Avluda süklüm püklüm dökülerek dolaşan bir deli sürüsü, kimseyi umursamıyorlar. O kadar güçlü ve korkusuzlar ki, soranlara biz şeytanın sürüsüyüz diyorlar. İri cüsseli genç bir adam Reading Zindan’ında bu kalabalığın içinde yapayalnız ağır adımlarla volta atıyor. O, diğerlerinden biraz farklı, gerçeği artık anlamış. Onlar şeytan değil sadece basit bir maskara sürüsü.
Anthony Joshua, 18 yaşında sokak kavgaları ve benzeri birçok suça karıştığı için Reading Hapishanesi’nde 2 hafta boyunca tutuklu olarak yargılandı. Bu süre zarfında hayata dair düşünmek için yeterince zamanı oldu. “Hapishanede fazlasıyla geri zekalı vardı. Bu adamları gördükten sonra kendinizi neyin içine soktuğunuzu fark ediyorsunuz. İçeride hayatınız yazı turaya bağlı ve hiçbir değeriniz yok. Mahkemede suçlu bulunursanız hayatınız bitebilir. 10 yıllık bir ceza ile karşı karşıyaydım. 28 yaşına kadar demir parmaklıkların ardından olacaktım. Ben bütün bunları düşünürken koruyucu meleğim cezamın kaldırılmasını istedi ve hayatımı mahvedecek bu çıkmazdan kurtuldum”
Anthony Joshua hapisten çıktıktan sonra bir yıl boyunca ayak bileğine takılı elektronik cihaz ile denetim altında kaldı. Boksa hayatını vakfetme kararını da bu dönemde aldı. Artık dışarıda gece takılmaları azalmıştı; akşam sekizde evde oluyordu. Bu disipline edilmiş hayatın yanına bir de okuma alışkanlığını ekledi. Joe Louis, Mike Tyson, Bernard Hopkins gibi sorunlu yıldızlar hapse girip çıkmışlar sonrasında okuyarak zihnen ve bedenen gelişmişlerdi. Joshua için o dönemde geçmişinde sorunlar yaşayan boks yıldızlarının hayatları ilham vericiydi.
Nijerya kökenli Anthony Oluwafemi Olaseni Joshua, çocukluğundan itibaren atletik özellikleri itibariyle dikkat çekiyordu. Fiziği ne kadar onun için avantajsa zihni de bir o kadar dezavantajdı. Aklı havada bir tipti. Babası 15 yaşında kolundan tutup boks salonuna götürdüğünde Joshua boksun değil, gece dışarı çıktığında kızlara iyi görünmenin ve birkaç havalı tipe dersini vermenin derdindeydi. Salonda bokstan ziyade vücut geliştirme yapıyordu. Havalı arabalar, lüks evler ve güzel kızlar genç Joshua’nın aklını bokstan daha fazla meşgul ediyordu.
Kendisini boksa verdiği takdirde bir süperstara dönüşeceğine dair en ufak bir şüphe olmasa da Joshua’nın uslanmaya niyeti yoktu. 2010 yılında üzerinde Büyük Britanya Milli Takımı eşofmanları varken arabasında esrar ile yakalandı. Federasyon tarafından bokstan men edildi. 12 aylık kamu hizmeti ve 100 saatlik ödemesiz çalışma zorunluluğu cezasına çarptırıldı. Eşyalarını toplayıp Watford’a geri döndü. Eski yaşamı onu geri çağırıyordu; gece kulüpleri ve kızlar onu pençesine alacaktı. Çok şeyler vadeden kariyer sona eriyordu.
Boks kariyerinin bittiğini düşünüp başıboş arkadaşlarıyla takılmaya başlamışken İngiltere Boks Federasyonu’ndan gelen teklifle boksa geri döndü. Joshua iç dünyasındaki dönüşünü şöyle anlatıyor; “Dünya Şampiyonası’ndan önce kendime şöyle dedim: ‘Adamım artık değişmelisin. Boks sayesinde kazanabileceklerine inandığın bir fırsatın var. Bütün enerjini boks için harcamalısın.’
