2018 Dünya Kupası finalinde Fransa’nın rakibini belirleyecek yarı finalde Hırvatistan-İngiltere karşı karşıya… Bundan yaklaşık bir ay önce, belki de -iki teknik direktör Zlatko Dalic ve Gareth Southgate de dahil- kimsenin yarı final adayı olmayan iki ülke önlerindeki az taşlı yolu iyi değerlendirdi ve soluğu yarı finalde aldı. Hırvatistan, kötü bir turnuva geçiren Arjantin’i grupta perişan etse de son 16’da Danimarka’ya karşı, çeyrek finalde de Rusya önünde iyi bir sınav vermedi. İki turu da penaltılar sonunda geçebilen Hırvatlar, fiziksel olarak da bu 240 dakikanın yükünü omuzlamak zorunda. Rusya’ya karşı uzatma devrelerinde hem kaleci Danijel Subasic’in hem de bek Sime Vrsaljko’nun sakatlandıklarına tanıklık etmiştik. Özellikle Vrsaljko’nun durumu biraz daha ciddi ve 26 yaşındaki savunmacı her ne kadar “Ne olursa olsun” oynayacağını söylese de durumu maç saatine dek değişkenlik gösterebilir.
Dalic, Rusya’nın daha savunma odaklı bir yapıya sahip olacağını bildiği için orta alandaki Luka Modric ve Ivan Rakitic’in önüne bir de Andrej Kramaric’i eklemişti. Bu maçta ise Danimarka ve Arjantin maçlarında olduğu gibi iki yıldızının arkasında savunma özellikleriyle öne çıkan Marcelo Brozovic’i kullanabilir. 1998 Dünya Kupası’nda Fransa’yı yenip üçüncü oldukları günün yıldönümünde Hırvatlar bir başka ilki yaşamak istiyor.
İngiltere tarafında ise tarihlerindeki ilk Dünya Kupası seri penaltı zaferini yaşadıkları Kolombiya maçının ardından çeyrek final biraz daha rahat geçti. İsveç’e karşı iki golle gülen İngiltere, kaleci Jordan Pickford’ın birkaç kritik kurtarışının da yardımıyla maçın sonunu çok kaygılanmadan getirmesini bildi. İngiliz kampından gelen bilgiler, herhangi bir sakatlık sorununun olmadığı yönünde ve Southgate’in kupa boyunca kullandığı ideal 11’ine sadık kalması bekleniyor. Yine de eğer bir değişiklik tahmini yapmak zorunda olsak, Modric-Rakitic ikilisinin etkinliğini azaltmak adına Alli-Lingard’dan birini kesip Eric Dier ya da Ruben Loftus-Cheek’in Henderson’a yardımcı olmak için orta sahada yer alabileceğini öne sürebiliriz.
Özellikle İsveç maçında karşı karşıya kaçırdığı iki pozisyonla eleştirilere maruz kalan Raheem Sterling için gerek Southgate gerekse de takım arkadaşları övgü dolu sözler sarf ettiler. Yer yer ağır kalabilen Hırvat savunmasına karşı Sterling, süratiyle ön plana çıkabilir.
İki ülkenin Euro 2008 elemelerinde Wembley’de oynadıkları maç hâlen İngiliz basınının hafızasında yer ediyor. O maç yüzünden 15 yıl sonra ilk kez büyük bir turnuvaya katılım hakkı elde edemeyen İngiltere’nin başında o dönem Steve McClaren, Hırvatistan’ın başında ise Slaven Bilic vardı. Kalanını biliyorsunuz; Bilic’in Hırvatistan’ı İngiltere’yi yenip Avrupa Şampiyonası’na katıldı, çeyrek finalde Türkiye’yle eşleşti ve 119’da öne geçmesine rağmen elenmekten kurtulamadı. İngiliz futbolu, o hayal kırıklığının intikamını 10 yıl sonra alarak tam 52 yıl sonra yeniden Dünya Kupası finaline çıkmak istiyor. Kim bilir, belki de gerçekten futbol evine dönüyor…