Beşiktaş, ara transfer döneminde forvet rotasyonunu neredeyse tamamen yeniledi. Sezon başından beri ortaya koyduğu istisnai performansla yıldız etiketli Alvaro Negredo’nun önünde birinci santrfor olan Cenk Tosun, Everton’ın yolunu tutarken Negredo biraz gecikmeli de olsa ilk tercih hâline geldi. Son şampiyon, İspanyol golcünün arkasını iki transferle doldurdu. Bu isimlerden ilki hem Avrupa futbolunda hem de Türkiye’de Aytemiz Alanyaspor formasıyla rüştünü ispat etmiş Vagner Love. Güney temsilcisinde bir buçuk sezonda 33 gol gibi oldukça dolgun bir gol miktarına ulaşan Brezilyalı, kenardaki acil durum kiti olmaya hazır.
Kadroya katılan diğer isimse, geçtiğimiz transfer dönemlerinde de Beşiktaş’la anılan 22 yaşındaki Cyle Larin. Üç sezondur Birleşik Devletler ve Kanada’nın en üst seviye ligi MLS’te (Majör Lig) Orlando City forması giyen 1.88’lik golcüyü, geçtiğimiz yıllarda ülkemizdeki yayıncısı Eurosport’ta bolca anlatma fırsatı buldum. Lafı uzatmadan sırasıyla Larin’in saha içindeki oyun tarzını, geçen yıl saha dışında yaşadığı sorunları ve Beşiktaş’ın ondan ne beklemesi gerektiğini irdeleyelim.
Bitirici & Hava Toplarında Etkili
Cyle Larin, Connecticut Huskies’de geçen iki yıllık üniversite kariyerinin ardından, ABD’deki diğer profesyonel liglerde olduğu gibi Draft(Oyuncu seçmeleri) yoluyla 2015’te MLS’in yolunu tuttu. Aslında kolejdeki ilk yılının ardından da Draft’a girmesi bekleniyor ve üst sıralarda seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu ama Larin ikinci sezonunu da Connecticut’ta geçirdi ve 2015’te Draft’in ilk sırasında Orlando City’nin yolunu tuttu.
MLS’te lige yeni katılan birçok takımda gördüğümüz gibi Orlando City de yıldız bir isimle taraftar ilgisini artırmayı seçti ve Larin’in arkasına Kaka’yı transfer etti. Avrupa kıtası için Kaka’nın 32-33 yaşındaki hâli yetersiz gibi görünebilir ama seviyenin daha düşük olduğu MLS için Brezilyalının hâlâ verebileceği çok şey vardı. Kaka’nın varlığından da faydalanan Larin beklentilerin üzerine çıkarak ilk sezonunda oynadığı 27 maçta 17 gol attı. Bu gol miktarı aynı zamanda MLS tarihinde bir çaylak tarafından ulaşılan en fazla gol anlamına geliyordu. Hâl böyle olunca, bir yandan ulusal maçlar için Kanada kadrosuna da çağırılan Larin’in şöhreti büyümeye başladı.
Larin, takip eden sezonlarda yine çift haneli gol sayılarına ulaşsa da ilk sezonki etkiyi yinelemeyi başaramadı. Oyununun en güçlü yanı olarak gol vuruşlarını öne çıkarabiliriz. Ceza alanı içerisinde havadan ve yerden gayet iyi bir bitirici izlenimi verse de hücum yelpazesi çok geniş değil. Top sürme ve saklama konularında özellikle Beşiktaş’taki ilk döneminde ciddi sorun yaşadığını görebiliriz.
Larin’in gol sayılarından bahsederken gözden kaçırılmaması gereken önemli noktalardan biri de MLS’teki savunmaların seviyesi. MLS, Avrupa futboluna oranla savunma kalitesinin çok daha düşük olduğu bir lig. Basit hatalar, caydırıcı olmaktan uzak savunma oyuncuları ve kolay goller yiyen kaleciler, golcülerin işini kolaylaştırıyor. Birkaç örnek vermek gerekirse…
İkram:
Eşlik:
Sözün özü, Larin’in orada olduğu gibi burada da geldiği ilk günden golleri sıralamasını beklemek 22 yaşındaki isme haksızlık olur. Savunmaların sertliğine alışmaya, rakiplere direnmek için gücünü nasıl kullanacağını öğrenmeye ihtiyacı olacak.
Öte yandan savunma katkısı da Larin’in en zayıf yönlerinden biri. Top rakipteyken oyunda pek görünmeyen Larin’in seviye atlaması için belki de bir numaralı önceliği, savunmadayken de algılarını açık tutmak olacak. Savunma özverisinin düşük olmasının yanında, etrafındakileri beslemek konusunda da en cömert isimlerden biri değil Larin. Orlando’daki üç sezonunda toplam 6 asist yapan Kanadalı, topu ayağına aldığı anda çerçeveyi arayan bir isim ve bu alanda da eğitilmeye ihtiyacı var. Çevre görüşü, rakip eksiltmesi gelişime ihtiyaç duyduğu diğer alanlar.
Alkollü Araç Vakası
Cyle Larin, geçtiğimiz sezon saha içinde beklentilerin altında kalmıştı. Orlando City’nin yeni stadıyla birlikte play-off hedefiyle girdiği sezonu 12 golle kapatan Larin’in önüne, sezon ortasında ligin tecrübeli golcülerinden Dom Dwyer takas edilmişti. Bu transfer de Larin’in bazı maçlarda sahaya çıkmasına mani oldu. Larin için sahadaki performansının önüne geçen olay ise 14 Haziran gecesi gerçekleşti. Milli takım kampından dönen Larin, takımının kupa maçını tribünden takip ettikten sonra gittiği gece kulübünden sabah 5 civarında çıkıp arabasıyla ters yönde seyredince polis tarafından durduruldu. Yapılan testlerde yasal limitlerin iki katı alkole rastlanan Larin, geceyi nezarette geçirdikten sonra MLS’in bu tür durumlar için mecbur tuttuğu, içinde beş gün boyunca bağımlılığın zararlarını anlattıkları bir sağlık programını takip etmek zorunda kaldı. Ama bu prosedür ciddi bir alkol problemi olduğu için değil, MLS Yönetimi bu uygulamayı benzer durumdan muzdarip oyunculara mecbur tuttuğu için Larin’e uygulandı. Kanadalı da her fırsatta alkol problemi olmadığını söyledi ve o gecenin tek seferlik bir hata olduğunu savundu. Orlando Sentinel‘dan Alicia DelGallo’ya yaptığı açıklamada “Bu durumdan dersler çıkardım ve bir daha asla böyle bir şey yapmayacağım” demişti.
Alkollü araç kullanma haberleri tam da Kuzey Amerika’nın kıtasal milli takım turnuvası Gold Cup’a birkaç hafta kala ortaya çıkınca, Larin genç kariyerindeki en büyük hayal kırıklıklarından birini yaşadı ve Kanada kadrosundan çıkarıldı. Grup aşamasında oynamadıktan sonra eleme turu için yeniden kadroya çağırılıp çeyrek finalde Jamaika’ya elendikleri maça 11’de başlasa da turnuvada kendisini gösterebileceği önemli bir bölümü kaçırmış oldu.
Bu vakanın ardından Orlando City’de Larin’e olan ilgi de azaldı. Zaten ilk iki sezonundaki performans düşünüldüğünde, Larin’in şu an konuşulduğu gibi piyasanın çok altında rakamlarla yurt dışına transferi pek mümkün değildi. Bu anlamda Beşiktaş, Larin için de önemli bir fırsat. Atiba Hutchinson gibi bir mentor da etrafında olacakken yeniden kafasını sahaya verip potansiyeline ulaşmak için elinde altın bir şans var.
Tosun Yerine Değil Negredo Arkasına
Beşiktaş’ın, Cyle Larin’e uzun vadeli bir yatırım olarak bakması gerekiyor. Cenk Tosun gibi son dönemde takımı taşıyan isimlerden biri takımdan ayrılmışken, aynı mevkiye yapılan transferden beklentiler -özellikle taraftarlar arasında- biraz fazla olabilir. Burada gözden kaçırılmaması gereken konu; Beşiktaş’ta Cenk’in yerini alacak ismin artık uyum sürecini de tamamlamış Alvaro Negredo olacağı. Hele arkasında Vagner Love da varken, Larin’i sakatlık durumları haricinde manalı dakikalarda sahada sık göremeyebiliriz. Bu süreçte Şenol Güneş, gole ihtiyaç olan dakikalarda, oyun rakip ceza alanına yıkılmışken Larin’in hava topu ve son vuruş etkinliğini kullanmaya çalışacaktır. Bu yüzden en az ilk 1,5 sezon, Larin için bir gelişim eğrisi şeklinde geçecektir. Yıllardır bu alanda harika sınavlar vermiş Şenol Güneş’le çalışacak olması da Kanadalı için bir diğer önemli fırsat.
2014-2016 arasında gösterdiği potansiyel, Larin için böyle düşük bir maliyetin altına girmek için yeter de artar bile. İş ki Larin’e sabredilsin ve özellikle ilk aylarında kaybettiği her toptan ya da golden sonra homurtular yükselmesin. Beşiktaş bu transferle iyi bir yatırım yaptı ve düşük risk/yüksek beklenti çerçevesinde zarlarını attı. Düşeş gelip gelmeyeceğini kanıtlamak ise Larin’e kaldı.