Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolEve Dönüş: Nwankwo Kanu

Bir dönem Arsenal ve Afrika futbolunun önemli simalarından olan Nwankwo Kanu, artık mesaisini kendi kurduğu kalp vakfı için harcıyor.

Lawrance Ostlere’in kaleme aldığı bu yazının orijinali The Independent’ta yayımlandı.


Sessiz bir Londra sokağında Arsenal’ın eski golcüsü Nwankwo Kanu, bir sonraki randevusuna yetişmek üzere arabasına yerleşiyor. Aynı anda uzun rastalı saçlarıyla bir adam beliriyor ve kafasını açık camdan içeri uzatıyor: “Sen Kanu musun?”

Duygusal bir kucaklaşma ve özçekimin ardından adam, Kanu’nun kendisi için ne kadar çok şey ifade ettiğini anlatmak üzere kendisini toparlıyor. Kanu Arsenal’den ayrılalı 14 sene oldu, fakat Nijeryalı’nın ayağına adeta yapışan topla Highbury’de süzülüşü çoğu taraftarın zihninde silinmez bir iz bırakmış durumda.

Kanu, bugünlerde popülaritesini başka bir alanda kullanıyor. Emekliliğinden beri zamanının büyük bir kısmını Nijerya’daki Kanu Kalp Vakfı’na adıyor. Önümüzdeki ay için de başkent Abuja’da açacağı yeni kalp merkezini finanse etmek için Londra’da, eski Premier Lig yıldızları ile Afrikalı efsaneleri bir araya getirecek özel bir bağış maçı organize ediyor.

Kanu’nun da kendi kalbine yakın bir noktada sorun var. 1996’da Inter Milan’a katılırken doktorlar ciddi bir sağlık sorunu olduğunu fark ettiler ve onu aort kapakçığının yenileneceği bir ameliyat için Amerika’ya yolladılar. Bu ameliyat Kanu’yu yeşil sahalardan yaklaşık bir sene uzakta tuttu. “Yeniden futbola dönüp kupalar kazanmaya başladığım için Tanrı’ya minnettarım. Fakat Afrika’yı ve oradaki çocukları düşünmeden edemiyordum. Afrika’da hayat zordur. Üç tam öğün bulmak bile zorken check-up yaptıracak veya ameliyat olacak parayı nereden bulacaklar? Sonuçta bunlar pahalı şeyler.”

1999’da Arsenal’a transferinin ardından Kanu, kalp vakfını kurma kararını verdi. Afrika’nın farklı yerlerinde 500’den fazla çocuğun hayatını kurtaran tedavileri yapan, 200’ünün de bekleme listesinde olduğu beş adet hastane açtı. Kanu bağış maçının önemini vurguluyor: “Ne kadar fazla parayı ne kadar çabuk toplarsak, onlara o kadar çok yardım edebiliriz. Kalp, bekleyebilecek bir şey değil. Çok hızlı hareket etmeliyiz.”

Kanu, Arsenal’den eski takım arkadaşları Sol Campbell, Robert Pires ve Lauren’in maçta kesinlikle yer alacaklarını söylüyor ve muhabbet onları bir araya getiren ve 22 yıllık görevinden bu yaz ayrılan Arsene Wenger’e geliyor.

Kanu, Wenger’le ilişkisini anlatıyor: “O saygı duyduğum ve minnettar olduğum biri. Arsenal’e gelirken insanların benimle ilgili şüpheleri vardı fakat Arsene bana güvendi. Bu nedenle beni takıma katılmadan önce altı ay boyunca izlemiş. Her an telefonda konuşabildiğimiz türden bir ilişkimiz vardı. Vakfımın da düzenli destekleyicilerinden biri.”

“22 yıl çok uzun bir süre. O, kulübe her şeyini verdi. Onu özleyip özlemeyeceğimizi zaman gösterecek. Yeni menajerin (Unai Emery) karnesi, kendisi adına konuşuyor zaten. PSG’de çok iyi işler yaptı ve kupalar kazandı. O pozitif bir insan, başarabileceğine de inanıyor ve gelme sebebi de bu. Ona biraz zaman vermeliyiz. Arsenal bu sezon ligde şampiyon olursa, eğer oyuncular inanırsa ulaşılabilir bir hedef bu, büyük bir olay olur. Fakat ikincilik veya üçüncülük de önümüzdeki sezon için başarı sayılacaktır.”

Kanu, Batı Afrika’dan gelip Premier Lig’de yıldız olan bir futbolcu olarak bölgede tapılırcasına seviliyor. Afrika futbolu o zamanlardan sonra çok yol kat etti. Rusya’daki Dünya Kupası’na Nijerya da dâhil beş takımla katıldılar ve onlar için zirve bir yaz olması bekleniyordu. Fakat beş takım da henüz grup aşamasında elendiler. Didier Drogba, Yaya Toure ve Samuel Eto’o gibi efsane oyuncular şaşaalı kulüp kariyerlerinin sonlarına gelirken Afrika futbolu da bir yol ayrımına girecek gibi.

“Onlar gibi oyuncuların yerini doldurmak kolay değil fakat bu futbol, bazı oyuncular gider ve yenileri gelir. Onların yerlerini doldurabilirsek harika olur fakat kimse onlar gibi olamaz. Afrika’dan iyi oyuncular çıkmaya devam ediyor ancak Eto’o’nun oynadığı seviyeye çıkabilen yok. Ne olacak bilinmez, fakat biz burada konuşurken, henüz yerleri dolmuş değil.”

Sizce Afrikalı iyi oyuncular Avrupa’da hak ettikleri ilgiyi görüyorlar mı? Toure gibi oyuncuların Ballon d’Or kazanmış olmaları gerekmez miydi?

Didier Drogba, Yaya Toure ve Samuel Eto’o gibi efsane oyuncular şaşaalı kulüp kariyerlerinin sonlarına gelirken Afrika futbolu da bir yol ayrımına girecek gibi.

“O zor bir şey. Ballon d’Or büyük bir ödül, onu kazanan kişi zirvenin de zirvesinde bulunmalı. Bence hepsi harika oyuncular fakat onlardan daha iyileri vardı. Oy veren insanlar kararı verdiler. Benim Brezilyalı Romario’yu takip ettiğim zamanlarda, ona sorsaydınız kesinlikle dünyanın en iyi oyuncusunun kendisi olduğunu söylerdi ve Ballon d’Or umrunda bile olmazdı. Ona göre en iyi kendisiydi ve gerisi boştu. Bu hoşuma giderdi. Olumlu bir enerjidir bu.

Olumlu enerji, Kanu’nun vakfının kendine misyon edindiği şeylerin çoğunu ifade ediyor. Tedavi gören çocukların yüzlerine yeniden bir gülücük kondurmak… Kanu şimdi kramponlarının tozunu alıp hem Premier Lig efsanelerine hem de Afrikalı yıldızlar karmasına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. O, başlangıcının üzerinden 20 yıl geçen projesine devam ederken iki taraf için de onların zarafetine layık daha uygun çok az oyuncu bulabilirdi.

“Sert bir maç olacak. Premier Lig oyuncuları kazanmak istiyor fakat konuşma şansı bulduğum Afrika efsaneleri, bana onları yok edeceklerini söylediler! Ancak gerçek kazanan çocuklar olacak. Yaptığınız işlerin sizi mutlu ediyor olması çok önemlidir ve ben çok mutluyum çünkü hayat kurtarmak, kupa kazanmaktan çok daha anlamlı. Kupa kazanmak da iyidir ama ölüm döşeğindeki birini kurtarmak, ona umut vermek, bu benim için çok şey ifade ediyor.”

Çeviri: Barış Öztürk

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce