Bu yazı, Socrates’in Mart 2016 tarihli 12. sayısında yayımlanmıştır.
Galatasaray’ın unutulmaz ismi Ahmet Berman’ın 26 Haziran 1968 tarihli jübile maçı, gerçek bir futbol panayırı havasındaydı. Fenerbahçe’nin yıldızları Selim Soydan, Ercan Aktuna ve Yılmaz Şen, Galatasaray forması ile sahaya çıkmaya hazırlanıyordu. Rakipleri Şöhretler Karması ise Can Bartu, Metin Oktay ve Lefter Küçükandonyadis gibi top sanatkârlarına sahipti. Gün boyu yağan yağmur, İstanbul seyircisini biraz durdursa da Mithatpaşa Stadı önemli günlerinden birine daha tanıklık edecekti. 20.30’daki karşılaşma öncesinde sahaya Ekrem Kurt’un yer aldığı Jokeyler ve Öztürk Serengil önderliğindeki Artisler takımları çıktı. Uvertür müsabaka, adıyla da oyuncularıyla da bu festivale yakışır cinstendi. Bu mücadeleyi yönetecek hakem de en az onlar kadar ilgi çekiciydi: Türkiye’nin ilk kadın hakemi Drahşan Arda.
Drahşan Arda’nın asıl mesleği öğretmenlikti. Lise yıllarında basketbol ve voleybol takımlarında oynamış, bu esnada futbola da merak salmıştı. Bir Turgay Şeren hayranıydı ve futbola olan bu ilgisi, ilerleyen yıllarda bilfiil oyunun içinde olma isteğini beraberinde getirdi. Kendini bir anda eski hakemlerden Tarık Yamaç’ın hakem kursunda buldu. Futbol âleminin kadınlara pek de sıcak bakmadığı yıllardı. Drahşan Arda ise bu konudaki tezleri, o ortamda pek de yadırganmadığını söyleyerek çürütüyor. 15-26 Kasım 1967 tarihleri arasındaki kursu başarıyla bitiren genç hakem adayı için en zor anlar ise ilk 90 dakika deneyiminden…
“İlk maçım, Karabük Demirçelik ile Jandarmagücü arasında oynanan klasman yükselme karşılaşmasıydı. Ne kadar önemli bir karşılaşma olduğunu sonradan öğrendim. Nitekim heyecanım nedeniyle ilk yarı boyunca sağa sola koşmaktan başka bir şey yapamadım. Fakat maçın orta hakemi rahmetli Samim Arman, yan hakem olduğum bölüme sık sık gelip ‘Drahşan, iyi olacak’ diye beni cesaretlendirdi. İkinci yarıda daha iyiydim.”
İlk heyecandan sonra başarılı maçlar çıkaran Drahşan Arda, bir süre sonra orta hakemliğe terfi etti. Önce dostluk maçları yönetti daha sonra da resmi maçlara geldi sıra… Orta hakem olarak İstanbul’da çıktığı ilk maç, onun anılarında apayrı bir yere sahip. Sakarya ile Cihangir takımları arasındaki mücadele öncesinde takım kaptanlarının kendisine verdiği çiçekleri ve centilmence elini öpmelerini mutlulukla yâd ediyor. İşin daha da ilginci ise erkek hakemlere sert tepkiler gösteren futbolcuların 90 dakika içerisinde Drahşan Arda’ya herhangi bir ters harekette bulunmaması.
Lig mücadelelerini bir kenara bırakırsak, birçok gösteri maçında da siyah formasını sırtına geçirdi Arda. Bunlar arasında en enteresan anlara sahne olanı ise Ahmet Berman’ın jübilesinden önce oynanan Jokeyler-Artisler maçıydı.
“Eğlenceli ve neşeli bir maçtı. Artislerin 14 kişi ile oynamak istemelerini ve Öztürk Serengil’in sık sık sakatlanma numarası yapmasını unutamam. Serengil’in kulağına bir şeyler fısıldadım ve bu numaralardan vazgeçti. Maçtan sonra ne yazık ki beni Yeşilçam’a davet etmediler ama ‘akıllı’ bir gazino sahibi bana şarkı söylemem için teklif yaptı. Sadece güldüm; çünkü okulda müzik derslerinde sınıfın en kötüsüydüm.”
Türkiye’deki kariyeri 1972’de son buldu. Yaşamına ve hakemlik kariyerine, bu yıldan itibaren Münih’te devam etti. “Almanya’da pek kadın-erkek hakem ayırımı yok. Önemli olan maçı iyi idare etmen” diyen Drahşan Arda, çoğu tek hakem tarafından yönetilen klasman maçlarında görev aldı. 30 yıl süren hakemlik kariyerini bıraktıktan sonra yine futbolun içinde kalmayı tercih eden Türkiye’nin ilk kadın hakemi, hakemliğin futboldaki en zor ‘mevki’ olduğunu da bu süreçte anlamış:
“30 yılın ardından, bütün hakemlik malzemelerimi fakir çocuklar yararına açık artırmaya koydum. Sonrasında, yedi yıl Bavyera Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu’nda görev yaptım. İşte o zaman, hakemliğin ne kadar zor bir hobi olduğunu anladım.”