Kosta Rika, 1990 Dünya Kupası’nda Brezilya, İskoçya ve İsveç’in olduğu gruptan ikinci olarak çıktığında büyük bir sürprize imza atmışlardı. Tam 24 sene sonra daha büyük bir şok yaşatacaklar ve İngiltere ile İtalya gibi iki büyük ekolü alt ederek Dünya Kupası ikinci turuna adlarını yazdıracakalardı. İyi işler çıkardıkları bu iki turnuvada ‘sürpriz’ kontenjanında yerini alan Kosta Rika, özellikle Brezilya 2014’te yaptıklarından sonra Rusya’ya hiç de ‘bu takıma dikkat’ uyarısıyla gelmedi. Zaten bir şeyler yapabilecek bir ekip olarak görülüyor ve kalelerinde Real Madrid ile büyük maçlar çıkaran Keylor Navas gibi mühim bir isim de var. Fakat bu turnuva sadece kendi kanıtlamış futbolcular için bir sahne değil. Dört sene öncenin umut vadeden ama henüz potansiyelini üst seviyede gösterememiş Joel Campbell gibi bir ismin de son şansı olabilecek bir organizasyon.
Sırbistan ise elemelerde sonuca odaklı futbolu nedeniyle eleştirilmiş ve kadroyu da iyi kullanmadığı düşünülen Slavoljub Muslin ile yolları ayırıp, takımın patronluğuna Mladen Krstajic’i getirmişlerdi. Krstajic’in ilk işi, altyaş milli takımlar seviyesinde önemli işler yapan oyuncuları A Takım’a çıkarmak oldu. Bunların en meşhuru Lazio’da top koşturan ve Muslin’in kadroya almadığı Sergej Milinkovic-Savic idi. Sırbistan, büyük genç yeteneğinin yanında Kolarov ve Matic gibi sezonu iyi geçiren yıldızlarıyla Rusya’ya geldi. Onları sıkıntıya sokabilecek tek şey, Schalke’li stoper Nastasic’in sakatlığı ve santrfor bölgesinde Mitrovic dışındaki alternatif kıtlığı. Kağıt üstünde baktığımızda Sırbistan’ın önde olduğunu söyleyebiliriz bu maç için. Ama Kosta Rika’nın 2014’ten kalma tecrübesini de göz ardı etmemek lazım. Brezilya’nın da bu grupta olduğunu düşünürsek, iki takım için de üç puanla başlamak paha biçilmez olacak…
