İki sürpriz (hem de biri ne sürpriz!), iki ziyadesiyle beklenen sonuçla kapattık Wild Card turunu. Lâfı hiç uzatmadan önce geride bıraktığımız maçları hatırlayalım, sonra da bu haftanın analizini yapalım.
WILD CARD MAÇLARI ve ÖNE ÇIKAN ANLARI/GELİŞMELERİ
Kansas City Chiefs 21 – 22 Tennessee Titans
Bu maçı genel inanışa göre Güneş Tecelli, bir rivayete göre de Kemal Deniz anlatmalı ve Chiefs taraftarı gözünden o meşhur lâfını tekrar etmeliydi. Vay be. Devre arasına 21-3 önde giden bir takım, koca bir ikinci yarı boyunca nasıl bir saha golü bile yapamaz ve içe doğru patlar görmüş olduk. Son dönemin meşhur “hold my beer” (biramı tut) meme’ini düşünüyor insan ister istemez Andy Reid’in Baltimore Ravens’a yaptığı nispeti görünce. İki ligin birleştiği “Super Bowl dönemi”nde Play-off’larda devreye 18 sayı önde giren 71 takımdan maçı kaybetmiş olanların sayısı sadece 4 (dört), ve bunların ikisi Reid’in çalıştırdığı Kansas City! Evinde oynadığı son 6 Play-off maçının 6’sını da kaybetti! Gerçekten böyle bir kaybedenlik müessesesi görülmedi, haftasonu sezonu galibiyetsiz kapatmış olmalarını bir resmigeçitle kutlamış olan Cleveland Browns taraftarları bu takıma bakıp “neyse biz en azından hiç ümitlenmiyoruz” diye teselli bulmakta olabilir.
Peki ne oldu da bu oldu? Chiefs için ters gidebilecek her şey ters gitti, üzerine biraz da kendileri ettiler ve kendileri buldular. Biz Türkiye liglerinden alışığız ama NFL’de bir hakemin kötü yönettiği maçtan sonra 24 saat içinde düdüğünü astığına ilk defa şahit oldum. Jeff Triplette’in, Marcus Mariota’nın yere çalınıp topu elinden kaçırdığı bu pozisyonu “oyun ileri akmayı bırakmıştı” diye düdük öttürerek kesmek suretiyle Chiefs’in olası touchdown’ını yemesi, üzerine Titans’ın bu akından 3 puan çıkarması talihsizlikti. Keza Mariota’nın NFL tarihinde ikinci defa kendi kendine pas vererek yaptığı touchdown’ın neden geçerli olduğunu açıklarken de yanlış bir şeyler söyledi. Ama ihaleyi hakeme bırakmak büyük haksızlık olur. Kansas City temsilcisi, ikinci yarıda sadece 20 hücum oyunu oynayabildi, ve de skor üstünlüğüne sahip olmasına rağmen zaman eritmek için topu koşucuları (RB) Kareem Hunt’a vermek yerine pas denemeyi tercih ettiler! Hunt sadece 5 defa taşıdı topu ikinci yarıda, maç boyunca da bu sayı 11’de kaldı. Ki Hunt yarda alamıyor gibi bir durum da yoktu, deneme başına 3.82 yarda kötü bir sayı değil. Ama aslında Chiefs için işler ters gitmeye, iç açıkları (TE) Travis Kelce’nin beyin travması geçirerek oyundan çıkmasıyla başladı diyebiliriz. Kelce’nin pası rahat tutacağı bazı iç açık oyunlarından eli boş döndü Chiefs ikinci yarıda. Sene boyunca neredeyse mükemmel bir vuruş performansı sergilemiş ve de soyadından mütevellit Buttkicker (kıç tekmeleyici) lakabını almış Harrison Butker, 48 yardadan topu direğe nişanladı –ki kabul edelim bu da bir başarı-. Mariota’ya kritik bir anda adeta yürüyerek 17 yarda alma şansı verdiler. Ve de başarısızlık hâlinde Chiefs’in bir akın daha gerçekleştirebilmek için son şansı elde edeceği Titans hücumunda, Mariota Kevin Garnettmişçesine bir perdeleme yaptı Derrick Henry için.
Kansas City gene Play-offlardan elenmekle kalmadı, Alex Smith de muhtemelen Chiefs formasını, en azından ilk 11 için, son defa sırtına geçirdi zira kendisi takas adayı hâline geldi. Sezonun sonlarına doğru hücumda ipleri eline alarak Chiefs’in yeniden doğmasına yardımcı olan hücum koordinatörü Matt Nagy de –bu maç özelinde sorumluluğun yüzde kaçının ona ait olduğu şüpheli nazarımda- Chicago Bears’in yeni başantrenörü oldu. Başantrenör Andy Reid de seneye kime eleneceğinin hayallerini kurmaktadır herhalde.
Los Angeles Rams 13 – 26 Atlanta Falcons
Titans’ın yaptığından sonra bu maçın aşırı şaşırtıcı olması epey düşük ihtimaldi Falcons Play-off’larda tecrübenin, yahut tecrübesizliğin hiç azımsanmaması gereken bir faktör olduğunu tekrardan gösterdi. Normal sezonda ortalama yarda açısından bakınca en iyi kontracı (returner) olmuş, 78 denemesinde topu sadece bir defa kaybetmiş 22 yaşındaki Rams oyuncusu Pharoh Cooper, maçta iki top kaybına sebebiyet vermekle kalmayıp bir üçüncüde de zar zor hakim oldu degaja ve durumu kurtarmaya harcadığı vakit Rams için en önemli hücumlardan birinin dezavantajlı bir noktadan başlamasına sebebiyet verdi. İlk çeyrekte gerçekleşen bu iki top kaybı, maça ilk iki akınından üç hakta pes (three and out) ile dönen Falcons’a avantajlı saha pozisyonu ve neredeyse bedavadan 10 sayı olarak döndü. Maç bittiğinde Falcons’ın bu üst üste bulduğu hücum fırsatları sayesinde topa toplam 37 dakika 35 saniye sahip olmuş olması, savunmasının diri kalması, Rams’in daha çok pas oyunu tercih etmeye zorlanması vs. gibi işine yarayacak gelişmelere yol açtı. Rams’in mezarına son çiviyi çakan gelişme ise Mohamed Sanu’nun hazırladığı yemeğe tam kıvamında tuz biber eken Julio Jones touchdown’ı oldu. Burada farkın 13’e çıkması, Rams’in geri kalan her akınında saha golüyle yetinmek yerine skor yapamama pahasına touchdown kovalaması anlamına geldi. Nitekim yapamadılar da. Gene de şunu söylemek lâzım, Rams topa 14 dakika daha az sahip olmasına rağmen Falcons’dan daha çok hücum yardası topladı (361’e 322). O iki top kaybı olmasa, böylece takım biraz geç açılan Todd Gurley’den koşu oyununda daha çok istifade edebilme şansı bulsa (sezon ortalaması 18.6, bu maçta sadece 14 top taşıma!) farklı bir skordan bahsediyor olacaktık muhtemelen. Araba devrilince yol gösteren çok olur tabii, ama zaten çok fazla tecrübeli elemanı bulunmayan Rams’in sezonun son maçında as oyuncularını dinlendirmesi belki de hataydı ve onlar motoru ısındırana kadar atı alan Los Angeles’ı geçti. Tabii Atlanta’nın iki konuda hakkını teslim edelim; geçen haftaki yazıda da belirttiğim gibi, sezona vasat başladığı için hafifsenen fakat son haftalarda canavar gibi bir performans göstermiş savunması gene Rams’in hücum opsiyonlarını kısıtlamayı bildi (Deion Jones’un ismini tekrardan telaffuz etmek şart) ve de topa hakim olup Rams’i yıpratma planını neredeyse kusursuz icra ettiler. 3. çeyrekte 26 hücum oyunu oynayıp Rams’e tam 13 dakika 7 saniye boyunca top göstermediler! Bu inanılmaz bir süre.
Falcons, daha önce 2012 Ravens, 2011 New York Giants, 2010 Green Bay Packers örneklerinde gördüğümüz gibi potansiyeli olsa da sezonu çalkantılı geçen ama tam doğru zamanda formunu bulan takım olabilir bu sezon. Los Angeles temsilcisininse önünde başarı potansiyeliyle dolu uzun seneler var, bu sene çok doğru tohumlar ektiler.
Jacksonville Jaguars 10 – 3 Buffalo Bills
Sene olmuş 2017, Blake Bortles ve Tyrod Taylor Play-off maçı oynuyor kardeşim! İki oyun kurucu toplam 211 pas yardası atabildi. Toplam! Mariota haricinde (ki o da 205 yani az değil) her bir oyun kurucu daha fazla pas yardası aldı bu hafta sonu. Bir sonraki maçın oyun kurucuları Cam Newton ve Drew Brees’in toplam 725 yarda gittiğini düşünürsek, bu maçı izleyenlerin parasını, vaktini her şeyini geri istemesi epey haklı olur.
Jaguars’ın pas savunması gene etkileyiciydi. Blake Bortles paslarda bortlasa da, on defa koşarak 88 yarda kazandırdı takımına ki bu hem bu özelliğiyle bilinen Taylor’ın 7 denemede 27 yardasını, hem de Jaguars koşucusu Leonard Fournette’in 21 kerede 57 yardasını verimlilik açısından epey geride bıraktı. Tabii bu illa iyi haber değil, zira Bortles’ın Fournette’ten daha fazla koşu yardası aldığı bir maçı Jaguars’ın kazanabilmesi için rakibin 3 sayı falan atması gerekiyor işte. Play-off tarihinde oynanmış 471 maçın sadece 44’ünde (%9.3) bir takım bu kadar düşük skor üretmiş.
İki şeyin altını çizip bu bahsi kapatıyorum: Jaguars’ın, 4. denemede de başarısız olup top kaybetme riskini göze alarak touchdown denemesi başarılı ve gerekli bir kumardı böylesine düşük skorlu bir maçta. O açıdan tebrik ediyorum kendilerini. Bills için ise çok ilginç bir ilahî adalet tecelli etti. Sezonun 11. haftasında tartışmalı bir şekilde Taylor’u yedek bırakıp oyun kurucu mevkiinde Nathan Peterman’ı maça başlatan, fakat kendisinin ilk yarıda 14 denemesinin 5’inde pası kaptırmasının akabinde deneyi kısa kesen ve böylece dalga unsuru olan Bills’in sezonu, Tyrod Taylor’ın beyin sarsıntısı geçirerek oyun dışı kalmasından ötürü Peterman’ın eline bakar hâle geldi. Peterman oyuna girdi, 4. hakta 3 yardadan fazlasını giderek akını canlı tuttu (sonunda topu kaptırır gibi olsa da), sonra başarılı bir pas verip “acaba tarihe mi geçecek?” derken önce “topu kasıtlı yere atma” cezası yedi ve takımına 10 saniye artı 15 yardaya mal oldu (yere kapansa ne böyle süre ne yarda kaybı olacaktı), sonra da tabii ki pas kaptırdı. Sezonu 52 denemede 6 pas kaptırmayla bitirmiş başka bir oyuncu yok. Helal olsun sana Peterman, gerçek bir efsane oldun.
Bu mağlubiyet, aynı zamanda Bills hücum koordinatörü Rick Dennison’ı da işinden etti ben bu yazıyı kaleme alırken.
New Orleans Saints 31 – 26 Carolina Panthers
Bu maçın analizinde Panthers için birincil başarı koşulunu Cam Newton’ın çok iyi gününde olması olarak belirtmiştim. Nitekim Newton 24/40 pas isabetiyle 349 yarda kazandırıp 2 de touchdown pası attı, koşularıyla 37 yardalık bir katkı da yaptı; bir diğer koşul olan Saints koşu hücumunun teklemesi de harfiyen gerçekleşti (20 denemede 46 yarda!) Peki n’oldu? Maç Saints adına düşük skorlu geçmedi, çünkü Michael “tehlike anında camı kırınız” Thomas kendisine atılan 9 pasın 8’ini yakalayıp 131 yarda aldı! Drew Brees’in 23/33 pas isabeti de Saints’in epey işine yaradı elbet.
Gene de maçın iki kırılma anından biri belki de ilk çeyrekte gerçekleşti diyebiliriz. Graham Gano, 25 yardalık saha golü denemesini kaçırdı, bunu takip eden Saints hücumunun ikinci oyununda eski Panther Ted Ginn Jr. 80 yardalık touchdown’a uzandı. Maç saatinin sadece 9 saniyelik diliminde gerçekleşen bu 10 sayılık savruluş, Panthers’ın işlerini epey zorlaştırdı. Bir diğer kırılma anıysa son çeyrekte, Panthers oyuncusu Mike Adams’ın Brees’in pasını içgüdüsel olarak kapmasıyla –ki kapmadı diye de yorumlanabilir aslında pozisyon, hafta sonunun bir diğer tartışmalı kararı buydu- gerçekleşti, zira topu sadece yere tokatlasa 20 yard daha ileride sahip olacaktı Panthers topa. Zaten pozisyondan sonra hakeme “yok valla kapmadı” diye itiraz edenin Panthers oyuncusu olması durumun trajikomikliğini yeterince anlatıyor herhalde.
Maçın yüksek futbol kalitesinin haricinde iki ilginç hikâyesi daha vardı. Bunların ilki, Newton’ın –bence- geçirdiği ama geçirmemiş gibi yaptığı beyin sarsıntısı (4 maçta 3 çok önemli oyuncu böyle sakatlandı!) Şu görüntüleri veren Newton’ın yere düşmesinin sebebi önce kaskındaki vizörün gözüne batması olarak açıklandı, sonra Panthers başantrenörü Ron Rivera Newton’ın yerine girecek olan oyun kurucu Derek Anderson zaman kazansın diye yere düştüğünü söyledi. Buna inanmayan bir sürü insan oldu ama zaten NFL’in daha yeni değiştirdiği protokolüne göre kafaya aldığı darbeden sonra yere düşen oyuncu soyunma odasına gitmeli. Birkaç hafta önce icat ettiğiniz yeni kurala da bir zahmet uyun be birader, tamam çok umurunuzda değil oyuncuların beyin sağlığı ama biraz çaba, biraz!
Diğer hikâye ise bir Coen kardeşler filmi, olmadı bir Seinfeld bölümü gibi. Saints savunma oyuncusu Tony McDaniel’a maç esnasında hamile olan karısının doğum sancılarının başladığı haberi veriliyor, McDaniel maçtan ayrılmamayı tercih ediyor. Fakat sonraki pozisyonların birinde sol bacağından sakatlanıyor ve sezonu kapıyor. Futbol tanrıları onu çocuğunun doğumuna gitmediği için cezalandırdı diyebilirdik belki ama karısı da zaten doğum yapmıyormuş, gıda zehirlenmesi geçirmiş meğer. Neyse artık bu tür etik ikilemler yaşamasına gerek kalmayacak.
Bu maç da iki kişiyi koltuğundan etti; Panthers hücum koordinatörü Mike Shula ve oyun kurucu koçu Ken Dorsey Salı günü kovuldular.
HAFTANIN ANALİZ/TAHMİNLERİ
Atlanta Falcons – Philadelphia Eagles
Falcons niye favori?: 6. sıradan Play-offlara kalan takımın 1. sıradan kalan takım karşısında 3 sayıyla favori gösterilmesi tarihî bir durum. Şimdiye kadar sadece 5 ev sahibi takım çeyrek finalde favori gösterilmemiş, fakat bunların hepsi konferanslarını 2. sırada bitiren takımlarmış. Eagles’ın böyle hakir görülmesinin sebebi belli: Nick Foles’un hiç ama hiç umut vermeyen performansı. (Gerçi RB Jay Ajayi buna katılmıyor: “İşte Amerika’da ters giden şey tam da bu!”) Carson Wentz ve Foles arasındaki en büyük fark, 3. haklarda (third down) gösterdikleri performans.
Şimdi uzun ama çok önemli bir istatistik sunacağım, bunu başka yerde bulamazsınız (ya da bulursunuz ama ben boşuna vakit kaybettim, neyse): Ligde normal sezonda oynanan bütün maçlarda takımların 3. haklarında gitmeleri gereken mesafe %29.1 defa 7-10 yarda arasıydı. Bu yüzde, Wentz’in önderliğindeki Eagles için %34.6! Ama Eagles hücum planı işleri böylesine zorlaştırsa da sorun değil, zira ligin ortalaması bu senaryoda 7.3 yarda gitmek zorunda, 5.41 yarda gidebiliyor ve de %38.1 oranında yeniden 1. oyun hakkı kazanıyor (first down conversion); Wentz’in rakamları ise çılgınlık: 7.64 yarda gitme zorunluluğu var, 8.50 yarda alıyor ve de başarı oranı %49.7! (Kendisine en çok yaklaşabilen QB Jimmy Garoppolo %48.4 ile) Peki yedeği Foles’un performansı nasıl? 34 defa (%28.6) bu senaryo başına gelmiş, 8.03 yarda gitmesi gerekmiş, 1.76 yarda gidebilmiş ve başarı oranı sadece ama sadece %20.6. İşte Eagles hücumunun teklemesinin en büyük sebebi bu, ve de ligin ikinci yarısından beri yükselen bir savunma performansı gösteren Atlanta’ya karşı bu istatistiğin birden düzelmesini beklemek için pek bir sebep yok.
Falcons ayrıca Rams karşısında iki şeyi kanıtladı: Hücum yıldızları şapkadan tavşan çıkarma potansiyeline sahip her ne kadar geçen seneye kıyasla hayal kırıklığı yaratan bir sezon yaşasalar da, ve de ligin en iyi zaman öldüren hücumlarından biri olarak üstünlüğü ele alırsa rakibi pas oyununa mecbur kılma konusunda iyiler. Eagles’ın Foles önderliğinde pas atmaya mecbur kalma ihtimali uyku kaçırıcı düzeyde Philadelphialı taraftarlar için. Eagles Rams’den farklı olarak topa sahip olma konusunda lig 21.si değil 1.si, bu iyi haber olabilirdi lâkin Wentz’siz son 3 maçtaki epey düşük ortalamaları onları 20. sıraya geriletiyor, ki gene başa dönmüş oluyoruz. Wentzsiz Eagles başka bir takım.
Eagles nasıl kazanır?: Savunma, savunma ve savunma. Wentz sakatlığı, Eagles’ın rakiplerini 3 hakta pes etmeye zorlama konusunda ligin en iyi takımlarından biri olduğu gerçeğini değiştirmemekte. Ve de Rams savunmasından farklı olarak, koşu oyunu gibi Falcons’ın bariz bir şekilde eşleşme güçlüğü yaratacağı zaafları da mevcut değil; hatta bilakis Falcons hücumunun en etkili silahı olan ilk iki dış açığa (WR) paslar ve koşucular konusunda sırasıyla 7., 1. ve 3. sırada. (Rams için bu sırasıyla 12., 4., 22. idi) Eğer Eagles, Rams’in yapamadığını –ama saçma top kayıpları yaşaması rahatlıkla yapabileceğini- yapıp maçı düşük skorda tutarsa, saha golleriyle dahi olsa üstünlük yaşayabilir.
Bir de psikolojik unsurları hafife almamak lâzım: Eagles şimdiye kadar Playofflarda 3 defa ev sahibi olmasına rağmen favori gösterilmemiş, ve bu 3 maçın üçünü de kazanmış. Zaten gayet iyi olan, dinlenmiş ve de ekstra bilenmiş bir savunma; “bay geçilen hafta hücumu soğutmuş mudur” endişesinin söz konusu olmaması –zaten hücum soğuk, kazanırlarsa savunmayla kazanacaklar- vs. maçı Eagles’a getirebilir. Bir de şunu unutmamak lâzım; Nick Foles bir Tom Savage, ya da bir Deshone Kizer değil; evet, çok dalgalı bir performans geçmişi var ama en azından tecrübeli, daha önce buralarda bulunmuş ve de iyi oynadı mı cidden iyi oynayan bir oyun kurucu.
Tahmin: Geçen hafta Atlanta’nın maçı nasıl kazanacağını harfiyen analiz etmiş, fakat Rams’i seçmiştim. Evet, geçen haftakı galibiyet belki çok tatminkâr değildi fakat Eagles’ın hücumunun Wentzsiz hâlini göz ardı edebilmek mümkün değil. Eagles savunmayla kazanırsa helâl olsun, fakat elimizde hem savunma, hem de hücum anlamında daha komple bir takım varken onu seçmek gerekir. Falcons -3.
New England Patriots – Tennessee Titans
Patriots neden favori?: Biliyorum, bu soruyu retorik olarak soruyorum ama yani… Çünkü Chiefs değiller ve başlarında Andy Reid yok desem? Titans savunmasının en zayıf olduğu noktalar iç açıklara, ikincil dış açıklara ve de koşuculara atılan paslar; ve de geçen hafta sakatlanana kadar Kelce (4/4, 66 yarda, 1 touchdown), ve de WR Demarcus Robinson (4/4, 57 yarda, 1 touchdown) nakış gibi işliyordu Titans’ın bu zaafını. Kareem Hunt’ı daha fazla pasla buluşturabilirlerdi belki, fakat ikinci yarıdaki total çöküşün bir benzerini Patriots’ın yaşaması zor olduğundan bu maçta Dion Lewis de (hatta rotasyona gidilirse James White, Rex Burkhead) çok güzel istatistikler yakalayacaktır. Bu arada Lewis demişken, evet, ağızları açık bırakan özet görüntüler vermiyor bir Alvin Kamara vs. gibi ama sessiz sakin sezonun en iyi koşucusu oldu aldığı yardaların değeri açısından. Topu hiç kaybetmemesi, pas oyunu perdelemelerinin başarısı, darbe aldıktan sonra topu taşımaya devam etme konusundaki yeteneği… Evet, Titans’ın koşu savunması en iyi yanları belki ama Patriots’ın bu alandaki kadro derinliği de senelerdir ilk defa bu kadar etkileyici. Zaten derin toplarda Patriots hücumuna ilaç gibi gelmiş Brandin Cooks, sakatlıktan dönecek olan güvenilir Chris Hogan, pek tabii ki Rob Gronkowski… Çok fazla hücum silahı var Patriots’ın, ve de Titans savunmasının bu kadar derinlikle baş edecek dermanı var mı emin değilim.
Ayrıca istatistikleri bir kenara koyarsak; Bill Belichick’in koçluğu Titans başantrenörü Mike Mularkey’den çok daha ileride. Savunma koordinatörü Matt Patricia ile birlikte takımına şimdiden Titans’ın hücumunun en büyük silahı olan kandırmacalı pas oyunlarına dair bütün tüyoları ezberletmiştir, ki öyle çok renkli hücum setleri oynayan bir takım da değil Tennessee ekibi. Ayrıca malum ESPN makalesi tadındaki söylentilerin Patriots camiasına tarihî olarak yaptığı doping etkisini de düşünürsek Patriots’ın bu maçı alması gerekiyor.
Titans nasıl kazanır? Patriots’ın en sevmediği rakip türü hareketli oyun kurucular. Cam Newton olsun, Deshaun Watson olsun, Tyrod Taylor olsun hep beklenmedik sorunlar yaratabilen tipte oyuncular oldular Patriots için. Eğer Patriots savunması tembel bir gününde olursa, ve Mariota’nın şoke edici bir şekilde kazandığı yardalar Titans’a skor üstünlüğü sağlarsa, skoru düşük tutup oyunu uzatma konusunda yetenekli bir takım olan Tennessee temsilcisi üst üste iki sürpriz yapabilir. Ayrıca akla Patriots taraftarlarının unutmak istediği 14. hafta Miami Dolphins maçı gelecektir; o gün RB Kenyan Drake efsane bir performansa imza atmıştı. Derrick Henry’nin Drake’ten daha cüsseli olduğunu düşünürsek Titans’ın tırtıklaya tırtıklaya hücum etme ihtimali de az değil hiç. Son olarak, Patriots takımının hücum koruma hattı, pas baskısına karşı vasat performans göstermiş bir takım. Geçen hafta Alex Smith’i 4 defa yere çalan Titans ön yedilisi, benzer bir performansı hakkında soru işaretleri her daim var olan Patriots hücum koruma hattına karşı da gösterebilir. Her şeyin iki maç üst üste Titans için mükemmel şekilde yolunda gitmesi düşük ihtimal, fakat tamamen göz ardı edilecek bir ihtimal değil.
Tahmin: Patriots bu tür bariz güç farkının olduğu Play-off maçlarında kötü oynasa dahi bir şekilde farklı skor elde etmeyi başarıyor (geçen sene Houston Texans 34-16, üç sene önce Indianapolis Colts 45-7, Tim Tebowlu Denver 45-10 vs.) Evet, Titans’ın skoru yakın tutma ihtimali var ama “hangi tarafı seçersen maçın başlamasına 2 dakika kala strese girersin?” testini yapınca makul tercihin Patriots -13.5 olduğu ortaya çıkıyor.
Pittsburgh Steelers – Jacksonville Jaguars:
Steelers neden favori?: Jaguars – Bills maçının izlenimlerini okuyup buraya geldiyseniz sorunun cevabını zaten biliyorsunuz. Gene de tekrarlayalım, çünkü Bortles muhtemelen bortlayacak. Evet, 5. haftada oynanan maçta Roethlisberger tam 5 pas kaptırınca Jaguars şok bir farklı galibiyet almıştı fakat hem Big Ben sezon ilerledikçe form grafiğini yükseltti, hem de papaz her gün pilav yemez. LeSean McCoy sakat sakat oynadığı hesaba katılırsa epey işlevsel bir performans sergilemişti zayıf Jaguars koşu savunmasına karşı geçen hafta; bu hafta rakip daha da iyi olan Le’Veon Bell. Jaguars pas savunmasının nispeten zayıf noktası olan koşuculara atılan paslar konusunda da Buffalo ekibinin pek etkili bir silahı yokken Steelers gene Le’Veon Bell’e sahip. Ayrıca Antonio Brown, JuJu Smith-Schuster ve hatta Martavs Bryant gibi her daim skor üretebilecek yetenekte bir dış açık ekibi de sahada olacak. Gene Steelers koşu savunması konusunda DVOA’ya göre neredeyse lig sonuncusu olan Bills’den de daha iyi bir konumda. Eğer Steelers 5. haftanın intikam ateşine kendini kaptırmaz, temkinli ama kendinden emin bir hücum ile gereksiz top kayıpları yapmaktan imtina ederse rahat bir galibiyete ulaşır.
Jaguars nasıl kazanır? Peki ya Steelers’ın asları, 2 haftalık dinlenme sürecinin üstüne maça soğuk başlarsa/laçka bir oyun sergilerse? Big Ben gene erken bir top kaybı yapar ve de garip bir skor oluşursa? İşte o zaman işler ciddi anlamda karışabilir. Jaguars ilk sayıyı kaydettiği 11 karşılaşmanın 9’undan galibiyetle ayrılmışken ilk sayıyı rakibin kaydettiği 5 maçtansa sadece 1 galibiyet çıkarabilmiş durumda. Bu istatistik, defansif hüviyeti ön plana çıkan, baskı altındaki pas oyunu konusunda çok ciddi soru işaretleri barındıran bir oyun kurucu tarafından idare edilen bir takım için hiç şaşırtıcı değil aslında. (Kıyas olsun diye, gene sezonu Jaguars gibi 10 galibiyetle tamamlamış olan Falcons, ilk sayıyı rakibin bulduğu 6 maçın 4’ünden galibiyetle ayrılmış durumda mesela. Yani sadece az sayıda maç olmasından kaynaklanan bir korelasyon tesadüfü değil bu illa.)
Bahsi geçmişken, Steelers savunması Falcons’ın tam tersi bir gidişat göstermekte: Ryan Shazier ve Joe Haden gibi savunma için önemli isimlerin yaşadıkları sakatlıklar, o çetin Steelers savunmasını epey yumuşatmış durumda. İlk 10 maçta rakiplerine maç başına 16.5 sayı imkânı tanıyan savunma, Brett Hundley ve Deshone Kizer gibi oyun kuruculara da karşı oynadığı son 6 maçta bu sayıyı 23.8’e kadar çıkardı. Jaguars’u umutlandıracak bir diğer istatistik ise tehlikeli bölgeden bulunan skorlara dair. Jaguars o bölgeye geldiğinde %64.71 ihtimalle touchdown buluyor, fakat rakiplerine sadece %37.93 oranında touchdown imkânı veriyor. Steelers’ın sayı bulma oranı %50.79 iken verme oranı ise %61.54. Eğer oyunun dinamikleri garip bir şekilde gelişir ve de avantajlı saha pozisyonuna sahip olan takım Jaguars olursa oradan da beklenmedik skorlar üretebilecek potansiyeli mevcut.
Tahmin: İlk skoru kimin yaptığı bilinene kadar uzak durulması gereken bir maç. Ben şahsen beklentilerin aksine iki takımın şansını yakın görüyorum, bunun sebebi ilk sayıyı kimin bulacağı şansını da neredeyse eşit görmem bir yerde. O yüzden Jaguars +7 gayet uygun bir seçenek. Fakat Steelers maça sayıyla başlarsa handikap -10 olsa bile o noktada tercih değiştirme hakkını saklı tutmak şart.
https://www.youtube.com/watch?v=02p-8Q8lXho
Minnesota Vikings – New Orleans Saints
Vikings neden favori? Haftanın en güzel maçı en son oynanacak gene, ve de sezon boyu yaşadıkları ciddi sakatlıklara karşın yıkılmayan Minnesota ekibi, tarihte kendi evinde Super Bowl oynayan ilk takım olma yolunda belki de en zorlu engeli aşmaya çalışacak. Geçen hafta Panthers son hücuma kadar Saints’i zorlamıştı, hatta yukarıda da anlattığım pas kapma hatasını [imla hatası değil] yapmasa ya da Devon Funchess Newton’ın güzel pasını yakalasa belki de yenecekti. Vikings defansı, işte o Panthers defansından hemen her konuda daha iyi, o yüzden Saints’in gene 30+ sayı bulma ihtimali daha düşük; bununla birlikte Vikings’in pas hücumu Panthers’la kıyaslanamaz derecede daha iyi. QB Case Keenum’ın beklentileri tamamen tepetaklak eden performansının en önemli niteliği, kendisinin yere çalınmaktan en iyi kurtulan oyun kurucu olması. Sadece bu değil, baskı altındayken pas isabeti bulma konusunda da ligin en iyisi durumda %55.7’lik isabet oranı ile. Bu maç özellikle Saints’in başarılı çaylak dış açık savunucusu Marshon Lattimore’un savunmadığı Vikings WR’ının (muhtemelen Stefon Diggs) parladığı bir maç olabilir.
Vikings’in biraz rahatlamasını sağlayacak bir diğer veri, bu sezon Saints’in rakiplerine uzun bir süre korku salan fakat birkaç haftadır ciddi bir duraksama geçiren koşu oyununun Panthers karşısında da pek varlık gösterememesi olacaktır. Mark Ingram 9 denemede 22, Kamara ise 10 denemede 23 yarda gidebildi sadece. Eğer Saints Vikings karşısında da tek yönlü bir hücum ile başarıya ulaşmaya çalışırsa o yolun daha dikenli olacağı muhakkak. Bu endişelere Vikings’in ligin en başarılı 3. hak savunmacısı takımı olduğunu da eklersek 5 sayıyla favori olması epey normal bir hâl alır sanırım.
Saints nasıl kazanır? Koşu oyununu geri hatırlamak zorunda Saints, zira Panthers gibi vasat bir dış açık savunma timi bulmayacak karşısında bu sefer. Eğer Kamara ve Ingram ikilisi tehdit yaratamazsa, Brees’in 500 pas yardası alması gerekebilir takımı adına. Evet, sezonun ilk haftasındaki maçta Vikings’in oyun kurucusu Sam Bradford, koşucusu ise Dalvin Cook’tu ve iki oyuncu da aylardır sakat, fakat o ilk maçtan şu istatistik önemli: Kamara 11 denemede 38 yarda gidebilmişti sadece, ve de skor 29-19 Vikings lehine olmuştu. Vikings 30 sayı barajını geçmeyi çok seven bir ekip değil ama Saints’in 20’li skorlarda kalmaması çok önemli galibiyete uzanabilmesi adına. Koşu oyunu eski hâline döndüğü anda, Saints’in bu çok yönlü hücumunun karşısında en iyi savunmalar bile ciddi sayılar vermek durumunda kalır.
Saints’in galibiyet için bir rotası daha var eğer A planı çalışmazsa; savunmada çok büyük bir efor sarf etmek. Evet, koşu savunması çok iyi değil Saints takımının, lâkin Vikings’in de koşu hücumunun aman aman iyi olduğunu söylemek mümkün değil. Bu güç denkliğinde, eğer pas savunması efsanevi bir performans gösterirse ve de maçın son çeyreğine yakın bir skorla girilirse eğer, Case Keenum her ne kadar bu sene harika bir performans sergilemişse de bu tecrübesiz ve hata yapmaya en azından Brees’den daha yatkın hâli maçı az bir sayıyla Saints’e getirebilir.
Tahmin: Maçı bence Vikings kazanacak. Fakat Minnesota temsilcisi lehine farklı bir skor öngörmek çok kolay değil. Los Angeles Rams sendromu sergilemeleri ihtimal dahilinde, ve de Keenum’un kariyerinin en önemli maçında baskıyı kaldıramama olasılığı hiç az değil. Öte yandan Vikings savunmasının etkileyiciliği, ve de Saints’in gene 19 sayıda kalma ihtimali de hiç az değil. Gene de o Saints savunması artık mazide kaldı, o yüzden Saints’in sayı kanalları tıkansa bile Vikings’i de benzer bir düzeyde tutabilirler belki. Saints +5.