Dört takımın da matematiksel olarak gruptan çıkma olasılığı bulunduğu F Grubu, tam anlamıyla bir arapsaçı. Öyle bir bilinmezlik hakim ki takımlar bir yandan maçlarını yaparlarken diğer yandan da grubun diğer maçına kulak kabartacaklar. Diğer karşılaşmanın skoruna göre sahadaki dizilişler ve mentalitelerde anlık değişimler meydana gelecek. Biz de bir elimizle kim üst tura çıkar hesapları yaparken, diğeriyle maçlar arasında bolca zap yapacağımız bir 180 dakika yaşayacağız.
Meksika maçında boynu bükülen, İsveç karşısında da son dakika mucizesiyle Dünya Kupası’na veda etmekten kurtulan Almanya, en az iki farklı kazanmak zorunda olan Güney Kore karşısına Boateng’ten yoksun olarak çıkıyor. Joachim Löw’ün ciddi olarak tartışıldığı bu günlerde, koltuğunu sağlama alabilmesi için kazanması şart fakat F Grubu’nun dört bilinmeyenli denkleminde kazanmak bile yetmeyebilir. İlk 11’de radikal değişiklikler görmemiz muhtemel.
Güney Kore’yse hızlı ve tempolu futbolunu turnuva boyunca sergileyecek ortamı bir türlü yakalayamadı. İsveç maçında sağ kanadı domine etmeye başladıkları sıralarda kalelerinde şanssız bir gol yediler ve kapanan İsveç karşısında set oyununa otumak zorunda kaldılar. Dolayısıyla etkili olamadılar. Aynı senaryo Meksika maçında da gerçekleşince sıfır puanla grubun dibine demir attılar. Ancak bu onların teslim olduğu anlamına gelmesin. Eğer erken bir gol bulabilirlerse, yıldızları Son ile Almanya ve Löw’e çok zor anlar yaşatabilirler.
