İlk olarak Tom Willams imzasıyla Bleacher Report’ta yayınlanan bu yazının orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.
Sarı. Yeşil. Sarı. Yeşil.
Çoğu oyununun asla girmeyeceği ve onun yürümeyi tercih ettiği bu yola saygı göstermeniz için, Cedric Bakambu’nun kulüp kariyeri boyunca giydiği formalardaki renklere bakmanız yeterli: Sochaux, Bursaspor, Villarreal ve şimdi, transferi için 65 milyon sterlin’lik (91 milyon dolar) bir miktarı gözden çıkararak onu en pahalı Afrikalı sporcu yapan Beijing Guoan. Asil bir mavi yok, dikkat çekici bir kırmızı yok, ya da çubuklu formalar yok. Sarı, yeşil, sarı, yeşil.
Bakambu’nun Beijing’e transferi, ay başlarında, ülke dışından gelen futbolculara uygulanması muhtemel %100’lük vergi kesintisi tartışmalarının gölgesinde gerçekleşti. Ayrıca bu transfer, yıldız oyuncuların en iyi dönemlerinde Çin’e gitmesiyle alakalı kibirli yorumları da tekrar ayyuka çıkardı. Bakambu’nun durumunda, onun diğer oyunculara nazaran sahip olduğu göreceli düşük profilli kariyeri ise ona olan ilgiyi bir üst seviyeye çıkartıyor.
Bakambu, büyük bir Avrupa kulübünde hiç oynamadı. Büyük bir kupa kazanmadı. Dünya Kupası’nda oynamadı. Tüm bunlara rağmen, Beijing Guoan’ın bu kadar yüksek bir miktarı onun için gözden çıkarmasının sebebi neydi?
Abedi Pele, George Weah ve Samuel Eto’o gibi Afrika’nın en iyilerinin yanına yaklaşamamasına rağmen, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden çıkmış Bakambu, kararlarındaki soğukkanlılığı sayesinde kendisine zengin ve değişik hikâyelerle dolu bir kariyer edindi.
Genç takımlarda Antoine Griezmann’ı gölgede bırakmasından, La Liga’da Lionel Messi’yi gol krallığı yarışında kovalamasına kadar birçok anekdota sahip. Çoğunu zor yoldan yapmış olsa da yüzündeki gülümsemeyi hiç kaybetmedi.
Ailesi Kongolu olan Bakambu, Paris’te doğdu ve şehrin güneydoğusunda kalan Vitry-sur-Seine’de büyüdü. Paris Saint-Germain taraftarıydı. 15 yaşında Sochaux’nun genç takımına katılmadan önce içinde yaşadığı şehrin takımlarından ES Vitry ve US Ivry’de forma giymişti. Sochaux’nun yolunu tutmadan önce gittiği okulun müdürünün “Senden çok iyi mühendis olur.” tavsiyelerini de dikkate almamıştı.
Sochaux genç takım antrenörü Jean-Sebastian Merieux, Fransa’nın doğusunda kendini gösteren ve defalarca kulağını çektiği bu yetenekli atak oyuncusunu elbette anımsıyor.
“Chateau”’dan (Sochaux’nun genç oyuncularının kaldığı yer) okula yavaş bir şekilde giderdi. Chateau’dan soyunma odasına yine ağır ağır hareket ederdi. Kendisi de biraz umursamaz olabildiğini kabul ediyordu. Onu sürekli dürtmeniz gerekirdi.”
“Patlayıcılığı halihazırda oldukça iyi durumdaydı; fakat sahip olduğu tekniğe göre hızı biraz fazlaydı. Her genç oyuncu için yaptığımız gibi, onun bu özellikleri üzerinde çok çalıştık. Onun süratiyle tekniğini birleştirmesi için sabırlı olmamız gerekti.”
Merieux ve Sochaux’daki diğer antrenörlerin, ellerinde nasıl bir yetenek olduğunu anlamaları ise Bakambu’nun 19 yaşına girdiği, 2009-2010 sezonu sırasında gerçekleşti. Hücumda birden fazla pozisyonda görev alan Bakambu, takımının Fransa’daki Gençler Kupası’na tekabül eden “Coupe Gambardella”’da finale çıkmasında başrollerden birisi olmuştu. Stade de France’da oynanan finalde açılış golünün altına imzasını atsa da, kupayı normal sürede gelen 1-1’lik beraberliğin sonunda yapılan penaltı atışları sonucunda kaybetmişlerdi.
