Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Diğer SporlarNFL Rehberi: Ya Sürpriz, Ya Sıkıcılık Dolu Bir Hafta…

Geride kalan haftanın notları, öne çıkan anlar, takımlar ve bu haftanın rehberi... Hepsi ve daha fazlası NFL Rehberi'nde...
Burak Tekin6 sene önce

Geçen haftaki maçların tadı damağınızda kaldı mı? Güzel, çünkü o damaktaki tattan geçinmek zorunda kalabiliriz bu hafta sonu. Geçen haftaki 13 maçın 7’sinin handikap değeri 3’ün altındaydı. Bu hafta benzer bir çekişmeye sahip olacak maç sayısı 14’te 3, fakat bunların sadece birinde oynadığı maçların yarısından fazlasını kazanmış bir takım sahaya çıkacak: Washington Redskins. Onu geçtim, handikap değeri 5’in altında olan maç bile yok. Karşılaşacak iki takımın da maçlarının yarısından fazlasını kazanmış olduğu tek bir müsabaka var, onda da Bengals evinde Saints’i ağırlıyor. Hani NFL’de küme düşme olsa en azından onun bir cazibesi olabilirdi böyle bir fikstürde. Favorilerin deplasmanda oynadıkları maçlardan bir sürpriz çıkabilir ve hatta istatistiki olarak çıkmalı, ama mesela Chiefs – Cardinals karşılaşmasından ne beklemeliyiz acaba?

Tabii artık sezonun ilk yarısını geride bıraktık ve de hangi takımların Playoff iddiasının olup olmayacağı şekillenmekte, en azından öyle hikâyeler geçerli. 49ers, Cardinals, Bills, Browns, Raiders’ın Playoff şansı hiç yok diyebiliriz. Çok azıcık da olsa umudu kalmış olan takımlarsa Lions, Buccaneers, Jets ve Broncos. Bu listedeki en sürpriz takım Denver ekibi olsa gerek, ve bunda baş antrenörleri Vance Joseph’in büyük pay sahibi olduğunu söylemek mümkün. Geçen hafta Texans maçında aldığı kararlar affedilir gibi değildi: Önce ilk yarının sonunda topu punt etmek yerine 62 yardadan field goal (FG) denemeyi seçti, kaçırdığı takdirde rakibi Broncos’un sahasında topa sahip olacaktı, 22 saniyelik süre ve iki mola hakları da cabası. Eh, şaşırtıcı olmayan bir şekilde FG menziline girip ekstradan 3 sayı aldılar. Texans koçu Bill O’Brien’ın kameralara yansıyan “iyi iş Vance, seni aptal s****” sözleri durumu açıklayacaktır. Bu hatası yetmezmiş gibi maçın sonunda etkili FG menziline girmek ve hatta bir tane de uzun pas denemek için 43 saniyesi ve 1 molası varken buradan tamamen kendi tercihiyle bir koşu, bir de kısa pas hücumu çıkarttı ve de Brandon McManus’ın 51 yardadan denediği FG başarısız oldu. Bu yaptığı hata Dallas koçu Jason Garrett’ın iki hafta önce saçmalamasıyla tıpatıp aynı neredeyse. Yahu siz diğer takımları falan hiç mi izlemiyor, hiç mi analiz okumuyorsunuz?

Haftanın enlerine geçmeden önce artık muhtemelen sadece averaj takımı/espri malzemesi olacak bu beş iddiasız takıma son bir kez daha ciddi bir tenkit getireyim:

*49ers’ın başı sakatlıklarla belaya girdi bu sene, ve bir çiçekle bahar olmayacağını da bu sene defalarca gördük (Baker Mayfield, Josh Allen, Sam Darnold…) ama madem oyun kurucu (quarterback-QB) Nick Mullens’ın sağlam bir potansiyeli vardı ve Troy Aikman’a göre siz de biliyordunuz bunu, kendisinden hiçbir şey umulmaması gerektiğini geçen seneden beri gördüğümüz C.J. Beathard’ı oynatmaya ne diye devam ettiniz?

*Cardinals… Son yıllarda sakatlıklarla boğuşmuş ve de tavan performansı çok gerilerde kalmış QB Sam Bradford’a bir senelik 15 milyon dolar garanti para verdikleri an sezonları bitmişti belki de. Larry Fitzgerald kulübün efsanelerinden biri tamam, ama adamın son yıllarına yazık etmeseydiniz keşke takas falan etseydiniz şampiyonluk mücadelesi veren bir takıma…

*Bills… Hadi Colin Kaepernick siyaseten Buffalo ekibine hiç uygun biri değil diyelim. E bizzat eski oyuncunuz EJ Manuel bile dayanamamış isyan etmiş. Sezonun ilk maçına, belki de tarihin en kötü QB’si olan Nathan Peterman ile başladınız yahu! Peterman bu hafta 3 tane interception (INT) attı ve buna rağmen INT yüzdesi azaldı (%11.1’den %9.2’ye indi)! Pas denemesi başına kazandırdığı yarda -0.36 (evet, eksi). 1981’den beri sezonu ekside bitiren oyuncu yok. Her şeyi hak ediyorsunuz.

