Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolArsenal Gücünü Hatırlıyor

Arsenal, Community Shield'i 14. kez kazandı. Bunların 6 tanesi ise son 18 yıla denk geldi. Son dönemdeki finaller, uzun süredir devam eden Arsene Wenger dönemine de ışık tutuyor.

Arsenal, son yıllarda ligde şampiyon olamıyor. Fakat hem FA Cup hem de Community Shield zaferleriyle yeniden başarılı olmayı anımsadı. Londra ekibi, son oynanan Community Shield finalinde Chelsea’yi 1-0 yenerek 14. kez mutlu sona ulaştı. Bu 14 zaferin yedi tanesi 1930-1953 arası dönemde yaşandı. Bir tanesi ise 1991’de ‘Boring Arsenal’ döneminde ezeli rakip Tottenham ile oynanan finalde kazanıldı. 0-0 biten maç sonunda iki kuzey Londralı, şilti paylaşmak zorunda kaldı. 1998-2015 arasında ise Arsenal’in altı final başarısı daha var. 17 yıla yayılan bu maçlar, Arsenal’in Arsene Wenger ile özdeşleşen dönemini de özetliyor..

1998 – Unutulmaz yaz

Arsenal’in efsane olduğu bir dönemin en başarılı sezonunda herhangi bir kupayı kaybetmesi düşünülemezdi. Arsene Wenger, kusursuza yakın bir takım yaratmış ve hem ligi hem de FA Cup’ı kazanmıştı. Community Shield aslında otomatikman Arsenal’e verilmeliydi! Fakat futbolseverler sezon öncesi fazladan bir maç izlemek ister. Arsenal, o Ağustos ayında karşısında Manchester United’ı buldu. Ligi Arsenal’in bir puan gerisinde bitiren Manchester United, görkemli bir dönemin içindeydi. 1996-2001 arası 6 sezonda 5 şampiyonluk kazanmıştı. Şampiyonluğu kaybettiği tek sezon 1997-98’di. Çünkü 1998’de Arsenal, oldukça iyiydi!

Wembley’de oynanan ve 67.000 taraftarın izlediği maçta Arsenal, adeta şov yaptı. Oyun olarak rakibini sahadan silerken, ortaya çıkan farkı skora da yansıttı. İlk yarının tek golünü Marc Overmars kaydetti. Devre arasında Bergkamp’ın yerine oyuna giren Liberyalı forvet Christopher Wreh, kariyerin en özel anlarından birine imza attı! O zamanlar 19 yaşına yeni girmesine rağmen Avrupa’nın en heyecan uyandıran oyuncularından biri olan Nicolas Anelka, maçın skorunu 72. dakikada belirledi. Sahada sadece 62 dakika kalan Marc Overmars, maçın adamı seçildi. Manchester United, 1985 yılından beri ilk kez sahada olduğunda bu finalde kendisinden başka bir takımın sevindiğini izledi. Efsane kaleci Peter Schmeichel, yenilgiden sonra yaptığı açıklamada hafta içinde oynanacak Lodz maçının Wembley’deki finalden daha önemli olduğunu söyledi. Ne de olsa, 1993’teki Galatasaray maçlarından sonra ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde ön eleme oynayacaklardı. En azından bu sefer turladılar!

1999 – Tekrar gösterim

Bir sene sonra iki takım bir kez daha Wembley’de karşılaştı. Bu sefer roller değişmişti. Çifte kupayı kazanan Manchester United, ligi kaybeden Arsenal’di. Fakat kazanan değişmedi. Oysa bu sefer Manchester United da maça iyi başlamıştı. Dwight Yorke, 36. dakikada attığı golle devrenin skorunu belirledi. Fakat golde başrol David Beckham’a aitti. ‘7 numara’nın muhteşem frikiği üst direkten dönmüş, tamamlayan kafayla Yorke olmuştu. İkinci yarıda maçı değiştiren isim ise 23 yaşındaki bir Nijeryalı’ydı. Real Madrid’e transfer olan Anelka’nın yerine ilk 11’e giren Kanu, önce penaltıdan beraberliği sağladı, ardından Parlour’a verdiği pasla galibiyet golünü hazırlayan isim oldu.

2002 – Galler zaferi

Community Shield, 2001’e kadar İngiltere’de sahibini bulmuştu. 2001’de ise yeni bir ev sahibi ortaya çıktı: Galler’in başkenti Cardiff. Millenium Stadı’ndaki ilk finali Manchester United’ı 2-1 yenerek kazanan Liverpool, ertesi sene bir kez daha Galler’deydi. Bu sefer rakibi Arsenal oldu. Wenger’in öğrencileri tıpkı 1998’de olduğu gibi yine sezonu çifte kupayla kapatmıştı. Moraller yerindeydi ama sakatlar çoktu. Robert Pirès, Freddie Ljungberg ve Giovanni van Bronckhorst kadroda yer almıyordu. Liverpool’da ise Dünya Kupası’nın yıldızı olan yeni transfer El Hadji Diouf’un performansı merakla bekleniyordu. İki Fransız teknik adamın (Wenger – Houllier) buluşmasını tribünlerde 67.337 kişi izledi, fakat sadece tek gol gördüler. Dünya Kupası’nı kazanarak Ada’ya gelen Gilberto Silva, maçın 69. dakikasında attığı golle günün kahramanı oldu, ayrıca Community Shield finallerinde gol atan az sayıdaki Brezilyalı olarak adını tarihe yazdırdı.

2004 – Yenilmezler

Ligde 38 maç boyunca yenilmeyen Arsenal, sezonu şampiyon olarak bitirirken tarihe de unutulmaz bir takım bırakmıştı. Ama yine de önlerinde kazanılması gereken bir hedef daha vardı. Community Shield finalinde Manchester United’ı devirmek sezon öncesinde güç gösterisi adına önemliydi. Üstelik Manchester United’ın iki oyuncusu Cristiano Ronaldo ve Gabriel Heinze, olimpiyat macerası için Atina’daydı. Arsenal’de Patrick Vieira ve Sol Campbell kadroda yoktu. Henry son anda 11’e dahil oldu. 19 yaşındaki Fabregas, 21 yaşındaki Reyes ve aynı yaştaki Pennant kadroda kendilerine yer buldu. Gençler fırsatı oldukça iyi değerlendirdi. Gerçi Reyes, Manchester United savunmasını ve kaleci Tim Howard’ı ipe dizdikten sonra topu yan ağlara yolladı ama devamında da goller geldi. Bu pozisyonun iki dakika sonrasında, 50. dakikada, Bergkamp’ın akıl dolu pasını taşıyan Reyes, iki sene öncesinin kahramanı Gilberto’yu golle buluşturdu. Alan Smith uzaktan muhteşem bir gol atarak skora denge getirdi. Ama Reyes bir kez daha sahneye çıkarak takımını öne geçiren golü attı. United’ın umutları 79. dakikada kırıldı. Ashley Cole’un sol taraftan getirdiği top Silvestre’nin bacaklarına çarparak filelerle buluştu. Arsenal bir kez daha mutlu sona ulaşırken, maçın adamı olarak Jose Antono Reyes seçildi. Ayrıca o gün bir Hollandalı, ilk kez resmi bir maçta Arsenal formasını giydi: Robin van Persie!

2014 – Geri dönüş

Listede bir ayrıntıyı fark ettiniz mi? 2004 ile 2014 arası boş… Arsenal’in Highbury’den çıkıp Emirates’e geçmesi sportif anlamda ağır yaralar açmıştı. Onlar artık İngiltere’nin korkutucu takımı değildi. 10 sene boyunca bu hissin yanına bile yaklaşamadılar. Manchester United 90’larda olduğu gibi yine zirveye yakındı. 2004’ten sonra Chelsea ve Jose Mourinho ligi adeta salladı. Ve asıl dengeyi bozan takım olarak Manchester City, yeniden, seneler sonra üst tarafa adımını attı. Dipten gelen City şampiyon bile oldu ama Arsenal kupaları unuttu. 2004’ten bir yıl sonra bir kez daha Community Shield için sahadaydılar ve rakip Chelsea’ydi. Fakat kaybettiler. Bu onların son finaliydi. O günden sonra uzun bir müddet ne ligi kazanabildiler, ne FA Cup’ı. Üstelik o maçın gollerini atan isimlerin de İngiltere futbolunda ayrı yerleri vardı. Hatta o maç özelinde ayrı anlamlar bile yüklenebilir. Cheslea’nin iki golünü Drogba attı. Büyük bir efsane, Chelsea tarihine adını kazımaya o dönemde başladı. Chelsea de ülke futbolundaki yerini Drogba ve arkadaşları sayesinde sağlamlaştırdı. Arsenal hem o günkü finalde, hem de o günkü maçta Fabregas ile, Fabregas gibi genç yeteneklerle direnmeye çalıştı. Fabregas’ın tek golü o gün galibiyete yetmedi. Kupayı kazanamadılar. Uzun süre herhangi bir kupa kazanamadılar. Ve her defasında Fabregas gibi “güçlü rakiplere direnen gençler”, yeni bir kimlik kazanmak istedikleri için takımdan ayrıldılar. Fabregas o gün sallayıp yıkamadığı Chelsea’ye seneler sonra katıldı. Ashley Cole, hatta Robin van Persie bile… Arsenal ve Arsene Wenger artık alay konusu olmaya başlamıştı ki; 2014 yılı geldi. Yeni bir dönemin ilk işaretleri….

Wembley’e lig şampiyonu sıfatıyla çıkan Manchester City, Arsenal karşısında favoriydi. Fakat sahada bambaşka bir Arsenal vardı! Son yıllarda büyük maçlarda hiç benzeri gibi olmayan bir Arsenal! Pozitif futbol yüzünden defalarca eleştirilen Arsenal’i unutturan bir maç. Yerden oynayan, pas yapan, belki de Barcelona’nın modern çağa damga vuran oyununun temellerini atan Arsenal, çoğu zaman tıkanıyordu. Bir noktada kalıyordu. Sonuca ulaşamıyordu. Hatta bazen 8 bile yediler! Manchester City karşısında pragmatist olmayı denediler. Belki ilk kez denemediler ama bu sefer ilk kez sükseli bir şekilde başardılar. 22. dakikada Santi Cazorla perdeyi açtı. 43. dakikada Ramsey ile son bulan kontra atak golü ders niteliğindeydi. Giroud’nun muazzam golü ona ‘maçın adamı’ ödülünü de getirdi. 3-0 sona eren maç Arsenal’in geri dönüşü için bir kıvılcım olabilirdi. Her ne kadar geçen sezon ligi yine üçüncü sırada bitirseler de…

2015 – Wenger’in özgüveni

Arsene Wenger, Jose Mourinho ile oynadığı 13 maçı da kazanamadı. Arsenal, Chelsea’nin gölgesinde kalırken Wenger, kendisinden 13 yaş küçük bir teknik direktörü mağlup edemedi. Kulübün özgüvenini etkileyen bir durumdu belki de. Hiç düşünmese bile, en azından ‘Special One’ın tahrik edici basın toplantılarına konu oluyordu. Tarihin, kaderin artık kırılması gerekiyordu; o da bu hafta sonu gerçekleşti. Üstelik Mourinho’ya ‘Arsenal bizi yenebilmek için oyun stilini değiştirdi. 1-0’dan sonra topun arkasına geçtiler ve kalelerini savundular’ dedirtecek şekilde. Arsenal, Chamberlain’in golüyle maçı kazandı. 1998-1999’dan sonra ilk kez bu kupayı iki sene üst üste kazandılar. O takımın Arsenal tarihinde neler başardığını düşününce, Wenger’in umutlanması için yeterli bir neden görebiliriz.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce