Türkiye’de, özellikle de İstanbul’da, resmi yarışlar dışındaki koşu kültürü giderek gelişiyor. Koşmanın insan hayatına kattığı etkiden, grup çalışması şeklinde geçen antrenmanlara, sosyal sorumluluk projelerinden hafta sonundaki sabah antrenmanlarına kadar birçok konuda harekete geçmeye başladı insanlar.
Yeşil alanı ve spor yapılabilecek yerinin az olduğundan dem vurulan İstanbul, aslında koşuculara çok fazla seçenek sunuyor.
Belgrad Ormanı bir İstanbul klasiği şüphesiz. Gerek trail parkuru, gerekse engebeli normal koşu parkuruyla aslında ideal bir antrenman tesisi. Fakat yakın oturmayan, araçsız kişiler için gidip dönmesi çok zor hâlâ. Kaldı ki koşmak için park parası vermek veya aracınızı ormanın içine bırakmak da istemeyebilirsiniz. Belgrad Ormanı tek seçenek değil neyse ki…
Ben Arnavutköy sahiline yakın oturduğum için kesinlikle şanslıyım. Yürüyerek sahilde antrenman yapıp dönmek işimi çok kolaylaştırıyor. Arnavutköy-Beşiktaş-Baltalimanı-Arnavutköy rotası hem koşucuların, hem de bisikletlilerin Avrupa tarafında en çok tercih ettiği rota. Yaklaşık 20 kilometrelik bir antrenman imkanı sunması da cabası.
Sanıyorum bu rotanın Anadolu Yakası muadili, Caddebostan Sahili. Özellikle birçok yarışın düzenlendiği, aynı zamanda birden fazla spora ev sahipliği yapan sahil, ideal noktalardan. Mesafe açısından da tatmin edici.
Yukarıdaki iki rota aslında en çok kullanılan parkurlar. Buralarla beraber kendinizi rahat hissedeceğiniz, insanlar arasına sıkışmadan rahatlıkla yer bulabileceğiniz alanlar da var, tabii. Hentbol oynadığım yıllarda kros antrenmanlarını yaptığımız Koşuyolu Öğretmenevi’nin tek turu yaklaşık 600 metre olan parkuru gayet keyifli.
Eğer kendinizi aynı yerde dönen bir hamster gibi hissetmezseniz Boğaziçi Üniversitesi’nin stadında hız antrenmanları yapabilirsiniz.
Sessiz sakin ve ulaşımı hiç de zor olmayan Maçka Parkı güzel bir mekan.
Biraz arabalara yakın kalsa da su kenarında ve artık Gold Label bir yarı maratona ev sahipliği yapan Haliç-Balat hattı şehirden çok uzaklaşmadan rahatlıkla kendinize alan bulup antrenman yapabileceğiniz bir nokta.
Yeni Kuga sizi de harekete geçirerek etkinliğin bir parçası olmanızı sağlıyor. İster İzmir’de olun ister başka bir yerde, koştuğunuz anın fotoğrafını #YeniKugaileHareketeGeç etiketiyle paylaşın, Ford Kuga bir hafta sonu boyunca sizin olsun. Detaylı bilgi için tıklayınız.
Tabii, yarış giderek yaklaşırken bir kaza yaşamamak için bildiğiniz parkuru kullanmak, en azından bu hafta için daha önemli.
7 Mayıs’ta koşacağım Wings For Life World Run’a artık çok az zaman kaldı. Antrenmanlarınızı genellikle yaptığınız parkurda, alışkın olduğunuz ekipmanlarla ancak daha da önemlisi koşuda kullanmayı planladığınız ekipmanlarla yapmaya dikkat edin, ben öyle yapıyorum.
Yavaş yavaş yüksek karbonhidrat tüketimi yapmaya başlayıp glikojen depolarını doldurmaya, acil durum yakıtı olarak kullanılacak yağların ‘sağlıklı’ olanlarından tüketmeye ve antrenmanlar sonrasında proteine yüklenmeye başlıyorum.
Bununla birlikte, koşu yaklaşırken antrenmanları sertleştirmeden, mesafeleri ve tempoları çok zorlamadan vücudu hazır tutmak gerek. Kasları yarışa yakın zorlamak, onlar tam iyileşmeden koşuya başlamak ve daha hızlı tükenmelerine sebep olmak demek.
Bunun için yapılabilecek en iyi adım ise http://www.wingsforlifeworldrun.com/tr/en/goal-calculator/?wtk=amc143446555930551 bu linkten tahmini koşu mesafenizi hesaplayıp, o mesafenin hemen altında bir antrenmanı düşük tempoda yapmak. Aynı zamanda bu link, size bir hedef vererek koşuda sürekli konsantrasyonunuzu korumanızı da sağlayacak.
Görünen o ki ben 21 ile 25 km arası bir hedef için İzmir’e gideceğim. Geçtiğimiz hafta 5:01 tempoda bir yarı maraton koştuğumdan, bu haftayı düşük tempo bir 15 km ile kapattım, artık yarışı bekliyorum. İlk defa İstanbul dışındaki bir şehirde koşmak beni heyecanlandırıyor. İzmir’e gelemeyenler Wings for Life World Run uygulamasını indirerek istedikleri yerde ve İstanbul’da Belgrad Ormanı’nda düzenlenecek uygulama koşusunda koşabilirler. Neyse ki ‘koşu yolculuğu’ tecrübem sayesinde yanıma ne almam gerek, yarıştan önceki ve sonraki saatleri nasıl geçirmek gerek biliyorum. Onlar da bir sonraki yazının konusu.
Bu serinin diğer yazıları için tıklayın