1994 yapımı Esaretin Bedeli adlı kült filmde Morgan Freeman’ın oynadığı Red karakteri hapishaneye yeni gelen Andy Dufresne’e (Tim Robbins) şöyle der;
Bu duvarlar tuhaftır. Önce nefret edersin. Sonra alışırsın. Zaman geçtikçe dayandığın tek şey olurlar. İşte kurumsallaşmak budur.
Avni Yıldırım’ın hikâyesi de Andy Dufresne’e benzer. Rutubetli salonlarda, bin bir çeşit antrenman partnerleriyle, olmadık şartlarda çalışır. Önceleri nefret eder, sonra alışır. Bu dört duvar salonlar zamanla kendi benliğini bulduğu yer olur. Hedefi bellidir, tıpkı Dufresne gibi gökyüzünü görmek ister. Bu ihtimal pek olası değildir ama yine de denenmeye değerdir. Dufresne, Shawshank Hapishanesi’nden kaçarken yıllarca süren çalışmaları sonrası onu özgürlüğe kavuşturan şeyler disiplin ve inançtır. Dufresne inancını yeri geldiğinde aklıyla birleştirir. İncil’in içindeki demir işte tam budur. Dufresne sonunda başarır; gökyüzünü görür. Avni Yıldırım için gökyüzünün rengi yeşil ve altın sarısıdır. Bunlar WBC’nin dünya şampiyonluğu kemerinin renkleridir. Amacı tıpkı Durfesne gibi daha önce kimsenin yapamadığını yapmaktır. Kaçılamayan yerden kaçmak, kazanılamayan kemeri kazanmak…
Yıldırım profesyonel dünyaya adım atarken Sinan Şamil Sam’ın ringe girişinden etkilenir. Boğazın Boğası onun için idoldür. Onun ayak izlerini takip eder. Türkiye’de boks menajerliği işini küresel ölçekte başarılı bir şekilde icra eden Ahmet Öner’e ulaşır. Biraz yalvar yakar da olsa sonunda kendisini gösterir ve kendisine yatırım yapmaya ikna eder. Daha önce Sinan Şamil Sam dışında Selçuk Aydın, Odlanier Solis, Erislandy Lara gibi isimlerle de çalışan Öner bazı çevrelerce tartışılan bir isim olsa da işinde başarılı bir isimdir. Öner Avni’den beklediği çalışma temposunu alır, sporcusuna Mr. Robot lakabını takar. Avni lakabını yazılımcı bir dizi karakterinden değil bitmek bilmeyen hırsı ve çalışma disiplininden almıştır. Amatör yıllarından gelen teknik eksiklerini çalışma rutinini ve azmiyle kapatır. Miami’de gerçekleşen Glen Johnson maçında kendini gösterir. Meksika’daki Marco Periban maçında zirve yapar. Boks tarzına eleştiriler gelse de Periban maçından sonra özellikle yabancı sosyal medya kullanıcıları Avni’nin sürekli baskı yapan, kırışmaya giren tarzını sevmiştir.
Avni Yıldırım ağzında altın kaşıkla doğmadı. Lomachenko gibi bir tekniği ya da Golovkin gibi bir çenesi yoktu. Çok eleştirildi. Hâlâ da eleştiriliyor. Stili beğenilmiyor… Lakin esas nokta unutuluyor. Avni Yıldırım’ın en azından bir stili var. Bu stil sayesinde Canelo tarafından antrenman kampına davet ediliyor. Bu stil sayesinde Meksika’da tribünleri doldurabiliyor. Aynı tarz onu Sequira karşısında galip getirebiliyor. Avni eleştirilere tamamen kapalı bir sporcu değil. Socrates Dergi için yaptığımız röportajda yapıcı eleştirilere açık olduğunu ifade ediyor. Yeri geldiğinde söz konusu beğenilmeyen stilini değiştirme düşüncesini de dile getiriyor. Üstüne de Derek Edwards maçında bu değişikliği bir nebze de olsa deniyor. İşte burada inancın akılla birleşmesi safhasına giriliyor.
Yeni antrenörü tam olarak bu amaçla seçildi. Antrenör Harold Knight, Lennox Lewis’in köşesinde çıkan ünlü bir şahsiyet olmasının yanında, boks aklı yüksek bir isim olduğu için seçildi. Knight Çırağan Sarayı’nda gerçekleşen basın toplantısında Avni’yi Anthony Dirrell maçına hazırlarken ringde farklı bir kişi izleyeceğimizi ifade etti. Bunun yanında yeteneğin bazen disiplin karşısında tembel kaldığını ve kaybettiğini, 24 Şubat sabahı tam olarak bunu yapmaya çalışacaklarını ekledi.
Avni’yle aynı dönemde milli takımda olan ve ondan daha yetenekli olduğu ifade edilen birçok boksör, profesyonel kariyerlerinde elit seviyeye henüz ulaşamadı. Bunun sebebi doğru menajerle çalışmamaları ve profesyonel dünyadaki zorluklara göğüs gerememeleri hatta bu dünyaya adım atmaya dahi cesaret edememeleri olabilir mi? Milli Futbolcu Nihat Kahveci bir röportajında Capdevilla gördüğüm en yeteneksiz futbolcu demişti. Evet, Nihat Capdevilla’dan daha yetenekliydi lakin Capdevilla’nın daha büyük kariyeri oldu; bir Dünya Kupası ve bir Avrupa şampiyonluğu kazandı. Aradaki farkı yaratan şeyler disiplin ve istikrardı.
Avni Yıldırım bilindiği üzere Eubank Jr. maçında nakavt oldu. Spor müsabakasında yenilmek, hatta kötü bir şekilde yenilmek olağanüstü bir durum değil. Örnekleri çok. Benim ilgimi çeken nokta Avni Yıldırım’ın o nakavtlı yenilgiden birkaç gün sonra İstanbul’a dönüp özel bir salonda tekrar antrenman yapması oldu. Bırakmadı. Ben bittim demedi. Disiplinini ve inancını korudu. Eubank Jr. maçından sonra sırasıyla Korda, Edwards, Ford, Rodriguez ve Mock galibiyetlerini aldı. Neredeyse bir yıl içinde beş resmi maç yaptı. İki tanesi “gym fight” şeklinde olsa da karnesini geliştirdi ve aktif kaldı. WBC kongresinde boşa çıkan unvan için isimler belirlenirken hem menajeri Öner hem de kendisi hazırdı.
Dufresne, filmde Shawshank Hapishanesi’nden çıkma ümidi olmayan Red’e şöyle diyordu. “Unutma Red umut iyi bir şeydir. Belki de en iyisi ve iyi şeyler asla ölmez” Otoriteler tarafından bu tarihi unvan maçının favorisi eski şampiyon Anthony Dirrell olarak gösteriliyor. Avni Yıldırım favoriyi, Türk boksunun makûs talihini, ona umutsuzluk aşılayanları yenmek için ringe çıkacak. Dufresne’nin dediği gibi sizden alamayacakları ve dokunamayacakları bazı şeyler var. Onlar size ait. Ne yapsalar onu alamazlar. İşte o şeyler bizim “umutlarımız”.