Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolToprak SahaMihenk Taşları

Afrika Uluslar Kupası, son yıllarda ilgi çekmeye başladı. Ya göz önünde olmadığı yıllar? Kupa tarihine geçen anlar ve isimler karşınızda.

1- Dava Adamı

1954’te Bern’de yapılan FIFA kongresinde önemli kararlar alındı. UEFA’nın kuruluşu bunlardan biriydi. Afrika Kıtası da temsil hakkını büyük mücadeleler sonucunda almayı başarmıştı. 1954’te atılan adımlar 1957’de sonuca ulaşırken, temsil heyetindeki bir isim dikkat çekiyordu. Etiyopyalı Yidnekatchew Tessema, hem saha içi hem de saha dışı faaliyetler için çalışmaların en yoğun kısmında rol oynadı. Güney Afrika’daki Apartheid ırkçı rejimi nedeniyle ülkenin karşılaşmalardan men edilmesi gerektiğini savundu ve bunu başardı. 1957’deki ilk Afrika Uluslar Kupası’nda da organizatörlerden biri olan Tessema, ilerleyen yıllarda da Afrika takımlarının Dünya Kupası kontenjanının genişlemesi için örnek bir mücadele verecekti.

2- Ad-Diba Etkisi

Mısır, yedi şampiyonlukla Afrika Uluslar Kupası’nda en çok zafere ulaşan takım. Kuzey Afrika ülkesi, aynı zamanda 1957’deki ilk organizasyonun da galibi. Bu zaferin başrolünde ise Mohamed Diab Al-Attar ya da bilinen adıyla Ad-Diba var. Dünya futboluna hiç de azımsanmayacak yetenek sunan ülkenin önemli futbolcularından olan forvet, attığı beş golle takımını zafere taşırken, turnuva tarihinin ilk hat-trick’ine de imzasını kondurmayı başarmıştı. Mısır, finalde Etiyopya’yı 4-0 yenerken, bütün goller Ad-Diba’dan gelmişti.

3-Kıtadışı

Afrika Uluslar Kupası’na katılan takımlara baktığımızda kulübede çoğu kez Avrupalı antrenörleri görüyoruz. Özellikle son 20 küsur yılda kupayı kazanan takımların başında ya Alman ya da Fransız antrenörler karşımıza çıkıyor. Kupa tarihinde zirveyi gören ilk Avrupalı ise kıtaya yakın  bir diğer futbol ekolünün temsilcisi, Yugoslav Slavko Milosevic. 1961’de Etiyopya ile yolları kesişen Yugoslav hoca, Afrika futbolunun önemli isimlerinden Yidnekatchew Tessema ile birlikte milli takımın idaresini üstlenir. Dört takımın katıldığı 1962 Afrika Uluslar Kupası’nda Tunus ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni mağlup eden Etiyopya, tarihinde ilk kez kupaya ulaşırken, Milosevic de bu başarıya ulaşan ilk Avrupalı antrenör olmuştur. Bu turnuva ayrıca, ev sahibi takımın kazandığı ilk organizasyon olarak da kupanın ilkleri arasındadır.

Etiyopya 1962

4- Golcüler

Kupa tarihinin golle özdeşleşen ilk ismi, Fildişi futbolunun simgelerinden Laurent Pokou’ydu. 1968 ve 1970’te golleriyle Afrika Kupası’na damga vurdu. İki turnuvada da Fildişi yarı finalde elense de toplamda attığı 14 golle (6 ve 8) krallık tahtındaydı. 1970’te Etiyopya’ya attığı beş golle hala Uluslar Kupası’nın bir maçta en çok gol atan oyuncusu. Bu performansı onu Fransa Ligi’ne kadar taşırken, 14 gollük rekoru, 40 yıla yakın süre kırılamadı. Ta ki Samuel Eto’o sahne alana kadar.

İlk Afrika Uluslar Kupası tecrübesini 2000 yılında yaşayan Kamerunlu golcü, dört golle açılışı yapsa da takip eden turnuvada sadece bir gol attı. Üstelik Kamerun şampiyonluğa ulaşmıştı. 2004’te ‘istikrarını’ korudu ve yine tek golle turnuvayı noktaladı. O dönem gösterdiği performansla Avrupa futbolunda elit golcüler arasına giren Eto’o, Afrika Kupası’na ağırlığını 2006 ve 2008’de koydu ve art arda iki turnuvada da beşer gol atarak hem gol kralı oldu hem de Pokou’nun rekorunu 38 yıl sonra kırdı. Takip eden turnuvalarda iki gol daha atan Eto’o, 18 golle kupa tarihin en golcü ismi ve bu rekor için 40 yıldan da fazlasını bekleyebiliriz.

Golcüler başlığında kendini gösteren bir diğer forvet de Zaireli Ndaye Mulamba. 1974’te şampiyon olan Zaire’nin forveti, dokuz golle bir turnuvada en çok gol atan futbolcu durumunda.