Gelecekteki muhteşem kariyeri ile saplantılarla dolu başıboş geçmişi arasında gidip gelen Anthony Joshua son dönüşü ile gerçek zamana ulaştı. Artık geri dönüş yoktu. Salona vücut geliştirme için değil boks yapmak için gidecekti. Ankara’da düzenlenen 2011 Avrupa Şampiyonası’nda gümüş madalya kazandı. Bu şampiyona sırasında hala sürmekte olan bir davası vardı. Joshua önüne baktı. Aynı yıl Bakü’de düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda bir gümüş daha kazandı. Amatörde bazı maçları kaybediyor ama profesyonelliği ve hayatını kazanıyordu.
Avrupa ve Dünya Şampiyonaları’nda altına uzanamasa da Joshua’nın beklentileri karşılaması en büyük sahnede gerçekleşti. 2012 Londra Olimpiyatları’nda tıpkı örnek aldığı şampiyonlar gibi altın madalyaya ulaştı. Bu madalya sonrası kendisine boks camiasında saygın bir yer edindi. Ardından kendi yolunu çizmek için dünyayı dolaştı. Önemli promotörlerle görüştü, onlardan fikirler aldı. Son olarak eski dünya şampiyonu İngiliz boksör Lennox Lewis ile konuştu. Bütün değerlendirmelerin sonunda İngiliz promotör Eddie Hearn ile anlaştı.
Yeni neslin Don King’i ünlü promotör Eddie Hearn, Joshua ile olan anısını şöyle anlatıyor. “Promotörü olduğum Carl Froch ile salonda beraberdim. Salonda bugün bile hala aklımdan çıkmayan bir gürültü vardı. Dönüp sesin geldiği tarafa baktığımda ağır, kocaman bir kum torbasının delicesine sallandığını gördüm. Zincirleri yerinden çıkacak gibiydi. O an ne gördüğüme inanamamıştım. Biraz yana çekilip baktığımda gördüğüm, kum torbasının arkasındaki çocuk Anthony Joshua’ydı.”
Kum torbasının arkasındaki çocuk, 5 Ekim 2013’te profesyonel hayatına ilk adımı İtalyan Emanuele Leo karşısında attı. Profesyonel kariyerinde bugüne kadar 18 maça çıkan Joshua’ya sadece iki boksör -Dillian Whyte ve Dominic Breazeale- 3 raunttan daha fazla dayanabildi. Bu iki boksör de 7. rauntta nakavt oldular. Joshua, Whyte’ı yenerken aynı zamanda amatörde kaybettiği maçın da rövanşını almış oldu.
9 Nisan 2016’da Charles Martin’i ikinci rauntta nakavt ederek Tyson Fury’den boşalan IBF kemerini kazandı. Bu unvanla Joshua idolü Muhammad Ali’den yaklaşık 1 yıl önce Dünya Şampiyonu olmayı başardı.
Anthony Joshua 18 maçlık profesyonel boks kariyerinde rakiplerine şunu gösterdi; Watfordlu bu haşere çocuk çabuk ayakları ve şimşek gibi yumrukları ile size vurup etrafınızda dolaşabilir. Fakat aynı zamanda yere sağlam bastığında beklenmedik bir power punch ile sizi bir saniyede nakavt edebilir. İşte bu yumruk gücü onu farklı bir kategoriye çıkarıyor. Eğer maç içinde ritmini bulursa rakip kim olursa olsun Joshua karşısında işi çok zor…
Genç boksör kendi stilini şöyle anlatıyor: ‘Ben Mike Tyson gibi köşesinden uçarak gelen bir boksör değilim Tyson’a göre daha sakinim; mesafemi koruyorum ve bekliyorum. Zamanı geldiğinde ise Bum!’
Joshua kariyer basamaklarını hem yeteneği hem de halkla ilişkiler faaliyetlerini iyi yapması sayesinde çok hızlı tırmandı. GQ dergisi tarafından 2016 yılının spor adamı seçildi. Ali’nin kendisi için söylediklerini günümüzde Joshua için söyleyebiliriz: “Genç, yakışıklı, hızlı ve yenilmez.”
İngilizler ve boks dünyası yeni starını bulmuştu. Reklam filmleri, pahalı arabalar, ünlü dostlar ve bir sürü hayran… Bütün bu şatafata ve başarılara rağmen ona yöneltilen eleştiriler de var. Joshua yeterince iyi bir boksörle henüz ringe çıkmadı. Kondisyonunun ne kadar iyi olduğunu test edecek bir rakiple dövüşmedi. Soru tam olarak şu: “Anthony Joshua gerçek bir unvan maçında neler yapabilir?”
Watfordlu haşere çocuk bütün bu sorulara cevabı herkesin beklediği maça imzasını atarak verdi. 29 Nisan 2017’de ağır sıkletin efsanesi Wladimir Klitschko ile Wembley’de ringe çıkmayı kabul etti. Seyirci rekorunun kırılması beklenen maç boks tarihinin en önemli maçlarından birisi olmaya aday. Dev maçın iki tarafının tanışıklığı ise eskiye dayanıyor. İkili birbirlerini çok önceden tanıyorlar.
Joshua, zirveye tırmanırken Klitschko kardeşlerin bir nevi hayranı gibiydi. Onların ağır sıkleti domine edişini adım adım takip etti. Boks stillerini, ringe çıkışlarını, basın toplantılarındaki davranışlarını izledi. Onların karizmasından ve ağır başlılığından etkilendi.
Ağır sıkletin zirvesindeki Klitschko’larla tanışmak ve bu isimlerin bokstan kazandıklarını yönetme kabiliyetlerini yerinde görmek için kamplarını ziyarete gitti. “Bokstan çok para kazanabilirsiniz ama hapishaneden ve fakirlikten gelen insanlar için bu parayı yönetmek çok zordur. Bu nedenle bu konuda hassas davranıyorum. Klitschko’lardan hem bu konuda hem de boks konusunda tavsiye almaktan çekinmedim.”
Joshua örnek olarak görse de Wladimir Klitschko ile karşılaşmaktan hiçbir zaman çekinmedi aksine her röportajında bu maçın bir gün mutlaka gerçekleşeceğinden bahsetti. Gazetecilerin ikilinin karşılaşma ihtimali sorusuna “Gerçek şampiyonlar kendilerinden önceki kralı tahtından indirenlerdir. Tıpkı zamanında Mike Tyson’ın Trevor Berbick’e yaptığı gibi Klitschko’nun devrini de ben bitirmeliyim” diyordu.
Bu iddialı sözlere rağmen basın toplantısında iki boksör de birbirine karşı oldukça saygılıydı. Wlad bu maçın eşit şanslara sahip iki boksörün karşılaşması olduğunu ve boy, yaş gibi unsurların sadece birer rakamdan ibaret olduğunu söyledi. Joshua da Lennox Lewis ve sonrasında Klitschko kardeşlerin kendisine ilham veren sporcular olduğunu söyleyerek rakibine olan saygısını kameralar önünde de gösterdi.
Joshua rakibi Klitschko’ya olan sevgisini hiç gizlemedi. Ama unvanı kazanma hırsını ve arzusunu da her fırsatta vurguladı. Anthony Joshua, hayatının en önemli maçını kazanması için tekrar 18 yaşına ve Reading Zindanı’na dönmesi gerekecek. Tıpkı bir dönem aynı zindanda kalan ünlü İngiliz şair Oscar Wilde’ın dediği gibi “Oysa herkes öldürür sevdiğini bunu böyle bilin, kimi hazin bir bakışla öldürür, kimi latif bir sözle, korkaklar öperek öldürür, yürekliler kılıç darbeleriyle!