Grenoble’daki zamanlarında genç Olivier Giroud ile beraber çalışmış Merieux ise şunları söylüyor: “O yıl, onun çok iyi yerlere geleceğini anlamıştık.”
“Kendisine her geçen gün daha fazla güvenmeye başlamıştı ve gol pozisyonlarını değerlendirme konusundaki başarısını oldukça artırmıştı. 13 veya 14 yaşlarında çok iyi olan birçok genç görürsünüz. Önemli olan yirmi yaşında çok iyi olmaktır. Ve o, yirmi yaşındayken çok iyi durumdaydı.”
“Hücumun liderliğini üstlenmişti. Düğümlenen maçların adeta çilingiriydi. Finalde, sahanın en iyisiydi. Cedric takımdayken, pozisyonlar yaratabileceğimizden ve rakiplerimizin canını yakacağımızdan emindik.”
Bakambu, genç takımlar seviyesinde, Fransa tarafından kapılmıştı bile. O yaz döneminin devamında, Avrupa 19 Yaş Altı Gençler Şampiyonası’nı düzenleyen ülkenin takımı olarak şampiyonluğa yürüdükleri yolda, takımı için çok önemli bir rol üstlenmişti. Francis Smerecki’nin kadrosunda Antoine Griezmann ve Alexandre Lacazette gibi isimler mevcuttu. Fakat Caen’da oynanan finale gelmelerinde ve finalde İspanya’yı geriden gelerek 2-1 mağlup etmelerinde başrol yine Bakambu’ya aitti. Kaydettiği üç golle ise turnuvanın en fazla gol atan oyuncuları listesinde kendisine ikinci sırada yer bulmuştu.
Ertesi yıl, Smerecki aynı oyuncu grubuyla beraber Kolombiya’daki Dünya 20 Yaş Altı Gençler Şampiyonası’nda yer aldı ve takım turnuvayı dördüncü bitirdi. Mali karşısında kazandıkları 2-0’lık maçta attığı gol aynı zamanda turnuvadaki tek golüydü. Buna rağmen, Bakambu bir maç haricinde tüm müsabakalarda forma giymişti. Gelecek için umut vadeden Fransız futbolcular listesinde de kendisine bir yer edinmişti.
Gençler seviyesinde Bakambu, milli takım ile beraber herkesi etkilerken, Sochaux da Ligue 1’de üst sıraları zorluyordu. İsviçre-Fransa sınırında bulunan kulüp, Francis Gillot yönetiminde büyük bir sürprize imza atarak, 2010-2011 sezonunu beşinci sırada tamamlamıştı.
Takımın as forvetleri Brown Ideye ve Modibo Maiga’nın takımdan ayrılmasıyla Bakambu, kendine as takımda yer bulmuştu. Her ne kadar onun için işler yolunda gitmeye başlasa da maalesef takım için aynı şeyleri söylemek mümkün değildi. Zira Sochaux, alt sıralara doğru düşmeye başlamıştı. Avrupa Ligi’ne katılmalarının üç yıl sonrasında, yani 2014 yılında, bir alt ligin yolunu tuttular. Bakambu da yeni bir kulüp arayışına girdi.
Sezon başlarında France Football’a verdiği demeçte ise Bakambu bu konuyla alakalı şunları söylemişti: “Ligue 2’ye düştüğümüz zamanlarda, gençtim ve Fransa genç takımlarında kendimi gösteriyordum. Bu yüzden, kendime Ligue 1 takımı bulmanın kolay olacağını düşünmüştüm. Fakat böyle olmadı.”
“Tabir-i caizse bu dönem suratıma atılmış sert bir tokat gibiydi. Bu yüzden bir kumar oynadım ve Türkiye’nin yolunu tuttum. Özgüvenimi tekrar kazanmak ve gollerimi atmak için almam gereken bir riskti… Aldığım en zor karardı. Ailemle birçok sorun yaşamama da sebep oldu. Benim için hiç kolay olmamıştı, çünkü kimse bu kararı neden aldığımı anlamamıştı.”
2014 yaz transfer döneminin kapanmasına saatler kala, Bakambu Bursaspor ile sözleşme imzalamıştı. Kendisinin “çılgın kumar” olarak niteleyeceği bir hareketti. Türkiye’nin kuzeybatısında yer alan ve endüstriyel bir şehir olan Bursa’ya ilk yolculuğunda, Sochaux’nun maçlarını yaptığı yer Montbeliard’da Türk lokantası işleten bir arkadaşını, tercümanı olarak yanında getirmişti.
Transferi için sadece 1.8 milyon Euro verilen ve sözleşmesi bulunmayan bir Fransız 2. Lig oyuncusuna göre, taraftarlar Bakambu’ya iyi bir karşılama töreni hazırlamıştı. Posta kodlarının 94 ile başladığı memleketi Val-de-Marne’a ithafen 94 numaralı formayı aldı.
Bursaspor teknik direktörü Şenol Güneş’in 4-2-3-1’lik sisteminde Bakambu, kendine sol açıkta yer bulmuştu. Bu da güçlü olan sağ ayağını kullanarak kanattan içeriye doğru kolayca kat etmesini sağlıyordu. Ekim ayı içerisindeki bir haftada Eskişehirspor ile içeride oynadıkları ve 2-2 biten maçın sonlarında attığı golün ardından Balıkesirspor’a karşı 5-0 galip geldikleri maçta 16 dakikada kaydettiği hat-trick, Bursaspor taraftarlarını adeta mest etmişti.
Bir diğer kanat oyuncusu Volkan Şen ve Brezilyalı santrafor Fernandao’nun da bulunduğu güçlü bir hücum hattının içerisinde kendine yer bulmuş Bakambu, harika performansını oynadığı tüm kulvarlarda kaydettiği 21 gol ile taçlandırmıştı. Taraftarlar ona “Bakagol” lakabını takmıştı.
Bursaspor’u 1987 yılından beri takip eden Türk gazeteci Serkan Yetişmişoğlu, onun hakkında şu sözleri söylüyordu: “Kişiliği ve sahadaki performansıyla taraftarların gözdesi haline gelmişti.”
“Kulübün ünlü “timsah yürüyüşü” sevincinin mucidi Ugandalı Majid Musisi’den sonra en çok sevilen Afrikalı oyuncu olduğunu söyleyebilirim. Onun İspanya’ya gittiğini öğrendiklerinde taraftarlar adeta yıkılmıştı. Fakat kulüpten ayrılmasına rağmen, burası ile bağlarını hiç koparmadı. Bursaspor’un kazandığı maçları hala Instagram ve Twitter üzerinden kutluyor.”
Bakambu, Avupa’nın önemli liglerine transfer olabilecek bir oyuncu olduğu kanıtlamak için Türkiye’de iki yıl geçireceğini düşünmüştü. Fakat Bursa’daki ilk sezonunda gösterdiği performans, ona henüz ilk yılında Avrupa kapılarını açmıştı. Sonrasında da 7 milyon Euro’luk bonservis bedeli karşılığında 2015 Ağustos’ta Villareal ile beş yıllık bir sözleşme imzaladı.
Bakambu için Villareal, gerçek evinden uzakta bir “ev” gibiydi. Muz sarısı yeni formasında, Sochaux ile geçirdiği ilk yılların izlerini görmüştü. Evindeymiş gibi hissediyordu. Bu konuyla alakalı, Merieux şöyle diyordu: “Sochaux’da hissettiği aile ortamının aynısını burada da hissettiğini söylemişti. Cedric’in tek ihtiyacı ona çevresinde ailesi gibi hissettiren basit bir ortamın bulunması.”
El Madrigal’deki ilk sezonunda Bakambu, Roberto Soldado ile mükemmel bir uyum yakalamıştı. Adaptasyon sürecini çok çabuk atlatmıştı. Villareal’in Avrupa Ligi’ndeki yarı final yürüyüşüne dokuz golle katkı vermişti; ki turnuvanın gol kralı Artiz Aduriz’in hemen arkasından en golcü ikinci oyuncu olmuştu. Sezonu da tüm kulvarlarda attığı 22 golle kapatmıştı.
Sezon öncesinde kalçasından geçirdiği sakatlık, Soldado’nun bileğindeki sakatlıkla da birleşince, Bakambu ikinci sezonunda sadece 12 defa fileleri havalandırdı. Fakat bu sezonun başında AC Milan’dan kiralık olarak takıma katılan Kolombiyalı santrafor Carlos Bacca ise yeni bir birlikteliğin habercisi olmuştu.
Bakambu ve Bacca sezona müthiş bir giriş yapıp sezonun ilk yarısında 22 golün altına imzalarını atmışlardı. Sarı Noel Baba şapkalarıyla “Jingle Bells” eşliğinde “Bacca y Bakambu’’yu beraber söyledikleri Noel videosu da epey ses getirmişti.
La Liga’da Ekim ayının futbolcusu seçilen Bakambu, bunu başaran ilk Afrikalı futbolcu olmuştu. Ve lige kış tatili sebebiyle ara verildiği vakitlerde gol krallığı sıralamasına bakıldığında ise, Lionel Messi, Iago Aspas, Luis Suarez ve Simone Zaza’nın hemen arkasında bulunuyordu.
Fransa’yı 33 defa genç takımlarda temsil etmiş olan Bakambu, Steve Mandanda ve Blaise Matuidi gibi Kongo kökenli Fransız futbolcuların yaptığı şeyi tekrarlamak istiyordu: Fransa as milli takımının formasını giymek.
Sochaux’da bu hayalini gerçekleştirmek için çaba gösterse de, oyuncu seçimi sıralamasında oldukça aşağılarda bulunuyordu. Ve 2013 yılında, Kongo as milli takımı teknik direktörü Claude Le Roy, Bakambu’yu, ailesinin doğduğu ülke için oynaması konusunda yoklamıştı.
Mart 2015’e kadar bekledi. Ta ki Le Roy’un halefi Florent Ibenge onu Demokratik Kongo kadrosuna çağırana dek. Ibenge yönetimindeki Leoparlar, bir ay öncesinde Ekvator Ginesi’nde düzenlenen 2015 Afrika Uluslar Kupası’nı üçüncü sırada tamamlamışlardı.
Bakambu bu seçimiyle alakalı L’Equipe ‘e şöyle konuşmuştu: “İnanılmaz derecede zor bir karardı, çünkü ağır sonuçları vardı. Geriye doğru bir adım atıp, resime büyük çerçeveden bakmaya çalıştım. Ve bu seçimim için tüm sorumluluğu üzerime aldım. Les Blues için elbette bir hayal kırıklığı vardı ve hala onların en büyük destekçilerinden biriyim. Ama tekrarlıyorum, sorumluluk tamamen bana ait.”
Ailesinin etkisiyle Demokratik Kongo’daki yerel dillerden Lingala’yı öğrenerek büyümesine rağmen, Bakambu daha önce hiç bu ülkeyi ziyaret etmemişti. 2015 yılında Kinshasa’yı ilk ziyaretinde ise büyülenmişti. “Henüz oynamama rağmen benim posterlerimi hazırlamışlardı. Bu gerçekten çok farklı bir şey. Futbol sayesinde ülkemi keşfetmiştim.”
2015’in sonuna kadar Bakambu İspanya’da oynamaya, Messi ve Ronaldo gibi yıldızlarla dünyanın en önemli statlarında omuz omuza mücadele vermeye devam etti. Shabani Nonda’ya 2000’li yılların başlarında Monaco ile gösterdiği performansından sonra görülen “eve geri dönüş” övgüleri, Bakambu ile beraber tekrar duyulmaya başlanmıştı.
“Cedric Bakambu Villareal için oynamaya başladığı an, bütün Kongolular Villareal taraftarı oluyordu.” diyor Kongolu gazeteci Dickson Yalla.
“Maçı ne zaman olursa olsun, ülkedeki her caddede, onları izleyen büyük bir kalabalık bulabilirdiniz. Buradaki insanlar genelde Barcelona veya Real Madrid’i destekler; fakat “Sarı Denizaltı”nın maçı varsa, herkes televizyon başındadır. Bir keresinde Bakambu’nun Barça veya Real’e attığı golden sonra insanların çılgınlar gibi bağırdığını hatırlıyorum. Bu öyle bir çığlıktı ki, insanlar milli takımımız gol attığında bile bazen bu kadar sevinmiyor. O kadar büyük bir gürültüydü ki… ”
Geçtiğimiz sene düzenlenen Afrika Uluslar Kupası’nda, Ibenge, takım kaptanı Dieumerci Mbokani’yi tekli santrafor olarak oynatmayı tercih etmiş, Bakambu’yu turnuva boyunca yedek kulübesinde oturtmuştu. Taraftarlar ise sosyal medyada bu tercihe oldukça sert tepkiler göstermişti. Bakambu, Gana’ya çeyrek finalde kaybettikleri karşılaşmanın sadece son yedi dakikasında sahadaydı. Fakat sonrasında, Dünya Kupası’na katılmak için verdikleri mücadelede takımın odak noktası o olmuştu. Her ne kadar Tunus’a kaybetmiş olsalar da.
Bakambu’nun milli kültür içindeki yeriyle birlikte, onun Demokratik Kongo’daki taraftarlarını kızdıran tek şey, İspanya futbolunun parlak spot ışıklarından bir bilinmezliğe doğru yolculuğu oldu.
“Kongoluların büyük bir kısmı Bakambu’nun İspanya’dan Çin’e gitmesine oldukça tepkiliydi. Onun, kariyerini çöpe attığını düşünüyorlardı.” diyor Yalla.
“Lingala dilinde şöyle bir atasözü var: Biloko ya ba chinois ewumelake te. Anlamı; Çin’den gelen hiçbir şey sonsuza dek sürmez. İnsanlar da doğal olarak şunu düşünüyor; en önemli forvetimiz İspanya’dan Çin’e gittiyse, iyi bir durumda olmayacak.”
“Elbette, taraftarlar sonrasında onun sadece kendi işini yaptığı gerçeğini kabul etmeye başladılar; fakat tekrar bir araya gelmelerini sağlayacak bir sonraki milli maçta onun ne yapacağını merakla bekliyorlar. Kuşkular elbette var.”
Brezilyalı ortasaha Renato Augusto ve İspanyol ikili Jonathan Soriano ve Jonathan Viera’nın da kadrosunda bulunduğu Beijing Guoan’a katılan Bakambu, Çinli kanat oyuncusu Wei Shihao ile beraber aynı kanatta oynuyordu. 2017 sezonunda ligi dokuzuncu tamamlayarak hayal kırıklığı yaratan kulübün en önemli hedefi ise Asya Şampiyonlar Ligi’ne yeniden katılmak. Geçtiğimiz Pazar günü, Fabio Capello’nun çalıştırdığı Jiangsu Suning karşısında 2-1’lik galibiyeti göğüsledikleri maçta ise Bakambu, takımının bu sezon attığı ilk golün sahibi oldu.
Bakambu önümüzdeki ay içerisinde 27 yaşına girecek; ki genelde futbolcuların kariyerleri açısından zirve yaptığı yıllara adımını atmış olacak. Barcelonalı Paulinho örneğinde olduğu gibi, Avrupa futbolunda yüksek seviyede bir kariyer için, Çin’e transfer sadece gidişi olan bir uçak bileti olmak zorunda değil.
Bakambu önceden de birçok risk aldı. Türkiye’ye gitmesi, oynayacağı milli takım olarak Demokratik Kongo’yu seçmesi… Ve hepsinden de bir şekilde karlı çıktı. Bu yüzden, bir gün Avrupa’daki büyük kulüplerden birinin forması altında onu göremeyeceğimizi söylemek yanlış olur. Tabii sadece sarı veya yeşil renkler altında oynamamayı kabul ettiği sürece.
Çeviri: Gökhan Önder Aksu