Samuel Eto'o 18 golle turnuva tarihinin en golcü ismi
Samuel Eto’o 18 golle turnuva tarihinin en golcü ismi

5- Brezilya Modeli

Kıta dışından şampiyonluklara katkı yapan antrenörlere baktığımızda Avrupalılar dikkat çekse de bu seriyi bozan bir isim var: Brezilyalı Otto Gloria. Benfica ile 1950 ve 1960’larda şampiyonluklar kazanan, 1966’da Dünya Kupası’nın en büyük hikayelerinden birine imza atarak üçüncü olan Eusebio’lu Portekiz  Milli Takımı’nda da patron koltuğunda oturan Gloria, 1978’de sürpriz bir kararla Nijerya Milli Takımı’nın başına geçti.

1980’de düzenlenen Afrika Uluslar Kupası’nda ev sahibi avantajını iyi kullanan Nijerya, iki sene sonra Dünya Kupası’nda iz bırakacak Cezayir’i yenerek kupa tarihindeki ilk şampiyonluğunu yaşarken, Gloria da bunu başaran ilk Güney Amerikalı antrenör olarak turnuvada iz bıraktı. Birkaç ay sonra Nijerya ile 1980 Moskova Olimpiyat Oyunları’nda da boy gösteren Gloria, 1982’de görevinden ayrıldı. Başardığının ne kadar önemli olduğu ise yıllar sonra daha iyi anlaşıldı. Nitekim 1990’lardaki Dünya Kupaları’nda futbolseverleri heyacanlandıran Nijerya, etkili isimlere sahip kadrosuyla sadece bir kez Afrika Uluslar Kupası finaline ulaşacak ve onda da şampiyon olacaktı.

Gloria, hala kupayı kazanan tek Güney Amerikalı antrenör. Tahtını şimdilik tehdit eden tek isim Arjantinli Hector Cuper. Cuper, final bahtısızlığını yener ve Mısır’la 2017’de zirveye çıkarsa, Gloria’ya ortak olacak.

6- Kupa Varsa Geliriz

1984 ile 2010 arasında hiçbir organizasyonu kaçırmayan Mısır Milli Takımı, toplamda ise 23 kez Uluslar Kupası sahnesine çıktı. 2010 sonrası ise ülkedeki karmaşa takımı da etkiledi ve bu seneki kupaya kadar hiçbir turnuvada yer alamadılar.

Bireysel olarak ise bu alanda liderlikte iki tanıdık isim var: Kamerunlu Rigobert Song ve Mısırlı Ahmed Hassan. 1996’da Güney Afrika’daki kupayla açılışı yapan Song ve Hassan, 2010’a kadar toplam sekiz turnuvada boy gösterdiler. Ahmed Hassan’ın sekiz turnuvanın dördünde şampiyonluğa ulaşarak, Song’dan biraz daha verimli bir macera yaşadığını söyleyebiliriz.

Mısırlı Ahmed Hassan'ın sekiz turnuvanın dördünde şampiyonluğa ulaştı.
Mısırlı Ahmed Hassan’ın sekiz turnuvanın dördünde şampiyonluğa ulaştı.

7- Üçleme

Mısır’ın tekelinde geçen turnuvalar sadece futbolcuların kariyerine değil, saha kenarındaki Hassan Shehata’nınkine de bir onur madalyası ekledi. 2006, 2008 ve 2010’da şampiyonluğa uzanan antrenör, art arda üç şampiyonluk yaşayan tek teknik adam olarak şeref listesindeki yerini aldı. Enteresandır, bu büyük başarı zincirine rağmen Shehata, takımıyla hiçbir zaman Dünya Kupası sahnesine çıkamayacaktı.

Bir diğer ‘üçleme’ yapan antrenör de Ganalı Charles Gyamafi’ydi. Futbolculuk yıllarında Fortuna Düseldorf’a kadar uzanan o zamanlar için başarılı sayılabilecek bir kariyere sahip Gyamafi, ilk antrenörlük tecrübesini de milli takımı ile yaşadı. 1963 ve 1965’te art arda iki kez Gana’yla mutlu sona ulaşan antrenör, 1982’de bir kez daha takımın başına geçti ve Libya’nın ev sahipliğini yaptığı kupada, ev sahibini penaltı atışlarıyla geçerek üç şampiyonluk kazanan ilk antrenör oldu.

8- Cezayir’den Aydın’a

Afrika Kupası’nın Türkiye’yi ilgilendiren olaylarından biri de Türkiye Ligi’nde yer alan Afrikalı futbolcuların kulüplerine ne zaman döneceği üzerine yapılan tartışmalar oldu. Özellikle 1990’ların ortasında gazetelerde bu minvalde haberler için kupürler dolsusu haberler karşımıza çıktı. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın futbolcuları; Moshoeu, Uche ya da Mapeza akla gelen ilk isimler… Ama Afrika Kupası’na topçu gönderen ilk  Türkiye Ligi takımı, enteresandır Aydınspor.

