Dwight Yorke, Manchester United IkonuBir ManU ikonu olan Dwight Yorke'la Brothers'ta bir araya geldik.
House of Brothers; stili, seçkin üyeleri, başarıları ve gustoları ile hayatın pek çok alanında dikkat çeken bir centilmenler kulübü. Gerek Maçka’daki boğaza nazır özel konumuyla gerekse ayrıntıya oldukça özenilmiş şık dekorasyonuyla, üyelerine gerçek bir ev atmosferi sunuyor.
Brothers ayrıca; spor, müzik ya da çeşitli sanat alanlarından pek çok konuğa sıklıkla kapılarını açarak, kulüp üyeleriyle buluşmalarını ve deneyimlerini paylaşmalarını da sağlıyor.
Geçtiğimiz günlerde de mekanda, yakın futbol tarihinden önemli bir figür; Manchester United tarihinin efsane isimlerinden Dwight York ağırlandı. Dwight Yorke, Manchester United kulübünün efsane statüsündeki elçilerinden biri olarak İstanbul’a gelip tüm gün boyunca Brothers çatısı altında düzenlenen etkinliğe katıldı. 100 kişinin katıldığı özel bir davette Socrates Dergi Genel Yayın Yönetmeni Caner Eler ile bir söyleşi gerçekleştirdi.
Bu sohbetin başında Brothers platformunun bir parçası olmaktan mutlu olduğunu söyleyen Yorke: ”Cömertlik, takım arkadaşlığı ve birliktelik… Brothers’ın bu ilkeleri kendinizi ilişkilendirmek isteyeceğiniz ve hayatta şiar edineceğiniz kavramlardır. Aynı Manchester United tarihinde olduğu gibi.”
Manchester United’dan ayrılırken Sir Alex Ferguson ile yaptığı konuşmayı da aktaran Yorke, kulübü ayrıldıktan sonra bile o konuşma sayesinde hep nasıl bir aile gibi gördüğünü de ifade etti. Roy Keane, Teddy Sheringham, David Beckham, Andy Cole, Paul Scholes, Peter Schmeichel gibi takım arkadaşlarıyla ilgili soruları da yanıtlarken, bugünlerde Manchester United teknik direktörlüğü de yapan bir diğer eski takım arkadaşı Ole Gunnar Solksjaer’in de ne kadar büyük bir destekçisi olduğunu vurguladı. Aynı zamanda Sir Alex Ferguson ile kazanılan kupalardan bugüne futbolun günümüzdeki değişimine de değindi. Bir anlamda kulüp üyelerine geçmişten günümüze hikayelerle dolu unutamayacakları bir akşam yaşattı.
Kırmızı Şeytanlar’ın eski 19 numarası ve efsane isimlerinden olan Dwight Yorke, konuyu kariyerinin nasıl başladığından ve şekillendiğinden açtı. Karayipler’deki ada ülkelerinden Trinidad & Tobago’da başlayan hayatı, zorlu koşullarda geçen çocukluğunun onun karakterinin olgunlaşmasındaki rolünden bahseden Yorke, bu erken olgunlaşmanın 18 yaşında İngiltere’ye transfer olmasına giden yolu açtığından da söz etti. Akabinde 1998 yazında Manchester United’a transfer olduktan sonra Andy Cole ile oluşturduğu kusursuz gol partnerliğine, takım içerisindeki uyuma, saha içindeki ve dışında kendini gösteren takım karakterine de değinmeden geçmedi.
Manchester United tarihindeki üç ikonik an ise Dwight Yorke ile yaptığımız sohbetin ana eksenini oluşturuyordu. Sir Alex Ferguson yönetiminde ilk lig şampiyonluğunun kazanıldığı 1992-1993 sezonu, Ferguson’un görevdeki son yıllarından biri olan 2011 senesinde ezeli rakip Manchester City’e karşı Wayne Rooney’nin attığı spektaküler röveşata golü ve elbette Yorke’un da golleriyle büyük katkı verdiği 1998-1999 üç kupa kazanılan sezon… Bir futbol hanedanlığının tarih sayfalarında yaşanan bir gezinti gibiydi. 1999’da Şampiyonlar Ligi finalinde Bayern Münih’e karşı son dakikalarda atılan iki golle gelen unutulmaz ve mucizevi zaferi detaylarıyla anlatan ünlü golcü, aynı zamanda Juventus deplasmanında 2-0 geriye düşüldükten sonra Yorke’un da attığı golün ve oynadığı futbolun da başrolde olduğu geri dönüşü de detaylarıyla anlattı.
Tüm gün söyleşilerde birçok soru yanıtlamasına rağmen centilmenliğinden hiç ödün vermeyen Dwight Yorke ile Socrates Dergi olarak biz de Youtube kanalımızda izlenebilecek bir röportaj gerçekleştirdik. Yorke ile The Treble (Tek sezonda üç Kupa) kazandıkları sezondan Tugay Kerimoğlu ile Blackburn Rovers takımında beraber oynarken ki anılarına ve ülkesi Trinidad & Tobago ile katıldıkları 2006 Dünya Kupası macerasına kadar birçok konu hakkında sohbet ettik. Manchester United efsanesiyle ayrıca Socrates Dergi Ocak 2020 sayısında okuyabileceğiniz ayrı uzun bir sohbet daha gerçekleştirdik.
