*Yue Wang imzasıyla Forbes’da yayınlanan makalenin aslına buradan ulaşabilirsiniz.
Alibaba’nın kurucusu Jack Ma, LeEco’nun CEO’su Jia Yueting ve Wanda’nın yönetim kurulu başkanı Wang Jianlin gibi Çinli zenginlerin önemli bölümü spor pazarına giriyor. Peki bunun karşılığını alabilecekler mi?
Milyarderler, hem Çin’de hem de yurt dışında spor kanallarını ve futbol takımlarını satın alarak markalarının bu pazarda da yer almasını istiyor. Hükümet ise spor pazarının 800 milyar Dolar’lık bir sektöre dönüşmesini istiyor.
Wang Jianlin’in 52 milyon Dolar’a Atletico Madrid hisselerinin %20’sini, China Media Capital’ın (CMC) da 400 milyon dolar karşılığında Manchester City ve New York City FC’nin sahibi olan City Football Group’un %13’ünü satın alması ve CMC’nin kurucusu Li Ruingang’in de yönetim kurulana yer alacak olması en çok öne çıkan anlaşmalardan.
Çinli yatırımcılar, Avrupa’nın üst düzey liglerinde oynayan oyuncularını transfer etmek için rekor ücretler ödemeye de hazır. Daha geçtiğimiz hafta Alibaba’nın da arkasında olduğu Evergrande Taobao kulübü Atletico Madrid’den Jackson Martinez’i 42 milyon Euro karşılığında transfer etti.
Uzman yöneticiler ve antrenörleri Çin’e getirmek ve genç sporcuların daha iyi imkânların olduğu denizaşırı ülkelerde çalışabilmesini kolaylaştırmak için yurt dışında da yatırımlar yapıyorlar. Ayrıca uzmanlara göre Avrupa’daki finansal sorunlar nedeniyle bölgedeki mülk ve şirketlerin değerleri yatırımcılar için çekici geliyor.
Yatırımcıların bu iştahı şimdiden fiyatların rekor seviyeye ulaşmasına neden oldu. CMC, ekim ayında Çin Süper Ligi’nin beş yıllık yayın hakları için 1.3 milyar Dolar ödedi ve aralarında Çin’in devlet kanalı CCTV’nin olduğu rakiplerini geride bıraktı. 2015 sezonu için yayın haklarının sadece 7.6 milyon Dolar olduğunu düşünürsek bu fiyat çok yüksek.
İsmini vermek istemeyen Pekinli bir yatırımcı bu konu hakkında şunları söylüyor: “Birkaç sene önce bana Çin Süper Ligi’nin yayın hakları için bu kadar ödeyeceğini söyleseniz şaka yaptığınızı düşünürdüm. Ama yine de bu kadar yüksek fiyatlara rağmen kâr edilebilir.”
Bu alanda çalışan uzmanlara göre reklam ve abonelik gelirlerinin ödenen miktarı karşılayabilmesi zor ve anlaşmanın yakın gelecekte kazanç getiremeyebilir. Çin ne kadar büyük olsa da spor pazarı bu büyüklükte bir ülke için küçük. Danışmanlık firması PwC’nin 2011’de yaptığı araştırmaya göre Çin’deki reklam, bilet satışı ve merchandise gelirlerinin toplamı bu sene içinde 3.4 milyar dolara ulaşabilir, ABD’de ise bu 63.6 milyar Dolar.
Bu durum Alibaba’nın 2014’te 192 milyon dolar karşılığında %50’sini satın aldığı Guangzhou Evergrande Taobao kulübünde etkisi göstermeye başladı. Kulüp, artan masrafları reklam ve bilet gelirlerinden karşılayamadığı için 2015’in ilk yarısında 78.5 milyon Dolar zarar ettiğini açıkladı.
Futboldan çabuk gelir elde etmek şu an için mümkün olmayabilir. Yine de, LeEco’nun spor şirketi Le Sports’un CEO’su Lei Zhenjian’ın bir röportajda söylediğine göre kâr etmek şirketin önceliği değil. Le Sports’un önceliği ürünler ve verdiği servislerde. Şirket şu an 460 milyon Dolar’lık bir yatırım almak için görüşmeler yapıyor. Le Sports’un geçtiğimiz seneki değeri ise 451 milyon Dolar’dı.
Şirketler hâlâ sporla ilgili varlıklarını nasıl kullanabileceklerini araştırıyor. Uzmanlara göre kazançlar belki de spor turizmi ve bahis sitelerinde ya da tüketicileri daha kârlı alanlarda faaliyet veren platformlara yönlendirmekte olabilir.
Merkezi hükümet, olimpiyat altını kazanmaya odaklı spor sektöründe bir reforma gitmek için özel şirketleri spor tesisleri yapmaya ve bağlantılı alanlarda çalışmaya teşvik ediyor. Kendisi de bir futbol taraftarı olan Çin’in cumhurbaşkanı Xi Jinping, yardımcısı Lie Yandong’u rüşvet şike skandalları ile ülkede artık ciddiye alınmayan futbolun gelişimi için çalışan bir heyetin başına getirdi.
Çin Eğitim Bakanlığı 2017’ye kadar 20 bin ve 2015’e kadar da 50 bin futbol okulu inşa etmeyi planlıyor. Spor alanında çalışan bir yatırımcı bu durumu şöyle değerlendiriyor: “Sporun toplumdaki imajı çok gelişti. Önceden gereksiz bir hobi olarak görülüyordu ve sayılı insan profesyonel futbolcu olmak isterdi. Ama şimdi insanlar sporu hayatın pozitif bir parçası olarak görüyor.”
Şangay merkezli yatırım şirketi Gobi Partners’ın ortağı Ken Xu’ya göre fırsat alanlarından biri de maraton. Ayrıca amatör futbol ligini de bu bağlamda sayabiliriz. Bunlar gelişmekte olan sporlar. Futbol henüz yeterince büyümese de bir süredir yatırım alıyor. Bu yüzden futbol ucuz bir yatırım aracı değil ama gelişmekte olan çokça spor var ve buralardan da kâr elde etmek mümkün.
3-3: Etkisi ne olur?
Çin’in son dönemde yaptığı atılıma dair spor yazarı Uğur Meleke ve futbol ekonomisti İsmail Şayan’a üç soru yönelttik.
1- Son dönemde Çin Ligi’nin yaptığı birçok transfer hamlesi var. Bunların sonucunda Katar veya Hindistan benzeri bir sonuç mu doğacak? Yoksa daha sağlıklı bir yapı görebilecek miyiz?
Uğur Meleke: Mesela, bildiğim kadarıyla MLS’in sağlıklı yapısının altında draft sistemi, maaş haddi uygulaması, kolej üretimi ve doğru teknik adam yapılanması var. MLS’te görev yapan hocaların 13’ü 45 yaş altı… Ve maaş haddini aşmadan iktisatçı gibi kadrolar kuruyorlar. Bu yapılanmayla MLS’in büyümesi doğal. Ama Çin’de aynı anlayış var mı doğrusu şüpheliyim.
İsmail Şayan: Oyuncuyu sadece parayla ikna edemezsiniz. Bu adamların da hedefleri, oynamak istediği bir ortam, bir takım var. Şu anda Çin bunları sağlayamaz durumda. Ama amaç gelecek yıllarla birlikte Katar, Hindistan’dan ayrışmak. Şu anda bir inşa sürecinden söz edebiliriz, bir yapı kurulmaya çalışılıyor. Zamanla kurulacaktır da. Şu sıralar Çin Ligi’nin çok genç oyuncularla ilgilendiklerini söyleyemeyiz. Yalnızca Jackson Martinez istisna olarak aklıma geliyor. Tabii Martinez seviyesindeki adamları ikna etmek oldukça zor.
Çin’in seyirci ortalaması, Türkiye’nin iki katı ama yine de ülkeye transfer olacak oyunculara dolu tribünler vadedemiyorsun. İnsanların yoğun bir futbol bilgisi yok. Oyuncu için Avrupa’ya dönmek elbette zor. Yani gelenlere verecek çok fazla bir şeyi yok Çin’in şu an. Bunun da farkındalar. Ama yaşadıkları doğal bir süreç. Biraz zamanla her şey düzelecektir. Ama durumun kesinlikle Katar gibi olacağını düşünmüyorum. Çin çok büyük oynuyor.
2- Manchester City ve Atletico Madrid’in bir kısım hisseleri Çin sermayesi tarafından satın alındı. Rus ve Arap sermayesinin yanına Çin’in girişi Avrupa’daki futbol piyasasını nasıl etkiler?
Uğur Meleke: Araplar ve Rusların Avrupa’ya girişi piyasayı nasıl etkiledi ki? Kısa vadede bir heyecan yaratılıyor ama UEFA Finansal Fair-Play gerçekleri çerçevesinde iş yine teknik direktöre kalıyor. Patronajın çok önemli olduğunu düşünmüyorum ben.
İsmail Şayan: Çin’in Avrupa pazarına girme konusunda kafası sanki biraz karışık. Orada ilk olarak ADO Den Haag’ı denemişlerdi. Çinli bir iş adamı kulübün tamamını satın almak istedi, hatta anlaştı ancak sonra söz verdiği yatırımları gerçekleştirmeyince o iş olmadı. Hala daha sürüncemede bir durum mevcut, muhtemelen mahkemelik olacaklar.
Atletico Madrid’den yüzde 20’lik bir hisse alındı. Manchester City’de ise Çinlilerin alma isteğinden çok, City’nin onlara hisse satma yönünde büyük bir ilgisi oldu. Bir de Milan’ın yüzde 50’sinin alınma planı var. Bee Taechaubol isimli bir iş adamı teklif yaptı. Tabii tüm bunlar farklı vakalar ama genel olarak Çin sermayesinin, Avrupa’da çok fazla kulüp almaya çalışacağını sanmıyorum. Çünkü ülkede bu işler biraz tepeden geliyor. Şu anda yapılan tüm yatırımlar, Çin devlet başkanının isteğiyle gerçekleşti. Bu adamların 2017’ye 20 bin tane futbol okulu açma planlarını var, ki zaten 8 bine ulaşmışlar. Hatta 100 bin futbolcu yetiştirme gibi de bir amaç güdüyorlar. 100 bin futbolcu yetiştirince ne yapacaklar, bunu anlamak mümkün değil. 4 bin tane profesyonel takıma eşit bir sayı bu. O kadar profesyonel takımı hiçbir ülke kaldırmaz.
3- Burak Yılmaz ve Ersan Adem Gülüm’ün transferlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bunlar rastgele transferler mi yoksa incelemeler sonucunda mı yapıldı?
Uğur Meleke: Biri 28, biri 30 yaşında. Artık futbolcuların kendine daha iyi baktığını ve Çin Ligi temposunu düşünürsek beşer yıl üst düzey hizmet edebilecek isimler. 7-8 milyon Euro’luk bonservisler de çok yüksek değil, verdikleri maaşlar tabii yüksek. Ama o maaşlar da çok doğal, Avrupalı oyuncuyu Asya’ya getirmek için muhakkak para kozunuzu kullanmalısınız. Ben Çinlilerin transfer hamlelerini başarılı buluyorum.
Hatta Galatasaray’ın yerinde olsam bir Çinli oyuncu transfer ederim. Yaz kampının bir bölümünü Çin’de yaparım ki Çin’le daha fazla alışverişleri gelişsin. Bu sayede UEFA neşterine de gerek olmayabilir sarı-kırmızılılarda.
İsmail Şayan: ‘Ne olursa olsun alalım’ mantığı olduğunu düşünmüyorum. Çin’de bir yıl içerisinde 35 tane uluslararası yıldızı ülkeye transfer etmek gibi bir hedef var. Bu hedefi çok net olarak ortaya koydular. Yeterli miktarda araştırma da yapmışlardır. Tüm oyuncuların fiyat/performans oranına bir şekilde bakılmıştır.
Burak Yılmaz ve Ersan tesadüfi transferler değildir yani. Ersan’ın zaten bir de Asya kıtası oyuncusu olmasından ötürü avantajı var. Mesela geçen sene Asya Şampiyonlar Ligi’nde 3+1 sistemi mevcuttu. Dört yabancı oynatabilirsin ancak bir tanesi Asya kıtasından olmak zorunda. O kuraldan da kurtarıyor Ersan.
Yaşananları biraz Rusya’ya benzetiyorum. Daha önce Putin, ülkedeki oligarklardan benzer bir destek istemişti. Rusya’nın derdi de Dünya Kupası yapılırken tribünlerin boş kalmamasıydı. Çin’de de benzer bir şey var.
Dosya: Emre Gürkaynak & Ali Çolak