Türkiye 1. Ligi’ne (Bugünkü Süper Lig) yükseldiği 1989-1990 sezonu sonunda transfer çalışmalarına başlayan Aydınspor, yabancı futbolcu hakkını, Cezayirli isimlerden yana kullanarak dikkat çekti. Djamel Amani ve Khelifa Belaouchet ‘yi kadrosuna katan Aydınspor’un üçüncü Cezayirli transferi 1984’ten beri Cezayir Milli Takımı’nda da yer alan Tahar Chérif El-Ouazzani’ydi. Amani ile birlikte ertesi sezon da kadroda tutulan El-Ouazzani, ligi beşinci bitiren Aydınspor’un önemli oyuncularından biri olmuştu. 1992’de Afrika Uluslar Kupası için Ceazayir Milli Takımı’na da seçilen savunma oyuncusu, o zamanlarda bunun farkında mıydı bilinmez ama Türkiye Liglerinden Afrika Kupası’na giden ilk isim olarak ülke futbol tarihine adını yazdırmıştı.

9- Mandela’yla Gelen Zafer

Güney Afrika, Apartheid rejimi nedeniyle uzun süre uluslararası futbol sahnesinden men edildi. 1957’de oynanmaya başlayan Afrika  Uluslar Kupası da bu organizasyonlar arasındaydı. Fakat 1994, ülke için bir dönüm noktası oldu. Nelson Mandela’nın başkan seçilmesi, Apartheid rejiminin yok olması, kıtanın yetenekler topçular çıkaran ülkelerinden Güney Afrika’nın da önünü açtı. 1996 Afrika Uluslar Kupası ev sahipliği hakkını kazanan Güney Afrika; Lucas Radebe, Mark Fish, John Moshoeu gibi isimlerin yer aldığı kadro ile katıldı turnuvaya. Grupta Mısır ve Kamerun’u, eleme aşamasında ise Cezayir ve Gana gibi kıtanın ekol sayılabilecek takımlarını elediler. Finalde ise Tunus’u 2-0’la geçip kupaya uzandılar. Katıldığı ilk Afrika Uluslar Kupası’nı kazanan Güney Afrika, iki sene sonra da hemen hemen aynı kadro ile Fransa’daki Dünya Kupası’nda yerini alacaktı…

10-  Zambiya ve Herve Renard

Sürpriz takımlar için Dünya Kupası’nda hayatta kalmak pek de kolay değil. Ama final ya da yarı final oynamak bile kupa tarihine ‘ne takımdı be!” olarak geçmenizi sağlayabilir. Kıta şampiyonlarında ise sürprizlerin önü daha açık olabiliyor. 90’larda Danimarka, 2000’lerin başında Yunanistan, futbol arşivlerine ‘şampiyon’ sıfatıyla eklenerek bunu kanıtlamış durumda. Afrika Uluslar Kupası’nın en büyük ‘beklenmedik zafer’ hikayesinde ise Zambiya var.

2012’deki turnuvada ilk maçlarında kariyerli isimlerden oluşan Senegal’i yendiklerinde klasik bir ilk maç sürprizi yaşandığını düşünenleri yanıltan Zambiya, önce grubundan lider çıktı, sonra da yarı finalde Gana ve finalde Fildişi Sahili’ni geçerek kupayı kazandı. Antrenör Herve Renard’ın oynadığı defansif futbol ile gruplarındaki son maçtan itibaren kalesini gole kapayan Zambiya, penaltı atışlarına giden Fildişi maçını kazandığında belki de birçok futbolcusu dahi olanlara inanamamıştı. Sadece iki oyuncusu Avrupa’da oynayan takıma güven aşılayan, fit beyaz gömleği ile kupaya damgasını vuran Herve Renard da bir bakıma kariyer anını yaşıyordu…

Daha sonra kulüp takımında şansını deniyen Fransız antrenör, beklenen etkiyi yaratamadı. Hatta Sochaux ile küme düştü. Hayal kırkıklığından kısa süre sonra Fildişi Sahili Milli Takımı ile anlaşan Renard, 2015’te Afrika raconunu ne kadar iyi bildiğini bir kez daha gösterdi ve altın jenarasyonu ile kupada bir türlü istediği yere gelemeyen Fildişi’ne şampiyonluk kazandırdı. Bu başarısıyla, iki ayrı ülkede Afrika Uluslar Kupası kazanan tek antrenör olan Herve Renard, bu seneki turnuvada da Fas’ın antrenörü olarak Gabon’a gitti. Zaten kupa tarihine geçmiş durumdaki Fransız antrenör, bir zafer daha kazandığı takdirde ‘üçleme’ yapan antrenörler listesine de adını eklemiş olacak ve üç ayrı ülkede şampiyonluk yaşan ilk ve -muhtemelen uzun yıllar- tek teknik direktör olarak kupanın en fiyakalı Avrupalısı olarak adını yazdıracak.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce