*The Guardian‘da Nick Ames imzasıyla yayınlanan bu yazının orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.
Daniel Amokachi’nin içinde olduğu durumu kavraması için bir bara gitmesi yeterli olmuştu. Birkaç haftadır Oulu’daydı ve Premier Lig derbisini izlemek için dışarı çıkmaya karar vermişti. Finlandiya’da bile olsa Manchester City-Manchester United maçı kesinlikle ilgi görür. Amokachi’nin gittiği bardaki kalabalık da bunun kanıtı gibiydi.
Fakat Amokachi’nin durumu anlaması uzun sürmedi: “İçerisi tıklım tıklımdı ve ben de herkesin maçı izlemeye geldiğini düşündüm. Ancak birden mekân boşaldı. Herkes buz hokeyi izliyordu ve o maç bitince barda üç kişi kaldı. Bir Manchester derbisini izleyen üç kişi… İşte tam da o anda buz hokeyinin burada birinci spor olduğunu ve kimsenin futbolla ilgilenmediğini anladım.”
Ancak Amokachi’nin henüz bilmediği çok şey vardı. “Böyle bir şey yalnızca Finlandiya’da olur” cümlesi, Amokachi ile antrenörlüğünü yaptığı Finlandiya üçüncü ligi Kakkonen’de yer alan JS Hercules’in tesislerine doğru yaptığımız yolculukta sıkça tekrarlanıyor. Üst seviyede elde edebileceği hiçbir tecrübe Everton ve Nijerya’nın eski golcüsünü kutup çizgisinin sadece 107 mil güneyindeki bu yerde yaşayacaklarına hazırlayamazdı. Eğer Amokachi’yi burada görmek size sürreal geliyorsa onun bu işi kabul etmek dışında çok az seçeneğinin olması da aslında öyleydi. Avrupa’daki Afrika doğumlu antrenörlerin sayısı iki basamaklı sayılara bile yaklaşamıyor.
Amokachi için daha kolay bir alternatif yoktu ve o da zor yolda şansını denemeye karar verdi. “Nijerya’daki meslektaşlarım ‘Bütün Afrikalıların aradığı bir fırsat bu; şansını denemelisin’ diyorlardı.” Amokachi, ekim ayında bu beklenmedik teklifi aldığında önceki işinden yeni ayrılmıştı. Nijerya milli takımında uzun süre yardımcı antrenörlük yapmış ve Stephen Keshi, 2013 Afrika Uluslar Kupası’nda takımı şampiyon yaparken ona yardım etmişti. Sonrasında Nijerya takımı Ifeanyi Ubah’ı çalıştırdı. Amokachi, takımı dokuz maçta altı galibiyet almasına rağmen görevini bıraktı. Bunun nedeni de şöyle açıklıyor: “Afrika’da işinizi korumak için yalaka olmanız gerekiyor ve ben de öyle bir insan değilim.” Amokachi, Oulu merkezli ve genelde Afrikalı oyunculara odaklı bir scout şirketi olan TopSpot’un kurucusu Marko Saranlinna’dan telefon aldığında karar vermek garip şekilde kolay olmuştu.
“Finlandiya söz konusu olduğunda akla gelen tek isim Jari Litmanen ama yine de onlara ‘Evet, şansımı denerim’ dedim. Kulüp bana ne yapmak istediğini ve büyük miktarlar ödeyemeceğini anlattı. Bana teklif edilen maaş, harçlık gibi bir şeydi. Ama ben bir şeyi yapmak istersem para hiçbir zaman öncelikli olmaz.
“Bir Çarşamba günü buraya geldim. Nijerya’dan gelmiştim ve hava -38 dereceydi. Ama sonra tesisleri gördüm, takımla tanıştım ve kendimi iyi hissettim. İşte o zaman neler olabileceğini görmeye karar verdim.”
Soğuk kışa alışmak kolay olandı. JS Hercules, 1998’de Oulu Üniversitesi’nden bir grup bilgisayar mühendisliği öğrencisi tarafından kurulmuştu. TopSpot’un diğer kurucusu Mikko Perala da onlardan biriydi. Perala, ilk olarak 2004 yılında Bangladeş’teki bir tango dersinde Nijeryalı Stanley Festus ile tanıştığından beri Afrikalı oyuncularla çalışıyor ve o günden beri de sayısız Afrikalının İskandinav kulüplerine transfer olmasında aracılık yaptı. Takım geçen sezon beklenmedik şekilde Finlandiya üçüncü ligine yükseldi ama kulübün senelik bütçesi 100 bin Euro.
Amokachi de bu durumun ne kadar zor olduğunun farkında: “Finansal olarak çok zor durumdayız ve bu yüzden diğer takımlar gibi transfer yapamıyoruz. Ve tabii başka sorunlar da var. Sezona iyi başladık ama sonra sadece Finlandiya’da olacak şeyler karşınız çıkıyor. Önceden plan yaptığı için tatile giden, arkadaşı evlendiği antrenmana gelmeyen oyuncular gibi… Buna kızmaya hakkınız da yok çünkü onlara doğru düzgün ödeme yapmıyorsunuz.
“Profesyonel açıdan bakmak zor. Oyuncular için futbol sadece arkadaşlarıyla bir araya gelmek ve eğlenmek için bir araç ama bizim vizyonumuz bu değil. Biz onları bir üst basamağa taşımak istiyoruz ama bu baskıyı kaldıramayan birkaç oyuncuyu kaybettik bile. Önlerine koyduğunuz şeyler onlar için çok yeni ama hızlı öğreniyorlar. Onlara nasıl yaklaşacağınızı bilmeniz gerekiyor ki sonraki tekrar antrenmana gelsinler.”
Amokachi, Finlandiya futbolunun hâlâ “gereksiz yumuşak” olduğunu ve futbolda ilerlemek için biraz çılgınlığa ve riske ihtiyaç duyduğunu düşünüyor. Futbol ülkede ilgi çektiğinde de bunun nedeni her zaman olumlu olmuyor. JS Hercules de son aylarda istemedikleri şekilde medyanın odak noktası oldu.
Her şey JS Hercules’in Vassa şehrinin takımı VIFK’a karşı 3-0 önde olduğu maçı 5-3 kaybetmesiyle başladı. Sezona iyi başlamışlardı ama bu maç, dört maçlık yenilgi sersinin başlangıcı oldu. Bu dört maç içinde 4-1’lik Virkia yenilgisi vardı. Virkia, şu an kadar ligde 20 maçının 17’sini kaybetti ve -77 averaja sahip. Bu maçın YouTube’daki görüntüleri Finlandiya standartlarında çok ses getirdi. Bunun nedeni maçta komik hataların olmasıydı ve sonuç olarak da JS Hercules maçlarına bahis yapmak yasaklandı. Peki JS Hercules oyuncuları şikeye mi karışmıştı?
Bu sorunun neden bu kadar çabuk gündeme geldiğini anlamak için biraz detaylara göz atmak gerekiyor. Kakkonen C grubu, kutup bölgesinin batısını kapsıyor ve Avrupa’nın en garip liglerinden birisi aynı zamanda. Bu sezon maç başı gol ortalaması dört ve ligin standartları genel olarak çok düşük. Bütçeler yetersiz. Takım kadroları da Avrupa futboluna arka kapıdan olsa girmeye çalışan ve manipüle edilmeye açık göçmen oyuncularla dolu.
Avrupa futbolu yaz aylarında dinlenirken Finlandiya ligi devam ediyor. Bunun sonucu olarak Finlandiya ligi bahisçiler için bir ilgi odağı ve geçmişte de buna bağlı skandallar yaşandı. 2011’de RoPS takımından dokuz oyuncunun Singapurlu iş adamı Wilson Raj Perumal’la birlikte şike yaptığı kanıtlandı. Fakat bütün sorunun orada çözüldüğünü düşünmek için biraz iyimser olmak gerekiyor.
Amokachi de kendi takımına yönelik iddiaları şöyle açıklıyor: “Bir yönetici beni arayıp böyle bir iddianın olduğunu söyledi. Sonraki antrenmanımız çok farklıydı. Helsinki’den gazeteciler gelmişti ve her yerde peşimizdeydiler. Sonuç ne olursa olsun, bütün sorumluluğun bana ait olduğunu biliyordum. Normal olan da buydu. Takımın antrenörüydüm ve bu oyuncularla her gün çalışan da bendim. Antrenman sonrası takımı soyunma odasına çağırdım. Hep birlikte oturup bir toplantı yaptık. Durumu konuştuk ve hiçbir şey olmadığına inandım.
“Ama kimseyi böyle bir şey düşündükleri için suçlamıyorum. Küme düşmemiz beklenirken çok iyi maçlar çıkardık ama sonra basit hatalarımız nedeniyle her şey değişti. Son büyük skandala karışan takımda Afrikalı oyuncular vardı ve benim takımımda da para almadan oynayan Afrikalılar var. Hiçbir şeyden emin olamazsınız ve insanların sorgulamaya hakkı var. Ama ben bir şey olmadığını düşünüyorum çünkü bunu kanıtlayacak bir şey işaret görmedim. Interpol’ün şike kurulunun bir üyesiyim ve bu yüzden etrafımda böyle şeylerin yaşanması iyi değil.”
JS Hercules’in bir sonraki maçını 9-0 kazanması, takımdan kuşkulananları susturmuş olabilir. Ya da tam tersi… O dönemden beri inişli çıkışlı bir form grafikleri var ama sezonun sonuna iki maç kala kümeye düşmekten beş puan uzaktalar. Sonraki sezon için hedef ise bir üst lige yükselmek. Perala da takımı için umutlu ve önümüzdeki 10 yıl içinde Şampiyonlar Ligi’ne gidebileceklerini düşünüyor.
Ama Amokachi bu süre içinde kendi hayallerini gerçekleştirmek istiyor: “Bir gün Nijerya milli takımının antrenörü olup ülke futbolunu daha önce kimsenin ulaştıramadığı bir seviyeye çıkaracağımı biliyorum. Bugünlerde çok fazla yetenekli oyuncuya sahibiz ve bu göreve gelen her antrenör için bir şans bu. Kafamda her şeyin planını yaptım bile; nasıl oynayacağımızı biliyorum. Şimdiki yetenek seviyesiyle benim 1990’larda birlikte oynadığım jenerasyonu geçebiliriz. İnsanların bugün elimizde olanlara bakmadan 20 yıl önceden bahsetmesi gerçekten üzücü. Ben hariç herkese bir şans verdiler ama Tanrı’nın da yardımıyla benim de hayalim gerçekleşecek.”
Amokachi, İngiltere’ye dönmeyi de değerlendirebileceğini söylüyor ama henüz orası için bir planı yok, sadece “Yaptığın işi seviyorsan Tanrı her zaman sana yardımcı olur” demekle yetiniyor. Fakat söz Everton’dan eski takım arkadaşı ve 1995’te haber vermeden Tunus’taki düğününe gelen Duncan Ferguson’a gelince Amokachi daha içten: “Çok iyi biri ve benim tanıdığım en düzgün insanlardan birisi aynı zamanda. Sahadaki hâliyle uzaktan yakından bir alakası yok.”
Oulu şimdilik Amokachi’nin evi ve bir eylül akşamında bu garip futbol ilişkisinin çekici yanını da görüyoruz. Güneş yavaş yavaş batıyor ve yakındaki deltanın üzerinde o büyülü kutup görüntüsü kendini gösteriyor. Amokachi de kariyerinde hiç tahmin edemeyeceği bir molanın keyfini çıkarıyor. Boş zamanlarının çoğunu futbol kitapları okuyarak geçirse de acele etmek gibi bir planı da yok.
“44 yaşındayım ve hâlâ bir şeyler öğreniyorum. Burada antrenör olmak benim için inanılmaz bir şey. Sanki cennetten gelen bir ödül. Bir yere ulaşmak için bir noktadan başlamanız gerekiyor ve Afrikalıların eline böyle fırsatlar geçmiyor. Sezon sonunda neler olacağını göreceğiz. Burada evimde gibiyim ve bence en önemlisi de bu. Hâlâ burada olmamın nedeni de bu. Böyle hissetmesem şimdi burada değildim.”