*Browns… Hakkını vererek özetleyebilmem mümkün değil, gerçi burada anlatılmışı var. Daha önce anlattığım antrenörler arası yaşanan kavgalar, lâf sokmalar, tarihin en başarısız baş antrenörlerinden birinin tam 40 maç görevini sürdürmüş olması, çaylak QB’leri Mayfield’ın “bence geçen sene benim takım arkadaşım değil Patrick Mahomes ilk sıradan seçilmeliydi” demesi… Cleveland semalarında drama bitmez.

*Raiders… 10 seneliğine anlaşma yaptığınız, senelerdir takım çalıştırmamış olan, gelir gelmez en iyi oyuncuları takasla yollamayı ilk iş bilen baş antrenör Jon Gruden ile 9.5 seneniz daha var, saadetler dilerim.

 

HAFTANIN EN’LERİ

En hızlı top taşıyıcı: Lions, rakibin az mesafe kat etmek durumunda olduğu koşu oyunlarında ligin en iyi takımlarından biriyken, diğer bütün senaryolarda ön yedilisi İsviçre peynirine dönüşmekte. Geçen hafta Vikings koşucusu (running back-RB) Dalvin Cook da bundan istifade edip tam 70 yardalık bir koşuya imza atarken sezonun da şimdiye kadarki en hızlı koşusunu yapmış oldu.

Topla en çok mesafe kat eden oyuncu: Tarik Cohen, Chicago Bears hücumunun en önemli unsurlarından birisi. Hız ve kıvraklığını bir araya getirdiği bu punt return’de tam 111.9 yarda mesafe kaydederken birkaç çelmeden kurtulmayı ve en sıkışmış göründüğü anda bile ekstra 3-5 yarda kazanmayı ihmal etmiyor.

En hızlı sack: Vikings tam 10 adet sack ile kulüp rekorunu kırarken, bunlardan birinin haftanın en hızlısı olması istatistiki olarak şaşırtıcı değil belki de. Bu onuru Mackensie Alexander alıyor, ki durum o kadar trajik ki kendisi genelde sack hususuna pek karışmaması beklenecek bir bek (cornerback-CB).

En beklenmedik yarda kazanımı & en pes etmeyen savunmacı: Bu sene topu yakaladıktan sonra en çok ve en etkili mesafe kat eden oyunculardan biri olan 49ers iç açığı (tight end-TE) George Kittle’ın gene cüssesine ve pozisyonun zorluğuna aldırmadan aldığı ekstra 46 yarda, ve de Kittle’ın touchdown’a uzanmasına izin vermeyen Raiders beki Gareon Conley’nin çabası ortaklaşa değerli hareketler oldular.

En mucizevi pas: Chargers QB’si Philip Rivers’ın Tyrell Williams’a attığı touchdown pası bu kategorinin lideri. Maçın spikerinin ses tonu ve geçici tereddütü, bu pasın ne kadar imkânsız olduğunu anlatıyor zaten aslında.

NFL’e göre her takımın en iyi oyunu: Video burada. Bu hafta açıkçası insanı yerinden kaldıran oyun sayısı epey azdı, tek başına Rams-Saints maçının –özellikle ilk yarısının- özeti yeterli bir görsellik sağlayabilir izleyenlere. Videonun benim notlarımla uyuşma oranı 16/26. Özellikle itirazlarım Chiefs adına Spencer Ware’ın şu muhteşem 3rd&20 koşusunun, Falcons’dan Ito Smith’in gerçekten taştan çıkardığı şu touchdown’ının ve Jets WR’ı Quincy Enunwa’nın 4237 adet Dolphins savunmacısını sırtlayıp götürdüğü şu oyunun bu videoya konulmamasına. Ayrıca Curtis Samuel’ın harika koşusunun gölgesinde kalıyorlar tabii ama Panthers’ın maç boyu yaptığı hücumlar estetik ve akıl olarak epey güzeldi, örneğin şu McCaffrey koşusu ve Greg Olsen’ın tek eliyle yakaladığı touchdown pası bunlara dahil edilebilir.

Haftanın muskalıları: NFL’in videosunun sonunda iki defa INT olmakla flört edip Raiders oyuncusu Jalen Richard’ın ellerinde kendini bulan pas yer alıyordu zaten. Ayrıca Jesse James’in düşürmeye niyetlenip başaramadığı bu güzel Ben Roethlisberger pası ve Brandin Cooks’un, Cooper Kupp’ın ellerinden seken topu yakaladığı (top önce yere çarptı mı?) pozisyon da bu kategoriye dahil edilir. Fakat bu hafta izlediğim en şaşırtıcı pas yakalayışı Javorius Allen tarafından gerçekleştirildi. Her ne kadar bu pozisyon Ravens hanesine -1 yarda olarak yazılsa da, INT’in kıyısından rakibin sırtının fiskos masası işlevi görmesi sayesinde dönülmüş olması yeterince şanslıydı.

Haftanın en Sabri Bey oyuncusu: İki haftadır bu ödülü almak için adeta bana yalvarmakta Ravens QB’si Joe Flacco. Bu hafta da sağda bomboş Lamar Jackson dururken gördüğü hayalî dev kahramana fırlattığı bu pas izlediğim en saçma hareketlerden biri oldu. Gene Texans QB’si Deshaun Watson’ın kendi adamına çarpıp kendini sack ettiği pozisyon da epey saçmaydı. Fakat bunların hiçbiri, ama hiçbiri Sam “pas vereceğim yeri gözlerimle anlatırım” Darnold’ın attığı 4 birbirinden beter INT’in yerini alamaz. Darnold kardeş, evet gençsin hatta Kore Savaşı yıllarından beri NFL’de maça ilk 11 çıkmış en genç QB sensin, hata yapacaksın tabii, fakat mesela bu kadar belli etmesen pası atacağın yeri de rakip senin gözlerinin içine baka baka paslarını kapmayı bıraksa? Ne dersin?

Haftanın yaptığı sporu unutan ikilisi: Patriots WR’dan bozma RB’si Cordarrelle Patterson, atletine tutunan Packers savunmacısı Bashaud Breeland ile birlikte kızakçılık oynuyor.

HAFTANIN TAHMİNLERİ

(Parantez içindeki sayılar hem seçtiğim handikap, hem de o takımın zannımca maçı kazanma ihtimalini göstermekte. Siz de FiveThirtyEight sitesinde maçlara olasılık atayabilir ve onların modelini yenmeye çalışabilirsiniz.)

Yazının başında da belirttiğim gibi ya çok acayip, ya çok sıkıcı bir hafta bizi bekliyor. Bakalım.

Chicago Bears (-6.5, %71)– Detroit Lions: Bears geçen hafta ilginç bir rekora imza attı ve birleşme sonrası NFL tarihinde en az yarda giderek en çok sayıyı yapan takım oldu. Sadece 190 yarda gidip 41 sayı attılar Bills’e! Tabii Bills hiçbir şekilde ölçü olamaz bir takımın performansı için fakat gene de koşu savunmalarının ne kadar iyi olduğunu da kanıtladılar LeSean McCoy’u ve Ivory Jones’u durdurarak. Öte yandan Bills de onların koşu hücumunu iyi durdurdu gerçi (25 denemede 64 yarda sadece). Ayrıca QB’leri Mitch Trubisky, Nathan Peterman ile aynı anda sahada yer aldığı bir müsabakanın en kötü interception’ını atmayı başardı. Peki bunlara rağmen neden Bears maçın favorisi? Çünkü geçen hafta Vikings ön yedilisine sack rekoru kırdırtmış olan bir Lions muhafız hattının (offensive line-OL) karşısına çıkacaklar. Lions OL’i aslında ligin en iyi ünitelerinden biriydi ve toplamda sadece 13 sack’e ve 24 QB hit’e (pas esnasında yahut hemen sonra QB’ye vurulan darbe) izin vermişlerdi. Pazar günü bu istatistikler neredeyse ikiye katlandı: 10 sack ve 17 QB hit! Sadece onunla kalsa gene iyi, koşu hücumları da berbat bir gün geçirdi ve de ön yedilileri Kirk Cousins’a hiçbir şekilde baskı uygulayamadı (ki geçen haftaki analizimde galibiyetin yolu olarak bunu işaret etmiştim). Peki bu Pazar kendine gelir mi Lions? Belki. İki takım arasında oynanan son 10 maçın 9’unu Lions kazanmış durumda (tabii bu 10 maçın 10’una da favori çıktıklarını unutmamak lâzım). Beş senedir ilk defa Chicago temsilcisi, hem de kendi evinde Lions karşısına favori olarak çıkacak. Chicago OL’i geçen haftaki Vikings OL’inden daha iyi bir sezon geçiriyor, eğer Trubisky’yi korurlar ve Cousins gibi 1 sack, 1 QB hit ile maçı tamamlamasına izin verirlerse çok rahat bir galibiyete ulaşırlar. Lions için bir galibiyet rotası var olmasına ama hava çok sisli.

!GÜZEL! Cincinnati Bengals – New Orleans Saints (-5.5, %69): Cincinnati temsilcisini en son 8. haftada izlemiştik. O maçta QB Andy Dalton dünyaya geri dönmüş, Bucs’ın –artık yedek- QB’si Jameis Winston maçı onlara daha baştan hediye etmesine rağmen “aaa hiç olur mu” diye aldıkları maçı vereyazmışlardı. Bengals’ın ikinci haftada aldığı şaşırtıcı Ravens galibiyetini bir kenara koyarsak, bu sene kalburüstü bir takımı yenmişlikleri yok. Hücumları iyi diyoruz fakat Atlanta ve Tampa Bay’e 37 sayı atmış olmak pek de başarı göstergesi olmasa gerek. Fakat şu konuda haklarını teslim etmek lâzım, Red Zone’da en başarılı olan takım onlar bu sene (%76.92). Saints’in Red Zone savunması da ligin en kötü 5. savunması. Yani Bengals eğer Saints sahasında ilerlerse sayı bulacaktır. Fakat Saints daha geçen hafta hücumu çok daha yetenekli, savunması da daha başarılı benzer profilde bir ekip karşısında (ki ligin en iyi takımlarından biri alt tarafı Los Angeles Rams) ikna edici bir galibiyet aldı. Özetle şunu diyorum: Bengals Saints 30 küsur sayı atabilir mi? Evet, özellikle Mixon’ın koşuları, A.J. Green’in derin alanda yakalayacağı paslarla birleşirse neden olmasın? Ama 30 sayı atıyorsa en az 35 sayı da yiyecektir gibi duruyor. Tek ama tek galibiyet şansları, ön yedililerinin QB Drew Brees’e hayatı zindan etmesinden geçmekte. DVOA’ya göre ligin en iyi 4. pas korumasını yapan muhafız hattına karşı bunu başarabilirler mi? Zor. Geçen hafta Aaron Donald gibi insanüstü bir yetenek haricinde Rams karşısında dimdik durmuş bir hat bu. Ki Brees 18 yıllık NFL kariyerinin en iyi sezonunu geçirmekte QB reytingine ve pas isabet yüzdesine (%76.3!) bakarsak. Ayrıca daha olasılık modeline göre kendisine atılan en imkânsız pasları bile tutan, sene boyunca %88.6’lık bir isabet oranıyla oynamış, geçen hafta 12 pasta 211 yarda gitmiş Mike Thomas’tan bahsetmedim. Ya da ligin en iyi koşucularından biri olan Alvin Kamara’dan. Saints Super Bowl favorisi olma yolunda hızla ilerlerken Bengals karşısında tökezlememeli. Fakat Bengals maçı sadece 5 sayıyla kaybederse orasını bilemem.

Cleveland Browns – Atlanta Falcons (-6, %69): Falcons sezona 5 maçta 1 galibiyetle başladıktan sonra üst üste üç zafer kazanıp tekrar Playoff mücadelesine dahil olmayı başardı. Bunda birkaç önemli faktör geçerli. Birincisi, geçen sene Red Zone hücumu konusunda yeteneğine ihanet edercesine kötü bir takım olan Falcons bu sene ligin en iyi 7. takımı olmuş durumda. İkincisi, sezonun trendine uygun olarak iyi hücum, kötü savunmadan daha önemli hâle geldi (Saints, Rams, Chiefs ve Patriots dörtlüsünden savunma olarak DVOA’ya göre ilk 10’da yer alan bir tane takım bile yok). Üçüncüsü, Falcons OL’i her ne kadar ciddi bir iyileşme kaydetmemiş olsa da en azından geçen hafta Redskins karşısında standardının üzerinde bir direniş gösterdi. Özellikle de Redskins’in blitz (bambam) savunma setlerine karşı müthiş çözümler ürettiler. Dördüncüsü, tıpkı Brees gibi QB Matt Ryan da çok iyi bir sezon geçiriyor ve hatta MVP ödülünü aldığı 2016 senesine yakınsamış durumda. Karşılarında en başta belirttiğim gibi en fırtınalı okyanustan daha çalkantılı bir dönem geçiren, geçen hafta tam 3 defa ekstra 2 sayı denemiş, üçünde de pas seti oynayıp başarısız olmuş yeni koçuyla yepyeni mağlubiyet maceralarına yelken açacak olan bir Browns var. NFL’de maç başına 6 kereden fazla punt yapan bir tek takım var, tahmin edin kim? Chargers, Steelers ve Chiefs’in en az 30 sayı atmayı başardığı, Winston’ın önderliğindeki (lâfın gelişi) Buccaneers’dan bile 26 sayı yemiş bir Cleveland takımının Atlanta’yla başa baş rekabet edebildiği bir dünya hayal etmek henüz epey güç.

Tennessee Titans (+7)– New England Patriots (%66): Patriots için en önemli soru şu: RB Sony Michel oynayacak mı? Bunun cevabını maç saatine kadar alamamamız mümkün açıkçası, zira geçen hafta TE Rob Gronkowski son anda oynatılmamıştı. Cordarrelle Patterson, peri sayesinde RB’ye dönüştü (geçen hafta 11 denemede 61 yarda) ama saat 12 olduğu anda büyü bozulacaktır. O büyüyü bozmaya meyilli takımlardan birisi de, Packers’ın aksine ortalama bir koşu savunmasına sahip olan Titans olabilir. Tennessee temsilcisi epey dengesiz ve de Bills’e bile yenilmeyi başarmış bir takım, fakat bu sene 7+ farkla kaybettiği tek bir maç var ve o da ligin en iyi savunmalarından birine sahip olan Ravens’a karşı. Öte yandan Patriots da haftalardır farklı galibiyetlere ulaşmakta (3 sayı farkla yendiği Chiefs hariç ama o da Chiefs). Gene de bu maça dair bir kaç endişem var Patriots açısından. Birincisi, Titans takımında eski Patriotslı bir sürü insan var: Baş antrenör Mike Vrabel, RB Dion Lewis, takımdan ayrılışı olaylı olmuş CB Malcolm Butler… Bu sene başında gene eski talebelerine karşı Detroit deplasmanına giden Bill Belichick, umulmadık bir yenilgi almıştı. İkincisi, Titans’ın Red Zone savunması konusunda ligin açık ara en iyi takımı olması. Hücum kadrosunda eksikler olan bir Patriots bu alanda sıkıntı yaşayacaktır. Üçüncüsü de Titans her ne kadar WR’lere atılan pasları savunmada başarısız bir takım olsa da diğer mevkiler konusunda epey başarılı, ki Patriots hücumunun temel taşlarından biri bu çeşitlilik zaten. Nihayet Patriots hem çok iyi OL’iyle olsun, hem de Tom Brady gibi bir faktöre sahip olmasıyla olsun maçı kazanacaktır, fakat tahmin edilenden daha yakın olabilir skor.

(Tom Brady demişken, geçen maçta durduğu yerde attığı şu vücut çalımını da unutamayacağım. Ekran görüntüleriyle açıklayacak olursam, birinci görüntüde pası koşucusuna verecek gibi yapıp iki Packers savunmacısını da onun üzerine çekiyor, devamında ise boşa çıkan Gordon’a çok kolay bir pas atıp touchdown’a götürüyor takımını. Muazzam. Darnold yemesin içmesin Brady videoları izlesin.)

Indianapolis Colts (-3, %63) – Jacksonville Jaguars: Geçen hafta maç yapmayan iki takımın mücadelesi. Jaguars sene başından beri en çok hayal kırıklığı yaratan ekiplerin başında gelmekte, ve bunun birincil sebebi QB Blake Bortles’ın geçen sene sonunda içtiği iksirin etkisinin geçmesi. Öyle ki geçen hafta, 4 maç sonra ilk defa ilk yarıda skor üretmişlerdi. İlk yarısı skorsuz geçen üst üste 4 maç oynamak, sene başında adı konferansının en güçlüleri arasında anılan bir takım için şoke edici bir gelişme. Eagles karşısında biraz savunmaları toparlanmış gibi gözüktü en azından ama bunun bir sebebi Eagles’ın ligin en kötü OL’lerinden birine sahip olmasıydı bir yerde. Jaguars için kötü haber şu: Colts’ın muhafız hattının ligin en iyilerinden biri. Kötü haberler bununla da sınırlı değil: RB Melvin Mack sahalara döndüğünden beri 100+ yarda koştuğu maçlar oynuyor, QB Andrew Luck sezona paslı başladıktan sonra tekrardan ligin en iyi oyun kurucularından biri gibi gözükmekte (ki en son maç yaptığı 8. hafta itibariyle ligin en çok pas atan ve en çok touchdown yapmış ikinci QB’si idi) Savunmada da Darius Leonard çaylak olmasına rağmen ligin en iyi ön liberolarından (linebacker-LB) biri olmuş durumda. Colts’un Red Zone hücumundaki maharetini de düşünürsek bu maçı rahat almaları gerekecek. Tabii bir şerh şu: Eğer Jaguars bir mucize olur da erkenden öne geçerse, savunmaları skoru tutabilir onlar adına. Fakat bu senaryo gerçekleşmeyeli uzun zaman oldu bu sene.

Kansas City Chiefs (%80+) – Arizona Cardinals (+17): Cardinals’ın çaylak QB’si Rosen, Darnold’a kıyasla baskı gördüğünde daha doğru kararlar veren bir oyun kurucu. Tabii bu öyle öyle aman aman bir övgü değil, DVOA’ya göre QB’leri sıraladığımızda biri sondan ikinci, diğeri dördüncü sırada. Ayrıca elimizde şöyle bir gerçek var, Cardinals bu sene 49ers’ı iki defa yense de diğer maçlarda 17 sayı barajını aşamamış durumda. Bu hafta oynayacakları takım ise Broncos x2 ve Jaguars’la yaptığı maçlar haricinde her rakibine en az 37 sayı atmış bir takım. Bu durumda düz cebirsel bir hesap Chiefs’ın bu maçı ~20 sayı farkla kazanmasının sürpriz olmayacağını söylüyor bize. Lâkin birkaç ayrıntı var beni bu konuda şüpheye düşüren: Birincisi, Arizona savunmasının tıpkı Broncos ve Jaguars gibi gayet iyi olması. Chiefs TE’si Travis Kelce ve RB Kareem Hunt karşısında çaresiz kalabilir, fakat geri kalan opsiyonları iyi savunan bir secondary’si var Cardinals’ın ki derin paslar konusunda lig 4.sü bu ekip. İkincisi, iki sene öncesinin yıldız RB’si David Johnson’ın yeni hücum koordinatörü ile yeniden doğma ihtimali halen daha mevcut. Yapılması gereken basit, bu iki haftalık arada Johnson’ı kanatlara doğru açan koşu şablonları çalışmış olmak. Eğer bu konuda bir katkı gelirse, ligin en kötü koşu savunması yapan ekibi olan Chiefs’e karşı sürpriz skorlar bulabilirler. Nihayet bu maçı Chiefs çok rahat kazanacaktır, ama en azından Cardinals’ın maçın sonlarında da olsa skor bulup farkı yakın tutacağını düşünüyorum ben. Biraz da ön yedilileri Patrick Mahomes’ı rahatsız ederse 30-17 neden bitmesin maç? (Pazar günü Chiefs 30 sayı fark atarsa Twitter’dan dalga geçebilirsiniz, hak ettim.)

New York Jets – Buffalo Bills (+7): Bu fikstürü kim ayarladıysa bir adım öne çıksın, valla kızmayacağım… Jets’te Darnold sakat olduğu için forma giyemeyecek bu hafta. Yerine oynayacak isim, Jets’i geçen sene 5 galibiyete ulaştırırken 13 maçta 18 touchdown pası, 9 interception fırlatmış olan 39 yaşındaki Josh McCown. Gerçi 11 touchdown, 14 INT gibi bir istatistiğe sahip Darnold’a göre ilerleme sayabilir miyiz bunu? Ama McCown –atarsa- paslarını Robby Anderson’a atamayacak çünkü o da sakatlar arasında. Öte yandan Bills’de Josh Allen’ın sakatlıktan dönme ihtimali var, ama yoksa gene bir Peterman şov izleyeceğiz. McCown v. Peterman. Müsabakaya gel, reyting patlaması yaşatır yayınlayan kanala! Bills hücumu DVOA’nın ölçtüğü 1986 yılından beri var olmuş en kötü hücum olmaya devam ediyor. Öte yandan bu iki takımın da savunması ligin ilk 10’unda yer almakta. Yani berbat yahut eksik hücumlar, çok iyi savunmalara karşı… Maç 0-0 biter mi acaba? Böyle berbat bir maçta 7 sayıyla favori olan takımı seçmek delilik olur bence, o yüzden elim gitmese de Bills diyorum. Gene de maçı kazanmaya yakın olan taraf Jets. Neden mi? Her ne kadar oynadıkları 6 maçtaki skor ortalamaları 12.3 olsa da denk getirip de 42, 34 ve 48 atmış oldukları üç adet maç var. Nasıl oldu bunlar bilmiyorum gerçi.

Tampa Bay Buccaneers (-3, %55) – Washington Redskins: Bir yanda ligin en kötü top kaybı averajına yapmış (maç başına -1.9), ligin en kötü pas savunmasına ve de o kadar olmasa da gene kötü bir muhafız hattına sahip, QB’si kafasına estiği an üst üste INT’ler fırlatabilen ve de bu hâlde ligin en iyi iki liberosunun (safety-S) karşısına çıkacak olan, savunma koordinatörünü değiştirmiş olduğu hâlde yediği sayılar zerre azalmamış Buccaneers… Öte yanda oynadığı 8 maçın 5’ini kazanmış olduğu hâlde bu maça favori çıkamayan, istisnai bir Packers karşılaşması haricinde 25 sayı barajını aşamamış, geçen hafta ligin en kötü savunmalarından biri olan Falcons’a karşı bile 14 sayı atabilmiş, yaşlı kurt Peterson durduğu anda bütün hücumu teklemeye başlayan, OL ünitesindeki sakatlıkları Alex Smith gibi sallantılı bir oyun kurucu için tehlike anlamına gelen Redskins… Buccaneers, Red Zone’una teşrif eden rakiplere %90 oranında skor yapma imkânı tanıyor, fakat Redskins de rakibin Red Zone’una maç başına 2.9 defa gidebiliyor. Galiba Buccaneers’i maçı kazanmaya daha yakın görüyorum ama gerçekten artık analiz yapmaya hevesim kalmadı galiba.

Oakland Raiders – Los Angeles Chargers (-10, %80+): Raiders’a dair notlarım şu şekilde: “OL’leri tamamen [sansür], 8 sack yemişler, 22 pas denemesinde 9 QB hit yaptırmışlar. Ön yedilileri de [sansür], tecrübesiz bir QB’yi rahatsız dahi edememişler. Secondary’leri de (arka savunma) [sansür], daha maçın ilk akınında bıraktıkları alana ve yapamadıkları çelmelere bak.” Yani uzun lâfın kısası, Raiders’ın düzgün olan bir tane tarafı bile yok, zaten maç kazanmaya niyetleri de yok. Karşılarında ise geçen hafta –zorla da olsa- ilk defa güçlü bir savunmayı farklı mağlup edebilmiş, hem de maçı QB Philip Rivers’ın sırtında değil de hem koşu hücumuyla, kendi savunmasının gücüyle kazanmış bir Chargers olacak. Corey Liuget’ın sakatlıktan dönmesi, Joey Bosa’nın da pek yakında dönecek olması çok ciddi bir katkı oldu ve olacak savunmalarına, zira geçen hafta sene başından beri vasat bir performans sergilemiş olan ön yedilileri Seahawks QB’si Russell Wilson’ı epey rahatsız etti. Ha bir de nihayet kicker’ları Caleb Sturgis ile yollarını ayırdılar. Kendisinin NFL tarihinde ilk defa üç hafta üst üste hem FG, hem de ekstra sayı kaçıran kicker olmasını belemelerine gerek yoktu bence ama zararın neresinden dönülse kârdır. Sturgis’in skorlarından çaldığı 5-10 sayının da artık çalınmayacağını düşünürsek Chargers nihayet farklı maç kazanacağı günlere kavuşmuş olabilir ki Raiders’ın dediğim gibi hiçbir iddiası yok artık.

Green Bay Packers (%63) – Miami Dolphins (+10.5): Tamam, Dolphins epey dengesiz bir hücuma ve savunmaya sahip, sezona 3’te 3 ile başladıktan sonra sadece anormal bir Bears ve de geçen hafta berbat bir performans sonrası Jets galibiyeti almış bir takım. Evet, bu maçı kazanması zor bu yüzden. Fakat gene de bu takım Red Zone savunmasında lig 9. olan, Jakeem Grant, Kenny Stills, Kenyan Drake gibi hızlı tehditlere sahip bir takım. Packers’ın bu sene Bills ile yaptığı maçı saymazsak sadece iki galibiyeti var ve bu galibiyetlere sırasıyla 1 ve 3 sayı farklarla ulaşmış durumda. Evet, Miami temsilcisi deplasmanda galibiyet alamaz ama Packers’ın 10.5 sayıyla favori olması için ne gibi bir sebep var elimizde? Aaron Rodgers’ın dizindeki desteği çıkarması mı yani olay? Ha Ha Clinton-Dix’in eksikliğini libero bölgesinde kapatamamış bir görüntü çizdiler geçen hafta Patriots karşısında, ki bahsettiğim hızlı Dolphins oyuncuları buradan ekmek çıkarabilirler gayet. Ayrıca Rodgers, baskı altında ligin en iyi QB’siyken bu sene –belki sakatlığının da etkisiyle- ligin en kötülerinden birine dönüşmüş durumda. Eski hızı olmadığı için topu karambole fırlatmak durumunda kaldığı çok pozisyon oldu ki bu alanda 39 throwaway ile lig lideri ve kendine yakışmayan INT’ler attı bu sezon (bu arada ikinci sıradaki Jared Goff’un 19 sıpıtışı var, yarısı bile değil). Ayrıca geçen haftaki maçta rakibin suratına tokat attığı için maçtan atılan Jermaine Whitehead’i de takımdan kesmiş durumdalar ki bu da savunmalarında bir eksik daha demek her ne kadar Whitehead o kadar önemli bir eleman olmasa da. Üstüne üstlük Dolphins’in ön yedilisi kağıt üzerinde kötü olsa da geçen hafta Darnold’ı epey darlamışlardı. Benzer bir performans gelir mi onlardan? Bu sebeplerden görmeden inanmam Packers’ın farklı ve rahat bir maç kazanacağına.

Los Angeles Rams (%66) – Seattle Seahawks (+10): Bir abartı handikap daha. Geçen haftaki yazımda Rams’in derin pas savunmasındaki sıkıntıların onlara nasıl sorunlar yaratacağından bahsetmiştim, ki maçta da bunu izledik. Geçen haftaki rakipleri Saints ligin en iyi derin pas hücumu yapan ikinci takımı Chargers’dan sonra. Peki 4. kim bu kategoride? Seahawks. Gene bu alanda yetkin Packers (5.), Vikings (3.) ve hatta gene Seahawks’ın ilk maçta skoru yakın tuttuklarını düşününce Rams’in nasıl olup da 10 sayıyla favori olduğunu insanın aklı almıyor. Evet, Seahawks’ın Saints’e kıyasla çok bariz bir zaafı var: OL’leri epey kötü durumda ki geçen hafta Chargers karşısında mağlubiyet de Wilson’ın 4 defa sack edilip 8 QB hit’e maruz kalmasıyla geldi bir noktada. Fakat buna rağmen, sene başından beri mükemmel bir bağlantı oluşturmuş Wilson-David Moore ikilisi maçın sonunda şu gafı yapmasa en azından uzatmaya gidecekti maç. Seahawks gayet güçlü ve de Playoff kovalayan bir takım. Rams’in bazı avantajları var tabii; Saints karşısında şok bir şekilde 35-14 geri düşseler de beraberliği yakalamayı bildiler, Aaron Donald önderliğinde ön yedilileri Wilson’ın hayatını epey zorlaştıracaktır (mesela geçen maç Donald harici kimse ne sack, ne QB hit alabilmişti ama o Saints muhafız hattının gücünden sebep bir gelişmeydi) ve de ilk yenilgilerini almış olmaları da motivasyon sağlayacaktır elbet. Fakat Red Zone’dan sayı üretme konusunda ligin en etkili takımlarından biri olan Seahawks’ın bu maçı biraz rekabetçi kılmasını beklemek gerek zannımca.

Philadelphia Eagles (-7, %66) – Dallas Cowboys: Cowboys defansının önemli bir parçası olan Sean Lee ve de zaten kısıtlı olan dış açık rotasyonunun önemli bir parçası olan Tavon Austin bu maçta forma giyemeyecekler sakatlıkları sebebiyle. Eagles hemen her önemli istatistiki kategoride Cowboys’a üstünlük sağlıyor: Red Zone hücumu/savunması, 3rd down hücumu/savunması, pas hücumu/savunması… Bir şey hariç: Koşular. Dallas temsilcisinin koşu savunması epey iyi (Jay Ajayi’nin sakatlığından sonra Eagles bu alanda epey sıkıntı çekiyor) ve de Eagles’ın koşu savunması da epey kötü (Ezekiel Elliott için iyi haber). Dallas geçen hafta gene kendisi gibi epey kötü bir OL’e sahip Titans ile oynamış, o maçta ilk çeyrekte farklı galibiyete uzanabilecekken QB Dak Prescott’ın fırlattığı INT ile bütün momentumunu yitirmişti. Öyle ki, 7 yaşındaki minik bir taraftar kulübün sahibi Jerry Jones’a “berbatız” temalı bir mektup yazdı bu hafta. Şimdi sorular şunlar: Eagles bu sezonki ilk 7 farklı galibiyetine ulaşabilir mi Cowboys karşısında? Yoksa Elliott ve Prescott ikilisi, özellikle son çeyrekteki Eagles disiplinsizliğinden faydalanıp skoru yakın tutar mı? Cowboys bu sene deplasmanlarda 17’den fazla sayı atamamış hiçbir maçta; ortalamanın üstü bir Eagles savunmasına karşı kaç sayı kaydedebilir? Bu sezon ilk defa açık açık eleştirilmeye başlanmış koç Jason Garrett, minik taraftarın mektubunun da etkisiyle takımını motive edebilir mi? Zor sorular. Galiba Eagles’ın hatlarına, Eagles QB’si Carson Wentz’in pozitif performans ivmesine ve de yeni transfer Golden Tate’in muhtemeln performansına daha çok güveniyorum.

San Francisco 49ers (-3, %64) – New York Giants: Bu haftanın finaline yakışır kötülükte bir başka maç. Taze QB Mullens, geçen hafta ligin en kötü ön yedilisine karşı şov yaptıktan sonra bu hafta DVOA’ya göre ligin en kötü 2. ön yedilisinin karşısına çıkacak. 49ers için bir kötü haber, kısıtlı zamanda epey iyi bir performans sergilemiş olan RB Raheem Mostert’in sakatlığı sebebiyle bir süre oynamayacak olması. Sezona iyi başlamış fakat durulmuş olan Matt Breida bu eksikliği telafi edebilir mi? Muhtemel. Zaten Twitter hesabı daha yeni doğrulanmış Mullens’ın ve de 49ers ön yedilisinin geçen haftaki performansını tekrarlayacak enerjisi varsa Breida’nın ne yapacağı pek de önemli olmaz zira ligin en kötü pas savunmalarından ve de muhafız hatlarından birine karşı oynuyorlar. Eli Manning, Giants OL’i ve de baş antrenör Pat Shurmur’un tecrübesizliğini bir arada düşününce, maçı kazanmaya daha yakın tarafın San Francisco ekibi olduğuna ikna oluyorum. Gene de bu Pazartesi gecesi maçında hiçbir sonuç beni şaşırtmaz. Zaten kimse de izlemeyecek muhtemelen.

Geçen haftanın handikap tahminleri: 7-6-0

Sezonun handikap tahmini toplamı: 59-69-6 (%46.1)

Geçen haftanın kim kazanır tahminleri: 7-6-0

Sezonun kim kazanır tahmini toplamı: 84-47-2 (%64.1)

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Sessizliği Kırmak

Sessizliği Kırmak

3 sene önce
Kazanmak

Kazanmak

4 sene önce
Dönemler Üstü

Dönemler Üstü

4 sene önce