2018 Dünya Kupası bugüne kadar savunma takımlarının ön plana çıktığı ve bu şekilde avantajı ele geçirdiği maçları bize getirdi. Bunlardan biri de -en azından ilk yarısını ele alacak olursak- Belçika-Panama maçıydı. Panama ilk 45 dakika itibarıyla turnuva genelindeki birçok takımın yaptığı gibi gol yememe üzerine olan planını uygulamaya koymuştu. Belli bir yere kadar başarılı da oldular, “Acaba fark olur mu?” sohbetlerinin aksine devreyi 0-0’ta bitirdiler. Fakat ikinci yarıda Belçika’nın yıldızları kilidi açıp turnuvanın o güne kadar göze en çok hitap eden oyunlarından birine imza atmıştı. Belçika’nın, Tunus karşısında da Panama maçının ikinci yarısındaki performansından daha farklı bir şey beklediğimizi söylemek biraz gerçek dışı olur. Zira ilk maçı kayıpsız geçen Roberto Martinez’in öğrencilerinin bundan sonraki hedefi Tunus karşılaşmasında da üç puanı alıp İngiltere’yle oynanacak muhtemel bir liderlik maçına iyi bir averajla ve altı puanla çıkmak.
Tunus’a gelecek olursak, onlar da İngiltere karşısında maçın büyük bir bölümünü 1-1’lik skorla götürdüler. Fakat maçın ilk golüne de imza atan Harry Kane’i 90. dakikada arka direkte unutmak gibi affı olmayan bir hata yapınca sahadan elleri boş ayrıldılar. Girişte söylediğimiz gibi, düşük profilli birçok takım adapte olması daha kolay olduğundan savunma ağırlıklı bir oyun oynuyor. Tunus da bu yola başvurmayı denedi fakat İngiltere karşısında özellikle ilk 20-25 dakikada planlarını pek de iyi uygulayamadılar. İngiltere gibi hücum gücü Belçika’ya göre daha düşük olan bir takım karşısında böyle sorunlar yaşayan Tunus’un Belçika’nın ölümcül hücum hattıyla nasıl baş edeceği elbette büyük soru işareti.