği bugünlerde, Pizzorno sözlerinin arkasında durmaya devam ediyor mudur acaba? Gerçekten merak ediyorum.

Yalnız, cevabı öğrenmek için biraz beklememiz gerekebilir; zira Pizzorno, şu sıralar kendisine yöneltilen soruları yanıtlamamakta ısrarcı. Sezon bitene kadar, büyüyü bozmamak adına Leicester hakkında tek kelime dahi etmeyeceğini söylüyor. En ünlü şarkılarından biri Underdog olan bir grubun üyesi için hayli tutarlı bir tavır.

Neyse, sorun değil. Hepimiz cevaplar için bekleyebiliriz. Pizzorno’ya ait Goodbye Kiss’in sözlerindeki gibi; ne de olsa bu totem, bir noktada sona erecek ve ‘bir gün yeniden buluşacağız’.

Hem belki, Leicester da o sıralar tarihinde ilk kez Premier Lig kupasını kaldırıyor olur. Kim bilir…

*Bu yazı, Socrates’in Mayıs 2016 sayısında yayımlandı. Derginin tüm sayılarını temin edebileceğiniz satış bağlantıları için tıklayın!

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce