Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolBir Adım Ötesi

Euro 2004'te takımın genç yıldızı olan Cristiano Ronaldo bir süredir lider. Ve artık, Portekiz'in dengeli kadrosuyla ilk milli kupasının peşinde.

29 Nisan 2015 akşamında Santiago Bernabeu’da sıradan bir lig maçı oynanıyordu. Almeria karşısında 2-0 önde olan Real Madrid maçı rölantide götürüyor ancak bir süredir gol atamayan Cristiano Ronaldo her fırsatta kaleyi deniyor ve her zaman olduğu gibi golü arzuluyordu. Karşılaşmanın 84. dakikasında Chicharito lakaplı Javier Hernandez’in soldan içeri çevirdiği top, defansı ve kaleciyi geçti… Son dokunuş için iki Real Madrid’li hazırdı ama Alvaro Arbeloa, Cristiano’nun iki adım önündeydi. Arbeloa takımını 3-0 öne geçiren golü arkadaşları ile kutlarken Ronaldo kaleye giren topa hınçla vurdu ve yüzünde en ufak bir sevinç görüntüsü yoktu. Bu tutum sonrası spor basınında ve özellikle sosyal medyada yoğun eleştiri alan Portekizliye ilk sahip çıkansa golün sahibi Arbeloa oldu: “O içgüdüsel olarak her zaman gol atmak, sürekli daha fazlasını yapmak istiyor. Onu yakından tanırsanız tepkisinin bana değil bir adım daha hızlı olamadığı için kendisine olduğunu bilirsiniz. Bu kadar hırslı olmasa, zaten bu adam olamaz.’’

Kazanıyorum öyleyse varım

Cristiano Ronaldo artık 31 yaşında. Sir Alex Ferguson’un, “Hayatımda gördüğüm en komple ve en çalışkan futbolcu, Manchester kariyeri boyunca bir idman dahi kaçırdığını hatırlamıyorum” dediği süper yıldız, kulüp bazlı yapılabilecek her şeyi yapmış durumda. Kazandığı sayısız bireysel ödül ve kırdığı rekorun yanında Manchester United ve Real Madrid ile kazandığı kupalar ile şimdiden tarihin en büyük futbolcuları arasında gösteriliyor. Ama artık süresi azalıyor ve kendisi de bunun farkında. Kulüp kariyerinde kazanabileceği her şeyi kazanan Cristiano’nun en büyük hırslarından birinin, Portekiz Milli Takımı ile bir kupa kaldırmak olduğunu artık herkes biliyor. Eline daha 19 yaşındayken, bir önceki altın jenerasyonla böyle bir fırsat gelen Ronaldo tam 12 yıl önce bir temmuz akşamı, Estadio da Luz’un çimlerinde gözyaşlarına boğuluyor ve Yunanistan tarihin en unutulmaz Avrupa şampiyonluklarından birine gidiyordu. Sonrasında Portekiz Milli Takımı ile bir Dünya Kupası bir de Avrupa Şampiyonası yarı finali gören Ronaldo, artık bu büyük turnuvalardaki son şanslarını buluyor. Her ne kadar 40 yaşına kadar oynamak istediğini söylese ve müthiş bir profesyonel olsa da muhtemelen kendi de biliyor ki Portekiz’le bir şeyler kazanacaksa şu iki-üç sene içinde olmalı. İki sene önce Dünya Kupası’na ciddi bir diz sakatlığı ile giden ve çok kötü bir turnuva geçiren süper yıldız için bu sezonun sonu da sakatlıklarla geçti ama Ronaldo son tahlilde turnuvaya hazır.

ronaldo-messi
Ronaldo’nun zıddı Messi…
Her şey, zıddını içinde barındırır

İdealist diyalektiğin kurucusu Alman filozof Hegel’e göre her şey kendi zıddı ile çatışır, bu çatışmadan iki zıddı da aşan üstün bir bileşim doğar. Sonra yeniden zıtlaşma ve çatışma meydana gelir ve böylece çatışmalar zinciri tabiatın ve insanın zaman içindeki gelişmesini ve ilerlemesini sağlar. Kariyerleri aşağı yukarı aynı dönemlerde başlayan Cristiano Ronaldo ve Lionel Messi için de benzer bir zıtlıktan beslenmeyi söz konusu edebiliriz. Çok genç yaşlardan itibaren sürekli muhteşem performanslar sergilemeyi alışkanlık hâline getiren bu iki adam, bir noktada birbirlerinin itici gücü oldu. Dünya futbol tarihinin gelmiş geçmiş en büyük oyuncularından biri olmayı şimdiden garantileyen Cristiano Ronaldo, Messi’siz bir dönemde çok rahat zirveyi tekelleyebilir ve belki kariyerinin bir noktasında “Bu bana yeter” diyebilirdi. Ancak Lionel Messi Ronaldo’nun hem şanssızlığı hem de şansı oldu çünkü ölesiye bir rakiple girdiği çatışma onu her zaman tetikte olmaya itti. Messi’nin sürekli daha iyisini yapması, Cristiano’yu da daha iyiyi yapmaya zorlarken bu etkileşim Portekizliyi durdurulamaz bir makineye dönüştürecekti…

Hep bir adım fazlası vardır

Dünya Kupaları ve Avrupa Şampiyonaları’nda yaklaşık on yıldır takımın liderliğini üstlenen Ronaldo’nun en unutulmaz milli takım başkaldırısı bir büyük turnuvada gerçekleşmeyecekti. Dünya Kupası Playoff rövanş maçında Ibrahimovic serbest vuruştan İsveç’i 2-1 öne geçirdiğinde dakikalar 72’yi gösteriyordu. Üç dakika önce kafa golü ile takımına beraberliği getiren Ibra, İsveç’i Dünya Kupasına taşıyacak skoru bulmuş bir şekilde her zamanki cool hâliyle santraya doğru yürüyordu. Ronaldo’nun 18 dakikası vardı ve takım arkadaşlarına “Haydi” diyordu. Hikâyesi burada bitmemeliydi. 77. dakikada yarı alanından inanılmaz bir koşu yaptı ceza sahasına çaprazdan girerek harika bir gol attı. İki dakika sonra bir koşu daha, kaleciden sıyrılış ve İsveç’in düğününü cenazeye çeviren bitirici yumruk!

AP Images
Bu ikilinin ortak noktası: Cristiano.

Ronaldo’nun kariyerinde yukarıdaki gibi onlarca destansı an var. Manchester United forması giyerkenki 5-2’lik Tottenham maçı, Real Madrid forması giyerken Camp Nou’daki o meşhur ‘Calma’ sevinçli galibiyet, ya da bu sezon Şampiyonlar Ligi’ni kazanmalarını sağlayan Wolfsburg geri dönüşündeki harika hat-trick. Ancak Cristiano bu anlar ile yetinmeyi kesinlikle istemiyor. Çok daha fazla kupa, çok daha fazla gol, çok daha fazla unutulmaz an için kendini zorlamaya devam edeceğini bizzat birinci ağızdan duyduğumuz gibi, çalıştığı teknik direktörlerden de duyabiliyoruz. Ona hayranlığını her saniye ifade eden Carlo Ancelotti’nin sözlerini hatırlayalım: “Evde onu Irina Shayk beklerken, o antrenman bitiminde bile tesislerde ekstra çalışır ve gece 03.00’de buz banyosuna kalırdı.”

Ya da futbol tarihinin efsane isimlerinden şu anki teknik direktörü Zinedine Zidane’a kulak verelim: “Ronaldo ne yaparsa yapsın, bir adım yukarı çıkmak istiyor, antrenmanlardaki hırsını görseniz inanamazsınız. Saygı duyulacak bir adanmışlığı var ve onunla çalışmak büyük şanş.”

ronaldo-estonya
Ronaldo için artık son şanslar.
Bir kupadan daha fazlası

Ronaldo ve Portekiz 2014 Dünya Kupası’na kırık dökük gitmişti ve kupa onlar için büyük bir hayal kırıklığına dönüşmüştü. Ama bu sefer hem Ronaldo hem takım çok daha moralli ve derli toplu. 12 sene önce Figo ve Rui Costa’nın takımında genç bir yetenek olarak kupayı son adan kaçıran Madeira’lı, bu sefer kendisinin takımında başka genç yeteneklerle zafere gitmeye çalışacak. Portekiz’in keşfi ile birlikte ortaya çıkan klasik forvet sıkıntısını bir tarafa koyarsak her hattında son derece kaliteli oyunculara sahip bir kadro ile buraya geliyorlar. Renato Sanches, Willam Carvalho, Andre Gomes gibi genç yıldızların yanında, Ronaldo, Pepe, Nani, Quaresma, Moutinho gibi deneyimli silahlara da sahipler.

Teknik direktör Fernando Santos, her röportajında ısrarla Portekiz Milli Takımı’nın tek kişilik olmadığını söylese de biliyoruz ki bu takım Ronaldo’nun. Real Madrid’de çok daha büyük egolar ve yıldızlarla birlikte oynarken bile takımı kendi takımı şekline sokabilmiş Ronaldo’nun bu daha mütevazı kadro üzerindeki ağırlığı tartışmasız. Ancak artık Ronaldo da biliyor ki bu yükü tek başına bir yere kadar taşıyabilir. En büyük rakibi Messi’nin gücü dahi Higuain ve Agüero yokları oynarken Dünya Kupası kazanmaya yetmemişti finalde Almanya’ya karşı… Ronaldo da yardım almaya ve takım hâline gelmek zorunda olduklarını kavramak durumunda. Çünkü bu kupa onun için bir kupadan daha fazlası. Kendini ispat etmeye tüm bu kariyerinden sonra bile ihtiyacı var mı tartışılır ama bu şampiyona da tıpkı çıktığı her maç gibi yeniden bir meydan okuma Cristiano adına. Kılıçla yaşayan kılıçla öldüğü için, Portekiz kazanırsa kral o olacağı gibi, Portekiz çuvallarsa günah keçisi de o olacak.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce