Geçtiğimiz hafta sonunda oynanan Liverpool-Manchester City maçının yankıları hala sürüyor. Liverpool’un 4-3’lük skor ile göğüslediği maç, aynı zamanda Jürgen Klopp ve Pep Guardiola’nın 12. randevusuydu. Daha önceki maçlarda Guardiola’nın beş, Klopp’un dört galibiyeti bulunurken, iki maç da berabere sonuçlanmıştı.
Son zaferle beraber Klopp rakibine karşı en fazla galibiyet alan teknik adam unvanını da ele geçirmiş oldu. Gelin, bu galibiyetleri kısaca hatırlayalım:
1) Borussia Dortmund – Bayern Münih, Almanya Süper Kupası, Temmuz 2013: 4-2
Önceki sezon Jüpp Heynckes’in yarattığı ihtişamlı Bayern Münih, iddialı olduğu her kulvarda zafere ulaşmıştı: Bundesliga, Almanya Kupası, Şampiyonlar Ligi… Heynckes bu tarihi sezondan sonra emekliliğini açıklamıştı. Takımın kurulu düzeni devam ettirebilecek birine ihtiyacı vardı. Bu isim, Barcelona’dan ayrıldıktan sonra kariyerine kısa bir ara veren Pep Guardiola’dan başkası değildi. Yeni takımıyla ilk ciddi sınavında ise, karşısına Klopp’ün sistemi tamamen oturttuğu bir Borussia Dortmund çıktı. Son sezon, Dortmund için de güzel geçmişti: Lig ikinciliği, Almanya Kupası Finali ve belki de en önemlisi Real Madrid’i eleyerek oynadıkları Şampiyonlar Ligi Finali. İşin kötü yanı, bu üç kulvarda da Bayern Münih’in kıl payıyla arkasında kalmışlardı.
Bu maç, aynı zamanda iki teknik adam arasındaki ilk buluşmaydı. İlk raundun galibi ise 4-2’lik skorla Klopp ve Dortmund’du. Klopp’un tam saha pres ve sürekli dikine oynamaya dayanan futbol anlayışı, Bayern’i zorlarken, kalede Neuer’in olmayışı ve Van Buyten’in kendi kalesine attığı gol de işin tuzu biberi oluyordu.
2) Bayern Münih – Borussia Dortmund, Almanya Bundesliga, Nisan 2014: 0-3
Nisan 2014’te Bayern Münih çoktan ligi süpürmüş, şampiyonluğunu ilan etmişti. Bundesliga tarihinde ilk kez bir takım, daha Mart ayında matematiksel olarak ligin zirvesini garantiliyordu. Şampiyonlar Ligi yarı finalde Real Madrid’le oynanacak maçların yakın tarihlerde yer alması, Bayern tarafını etkileyen faktörlerden biriydi. Dortmund cephesinde ise bu maç oldukça önemliydi, zira ikincilik yarışında, Ruhr derbisindeki azılı rakibi Schalke’nin nefesini enselerinde hissetmeye başlamışlardı. Bu şartlar altında oynanan maçta, Klopp’un öğrencileri Allianz Arena’da mükemmel bir futbol oynayarak 3-0’lık net bir skor alıyor ve Bayern’in sezon içinde aldığı en ağır yenilgilerden birine imza atıyordu. Bayern, bu yenilgiyle beraber Kasım 2011’den beri ilk defa art arda iki maç kaybetmişti.
3) Borussia Dortmund – Bayern Münih, Almanya Süper Kupası, Ağustos 2014: 2-0
Bayern’in Almanya Kupası ve Bundesliga’yı kazanarak duble yaptığı 2013-14 sezonu sonrasında, yine bir Almanya Süper Kupası buluşmasında Dortmund ve Bayern karşı karşıya geliyordu. Ribery ve Robben’den yoksun bir Bayern Münih’in karşısında tam kadro sahada olan bir Borussia Dortmund vardı. Üstelik maçın Signal Iduna Park’ta olması, Klopp için tüm şartları daha da elverişli hâle getiriyordu. Dortmund’da geçirdiği zaman içerisinde dünya çapında bir yeteneğe doğru evrilen Robert Lewandowski’nin sezon öncesinde Bayern’e transfer olması ve bu maçta ilk 11’de yer alması, maça drama katan detaylardan biri olmuştu. Maç bittiğinde ise, tıpkı bir önceki sezonda olduğu gibi Borussia Dortmund ve Klopp kupayı havaya kaldıracaktı.
https://www.youtube.com/watch?v=kPXKLOKRmpI
4) Liverpool – Manchester City, İngiltere Premier Ligi, Aralık 2016: 1-0
En son Almanya Kupası yarı finalinde karşılaşan ikili, bir buçuk sene sonra başka bir ülke ve müsabakada karşı karşıya geliyordu. Liverpool, korkunç bir sezon başlangıcının ardından, Brendan Rodgers ile yolları ayırmıştı. Yerine gelen isim ise Jürgen Klopp olmuştu. Kendisini, Mourinho’nun aksine, “normal biri” diye tanımlamıştı imzayı atarken. Takım, Klopp ile beraber hayat belirtileri gösterse de 2015-2016 sezonunu sekizinci sırada bitirebilmişti.
Manuel Pellegrini yönetiminde sezonu dördüncü bitiren Manchester City ise daha büyük hedeflere gözünü dikmişti. Bayern Münih ile beraber Şampiyonlar Ligi kazanamamasından dolayı-göreceli olarak-başarısız addedilen Guardiola da farklı bir ülke ve başarıya aç bir takım arayışındaydı. İki tarafın yolları kesişti ve Guardiola Münih’ten ayrılıp Manchester’ın yolunu tuttu.
Maç öncesinde durumlara bakılınca; geçirdiği zaman itibariyle Klopp, Liverpool içerisinde kendi mantalitesini biraz daha oturtmuş gözüküyordu. Guardiola ise yeni takımına ve Premier Lig’e alışma dönemindeydi. Maçın hemen başında gelen Wijnaldum’un sürpriz kafa golü ise zaferi Liverpool’a ve Klopp’a getirmişti.
https://www.youtube.com/watch?v=vCLeWVjzQC4
5) Liverpool – Manchester City, İngiltere Premier Ligi, Ocak 2018: 4-3
Klopp’un zaferle ayrıldığı bu son randevu, iki teknik direktörün karşı karşıya geldikleri maçlardan belki de en keyiflisi oldu.
Guardiola otuz maçlık bir yenilmezlik serisiyle Anfield’a geliyordu. Manchester City, ligde en yakın takipçisi ve azılı rakibi Manchester United ile puan farkını on beşe kadar çıkarmıştı. Liverpool da Klopp döneminin en iyi performansını sergiliyordu. Özellikle sezon başında Roma’dan gelen Mohamed Salah takımı bambaşka bir seviyeye taşımıştı. Salah’ın Mane, Firmino ve Coutinho ile yakaladığı müthiş uyum, Klopp’un öngördüğü hücum mentalitesiyle birleşmiş ve Liverpool ligin en tehlikeli ön hatlarından birine dönüşmüştü.
Maçtan önce, Barcelona’nın Coutinho transferini bitirmesiyle akıllara şu soru düşüyordu: “Acaba bu güzel uyum kaybolur mu?”. 90 dakika ise bu soruya şimdilik bir cevap niteliğindeydi. Oxlade-Chamberlain’in hücumdaki ve Robertson’ın savunmadaki performansları, Klopp’ün alışılageldik tam saha karşı pres ve dikine oyun anlayışıyla birleşince Liverpool rakibini ekarte etmeyi becerebildi. Üzerine bir de City savunmasının dikkatsizlikleri ve Liverpool’un klasikleşmiş “son dakika gerilimleri” eklenince sahada soluksuz izlenen bir maç ortaya çıktı. Agüero’nun uzatmalardaki pozisyonu değerlendirememesiyle, Klopp hem City’nin yenilmezlik serisini sona erdirirken, hem de Guardiola karşısındaki karnesine bir çentik daha atmış oldu.
https://www.youtube.com/watch?v=okMglygVKSg
Yazan: Gökhan Önder Aksu